Ghost Pirates of Vooju Island	
     	 			 			 Nurettin Tan
Yapım Autumn  Moon Entertainment | Dağıtım dtp entertainment | TürAdventure | Diğer  PlatformlarYokMonkey  Island serisinin bile günümüzde üç boyut  kazanarak çağdaşlaştığı şu günlerde, halen eski tarzda  “Icon Adventure” çıkarmak yürek ister. Yeni nesil, cam gibi grafiklere  alışık olduğu için, hem de online desteği  olmayan bu türde oyun çıkarmak deli işi  sayılır. En nihayetinde şu tarzdan vaktinde Day of the Tentacle, Indiana  Jones: The Fate of Atlantis, Sam & Max, Full Throttle, The Dig,  Simon the Sorcerer, Hand of Fate ve Amazon gibi klasiklerle büyümüş  bizim yaş haddi dolayısıyla çoğunun oyun dünyasından emekli olduğunu  düşünürseniz ne demek istediğimi anlarsınız. “Umarım oyun satar ve  Autumn Moon Entertainment da bu tür adventure oyunlarının devamını  getirir.” demekten başka bir dileğim yok. 
  Ghost Pirates of Vooju Island’a adımınızı atar atmaz Monkey Island  havasını soluyacaksınız. Vudu Büyüsü, Azurbbean Denizi adındaki hayali  bir mekanın ortasında bulunan tropik bir ada, zombiler, korsanlar ve  çizgi film gibi grafikler... Oyunun  atmosfer ve tarz olarak Monkey Island’a  benzemesi hiç itici gelmedi; çünkü hikayesiyle ondan tamamen ayrılıyor.  Adasına düşen korsanları zombiye çeviren kara büyücüye bedenlerini  kaptıran üç arkadaşın, büyü tamamlanıp büyücü bedenlerini tamamen köle  etmeden hayalet bedenleriyle onları kurtarmaya çalışmasıyla başlıyor  oyun. 

Oyunun arka plan  görüntüleri elle çizilmiş. Bu yüzden o eski macera oyunlarının havasını  ta ciğerlerinize çekiyorsunuz. Başka bir güzel noktaysa çok olmasa bile  emir komutlarının bulunması. Günümüzde çıkan çoğu macera oyununda  yakındığım en büyük sorunlardan biri olan karakterin bir nesne üstüne  tıklayarak bütün emirleri aynı anda veriyormuş havasının olmaması. Şöyle  açıklayayım: Diyelim ki bir eşya  gördünüz, Ghost Pirates’ta bunu inceleyebilir ya da kullanmaya  çalışabilirsiniz. Canlılar için bir emir daha ekleniyor, o da konuşma  komutu. Bu da bulmacaları daha kolay  çözmenizi engellediği gibi sizi eşyaları birbiri üzerinde kullanırken  düşünmeye zorluyor.
Üç karakter yönettiğimiz için her birinin  farklı özellikleri yüzünden birbirleri arasında iletişim  kurabiliyorlar. Örneğin; şişman vatandaş bir vudu simgesi gördüğünde  bunu anlayamıyor. Bu durumda eşya  çantamızı açıp eşyayı aldıktan sonra vudu büyücüsü olan Doc’un üzerine  eşyayı getirirseniz, bunun hakkında size ya yardımcı oluyor ya da eşya  hakkında detaylı bilgi veriyor. Karakterlerimizden biri vudu büyücüsü,  diğeri baya havalı bir hatun ki kendisi iyi bir hırsız, diğeriyse korsan  gemisinde aşçı olan şişman bir karakter. (İsmini hatırlayamadım,  tamam!) Birbirleriyle olan konuşmaları çok çeşitli ve bazen komik ama  zorlama espriler de yok değil. Karakterlerinizin korsan olduğunu,  dolayısıyla ağızlarının da biraz bozuk olduğunu eklemem lazım. Şişman  olanı saçma şeyler yaptığınızda resmen annenize sövüyor. 
Etrafta çok fazla eşya var. Bu yüzden  içinde bulunduğunuz sorun neyse etrafı iyice araştırmak zorunda  kalıyorsunuz. Bu da oyunun zorluk derecesini çok zor olmasa bile makul  bir dereceye getiriyor. Bazı noktalarda “Nasıl, nasıl!” diye  çıldırdığımı çok iyi biliyorum. Çantanıza her düşen eşyayı ise yanınızda  taşımıyorsunuz. Örneğin; koca bir kutuyu incelediğinizde resmi eşya  çantanızda görünüyor ama eğer karakter onu ortamdan kaldırmamış ve o  nesne halen mekanda görünüyor ise bunu fikir olarak  çantaya atmış diyebilirim. Yani şu anlama geliyor: O yerinde duran  nesneyi o noktada kullanacaksınız, onu aslında yanınızda taşımıyorsunuz.  
Oyunda çok basit hatalar da yok değil. Örneğin; karakterlerin arka  planda durması gereken bir objenin üzerinden yürümesi, yanlışlıkla  haritanın bir ucundan öbür ekrana geçmek için tıkladığınızda karakteri  durduramamamız ya da bir nesneyi incelemek için tıkladığınızda bunu  iptal edememeniz gibi diş kovuğunu doldurmayacak kadar ufak ayrıntılar.  Hiçbiri oyunun önüne geçecek ya da oyun  zevkinizin içine pisleyecek kadar göze batmıyor.

Doc ile oyunun  başlangıcını anlatarak yazıyı kapatıyorum. Doc, Temple’ın önünde oyuna  başlıyor. Sola tavuk kümesine gidip, Bag of Chicken Feed’i alıp Lose  Fence’yi kaldırın. Yukarıya, Plantation’a yürüyün. Kutulardan Hindistan  cevizi almaya çalışın ama zombiler sizi engellesin. Sonra merdiveni  sallayıp merdivenin üzerindeki zombiyi düşürün ve merdivene siz  tırmanın. Ambarın kapağını açıp içerideki bütün Hindistan cevizini  aşağıya boşaltın; böylece suları tavuk kümesine kadar akacak ve  zombileri çalıştıran şef zombi meyvelerin altında  kalacak. Çantada beliren Hindistan cevizini çalışan iki zombi üzerinde  kullanıp birbirleriyle kavga etmelerini sağlayın. Kırılan Hindistan  cevizlerinden daha fazla meyve suyu akacak. Tavuk kümesine gidip Bag of  Chicken Feedi, Lava Moat üzerinde kullanın, böylece tavuklar aşağıya,  Temple’a kadar gelecek ve yoldan geçmenizi engelleyen tuzu yiyip yolu  açacak. Bundan sonrası da sizin ellerinizden öper.
Çizimleri  çok güzel, diyalogları eğlenceli bir macera  oyunu... Yer yer zorlayan bulmacalarıyla insanda inat hissi doğurup  bulmacayı çözmeden makine başından  kaldırmadığı oluyor. El çizimi grafikler ve çizgi film tarzında  görüntülerle macera oyunu oynamak isteyenlerin kaçırmaması lazım.  Özellikle eski tarz maceraları sevenler kesinlikle ilgilensin.
Level Online