![]() |
![]() |
#3 |
![]() İkindi Vakti; Ömrün sonu ve sonbahar.. İkindi vakti güneşin renginin sarardığı batmaya meylettiği zamandır. İçinde sonbahar hüznünü de taşır. Yine insanoğlunun da artık saçlarına ak düşüp belinin yavaş yavaş bükülmeye başladığı dünya lezzetlerinin de “ acılaşmaya ” başladığı döneme işarettir. İkindi vakti insanoğlunun ve kainatın son dönemine de işaret eder. Yine son peygamber olan Efendimiz’ in (sas) vazifeye başlamasıyla âlemin son sürece girişini de hatırlatır. Biz ikindi vaktini yaşarken az sonra güneşin batacağını yakında kendimizin ve kâinatın da öleceğini düşünürüz. İkindiyi eda edip de her şeyin batmaya doğru gittiğini görürken tek sığınılacak kapının Rabb’ imiz ve O’ nun Resulü’ nün Sünnet-i Seniyye' si olduğunu tefekkür ederiz. Akşam Vakti; Ölüm ve Kıyamet ânı.. Artık gün batmıştır. Ferdi olarak imtihanımız bitmiş son nefesimizi vermişiz. Ne güneşte o cebbar yakıcılıktan ne de bizde küçük dağları ben yarattım havasından eser kalmıştır. Sonbahar gibi ikindinin tatlı serinliği geride kalmış güneş kaybolmuş hafif bir kızıllık dışında ondan hiçbir eser görünmüyor. Az sonra günle birlikte biz de karanlıklara karışmış olacağız. “ Güneş katlanıp dürüldüğünde yıldızlar döküldüğünde dağlar yürütüldüğünde... ” (Tekvir 81/1-3) ikazları kulaklarımızda çınlıyor. Akşam ezanı okunduğunda ve namaz için ellerimizi kaldırdığımızda sanki kendi cenaze namazımızla birlikte tüm kainatın cenaze namazını da kılıyor gibi oluruz. Önümüzdeki tabutta hem geride kalan gün hem sonbahar mevsimi hem kendi cesedimiz hem de tüm canlıların naaşı vardır. Bu namaz bu kadar hüzünlüdür. Artık geriye dönüş yoktur. Alem susmuş Sûr üfürülmüştür. Bütün diklenişler bütü ceberrutluklar son bulmuş müthiş bir sessizlik alemi kaplamış İlahi kader ânı beklenmektedir. Geriye dönüş artık mümkün değildir ve “ keşke ” ler, “ eyvah ” lar dönemi başlamıştır. Yatsı Vakti; Büyük sessiz karanlık.. Artık geride kalan ne güne ne mevsimlerin tatlılığına ne de insan olarak “ yaşadığımıza ” dair hiçbir iz yok. Gündüzün ne sıcağı ne de ışığı kalmış. Bizim için de acı son gerçekleşmiş. Kimse kendi torunlarımız bile bizi hatırlamıyor çoğu ismimizi bile unutmuş. Hayat susmuş kainat dahi ölmüş. Toprağın üstündeki tüm cıvıltı kargaşa sona ermiş. Herkes hesap gününü bekliyor. İşte bu kadar karanlıklar içinde o geceyi ancak “ teheccüd ” ümüz aydınlatabilir bize yoldaş olabilir. O karanlıkları aydınlatacak yegane '' Nur '' kaynağı o' dur. İkinci Sabah Vakti; Ba’ sü Ba’ del Mevt.. Yeni doğan güneş ise haşrin sabahını ihtar eder. Sur yeniden üfürülmüş ruhlar yeniden iade edilmiş milyarlarca insan haşir meydanında toplanacak ölüler yerden bitkiler gibi bitirilecek. İşte bu şuurla kılınan namazın kişiye faydası olur. “ Desinler ”, “ görsünler ” için kılınan namazın kimseye faydası olmadığı gibi maalesef zararı da olacaktır. Evet şu gecenin sabahı ve şu kışın baharı ne kadar mâkul ve lâzım ve kat’ î ise haşrin sabahı da berzahın baharı da o kesinliktedir. İşte bu beş vaktin her birinde bir mü’ him inkılâp başındadır. ..Mustafa AYDIN.. |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|