![]() |
|
Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey . |
![]() ![]() |
|
Seçenekler | Stil |
|
![]() |
#1 |
![]() ![]() Karanlık şehirler akıp geçiyor gözlerimin önünden.. Arada bir yavaşlıyor görüntü, inceleyebiliyorum.. Kimi zaman çift şeritli bir otoban ve ilerleyince trafik ışıklı bir kavşak, arabaların hızla gelip geçtiği.. Kimi zaman ise dar, karanlık bir sokak iki yanı evlerle çevrili.. Ve yolun ortasında ağır ağır ilerleyen karamsar bir adam.. Bazen de bomboş sokakta tek bir şehirlerarası otobüs ve yüzüm cama dayalı.. Yalnızım, kimse yok yanımda. Zaten hep kaygıyla bakarım giren adamlara yanıma oturmaları korkusuyla.. Paylaşmak istemem koltuğumu.. Başka koltuğa geçerim vazgeçip cam kenarı-rahat mekanımdan hatta.. İşte hayatımın tek delikanlı yönü:'ya hep,ya hiç' değilsem rahatta.. İşte seni de böyle sevdim ben.. Yüreğini istemedim bir tek.. Tüm iç organlarını, tüm uzuvlarını ve -varsa- ruhunu.. Ve eğer birini verecektiysen bana, varsın hepsi onun olsundu.. Onun olsundu ellerin; yeter ki değişmesindi bir eli tutuş şeklin.. Hep yoğurmaya, hep -kendimce- yontmaya çalıştığım yönlerine aşıktım senin. Sözgelimi 'çirkin' yönlerini seviyordum. Zaten kimi zaman kulağıma fısıldadığın, kimi zaman adeta haykırdığın 'seni seviyorum' olmadı gittikten sonra söyleyişini en çok özlediğim.. Kızdığında -hani hatırlarsın- 'seni sevmiyorum'dan sonra ağlatmanı özledim beni.. Espirilerini, gülen yüzünü değil; acıklı yönlerini arzuladı en çok karamsar beynim.. Ve biçimli vücudunu değil, aynısını bir başkasında asla göremeyeceği kolundaki dikiş izlerini görmek istiyor -son bir kez- gözlerim.. 'Seni sen yapan yanlarını özlüyorum'.. Sesli düşünüyorum yine otobüsteki her çift gözün üzerimde süzülmesine aldırmadan.. 'Elyapımı bir kolyeye benzetirdim seni hep; aynısı bir başkasında asla olamayan!' ve hep nefret ederdim fabrika çıkışlı parlak takılardan.. Parlamayan yanlarınla birlikte iniyorum otobüsten, nereye geldiğimi asla bilmeden.. Bildiğim; burada ışıkların olmadığı.. Geceleri parlamadığı aynı tür sokak lambalarının.. Herkesin -alevi el yapımı- bir mumu var burada.. Kapatıyorum yorgun gözlerimi ve yine mahçup yönlerin geliyor aklıma.. Mahçup, korkan yüzeye çıkmaya!.. |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
#2 |
![]() ![]() Gece , bir başıma, kentin ışıklarına dalıp gidiyorum. Binlerce sevdanın anayurdu İstanbul, bu kez benim acılarıma tanıklık ediyor. Yaz ortası; ama, içim titriyor. Geceleri seninle yaşamaya alışmış olan ben, şimdi öylesine, içimdeki acının azalmasını bekliyorum. Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden. Neresine baksam seni gördüğüm bir evin içinde yaşamak en dayanılmaz işkence. İçmek istiyorum, rakı şişesinde boğulmak... Sonra? Sarılsam ne olacak ki rakı kadehlerine? Sarhoşluğun kucağında kaybetsem kendimi ne olacak ki? Sabah uyandığımda en acı gerçek olarak dikilmeyecek mi karşıma sensizlik? Boş boş bakmayacak mıyım yine duvarlara? Geçecek elbette, zaman sensizliğin acısını silecek içimden. Alışacağım böyle yaşamya. Çünkü senden öğrenmedim ben aşkı. Giderken aşkı da götürmüş değilsin. Senden önce de vardı içimde, senden sonrada olmaya devam edecek. Yokluğun ağlatmıyor beni. Kendime kurduğum tuzakta çaresizce çırpınışım geldikçe aklıma, sessizce dökülüyor gözyaşlarım. Beynimin içinde cevapsız yığınla soru dolanıp duruyor. Aslında her sorunun bir cevabı var; ama, benim onları yanıtlayacak cesaretim yok. Böylesine güçsüz olmaktan nefret ediyorum. Aşk dolu bir hayat sunmak isterdim sana, anladım ki kaybetmişim kimliğimi..Anladım ki, seni mutlu etmek isterken unutmuşum mutlu olmanın ne demek olduğunu. Bu yüzden tuzak diyorum işte. Kendi ellerimle yaşanmaz hale getirdiğim için üzülüyorum hepsi bu. Az sonra yağmur yağacak. Bulutlar kapadı yıldızları ve ayı. Böyle geceler daha da çok artırıyor hüznün katsayısını. Şimdi çıksam sokağa, iliklerime işlese yağmur, sırılsıklam etse beni... Dilimde bir şarkı, "Söz yok anlatmaya seni..." Üzerime üzerime gelecek sokaklar. Boğulacağım, biliyorum. Bu kentin her noktasında senin izin var, sokaklar deli edecek beni. Yürünmez olacak. Kapadım gözlerimi, uyku alsın beni. Şöyle deliksiz bir uyku uyumayalı ne kadar oldu? Ne kadardır kendimde değilim? Kontrol edemiyorum zamanı. Oysa tek ilacım zaman. Erimelsin, bedenin gibi ruhun da terk etmeli beni. Ancak o zaman kurtulacağım kendi tuzağımdan. Ancak o zaman bitecek bu kimliksiz geceler..... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ![]() Gözyaşlarım aydınlatıyor şehrimin karanlık sokaklarını.Ağır aksak yürüyorum hayatımın karelerinde..Kimi zaman düz yollarda sebepsizce yıkıldım , kimi zaman yıkılanları topladım yalnızlığı yavan dudaklarımla emerken..Hep gölgelerde yalnız başıma güneşin doğuşunu seyrettim..Bir yudum sevgiye tutunup kirlenmemiş umutlarımı düşledim.Sevdanın kollarında bir dirhem umut aradım durdum. Kuş tüyü yastıklarda delice yaşamak değildi benimkisi.; sadece yüreğimden akan kanlı gözyaşlarımı yüreğiyle silecek bir sevda . Çok muydu bu istediklerim onu da bilemiyorum. Yorgun savaşcı gibi acıyı emdim dudaklarımla .. Herkesin gönül evinde bir acı yanıyordu biliyorum.. Benim de yanıyordu. Diğerlerinden tek farkı; bedenimde acımasızca kendi yüreğimi yakıyordum. Herkes kendisine umut yollarında sevda cicekleri ekerken, ben yüreğimi törpülüyordum yanık ağıtlarda. Yalnızlıklarda kendimi öldürüp umutlara gebe kalıyordum her sabah. Şafak ağarmadan bir bilinmezliğe yürüyordum ayaklarımı su birikintilerine çarpa çarpa. Tükettim umutlarımı yalnızlığın dar sokaklarında. Düştüm, yaralandım, yalnızlığa itildim. Ama her şeye inat umutsuzluğa pes etmedim. Diz çökmedim karanlığın arsız bedenine.. Hayallerimde büyüttüm içimdeki cocuğu. Karanlıklar üşüşse başıma, gözlerimdeki aydınlığı serdim duvarlara. Büyük mutlulukların peşinde değil; bir hayalin verdiği bir tutam sevgiyle yaşadım. Süslü cümlelerin zengin satırlarında değil; fakir yüreğimin umut dolu hecelerinde sevdim hayatı. Kavuşmayı değil, hep hasretin yolları gözetledim durdum. Bencil değildim hiçbir zaman. Yüreğimi ve bedenimi, sevgilinin bir günahı için yakmaya hazırdım. Avuç içlerimde paylaşılmayı bekleyen sevda kırıntılarıyla besledim umutlarımı. Sevgilinin gelme arzularında kaç kez yetim ceylanları emzirdim. Kaç kez umuda gebe kaldım. Oysa ben, umuda doğmamışken nasıl sevda memleketinde büyürdüm? Yaşayan ölüyken nasıl sevdaya gebe kalırdım ki? Kurak topraklara sevdayı ekecek gücüm yokken nasıl sevginin umut kokan başaklarını biçebilirdim?..Sorduğum sorulara yüreğimle verebileceğim cevabim bile yoktu. Sitemler, cevapsız sorular. Heybemde zaman çeşmelerinden akan acılar ve gözlerime solan umutlar hep yan yanaydı.. Ne zaman vuslata yemin etsem hançer ışıldar göğsümün derinliklerinde Bu acının ve bu kederin suçlusu kimse değildi. Tek suçlu bendim, yüreğimdi. Hiçbir zaman kaderime isyan etmedim. Ama hep içimde dövdüm kendimi. Ruhumu, yangın rengi gecelerde kendim hançerledim. Sevdaya uzanan ellerimin ayrılıklarda kör bıçaklarla kesilmeden ben kestim. Ben yama vurdum kanayan yaralarıma. İçimdeki çocuğu kendim ağlattım, kendim sildim kanlı yaşlarımı. Karanlık duvarlara çarpılmadan yüreğim, ben kanattım yeni büyümüş hücrelerimi.. Kaç kez sakladım gözyaşlarımı kirpiklerimden..Kaç kez eledim yüreğimi acıların içinden...Ama hep umudun içinde sevdaya sürgün kaldım..Hep taşları yastık bilip gözyaşında esir kaldım. Sitemim kendimedir. Sitemim; ne bir insana ne de ( haşa ) Yaradan’ıma. Bu sitem kendimedir. Yıldızlarım hep kavuşmaları andı yanık türkülerle..Yüreğimde beslediğim umut bülbülleri ise hep vuslatlara yandı..Kelimelerim mevsimlerin koynunda her gece gidenlere ağladı...Bu kadar sevmenin bedeli ayrılık olmamalıydı düşündüm hep ...Belki de bunu hak ettim ben. Şöyle bir söz vardır: “ İyiliği Yaradan’dan, kötülüğü nefsinden bileceksin “ .Demek ki ayrılıkları, hak etmediğim sevdaların suçu kendimde sabittir. Suçlu aramaya gerek yok. Suçlu yüreğim ve aldığım nefestir. Her sabah ayrılıklarla uyandı gözlerim. Yarım kaldı sevmelerim. Hep sürgün hep ölgündü cümlelerim. Yaşamak için savaşmak gerekirdi. Ve kazanmak için mücadele. Oysa ben, hep yenik başladım sevdalara. Ya erken doğmuştum umuda ya da çok geç kalmıştım Cennet kokulu sevdalara..Hep yitik kalan bendim. Sevdalar, yalnızlığa kanatlanıp bir ben kaldım şehrin karanlık gölgelerinde. Gözlerim hiç kapanmadı sevgilinin gözlerine..Sevgiyi bu kadar isterken gönlüm hep hançerleri bal diye yüreğime almamalıydım diye düşündüm durdum..Hiçbir zaman sevgilinin elinden gelmedi hançerler; kendimin yaralı yüreğime sapladığım hançerdi bu sitemler..Benimkisi ruhumla hasbi hal işte...Benimkisi kendime sitemdir. Kanatan benim, kanayan ise yüreğim. Yaşarken yalnızlığın elinden darağaçlarından ölmektense , sevdanın avuçlarında sessizce solayım..Vuslatlarım açmayacaksa gönül bahçelerimde, ektiğim filizler yeşermeyecekse düşlerimde...Neye gerek ki geceyi karanlıkta yakmak ? Neye yarar ki ? Acılarıma yama vurulmayacaksa elvedası toprağa, yüreğimi bedenimden söker giderim....Küskün bir kınalı çiçek gibi boynumu bükerim baharın koynuna.Boynumu büker, isyan kelimelerini yutkunurum içten ice. Büyüttüğüm sevda çiçeklerini gözyaşlarımla yakar sonsuzluğa kanatlarınım. Yıllar düşerken avuç içlerime, ruhumun dehlizlerinde acılarımı çekerim...Dedim ya ruhumun derinliklerinde yüreğimi altında isli kazanları kurup kaynatırım acılarımı...Güneşle bulutların arasına ıslak umutları asar, kuruması için delicesine beklerim Azrail'in gelişini..Methiyeler düzerim Azrail Meleğine. Kendi mezarımı kendim kazar, kefensiz toprağa sarılırım..Haketmediysem umudu ve mutluluğu, sessizce gitmesini bilirim bu şehirden..Ardımda mezar taşlarına kazılı bir ismim ve ayrılıklarda sürgün yemiş yürek miras kalır zamana. Kendine sitemle dolu bir hayata kırmızı kalemle çizik atar, sonsuzlukta yanar tüm cümlelerim. Şimdi kibritsiz tüm kelimeleri yakıp yüreğimdekileri susturmak. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() ![]() Daha kaç geceler böyle sessiz, böyle sensiz yaşayacağım? Bilmiyor musun ki ey yar, beni ne çok mahvediyor uzaklığın, ne çok bölüyor kalbimi kalbin... Bir gece daha başlıyor... Önümde upuzun yaşayacağım bir gecem, bir karanlığım daha var. Saatlere, saniyelere gireceğin; damarımdaki kanıma kadar işleyeceğin bir gecem daha başlıyor... Bir gecem, bir sevdam daha başlıyor ama yazık ki gözyaşları ma giren olmayacaksın yinede. Beni artık acılarımla baş başa bıraktı ağlamalarım. Gözyaşlarım bile beni terketti.Sen geldiğinden, sen olduğundan beri tüm herşey beni terketti. Ben de tükettim onları zaten. Evet artık geceleri uyuyamıyorum. Karanlıklar başlar başlamaz başlıyor kalbimin aglamaları.Önceleri onları dinlemeye, onlara ses vermeye çalışıyordum. Farketmiyormuşum gibi davranıyordum. Sırf o karanlık geceyle yüz yüze gelmemek için. Biliyordum o yalnızlığı yaşamam gerekiyordu. Bir insan arıyordum yanımda, geceyi bana unutturacak. Onun iyi, güzel ve çirkin olması da önem taşımıyordu. Yeter ki olsun yanımda. Olsun ki gece üzerime üzerime gelmesin. Yanımda birini görüp vazgeçsin benden.Veya yanımda birileri olsun da unutayım istiyordum SENİ. Biliyordum ki geceyle yüz yüze kaldığım zaman Sevda dışında bir şey olmayacaktım. Sonra, sonra bu dönem de kayboldu. Yalnızlığı arayan, yalnızlığa özlem duyan oldum.O karanlık gecelerin ıssızlığına gömülmekten kaçamaz oldum. Çünkü onlar da seni buluyordum. Çünkü bana gündüzlerin veremediğini veriyordu geceler SENİ... Gündüzlerde yoktun, aydınlarda yanımda yürüyen değildin. Ama geceleri öyle miydi? Geceleri yüreğimde yürüyordun ve ben adımlarında yaşayandım. Artık uyuyamıyorum. Hem de hiç mi hiç Ne kadar çabalasam da olmuyor. Bir garip ağırlıkla kah seni bekleyerek kah gelmeyeceğinden emin olarak geçiriyordum saatleri. Seni yaşıyordum. Gecelerde yüz yüze kalıyorduk seninle.Gece vefalı, fedakar bir anne gibi kucağına alıyor beni sabaha kadar götürüyordu. Zaman akıyormuydu, geçiyor muydu bilen değilim. Hiçbir zaman da bilen olmadım. Bu yaralarla, bu kanıma işleyen aşk yangınlarıyla sabaha nasıl kül olmadan varabiliyordum? Bilmiyorum gerçekten. Yanmaktan ateş olduğum bu gecelerde beni tüketmeyen neydi?Sevgin mi? Beni evirip çevirip kora getiren söndürmeyen neydi?Bağrımdaki yangından neden yok olmuyordum? Beni sabaha vardıran geceler miydi yoksa? Geceler Benim gecelerim.... Senin gecelerin... Seni yaşadığım Geceler. Gönlümde bir derin yarasın sen! Bu gecelerde de çok şey istedim bir şeyler yapabilmeyi. Elime çoğu kez kalem kağıt alıp seni yazmayı istedim. Olmadı ama.Kalbim seninle öylesine doluydu ki her hareketim sönük kalıyordu. Ben çaresizliği kapılıp gidiyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Saatlerce, saatlerce oturup seni düşünüyordum. Kalbimde bastırmaya çalıştığım duygularıma ilk olarak geceleri yaşama hakkı veriyordum. Herkesten gizlemeye çalıştığım o korları gecelere çıkartıyordum sanki. Gecelerden saklamıyordum hiçbirşeyi. Gecelerle paylaşıyordum, ve geceler sarıyordu beni. Beni alıp sensizliğin okyanusunda boğmuyordu. Beni sensizliğin zirvesinde, en uç noktasında aşkın sonsuzluğuna götürüyordu. Artık bu geceleri sevmeye başlıyorum. Bana seni getiren geceler...Benim gecelerim onlar...Benim senlerim benim yalnızlıklarım, benim aşklarım diyebildiğim gecelerim.Evet artık uyuyamayan, ağlayamayan gözlerime ağlamıyorum. Gecelerimi de feda ediyorum sana. Gündüzlerde söyleyemediklerimi gecelerde haykırıyorum. Ve uçsuz bucaksız seviyorum seviyorum SEVİYORUM. Artık uyuyamıyorum, evet. Uykular haram oldu bana senden sonra. Hem nasıl uyuyabilirim ki? Gözlerin var artık gecelerimde, senin gözlerin senin karanlık gözlerin.. Hiç görmediğim gözlerin.... Sanıyorum ki artık sana yalnız ben değil, geceler de vurgun! Beni böylesine koynuna alışı, karanlığında bunca aydınlatması neden? Evet sen öyle güzel, öyle güzelsin ki, geceler de seni sevdi.Öyle ki sana ihanet edip de seni yaşamıyormuşçasına uyumaya, gözlerimi yummaya çalıştığım zaman hemen giriveriyorlar içime ve seni getiriyorlar bana. Gözlerimi öyle bir açıyorlar ki bir dahasına kapayamıyorum bile... Ve ağlayabilmeyi diliyorum bazı geceler. Bunu gecelerden sonsuza diliyorum. Ağlasam, doyasıya hıçkırırcasına ağlasam belki seni bir parçacık olsa unutur ve kendi içime gömülür birazcık gözlerimi yumabilirim diye düşünüyorum. Sabahları uykuda yakalayan olmaktan çıkıp, sabahları uykuda bulunan olmak istiyorum. Bunun için istiyorum ağlayabilmeyi. Sana olan özlemimi, içimde bir dağ kadar ululaşmış hasretini belki bir parça dindirebilirim diye düşünüyorum. Belki seni birazcık gömebilirim de yüreğime, rahatlarım diye umuyorum olmuyor. Ağlamaya çalışıyorum, ağlamalarım bana isyanlar ediyor. Geceler bana bu isteğimi vermiyor. Ne zaman ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup kalıyorsun gözlerimlde. Gözlerimde donan birkaç damla yaş oluyorsun, o yaşları da sarıyor geceler. O yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler beni... Geceler unutmamı istemiyor seni, geceler bana ihanet ediyor. Geceler senden yana sevdiğim, geceler seni yaşamamı istiyor. Sözümü dinlemiyor.... Güneşi özlediğim oluyor arada bir. Yeter diyorum bunca yıldızla arkadaş olduğum. Seni unutup da yıldızları gördüğüm anlar olursa tabii. Beni böyle gördükleri zaman anlamıyor insanlar. Nasıl böyle saatlerce kalabildiğimi sorup duruyorlar. Böyle tüm dünya uyku içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı dayattığımın sırrını anlamıyorlar. Ve onlar bilmiyorlar ki içim bir kordur...Tüm dünya, tüm tabiat susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde gizlenmektedir tüm dünya... Ben içime tüm insanları,,, tüm milyarları almışım. Farkında değiller. Herkesi ve herşeyleri sığdırmışım içime. Bir sen sığmıyorsun, bir seni sığdıramıyorum kalbime, bilmiyorlar...Ve senin uzaklığın, ve senin gece kadar olan uzaklığın... Bana öyle uzak öyle yabancısın ki sevdiğim, seni senden istemeye korkuyorum. Geceleri bu yüzden seviyorum. Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... ve seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni gündüzleri istemeyişim. Evet sevdiğim bana her şeyden ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor, her şeyi paylaşıyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun. Ama ama sitem bile etmiyorum... Sana söyleyecek söz bulamıyorum. Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam biliyorum geceler alır onu elimden, dilimden de. Sana söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin vermez. Ve ben seni yaşıyorum. Olsa olsa sana BU SEVGİYİ YAŞA diyebilirim.Gel birlikte yaşayalım demeye dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına. Kaybettiğim değilsin. Ben seni hiç yitirmedim. Çünkü içimde taşıdığımdın hep. Benden bir parça oldun sen. Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de kaybolmayacaksın. Evet, seni anlamakla, seni yaşamakla, seni sevmekle geçirdiğim bu gecelerde, sabahladığım bu gecelerde, benden çok uzaklarda bulunan sana uykularında bir rahatlık veriyorsa sevdam, ne mutlu bana. Gecelerim...Sarın yaralarımı geceler demiş bir şair.. Beni bu geceler mahvetti desem haksızlık mı ederim onlara. Beni sen mahvettim desem yalan olur bu. Ama beni bu geceler, geceleri de bana musallat eden sensin. Senin sevdanla başladı gecelere sevda yazmam. Sevda masalı okumam bundandı. Ben bu gecelerde tüm karanlıkları dağıtabilirim. Bana hüzünlerini, bana acılarını ver sevdiğim. Ver ki senin acılarını da ortak edeyim gecelerime. Ver ki gecelerle kavgalı olayım. Şimdi seni getirdikleri için onlara ses bile çıkarmıyorum. Sen yaşadığımsın, yaşatanımsın. Sevdamsın sen... Belki ben anlatamıyorum ama geceler bu sevdaya şahittir. Çünkü artık onlarda bu aşka ortak oldular. Belki benden bile çok seviyorlar seni. Ben seni hiç mi hiç gözlerimle bitirmek istemedim. Ve gecelerin içinde, gecelerle birlikte hep sevdim seni...VE HEP SEVECEĞİM... Ne kadar birlikte olamayacağımızı bilsem de Ben ve Gecelerim Hep seveceğiz seni... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Yüreğimin hasretinden eridiği gecelerde merak ediyorum seni.. Yanakların hala yumuşacık mı? Bakışların gene en sevdalı halinde mi? Sesin hala insanın içini ısıtıyor mu? Sevgin hala yaşama sebebi oluyor mu? Benim için fark etmez aslında, her zaman en güzel halinle Aklımdasın.. Canımdasın. ![]() Beni boşver Ben gene bildiğin gibiyim Tebessümlerim birer borç gibi üzerime yük oluyor Sesim yokluğuna isyan Parmaklarım saçlarında dolaşmayı özlüyor Dudaklarım sana hasret Yüreğimle öpüyorum seni Varlığın her zamankinden daha çok özleniyor Düşlerimle kokluyorum seni Bütün varlığımla sevdim seni Sen yoksun artık… Ben de olmamak istiyorum… ![]() Bizi birbirimize zincirleyen sözlerimiz vardı Birimiz düştüğünde diğeri onu tutacaktı Birimiz ağlarken diğeri gülmeyecekti Benim için sadece sen Senin için sadece ben olacaktı Bizim sevdamızın zayıf halkası olmayacaktı.. ![]() Bazı geceler kabuslar görüyorum, artık var olmadığını görüyorum. Sıçrayarak terler içinde uyanıyorum birden. Kalbim sanki intihar etmek istercesine atmaya başlıyor. Sadece rüyaymış…. Diyemiyorum… Yüreğindeki sevgide boğulma hayali ile yaşarken Gözyaşları ile boğulma gerçeğinde soluyorum Gittiğini düşündükçe içim ürperiyor Umutsuz kalbim bu gerçekle yüzleşmeye gücü yetmiyor Hepimiz yalnız ölücez sonunda Benimki erken oldu diye şikayet etmiyorum Ölüm bile bizi ayıramazdı Ayrılık bizi öldürdü.. ![]() Herşey kararıyor artık Ne gökyüzü mavi, ne de güneş parlak.. Son nefesim sana ağıtımın son notası Acıların anlamını yitirdiği eşsiz melodi Eğer bir gün senin de sebepsiz yere için ürperirse Bil ki son kez yüreğine sevgimi fısıldıyorumdur ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() ![]() Ayrılığın hiçbir acıya benzemeyen, tarifi olmayan derin sancılar yaratan bir his ve dibe vurmuşluğun anlamı olduğunu Aşkıma ayrılığın gölgesi vurduğunda anladım! Her şey yolunda giderken Mutluluğu ifade etmenin farklı yollarını aramaz kimse gerek duymaz sadece doyasıya yaşamak ister mutluluğunu.. Kalbine saplandığında ayrılık hançeri o acıyı ifade etmek için adeta saldırır sözcüklere... Uzun uzun cümleler kurar yüreğini parçalayan,iliklerine kadar işlenmiş olan acısından az da olsa kutulmak için. Fakat bilmez ki içini dökmeye acısını hafifletmeye çalıştıkça Bir kaynaktan çıkar gibi sevgiyle karışık nefreti çağlar içinde... Sarar tüm benliğini... Soranlara ''unuttum'' derken,kalbi haykırır aslında ''Ne unutması! Gün geçtikçe bağlanıyorsun,özlüyorsun yokluğunun acısıyla başedemez hale geliyorsun'' diye... ''Sevmiyorum'' der,sürekli tekrarlarsın kendine gönlünle kavga edersin,isyanlara sarılır kalbini avutursun yastığınla paylaşırsın yalnızca yaşlarını... Kalbinden habersiz gizlice düşünmeye kalkarsın da sarsılırsın yüreğinin sızısıyla... Düşüncelerin arasında ''düşünmeli miyim?'' diye düşündüğün tek düşüncedir... Düşlerindeki yitip gitmiştir... işte AŞK böylesine yücedir... AŞKı her yüreğin yaşaması gerekir... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() ![]() Bu gece yüreğime ılgıt ılgıt bir hasret düştü, seni hatırladım. O an iki damla yaş süzüldü gözlerimden yüreğime, sana olan sevgim yağmur gibi döküldü gönlüme. Bütün mutluluklarım seninle başladı, umutlarım seninle yeşerdi. Sen benim mevsimlerimin bahardalı, gönlümün sevdalı masalısın. Seni kaleme alıp yazmak istesem, geri kalan zamana sığmazsın ki...!!! Sen yoksun ya; mevsimlerde tat var mı sanıyorsun...!!! ne baharlar bahar, kalbim buruk mu buruk. Gönlüme hele hele de gözlerime söz geçiremiyorum ille de seni istiyor, hep seni arıyor. Kafamın içi ise bir deli poyraz. Sen akşam serinliğinde gönlüme dökülen gönül türküsü, sabah süzgünlüğünde ise gözümdeki yaşsın. Vurulup kalmısım gözlerine, bir içtenliği varki gözlerinin tutsak almış gönlümü. Bakışlarında kuşların ürpertisi ve çocukların masum korkusu hakim İşte en çokta bunu seviyorum. Sana içindeki dağlardan sesleniyorum! geceler sabaha susamış, hayaller gerçeğe, ben sana. Haydi tut ellerimi ve sakın bırakma. Küçük bir çocuğun karanlıktan korkması gibi seni kaybetmekten korkarım. Seni özlemediğin, duyup hissetmediğim an yok ki özleyişim o kadar içten ki hemen gözyaşlarım yanağımda tomurcuklanıp yuvarlanıyor ardından tatlı bir uykuya dalıyorum. Rüyamda ruhumda ki bulutların dağıldığını ve oluşan gökkuşağı altında o sevimli hayalini görüyorum işte bu durum beni biraz olsun ferahlatıyor ve özlemini gideriyor. Gözlerim hayallerinin peşinden koşa koşa yoruldu. Bakışlarının gönlümde bıraktığı etki hala devam etmekte. Geceleri tatlı hayallerine dalarak uyumak bir hastalık bir alışkanlık haline geldi. Sabahlara kadar hep seni anmak, seni düşünmek en büyük meşgalem oldu. Gönlümde periler kadar güzel hayallerin gözlerimde ise aşkının parıltısı var. Geceleri yıldızlara bakarak, gündüz güneşe dert yanarak, hep gelmeni umarak, seni bekledim. Seni gecelerin en masum yakamozlarından, benim gibi yanlız gezen yıldızlardan sordum. 'SEVİYOR,GELECEK' dediler doğrumu kavuşmak ölümse ayrılık zulüm elbet kavuşuruz sabret gülüm tek sana ait kanayan şu gönlüm ben yolumu çoktan seçmişim ya sen ya ölüm....!!!" Sen yollarim hep sana cikiyor. ben sana yürüyorum. En guzel cicekleri toplayip demet demet sana vermek istiyorum. Menzili olmadan, nereye varacagini sormadan, aşkın rehber oldugu bir yolculuga cikip sana varmak istiyorum. Evimin butun duvarlarinda senin yuzunu gorup, bana baktigini hissetmek istiyorum. sokakta bana bakan her insan, yuzumdeki tarifsiz sevinci gorup hayrete dusuyorsa.... hayatin en anlamli seyi ne? diye sorduklarinda hic tereddut etmeden senin adini veriyorsam eger bu ASKtir. sen yillardir icinde sakladigin ve haykirmak icin biriktirdigin sevda sozcuklerini de alarak gel. ya da tek bir söz bile etmeden, suskunlugunla gel. sen Gitme. Gidersen.... Gozumdeki son piriltiyida alir goturursun. Bir zemherinin ortasinda titrek ve bir basima birakirsin beni. Yapma. Senin gozlerindeki derin ucurumlarda bir dagci edasiyla gezinmek mutlu ederdi beni Gulusunun seni guzellestirmesini seviyordum Hic bir sevginin saf ve masum olmadigin bilerek gel. NEREDE KIMSESIZ BIR AŞK VARSA ÇEKER ORAYA GİDERİM. sen de gel. ÖLÜM kelimeler hic bu kadar zor olmamisti bana. Ölüm, yoklugunun diger adidir.... her seyi birakip gitmenin diger adi ölüm..... Ölüm.... umutsuzluk gibi......... umutsuzlugun ardindaki o delice yasama ozlemi gibi..... ölmek ayiptir, yasamak ondan da ayip. yasamak artik bir imaj sorunu ve ask; öldürmektense ölmek daha onurlu bence Beni sev ama öldürme... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Tam beni tamamlayacağını düşünürken,yine ben eksik kaldım.gülümseyişlerim takılı kaldı yüreğimde. Sonu yok,ışığı yok bir yolda ıssız sessiz kaldı sevdam.Ama sen gittin...Korkup kaçtın belkide bu sevdadan. kocaman yüreğiyle seni seveni sen sığdıramadın kalbine;taşıyamadın doğru dürüst... bu kadar çabuk pes edişinde ondandı belki.Başka cümlelerin ardına sığınman,yalan yalnış sevdalara takılman.. Gözlerine baktığım zaman çoğaldığımı hissediyordum.Öyle anlamlıydı ki;hayatın tüm gizemi senin gözlerindeydi sanki...Herşey o ''çakır'' yeşilin içinde saklıydı.Ama sen aniden kapattın o gözlerini;aniden aldın yeşilimi benden...Tüm sırlarda o yeşil kutuda kapalı kaldı.İşte ondan sonra başladı herşey...kalp ağrılarım,baş ağrılarım,gece yarılarında sebepsiz haykırışlarım..... Bana bıraktığın ve içimde kalan ''yeşil''di belkide bunlara sebep olan...Kötü bir oyun seyrediyorsun geçecek diyordum kendime.Bak geçince hiç birşey kalmayacak..arda kalanlar eskiye uğurlanacak diyordum.Ama olmadı.geçmedi.herşey artarak dahada çoğaldı..pişmanlıklar sardı çevremi ''keşke''ler birikti içimde.''acabalar''dolaşıp durdu beynimde...Hepsi benden bağımsızdı.Hiç bir organıma söz geçiremedim..Hep sen çoğalıyordun,hep sen büyüyordun içimde... sana dönüşmeye başladığımı anlayıncada bir direniş başlattım kendime..Artık hiç konuşmuyorum kalbimle...Kendi haline bıraktım onu,ne derse desin ne isterse istesin;artık hiç aldırmıyorum..Tıpkı derindondurucudan çıkmış gibi bir kalbim var artık benim..Buz gibi....içindeki herşey dondu.Sevgiler,sıcak gülümseyişler,arzular,istekler...Belki birgün;üzerindeki buzlardan sıyrılıp artık bende varım diyerek ortaya çıkar ve bana döner;kimbilir.Ama o güne kadar.Buz gibi ''yeşilin''arkasından bakacağım dünyaya.... Senin bana verdiğin o ''acı yeşili'' yaşayacağım..kolay değil çünkü;kalbimde dallanıp budaklanan o ''yeşil''i bir anda kökünden sökmek.o yüzden zamana bırakıyorum herşeyi.Bakmadığın bir çiçek nasıl soluyorsa..O ''yeşil''de birgün elbet solup,sararacak.. Hayatımda ilk kez sana açtığım kalbimde bundan sonra....Sadece bahara açacak..sadece bahara... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() ![]() İçimdeki çok seslilik yoruyordu kaç zamandır ruhumu. Olur olmaz zamanlarda ben bunu hak etmedim naralarıyla,çığlık çığlığa uyanmaları adet edinmiş yüreğimden sıkılmıştım.Sabredince geçer sanıyordum bu kabuslar,ben bana rest çekmişken şu zavallı yüreğim geçmeyi başaramadı aşkın sırat köprüsünden.Bulutları mesken eylediyse gözlerim hor görmesin kimse;kendimce haklı sebeplerim var,güldüğüme ne bakıyorsun ey gönül gülücüklerimde saklı sobelenmemiş acılarım var. Efkar basmıştı ayazın hakim olduğu gecelerimi.Yalnızdım,korkuyordum,savunmasızdım gecenin çıplak koynunda.Üstelik aklımda bin bir türlü düşünce hele bir tanesi var ki kes yüreğinin dilini diyor canice.Yürek aşk savaşında zaten mağlup,gururu serde değil yerde elinde kalan bir acı ağıt,varsın ben sıkılayım da yüreğim çığlık çığlığa söylesin şarkısını. Dudağımda yarım kalan söylenmemiş son sözümdür Baki olsa da ayrılık aşk her daim ölümsüzdür Bir başıma kaldığımda,avunmak için eski hatıralara aşererdim.Avunmanın en güzel yolunu bulmuştum kendimce.Mutluluğa sana yani beni yıkan yakan gülümseten ne kadar anı varsa hepsini aynı anda yaşamak arzusu dolardı içime.Yalnızlığa tahammül edemeyen bir ruhum vardı,güçsüz biçare görürdüm kendimi böyle zamanlarda.Eskimiş zamanların yıkık dökük hikayelerinin barındırdığı küflü,devrik bir cümleden farkım olmadığını hissederdim.Nasıl da korkardım bana müsaade gitme vaktidir artık dediğin anlarda.Ah bu ürkek çocuksuluğum,kimliğini yüreğinde yitirmiş halsiz hallerim… Ayrılıklar da sevdaya dahil, diyen şair ayrılığı gerçekten yaşamış mıdır,acısının ne olduğunu biliyor mudur? Bu kadar kolay kabullenilen bir duygu ise ayrılık neden hala yüreğim damla damla kanıyor.Ya ben sevdanın tanımını yanlış biliyorum ya da bu şair ayrılığın ne olduğunu bilmiyor. Geriye dönüp bakmak,eskileri anmak,gözyaşları içinde kabuslardan uyanmak,varlığına şükretmek yerine lanet okumak.İşte böyle,her sahnesinde ayrı bir dram yaşar yaşatır hikayem,yalnızlığın şarkısına her gece yüreğim vokal yapar.Dili olmadan şarkı söyleyebilmek kaç yüreğin harcıdır,böylesine büyük sevmek bilseniz ne dayanılmaz bir acıdır. Ben bir hata ettim,yüreğimin dilini kesince acılarım haykıramaz sandım. Acının,gözyaşının sesini duyurmak için dile ihtiyacı yokmuş geç de olsa anladım.. Her gece usanmadan,sıkılmadan,bıkmadan hep aynı şarkıda ağladım Varsın eller gönül yarası kapanır sansın Kabuğun altında sevgili sen kanayansın ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Düğümlendim.. Her bir düğümü tek tek çözmeye çalıştıkça ellerimle, yeni düğümler oluşuyor adeta, hiç çözülmeyecekmişçesine.. Bu kez her şey daha zor... Aslında zor olan ne sensin ne de hayat. Zor olan benim bana.. Artık zor geliyorum kendime.. Yoruldum... Bir daha düşersem, kalkamayacağım ayağa, hissediyorum. Belki uzatacaksın elini ama, bu kez ben tutamayacağım, biliyorum... Gözümün bebeğinde, yüreğimin en saklı yerindesin sen. Kimselere göstermiyorum seni, hatta bazen kendimden bile gizliyorum. Varsın aklım sensiz bilsin yüreğimi... Yokluğun içimi acıtıyor. Buna rağmen kal istiyorum, içimde bir yerlerde. Sanki seni çıkarıp atarsam, tamamen kaybolacakmış gibi geliyor sana dair ne varsa. Sana ait olan izler silinip yok olacakmış gibi, senli kelimeler yazamayacakmış gibi kalemim bir daha.. Her tutunmaya kalktığımda sana, dipsiz kuyulara çekiliyor ruhum. Çıkmaya çabalarken gücüm tükeniyor gitgide. Bir gün temelli bitecek, fark ediyorum.. Tüm şarkılarım, tutsak olup sensizliğe, çığlığa dönüşüyorlar içimde. Yüreğimle bağırıyorum, sen duymuyorsun, sen bilmiyorsun.. Bir zamanlar gecelerimi aydınlatan gözlerin, şimdi karanlığa çağırıyorlar beni. Kapatıp gözlerimi, düşlerimde buluyorum seni. Açtığımda yine gidiyorsun. Ve ben yine karanlıklara uyanıyorum. Üşüyorum... Beni üşüten ne ayazları kışın, ne de yalnızlığım. Yokluğun üşütüyor beni, bir yandan yakarken yüreğimi.. Göremezsem gözlerini, hiç aydınlanmayacak günlerim.. Tutamazsam ellerini, hiç ısınmayacak yüreğim... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|