Küskün Bir Yüreğin Sızıntısı
parçalı bulutlu gözlerime karla karışık hüzünler yağıyor.Acımadan geçiyor yıllar,zamanla yalnızlık başlıyor.Alt üst oluyor herşey,buz kesiyor herbir yan.Ve benim elimde yitik umutlar,hayal kıtlıkları ve yinelenen elvedalar kalıyor...(hoşçakal)
Ağlıyorum;ağlama diyor bir ses.Susuyorum;sustuklarıma tek bir cümle tercüman olsun diye ama nafile...
Yüreğimi sakladım hep,kimseler bilmesin istedim,anlamasın dedim.Oysa ben hep kendimle çeliştim.Üşüyen yüreğime güneşler etkilemedi bile.Ruhum tedirgin,içim ürkek,cendereler de kalmış bu beden hep yek,hep tek.Altı üstü yirmi4 yıllık bir ömürdü.Cürmün izahı yoktu.Aynalar bilirdi en çok pul pul inen yaşları,kendimden gittiğim zamanları,titrediğim an'ları.
Ve şimdi sözleri çıkarsam ömrümden koca bir sus kalır geriye.sustum lakin nice oldu bilmem susalı tek bildiğim gönül evim de asayişin berkemal olmadığı,kendi kalbime çelmeyi nasıl taktığımdı.nasıl olduğumu soranlara ketum hecelerle yanır vermem,yaban kelimelere sığınmam bundandı...
Anladım ki bana sonsuz bir yol,dilime şifasız bir lâl,gözlerime bedenimi sürükleyecek yaş gerekli.Anladım ki içimi kör etmek için elime ayrılığın lavlı dağları gerekli.
örtmeye çalıştıklarıma tetik olan'a...eyvAllah...