![]() |
![]() |
#1 |
![]() “ Kendilerine meyil ve ülfet edesiniz
![]() “… ve Allah insanı yaratmayı diledi…” O’nu eşref-i mahlukat yaptı. Yüreğinin mayasına muhabbet kattı. Muhabbet insana yaşama sevinci veren sıcacık ![]() ![]() ![]() Halleşecek dost arardı. Sefer halinde olduğu yalnızlık çölünde amansız sancılarla kıvranmaya başladı… Vedûd olan Mevla o’nun bu haline Rahmet nazarıyla baktı. Sonra da lütfettiği rûhî ![]() Sevmeyi ve sevilmeyi de ömür boyu sürsün diye gönüllerine gıda yaptı. Her iki can da bir diğeri için; eş ![]() ![]() ![]() ![]() Her iki can da bir diğeri için; muhabbetle sarıp sarmalayan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kucakladılar her iki can da birbirlerini bütün içtenlikleriyle. Büyüdükçe büyüdü o efsunlu iklimde sevgi. Kalp bu büyüme karşısında duramaz oldu yerinde ![]() O’ da aşkı kanat olarak taktı kalbe. O gün bu gündür aşka düşen kalpler sığmaz olur göğüs kafesine; kanat çırpar maşukunun sevgisiyle; uçsuz bucaksız özlem iklimlerinde… Her şeyin ilk var oluşunun zarif ve heyecan verici olduğu gibi ![]() İnsan başlı başına koskoca bir alemdir; bir ibret tablosudur özenle seyredilmesi gereken. Başlangıcı bir damla hakir su olan insan ana rahminde geçirdiği sırlarla bezenmiş çok özel ve orijinal evrelerden sonra aciz ![]() İnsanın fiziki ihtiyaçlardan önce daha içten ve derinden bir dürtüyle ya da melekeyle yüreğinin ihtiyaçlarına; saf ve temiz duygularla bezenmiş sevgi refleksine muhatap olduğunu görmekteyiz ta çocukluk yıllarından itibaren. İnsan hayatının tarihi süreci gözlemlendiğinde görülmektedir ki; belli bir süre çocuksu saf muhabbetlerle ![]() Bu duygular yelpazesi her geçen gün tekamül göstererek gelişmeye başlar sonra. Zaman su gibi akar. Gece ve gündüz ![]() ![]() ![]() Gün geçtikçe bağımlılık azalır anne ve babaya ![]() Gün geçtikçe bir “ben” in varlığını hisseder özünde. Fizyolojik ve rûhî gelişmeler birbiri ardınca çalar kapısını ![]() Onları tanıdıkça ![]() ![]() Taht kuracak yeni yürekler ![]() Önceleri minicik yüreğine kocaman sevgiler sığdıran çocuğun her türlü çıkar ve tutkulardan ![]() ![]() ![]() Şimdi ise bambaşka bir yüzüyle tanış olmuştur sevginin. Sevdanın kocaman ama zarif kanatlarıdır artık göğüs kafesinin ardında çırpınan. Yüreği sığmaz olur yerine. Onunla olmak ![]() ![]() ![]() Fıtratında ki gelişmeler böylesi bir akışın içine bırakıverir onu doğal olarak. Fiziken büyümekte ![]() ![]() ![]() İnsan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu duygu insan için öyle büyük bir zenginlik ya da öyle harika bir lütuftur ki; özel bir gayret ve yeteneğe gerek kalmadan suyun akışı gibi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundandır ki; yürek bir can ister yaratılmış canlar arasından; birlikte çarpacağı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan iki ayrı bedende birlikte nefes alan ![]() Sevilen ve sevgisine karşılık bulabilme talihini yakalayan kalp adetâ zarif bir kelebek kanadına tutsak düşer. Öyle garip bir tutsaklıktır ki bu; bitmesini istemez. O bağımlılıktan özgür olma ihtimalinin endişesi bir kor gibi düşer özüne yüreğin. Tüm hücrelerini amansız bir ateş sarar. Vuslat yağmurlarından başka hiçbir şeyin söndüremeyeceği bir ateş harmanıdır artık yüreği. O hücreden çıkma yada çıkarılma endişesi acıtır canını ![]() Sanki kanı çekilir damarlarından âşık’ın ve aşkın. Canı’sız kalmak endişesi üşütür tüm benliğini ![]() Güneş her gün bütün sıcaklığıyla doğsa da o’nu ısıtmaktan aciz kalır. O’nun güneşi Canı’sı dır. O doğmadıkça vuslat ufkundan bir güneş gibi kesinlikle ısınamaz âşık’ın üşümüş yanları Kendisine hücre edinmiştir bu tutkuyu; ipek böceğinin kozasına hapsedişi gibi kendisini. O hücre hayat olur kalbe. Orada nefes alır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hücrede tutsak kalmayı en büyük özgürlük olarak kabul eder. Bu bir sekerât-ı sevdâ’dır ![]() O hücrenin sahibini görmek bir hayat ışığı olup yansır gözlerinde. Tatlı bir meltem ![]() O’suz yaşam derin bir koma iken ![]() O’nun dilinden dökülen sözler dünyanın en özge melodisi ![]() Bir tebessümü ısıtır tüm varlığını ![]() O’nunla paylaşılan her lokma bir lezzet aşkınlığıdır tadına doyum olmayan. O’nunla paylaşılan her yudum su sanki cennet ırmaklarından sunulmuş bir âb-ı hayat bâdesi gibidir; bir yanını serinletirken diğer yanını ateş yalımlarıyla yalazlayan. Susadıkça içer ![]() Yâri’nin sitem kâr duruşu ve suskunluğu hançer gibi saplanır yüreğine baldıran zehri cinsinden. O’nu yeniden konuşturabilmek bir bayram gönenci gibi kuşatır yüreğini. Yüzü bir seyranlıktır tadına doyulmayan. Bir an bulutlansa yüzü sevdiğinin ![]() ![]() Gözleri engin bir denizdir içine dalıp kaybolarak kendisini bulduğu. Bir an nemlendiğini görse içinde hicran çağlayanları coşar. Bir damla yaş aksa canısı’nın gözlerinden ![]() Âşık bir başka iklimdedir artık; her ânı o’nunla dolsun ![]() Bu duygular aktıkça yüreğin ırmaklarından ![]() Çoğu zaman unutulur her nedense hayat’ın didişilerek tüketilecek kadar kıymetsiz ve uzun olmadığı. Unutulur her nedense bir kalbi mahzun etmenin yüce yaratıcıyı da darıltacağı. İnsan bu duygu ikliminden ve sevgi atmosferinden uzaklaştıkça sevmenin anlayabilmek ![]() ![]() Her örseleyiş bir sam yeli gibi ağar üzerine sevginin. Tüm sevgi ve saygı fidanlarını kapıp sürükleyen bir iç sıkıntısı heyelanı başlar yüreğin yamaçlarında. Ve her ilgisizlik habis bir sülük olup emer sinsi ![]() Yüzlerde ki her asılma ![]() ![]() Nefes alamaz olur sevgi böylesi iklimlerde. Bu stres güvesi devam ettiği sürece her geçen an yok eder sevginin nefes alacağı nadide iklimi ![]() ![]() Unutulmamalıdır ki; sevgi hep; ışıldayan iki çift göz ![]() ![]() Bunlar gıdası olur sevginin ![]() ![]() ![]() Bunlara bağlıdır yaşayabilmesi ![]() Bir birine sevmeyi ![]() Ey sevgili! selam olsun sana ve sevgiyle çarpan tüm yüreklere… |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|