sonforum.org

sonforum.org (https://www.sonforum.org/index.php)
-   Aşk, Sevgi ve Evlilik (https://www.sonforum.org/forumdisplay.php?f=88)
-   -   Gönül Zarfında SakLı Pulsuz MektuplaR.. (https://www.sonforum.org/showthread.php?t=27757)

Hasret 01-22-2009 04:17

Yüreğimin hasretinden eridiği gecelerde merak ediyorum seni..

Yanakların hala yumuşacık mı?

Bakışların gene en sevdalı halinde mi?

Sesin hala insanın içini ısıtıyor mu?

Sevgin hala yaşama sebebi oluyor mu?

Benim için fark etmez aslında, her zaman en güzel halinle

Aklımdasın..

Canımdasın.



Beni boşver

Ben gene bildiğin gibiyim

Tebessümlerim birer borç gibi üzerime yük oluyor

Sesim yokluğuna isyan

Parmaklarım saçlarında dolaşmayı özlüyor

Dudaklarım sana hasret

Yüreğimle öpüyorum seni

Varlığın her zamankinden daha çok özleniyor

Düşlerimle kokluyorum seni



Bütün varlığımla sevdim seni

Sen yoksun artık…

Ben de olmamak istiyorum…



Bizi birbirimize zincirleyen sözlerimiz vardı

Birimiz düştüğünde diğeri onu tutacaktı

Birimiz ağlarken diğeri gülmeyecekti

Benim için sadece sen

Senin için sadece ben olacaktı

Bizim sevdamızın zayıf halkası olmayacaktı..



Bazı geceler kabuslar görüyorum, artık var olmadığını görüyorum. Sıçrayarak terler içinde uyanıyorum birden. Kalbim sanki intihar etmek istercesine atmaya başlıyor. Sadece rüyaymış….

Diyemiyorum…



Yüreğindeki sevgide boğulma hayali ile yaşarken

Gözyaşları ile boğulma gerçeğinde soluyorum

Gittiğini düşündükçe içim ürperiyor

Umutsuz kalbim bu gerçekle yüzleşmeye gücü yetmiyor

Hepimiz yalnız ölücez sonunda

Benimki erken oldu diye şikayet etmiyorum

Ölüm bile bizi ayıramazdı

Ayrılık bizi öldürdü..




Herşey kararıyor artık

Ne gökyüzü mavi, ne de güneş parlak..

Son nefesim sana ağıtımın son notası

Acıların anlamını yitirdiği eşsiz melodi

Eğer bir gün senin de sebepsiz yere için ürperirse

Bil ki son kez yüreğine sevgimi fısıldıyorumdur

...

Hasret 01-22-2009 04:18




Ayrılığın
hiçbir acıya benzemeyen,
tarifi olmayan derin sancılar yaratan bir his ve
dibe vurmuşluğun anlamı olduğunu
Aşkıma ayrılığın gölgesi vurduğunda anladım!

Her şey yolunda giderken
Mutluluğu ifade etmenin farklı yollarını aramaz kimse
gerek duymaz sadece doyasıya yaşamak ister mutluluğunu..

Kalbine saplandığında ayrılık hançeri
o acıyı ifade etmek için adeta saldırır sözcüklere...
Uzun uzun cümleler kurar
yüreğini parçalayan,iliklerine kadar işlenmiş olan acısından az da olsa kutulmak için.

Fakat bilmez ki
içini dökmeye acısını hafifletmeye çalıştıkça
Bir kaynaktan çıkar gibi sevgiyle karışık nefreti çağlar içinde...
Sarar tüm benliğini...

Soranlara ''unuttum'' derken,kalbi haykırır aslında
''Ne unutması! Gün geçtikçe bağlanıyorsun,özlüyorsun
yokluğunun acısıyla başedemez hale geliyorsun'' diye...

''Sevmiyorum'' der,sürekli tekrarlarsın kendine
gönlünle kavga edersin,isyanlara sarılır kalbini avutursun
yastığınla paylaşırsın yalnızca yaşlarını...

Kalbinden habersiz gizlice düşünmeye kalkarsın da
sarsılırsın yüreğinin sızısıyla...

Düşüncelerin arasında ''düşünmeli miyim?'' diye düşündüğün
tek düşüncedir...


Düşlerindeki yitip gitmiştir...

işte AŞK böylesine yücedir...
AŞKı her yüreğin yaşaması gerekir...

Hasret 01-22-2009 04:19



Bu gece yüreğime ılgıt ılgıt bir hasret düştü, seni hatırladım.
O an iki damla yaş süzüldü gözlerimden yüreğime, sana olan sevgim yağmur gibi döküldü gönlüme. Bütün mutluluklarım seninle başladı, umutlarım seninle yeşerdi. Sen benim mevsimlerimin bahardalı, gönlümün sevdalı masalısın. Seni kaleme alıp yazmak istesem, geri kalan zamana sığmazsın ki...!!!

Sen yoksun ya; mevsimlerde tat var mı sanıyorsun...!!! ne baharlar bahar, kalbim buruk mu buruk. Gönlüme hele hele de gözlerime söz geçiremiyorum ille de seni istiyor, hep seni arıyor. Kafamın içi ise bir deli poyraz. Sen akşam serinliğinde gönlüme dökülen gönül türküsü, sabah süzgünlüğünde ise gözümdeki yaşsın. Vurulup kalmısım gözlerine, bir içtenliği varki gözlerinin tutsak almış gönlümü.

Bakışlarında kuşların ürpertisi ve çocukların masum korkusu hakim İşte en çokta bunu seviyorum. Sana içindeki dağlardan sesleniyorum! geceler sabaha susamış, hayaller gerçeğe, ben sana. Haydi tut ellerimi ve sakın bırakma. Küçük bir çocuğun karanlıktan korkması gibi seni kaybetmekten korkarım.

Seni özlemediğin, duyup hissetmediğim an yok ki özleyişim o kadar içten ki hemen gözyaşlarım yanağımda tomurcuklanıp yuvarlanıyor
ardından tatlı bir uykuya dalıyorum. Rüyamda ruhumda ki bulutların dağıldığını ve oluşan gökkuşağı altında o sevimli hayalini görüyorum
işte bu durum beni biraz olsun ferahlatıyor ve özlemini gideriyor.
Gözlerim hayallerinin peşinden koşa koşa yoruldu. Bakışlarının gönlümde bıraktığı etki hala devam etmekte. Geceleri tatlı hayallerine dalarak uyumak bir hastalık bir alışkanlık haline geldi. Sabahlara kadar hep seni anmak, seni düşünmek en büyük meşgalem oldu.

Gönlümde periler kadar güzel hayallerin gözlerimde ise aşkının parıltısı var. Geceleri yıldızlara bakarak, gündüz güneşe dert yanarak, hep gelmeni umarak, seni bekledim.

Seni gecelerin en masum yakamozlarından, benim gibi yanlız gezen yıldızlardan sordum. 'SEVİYOR,GELECEK' dediler doğrumu
kavuşmak ölümse ayrılık zulüm elbet kavuşuruz sabret gülüm tek sana ait kanayan şu gönlüm ben yolumu çoktan seçmişim ya sen ya ölüm....!!!"

Sen
yollarim hep sana cikiyor. ben sana yürüyorum. En guzel cicekleri toplayip demet demet sana vermek istiyorum.
Menzili olmadan, nereye varacagini sormadan, aşkın rehber oldugu bir yolculuga cikip sana varmak istiyorum.
Evimin butun duvarlarinda senin yuzunu gorup, bana baktigini hissetmek istiyorum.
sokakta bana bakan her insan, yuzumdeki tarifsiz sevinci gorup hayrete dusuyorsa....
hayatin en anlamli seyi ne? diye sorduklarinda hic tereddut etmeden senin adini veriyorsam eger bu ASKtir.

sen
yillardir icinde sakladigin ve haykirmak icin biriktirdigin sevda sozcuklerini de alarak gel.
ya da tek bir söz bile etmeden, suskunlugunla gel.

sen
Gitme. Gidersen.... Gozumdeki son piriltiyida alir goturursun. Bir zemherinin ortasinda titrek ve bir basima birakirsin beni. Yapma.
Senin gozlerindeki derin ucurumlarda bir dagci edasiyla gezinmek mutlu ederdi beni
Gulusunun seni guzellestirmesini seviyordum
Hic bir sevginin saf ve masum olmadigin bilerek gel.
NEREDE KIMSESIZ BIR AŞK VARSA ÇEKER ORAYA GİDERİM.
sen de gel.


ÖLÜM
kelimeler hic bu kadar zor olmamisti bana.
Ölüm, yoklugunun diger adidir.... her seyi birakip gitmenin diger adi ölüm..... Ölüm.... umutsuzluk gibi......... umutsuzlugun ardindaki o delice yasama ozlemi gibi.....
ölmek ayiptir, yasamak ondan da ayip.
yasamak artik bir imaj sorunu


ve ask;

öldürmektense ölmek daha onurlu bence

Beni sev ama öldürme...

Hasret 01-22-2009 04:20

Tam beni tamamlayacağını düşünürken,yine ben eksik kaldım.gülümseyişlerim takılı kaldı yüreğimde.
Sonu yok,ışığı yok bir yolda ıssız sessiz kaldı sevdam.Ama sen gittin...Korkup kaçtın belkide bu sevdadan.
kocaman yüreğiyle seni seveni sen sığdıramadın kalbine;taşıyamadın doğru dürüst...
bu kadar çabuk pes edişinde ondandı belki.Başka cümlelerin ardına sığınman,yalan yalnış sevdalara takılman..

Gözlerine baktığım zaman çoğaldığımı hissediyordum.Öyle anlamlıydı ki;hayatın tüm gizemi senin gözlerindeydi sanki...Herşey o ''çakır'' yeşilin içinde saklıydı.Ama sen aniden kapattın o gözlerini;aniden aldın yeşilimi benden...Tüm sırlarda o yeşil kutuda kapalı kaldı.İşte ondan sonra başladı herşey...kalp ağrılarım,baş ağrılarım,gece yarılarında sebepsiz haykırışlarım.....

Bana bıraktığın ve içimde kalan ''yeşil''di belkide bunlara sebep olan...Kötü bir oyun seyrediyorsun geçecek diyordum kendime.Bak geçince hiç birşey kalmayacak..arda kalanlar eskiye uğurlanacak diyordum.Ama olmadı.geçmedi.herşey artarak dahada çoğaldı..pişmanlıklar sardı çevremi ''keşke''ler birikti içimde.''acabalar''dolaşıp durdu beynimde...Hepsi benden bağımsızdı.Hiç bir organıma söz geçiremedim..Hep sen çoğalıyordun,hep sen büyüyordun içimde...

sana dönüşmeye başladığımı anlayıncada bir direniş başlattım kendime..Artık hiç konuşmuyorum kalbimle...Kendi haline bıraktım onu,ne derse desin ne isterse istesin;artık hiç aldırmıyorum..Tıpkı derindondurucudan çıkmış gibi bir kalbim var artık benim..Buz gibi....içindeki herşey dondu.Sevgiler,sıcak gülümseyişler,arzular,istekler...Belki birgün;üzerindeki buzlardan sıyrılıp artık bende varım diyerek ortaya çıkar ve bana döner;kimbilir.Ama o güne kadar.Buz gibi ''yeşilin''arkasından bakacağım dünyaya....

Senin bana verdiğin o ''acı yeşili'' yaşayacağım..kolay değil çünkü;kalbimde dallanıp budaklanan o ''yeşil''i bir anda kökünden sökmek.o yüzden zamana bırakıyorum herşeyi.Bakmadığın bir çiçek nasıl soluyorsa..O ''yeşil''de birgün elbet solup,sararacak..

Hayatımda ilk kez sana açtığım kalbimde bundan sonra....Sadece bahara açacak..sadece bahara...

Hasret 01-22-2009 04:20




İçimdeki çok seslilik yoruyordu kaç zamandır ruhumu. Olur olmaz zamanlarda ben bunu hak etmedim naralarıyla,çığlık çığlığa uyanmaları adet edinmiş yüreğimden sıkılmıştım.Sabredince geçer sanıyordum bu kabuslar,ben bana rest çekmişken şu zavallı yüreğim geçmeyi başaramadı aşkın sırat köprüsünden.Bulutları mesken eylediyse gözlerim hor görmesin kimse;kendimce haklı sebeplerim var,güldüğüme ne bakıyorsun ey gönül gülücüklerimde saklı sobelenmemiş acılarım var.


Efkar basmıştı ayazın hakim olduğu gecelerimi.Yalnızdım,korkuyordum,savunmasızdım gecenin çıplak koynunda.Üstelik aklımda bin bir türlü düşünce hele bir tanesi var ki kes yüreğinin dilini diyor canice.Yürek aşk savaşında zaten mağlup,gururu serde değil yerde elinde kalan bir acı ağıt,varsın ben sıkılayım da yüreğim çığlık çığlığa söylesin şarkısını.



Dudağımda yarım kalan söylenmemiş son sözümdür
Baki olsa da ayrılık aşk her daim ölümsüzdür


Bir başıma kaldığımda,avunmak için eski hatıralara aşererdim.Avunmanın en güzel yolunu bulmuştum kendimce.Mutluluğa sana yani beni yıkan yakan gülümseten ne kadar anı varsa hepsini aynı anda yaşamak arzusu dolardı içime.Yalnızlığa tahammül edemeyen bir ruhum vardı,güçsüz biçare görürdüm kendimi böyle zamanlarda.Eskimiş zamanların yıkık dökük hikayelerinin barındırdığı küflü,devrik bir cümleden farkım olmadığını hissederdim.Nasıl da korkardım bana müsaade gitme vaktidir artık dediğin anlarda.Ah bu ürkek çocuksuluğum,kimliğini yüreğinde yitirmiş halsiz hallerim…


Ayrılıklar da sevdaya dahil, diyen şair ayrılığı gerçekten yaşamış mıdır,acısının ne olduğunu biliyor mudur? Bu kadar kolay kabullenilen bir duygu ise ayrılık neden hala yüreğim damla damla kanıyor.Ya ben sevdanın tanımını yanlış biliyorum ya da bu şair ayrılığın ne olduğunu bilmiyor.


Geriye dönüp bakmak,eskileri anmak,gözyaşları içinde kabuslardan uyanmak,varlığına şükretmek yerine lanet okumak.İşte böyle,her sahnesinde ayrı bir dram yaşar yaşatır hikayem,yalnızlığın şarkısına her gece yüreğim vokal yapar.Dili olmadan şarkı söyleyebilmek kaç yüreğin harcıdır,böylesine büyük sevmek bilseniz ne dayanılmaz bir acıdır.


Ben bir hata ettim,yüreğimin dilini kesince acılarım haykıramaz sandım.
Acının,gözyaşının sesini duyurmak için dile ihtiyacı yokmuş geç de olsa anladım..
Her gece usanmadan,sıkılmadan,bıkmadan hep aynı şarkıda ağladım



Varsın eller gönül yarası kapanır sansın
Kabuğun altında sevgili sen kanayansın



...

Hasret 01-22-2009 04:21




Düğümlendim..
Her bir düğümü tek tek çözmeye çalıştıkça ellerimle, yeni düğümler oluşuyor adeta, hiç çözülmeyecekmişçesine..
Bu kez her şey daha zor...

Aslında zor olan ne sensin ne de hayat. Zor olan benim bana..
Artık zor geliyorum kendime.. Yoruldum...

Bir daha düşersem, kalkamayacağım ayağa, hissediyorum. Belki uzatacaksın elini ama, bu kez ben tutamayacağım, biliyorum...
Gözümün bebeğinde, yüreğimin en saklı yerindesin sen. Kimselere göstermiyorum seni, hatta bazen kendimden bile gizliyorum.
Varsın aklım sensiz bilsin yüreğimi...

Yokluğun içimi acıtıyor. Buna rağmen kal istiyorum, içimde bir yerlerde.

Sanki seni çıkarıp atarsam, tamamen kaybolacakmış gibi geliyor sana dair ne varsa.

Sana ait olan izler silinip yok olacakmış gibi, senli kelimeler yazamayacakmış gibi kalemim bir daha..

Her tutunmaya kalktığımda sana, dipsiz kuyulara çekiliyor ruhum. Çıkmaya çabalarken gücüm tükeniyor gitgide. Bir gün temelli bitecek, fark ediyorum..

Tüm şarkılarım, tutsak olup sensizliğe, çığlığa dönüşüyorlar içimde. Yüreğimle bağırıyorum, sen duymuyorsun, sen bilmiyorsun..

Bir zamanlar gecelerimi aydınlatan gözlerin, şimdi karanlığa çağırıyorlar beni. Kapatıp gözlerimi, düşlerimde buluyorum seni. Açtığımda yine gidiyorsun. Ve ben yine karanlıklara uyanıyorum.

Üşüyorum...

Beni üşüten ne ayazları kışın, ne de yalnızlığım. Yokluğun üşütüyor beni, bir yandan yakarken yüreğimi..

Göremezsem gözlerini, hiç aydınlanmayacak günlerim..
Tutamazsam ellerini, hiç ısınmayacak yüreğim...

Hasret 01-22-2009 04:22



''Satırlarıma ‘SEN’ değil,
Özlemin dökülüyor…
Olmazsa olmazım ‘SEN’ ’…
Yoksun işte…
Bir hayalden ibaret özlemlerim…Yastığıma başımı koyduğum da sadece ‘SEN’’li hülyalara bırakıyorum ruhumu… Dışına çıkılması zor bir yol gibisin…Çıksam, düşeceğim sanki uçurumundan…
Oysa yoksun, varlığımın sınırlarında…
Anladım ki ‘SEN’ kolaylaştırdıkça anlamını, ben zorlaştırıyorum ‘SEN’i…Oysa basit bir oyunsun, beynimin içinde karmaşaya sebep olan.
Ve karmaşık olan ‘SEN’ değil, ‘SEN’sizliği anlamak…
Hangi kelime, hangi cümle ‘SEN’sizliği anlatabilir ki ?
Düşünüyorum da düşünecek bir şey yok özünde…
Varlığının yerine yokluğunu kabullenmeyi öğrenmeli avaz avaz…
Bir ‘SEN’sizliği bir de yalnızlığı yaşayabilmeli içimde ki sesliliğe rağmen…
Oysa,
Bıraksam çığlıklarımı terkini sindirecek suskunluğum…
Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olacak ‘SEN’sizliğe giden her adım da…
Biliyorum, kendimi kandırıyorum zamana karşı…
Ve bilmek bahane değil ‘bana’…
Olmazsa olmazım ‘SEN’…
Yoksun işte…
Ve görmüyorsun…
Sana gözlerim değil,
Yüreğim…
Bedenim…
Ağlıyor ! ...''

Hasret 01-23-2009 04:55

Daha kaç geceler böyle sessiz, böyle sensiz yaşayacağım?..Bilmiyor musun ki ey yar, beni ne çok mahvediyor uzaklığın, ne çok bölüyor kalbimi kalbin... Bir gece daha başlıyor... Önümde upuzun yaşayacağım bir gecem, bir karanlığım daha var.Saatlere, saniyelere gireceğin; damarımdaki kanıma kadar işleyeceğin bir gecem daha başlıyor... Bir gecem, bir sevdam daha başlıyor ama yazık ki gözyaşları ma giren olmayacaksın yinede.

Beni artık acılarımla baş başa bıraktı ağlamalarım. Göz yaşlarım bile beni terk etti.Sen geldiğinden, sen olduğundan beri tüm her şey beni terk etti. Ben de tükettim onları zaten.Evet artık geceleri uyuyamıyorum. Karanlıklar başlar başlamaz başlıyor kalbimin ağlamaları.Önceleri onları dinlemeye, onlara ses vermeye çalışıyordum. Fark etmiyormuşum gibi davranıyordum. Sırf o karanlık geceyle yüz yüze gelmemek için.

Biliyordum o yalnızlığı yaşamam gerekiyordu. Bir insan arıyordum yanımda, geceyi bana unutturacak.
Onun iyi, güzel ve çirkin olması da önem taşımıyordu. Yeter ki olsun yanımda.Olsun ki gece üzerime üzerime gelmesin. Yanımda birini görüp vazgeçsin benden.Veya yanımda birileri olsun da unutayım istiyordum SENİ.

Biliyordum ki geceyle yüz yüze kaldığım zaman “Sevda” dışında bir şey olmayacaktım.Sonra, sonra bu dönem de kayboldu. Yalnızlığı arayan, yalnızlığa özlem duyan oldum.O karanlık gecelerin ıssızlığına gömülmekten kaçamaz oldum. Çünkü onlar da seni buluyordum. Çünkü bana gündüzlerin veremediğini veriyordu geceler SENİ...
Gündüzlerde yoktun, aydınlarda yanımda yürüyen değildin. Ama geceleri öylemiydi?... Geceleri yüreğimde yürüyordun ve ben adımlarında yaşayandım. Artık uyuyamıyorum. Hem de hiç mi hiç Ne kadar çabalasam da olmuyor. Bir garip ağırlıkla kah seni bekleyerek kah gelmeyeceğinden emin olarak geçiriyordum saatleri.
Seni yaşıyordum. Gecelerde yüz yüze kalıyorduk seninle.Gece vefalı, fedakar bir anne gibi kucağına alıyor beni sabaha kadar götürüyordu. Zaman akıyor muydu, geçi yor muydu bilen değilim. Hiçbir zaman da bilen olmadım.

Bu yaralarla, bu kanıma işleyen aşk yangınlarıyla sabaha nasıl kül olmadan varabiliyordum? Bilmiyorum gerçekten. Yanmaktan ateş olduğum bu gecelerde beni tüketmeyen neydi?Sevgin mi? Beni evirip çevirip kora getiren söndürmeyen neydi?Bağrımdaki yangından neden yok olmuyordum? Beni sabaha vardıran geceler miydi yoksa? Geceler Benim gecelerim...... Senin gecelerin... Seni yaşadığım Geceler. Gönlümde bir derin yarasın sen!

Bu gecelerde de çok şey istedim bir şeyler yapabilmeyi. Elime çoğu kez kalem kağıt alıp seni yazmayı istedim. Olmadı ama. Kalbim seninle öylesine doluydu ki her hareketim sönük kalıyordu.Ben çaresizliği kapılıp gidiyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Saatlerce, saatlerce oturup seni düşünüyordum. Kalbimde bastırmaya çalıştığım duygularıma ilk olarak geceleri yaşama hakkı veriyordum.Herkesten gizlemeye çalıştığım o korları gecelere çıkartıyordum sanki. Gecelerden saklamıyordum hiçbir şeyi. Gecelerle paylaşıyordum, ve geceler sarıyordu beni. Beni alıp sensizliğin okyanusunda boğmuyordu.

Beni sensizliğin zirvesinde, en uç noktasında aşkın sonsuzluğuna götürüyordu. Artık bu geceleri sevmeye başlıyorum. Bana seni getiren geceler..... “Benim gecelerim onlar.... Benim senlerim benim yalnızlıklarım, benim aşklarım diyebildiğim gecelerim.” Evet artık uyuyamayan, ağlayamayan gözlerime ağlamıyorum. Gecelerimi de feda ediyorum sana. Gündüzlerde söyleyemediklerimi gecelerde haykırıyorum. Ve uçsuz bucaksız seviyorum seviyorum SEVİYORUM. Artık uyuyamıyorum, evet. Uykular haram oldu bana senden sonra. Hem nasıl uyuyabilirim ki?Gözlerin var artık gecelerimde, senin gözlerin senin karanlık gözlerin.. Hiç görmediğim gözlerin....Sanıyorum ki artık sana yalnız ben değil, geceler de vurgun!

Beni böylesine koynuna alışı, karanlığında bunca aydınlatması neden? Evet sen öyle güzel, öyle güzelsin ki, geceler de seni sevdi.Öyle ki sana ihanet edip de seni yaşamıyormuşçasına uyumaya, gözlerimi yummaya çalıştığım zaman hemen giriveriyorlar içime ve seni getiriyorlar bana. Gözlerimi öyle bir açıyorlar ki bir dahasına kapayamıyorum bile.... Ve ağlayabilmeyi diliyorum bazı geceler. Bunu gecelerden sonsuza diliyorum.Ağlasam, doyasıya hıçkırırcasına ağlasam belki seni bir parçacık olsa unutur ve kendi içime gömülür birazcık gözlerimi yumabilirim diye düşünüyorum. Sabahları uykuda yakalayan olmaktan çıkıp, sabahları uykuda bulunan olmak istiyorum. Bunun için istiyorum ağlayabilmeyi. Sana olan özlemimi, içimde bir dağ kadar ululaşmış hasretini belki bir parça dindirebilirim diye düşünüyorum.

Belki seni birazcık gömebilirim de yüreğime, rahatlarım diye umuyorum olmuyor. Ağlamaya çalışıyorum, ağlamalarım bana isyanlar ediyor. Geceler bana bu isteğimi vermiyor. Ne zaman ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup kalıyorsun gözlerimde. Gözlerimde donan birkaç damla yaş oluyorsun, o yaşları da sarıyor geceler.

O yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler beni... Geceler unutmamı istemiyor seni, geceler bana ihanet ediyor. Geceler senden yana sevdiğim, geceler seni yaşamamı istiyor. Sözümü dinlemiyor..... Güneşi özlediğim oluyor arada bir. Yeter diyorum bunca yıldızla arkadaş olduğum. Seni unutup da yıldızları gördüğüm anlar olursa tabii.

Beni böyle gördükleri zaman anlamıyor insanlar. Nasıl böyle saatlerce kalabildiğimi sorup duruyorlar. Böyle tüm dünya uyku içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı dayattığımın sırrını anlamıyorlar. Ve onlar bilmiyorlar ki içim bir kordur...Tüm dünya, tüm tabiat susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde gizlenmektedir tüm dünya... Ben içime tüm insanları,,, tüm milyarları almışım. Farkında değiller. Herkesi ve her şeyleri sığdırmışım içime. Bir sen sığmıyorsun, bir seni sığdıramıyorum kalbime, bilmiyorlar...Ve senin uzaklığın, ve senin gece kadar olan uzaklığın... Bana öyle uzak öyle yabancısın ki sevdiğim, seni senden istemeye korkuyorum. Geceleri bu yüzden seviyorum. Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... ve seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni gündüzleri istemeyişim.

Evet sevdiğim bana her şeyden ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor, her şeyi paylaşıyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun. Ama ama sitem bile etmiyorum... Sana söyleyecek söz bulamıyorum. Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam biliyorum geceler alır onu elimden, dilimden de. Sana söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin vermez. Ve ben seni yaşıyorum. Olsa olsa sana “BU SEVGİYİ YAŞA” diyebilirim. “Gel birlikte yaşayalım” demeye dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına. Kaybettiğim değilsin.

Ben seni hiç yitirmedim. Çünkü içimde taşıdığımdın hep. Benden bir parça oldun sen. Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de kaybolmayacaksın. Evet, seni anlamakla, seni yaşamakla, seni sevmekle geçirdiğim bu gecelerde, sabahladığım bu gecelerde, benden çok uzaklarda bulunan sana uykularında bir rahatlık veriyorsa sevdam, ne mutlu bana. Gecelerim...“Sarın yaralarımı geceler” demiş bir şair.. Beni bu geceler mahvetti desem haksızlık mı ederim onlara. Beni sen mahvettim desem yalan olur bu. Ama beni bu geceler, geceleri de bana musallat eden sensin. Senin sevdanla başladı gecelere sevda yazmam. Sevda masalı okumam bundandı. Ben bu gecelerde tüm karanlıkları dağıtabilirim. Bana hüzünlerini, bana acılarını ver sevdiğim. Ver ki senin acılarını da ortak edeyim gecelerime. Ver ki gecelerle kavgalı olayım.Şimdi seni getirdikleri için onlara ses bile çıkarmıyorum. Sen yaşadığımsın, yaşatanımsın. Sevdamsın sen...Belki ben anlatamıyorum ama geceler bu sevdaya şahittir. Çünkü artık onlarda bu aşka ortak oldular. Belki benden bile çok seviyorlar seni. Ben seni hiç mi hiç gözlerimle bitirmek istemedim.

Ve gecelerin içinde, gecelerle birlikte hep sevdim seni...VE HEP SEVECEĞİM...

Ne kadar birlikte olamayacağımızı bilsem de Ben ve Gecelerim Hep seveceğiz seni...

Hasret 01-23-2009 04:56



Kaybolursun kalabalığın içinde, yok olursun tuhaf bir serseri gibi... Umursamazsın belki insanların üzerine gelmesini. Hatta bazen çok ilginçtir, kahkahalarınla gülersin komik geldiğinden mi bilinmez. Ölümden kaynaklanır belki de yaşayamamaktan doya doya!

Rüyalarında düşler görsen, rüyalarında gerçekleri gerçekten hissetsen kısaca ayaktayken yatsan uykuya, bilinir mi gerçekler? O zaman belki de ıslak düşler resimlerde kalır, belki de kalmaz... Bilinmez ki dimi? Ama birşeyi çok iyi bilirsin. Oradasındır! Kalabalık içerisinde yaşayan bir serseri. Bazen birilerinin seni tutmasını, yardım etmesini beklersin düşmeden hemen önce, bazen de yaklaşanları, sıcak davrananları görür, hisseder; kaç benden dersin. Git! Uzaklaş!

Fısıltı gibi gelen merhabalara yeni bir tanesi eklenir ve hâlâ dimdiksindir , boynu eğiklerden değil!

Her şey yolunda dersin, güneş yakmaya , insanlar sıkıştırmaya devam eder. Bir ara güzellikler parıldar ama bazen de söner. Aşktır belki bu. Yolda devam edersin yürümeye ve bir an..... yollar ayrılıverir. Tekrar tut beni dersin, tut beni! içinde patlamaya hazır balondan bahtiyar, yalancı kimlikleri hayatın ve koşup kaçmaya başlayan insan, sen!....

Bazen her şey doruk noktasına ulaşır ve durursun.. Karşında birini farkedersin aniden. Düşünürsün. Hiç yolda olmayan biridir, bir anda kendini bulursun onun yolunda veya o seni bulmuştur senin yolunda. Bir ucunda sen bir ucunda o. Ortada buluşalım dersin ama ne yol vardır ne de hayatın doğruları o anda.

Fısıltı bir merhabayla başlar ve elvedayla biter...

Güneş yakmaya devam eder. Herşeyi çıkarır, istenmezleri atıverirsin üzerinden. Sev beni dersin. Sev beni, hiç kaçırmadan gözlerini sev beni. Anla beni dersin. Güneşin yakışını , ayçiçeklerinin boyunlarını güneşe çevirmelerini izlersin... Kırılmayı hak etmedim ben dersin. Kırılmamalıyım!

Ama....

Bu kalabalık içerisinde senin gibi olan biri daha vardır, gözlerini senden hiç ama hiç kaçırmayan biri. Önce göremezsin onu. Ya da görürsün ama dikkat etmezsin. Sonra düşünürsün. Kalabalığın içinde yalnız bir serseri dersin ona, belki de lüzumsuz biri. Gelişimi anlayamazsın, degişimi olduğu gibi... ama kimbilir belki de anlarsın... işte o zaman aklıselim gezmeye gitmiştir. bilemezsin ki.. Anlayamazsın onu. Anlayamazsın onun hissettiklerini, ya da anlarsın ama tahmin edemezsin, kendi hissettiklerini.

Sev beni diyeni anlayamazsın, seni sevmeyini anlayamadığın gibi.

Kalabalığı oluşturan tüm yalnızlar hep bir araya gelir, monotonluk artık yok derler! Yarınlardan, geleceklerden bahsederler, güzelliklerden bahsederler. Haykırırlar. Söylenenler, bilgiler, sevgiyle eyleme dönüşür. Zaten öyle değil midir? Bilgiler eyleme sevgiyle dönüşmediği sürece sıfırdırlar.

Güneşin, aydınlığın bu büyük zaferinden karanlık korkar, kaçar gider başka karanlıklara. Tutulamaz sensizliğin mahçupluğu. Sessizlik rahatsız eder, kendini zavallı, suçlu hissedersin belki de... dayanamazsın mantığın direnişine ve işte o an! Düşlediğin andır belki de...


Saat: 20:34

lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000-2026, Jelsoft Enterprises Ltd.

SonForum.org 2007-2025