sonforum.org

sonforum.org (https://www.sonforum.org/index.php)
-   Aşk, Sevgi ve Evlilik (https://www.sonforum.org/forumdisplay.php?f=88)
-   -   Gönül Zarfında SakLı Pulsuz MektuplaR.. (https://www.sonforum.org/showthread.php?t=27757)

Hasret 01-19-2009 04:47




Temmuzda başlayan bir aşk'tın sen..

O zamandan belliydi belki de, yüreğimde ömrünce kalmak için değil de, kafana estikçe çekip gitmek için herşeye başlaman.. hayatımı yokuşa sürmen, değişken bir tavırla çıkman karşıma...Öncesini hiç düşünmediğim, sonrasını tahmin bile edemeyeceğim yalnızlığın bedeli belki de şimdiye kadar gördüğüm en acı tecrübe... senin kararlı ellerinde...

Bilmiyordun ki ilk an ki duygularımı.. Hatırlamıyorsun belki de... Oysa bir ömrün çerçevesine sığdırmak istediğim bir sevdaydın sen...

Kim bilebilirdi ki yüreğinde feda edebileceklerinin en başında olduğumu..
Günaydın...
Bu hayatım dedin, geldin yanıma.. Gel gitlerin arkasına sığınan ruhuna bir çok kez açtım kollarımı...Şimdi, ömrüm sensizliğin sensiz tarafını yaşıyor.. Sen ise bensiz yaşamakla, bensizliği yaşamayı çoktan aklına koymuşsun..

Artık durdum, ardından yalnızlığın ellerime bıraktığı dikenleri sıkıyorum avucumda.. kanıyorum.. inadına yenik düşüyorum sana.. sen kazandığını zannederken aslında ben bitiyorum ya da sen bitiyorsun ben de..

Yetişemedik, ya da yetemedik biz hiç birbirimize... Artık hangi rüzgâr kavuşturacak bizi.. bilmiyorum.. isterdim ki bir şans daha verelim aşka..bir olsun dileklerimiz.. . Kirlenmesin adı aşkın

Ama yoksun...

Hasret 01-20-2009 06:02




Düştüm cümlelerimden..Susuyorum..Susuzluğuma can ver nefesinle..."

Katransı bir geceden sonra " gül " doğumlarına şahit yüreğimle akıyorum satırlara. Ağustos ayazlarına maruz kalmış kalemimi kıyılarında umut dalgalarına vuruyorum..Susuzum biliyorsun. Ve bir o kadar uykusuzum.Giydir gözlerini Harami karanlığı gözlerime.Dudaklarım çölleşmiş. Vur bulutların nemini senli cümlelerimin benli boylarına..Durma öyle..Kaldır başını (son) baharlardan. Topla gülüşlerini vadesi dolmamış zamandan. Sancıları bağladım yüreğimin yamalarına. Karanlıklarda kaldım. Susuzluktan çatlıyor yüreğim.. Çölleşmiş topraklarıma " susmalarınla " düş...Yağ üzerime bulut bulut..Sal üzerine ıslak kirpiklerini. Savur gölgelerini delice bağrı yanık göğsüme. Eğ başını göğsümün kanayan yanına..Sesini aç yüreğimin..Duy yüreğimin kuruyan çığlıklarını..Hadi sevgili..Susuzluğuma yürek susuşlarınla can ver ..Geleceğime bin kurşun sıkan kuraklığa inat sözlerim ol nadasa bırakılmış dudaklarımda...Dua dua savrul yalnızlıktan kavrulmuş denizlerime. Varlığınla düş susuzluğuma.

" Mülteciyim zamansızlığın...Adressizim...Kıyılarında yaşamama izin ver....."

Sınır dışı hallerimi bilirsin sen. Kovulmalarımı, imla bozukluklarımı..Mülteciyim zamansızlığın. Adımlarımı çektim adreslerimden..Bir bavulu bile doldurmayan ömür sahifemi düştüm satırlardan..Adressizim. Hayat yekun yetersiz. Bakiyelerim hep karanlığa bölünüyor. Menzilim sen tut beni.. Ve öyle bir sev ki beni; ölüm bile hayran kalsın sevdana. Züleyha'nın Yusuf'u sevdiği gibi sev gibi.Gözünü karat..Kapat perdelerini.Benden başka göz bilme ..Adımdan başka hiçbir cümleyi alma dudaklarına.Avuçlarına yasla uykusuz gözlerimi.Öyle bir sev ki; Leyla gibi savur dudaklarından beni mim''siz çöllerine..Susuz bırak beni...Kurusun geçmişim..Yeter ki senin yanında olsun son nefesim..Sırtlan beni geleceğimi / kız düşlerimi..Kimliğimden soyunmuş bu adamı hüviyetine al..Sahiplen adressiz ellerimi..Yalnızlık etiketini, fişlenmiş geçmişimi, Filistin askısı gören kimliksizliğimi savur tozlu raflara. İçimdeki kekeme çocuğu sev. Şefkatine al öznesiz cümlelerimi..İki dudağından gayri bir yer bilmeyeyim.. Devrildim bir kez karanlığın ayak dibine..Yaralarım Eyyub gibi kanar. Sancılarım İsa gibi sabrımı yoklar...Hadi ölümle yamamadan hüviyetsizliğimi al beni cümlelerine.Ben susayım. Kapat üzerimi sesli kelimelerinle..Dizlerim kan revan. Köklerim ise ağıt figan..Kapındayım..Kıyılarındayım...Dağınıklığımı , yarımlığımı sen TAMAMLA.. Ve sonra her şeye göğsünü gerip benim sende YAŞAMAMA izin ver..

" Sürgüle Kapılarını..Ört üzerine Umutlarını..Sen ve Ben..Biz'iz artık..."

Beni ve seni biz yaptığın için diline kepenk vurmak isteyecek rüzgarlar.Beni hayatına aldığın için karanlıklar üşüşen saçlarına..Ayazlar kıyılarına dolacak..Küfür kokan yangınlar zorlayacak kapılarını..Sana kast edecek zaman. Beni yüreğine aldın diye bıçağın keskin yüzü beklese de seni, sakın boynunu bükme kekeme gecelere.Rest çekecek ölüm..Sen beni yaşat sonu ölüm ile müjdelense de susma sen..Eteğine uzanırsa militan yüzlü karanlıkların eli sakın çekinme elini tetiğini götürmeye.Vur alnı ortasından bize uzanan ayrılıkları.

Korkma sakın. Tek bir adım atma geriye..Bu doğum sancılı olsa da vakit tamam. Gün; güle, karanlık, fecre gebedir...Dilin vurgun yese de toprağa susmak yakışmaz sevgili...Tek toprağa vurulmaz kelepçe. Hadi durma öyle..Bağır bağırabildiğin kadar.. Yaşa beni gücün yettiği kadar..

" Yüreğinin sesini biraz daha aç ;
Çünkü hiçbir " gül " topraksız....
Hiçbir hayat " umutsuz " yeşermemiştir..."

Hasret 01-20-2009 06:03



Seni düşünerek uyandığım uykuların kuşatmasında daha yüzünü bile yıkamamış vazgeçmişliğim...
-Uyanır uyanmaz düşüncemdesin-diyen geçmiş zamanlara ait bir şarkının hissettiğimi dile getirdiğine inanıyordum ve inandığımı paylaştığım sen ,,,
İnanamadığım bir gerçekle artık yoksun!

Bu çetrefilli duygu canımı acıtmıyor şimdilerde..
Daha fena bişey yapıyor artık!
Aklımın,mantığımın ve yürekli yüreğimin gururunu incitiyor!
İncinmişlik yaşadığım ve bir kandırmışlık ile bittiğine inandığım hayal kırıklığının yaması sanıyor kendini üstelik...

Yamalı bir yürek!
Kötü mü ... Acınılası mı ...
Hiç sanmıyorum!

Benim için kocaman bir erkin simgesi,,başarmış olmaya varmanın pusulası..
Ve pusulam hep en doğruyu gösterecek kadar temiz kalpli...
Sapasağlam adımlar atacak kadar cesaretli..
Ve senden caydığından beri sevdam,iyiyi ve kötüyü kavradıktan sonra yani,
En doğru yönü seçebilicek kadar rehber kendine...

Ve sen...Ah yazık sen...
Taşıdığının kalp olduğunu sanan,hep ürkek adımları benimseyen,
Vazgeçen,kaçan,haketmeyen,aldırmayan,adamım ben diye kendini kandıran,aslında olmayan,olsada farketmeyen,hiç para etmeyen sen..

Elinde bozuk bir pusula ile doğruyu bulmayı umarak,aslında ilerlediğini sanıp kendi etrafında dönüp durmana sebep kürekler çekerek,
Kendini kandırarak yani bekliyorsun öylece..
İnandığını yol bellemekten yoksun,kendini tanımaktan aciz bekliyorsun ...
Yapabiliceğinin en iyisini yaparak yani!

Ben senden geçeli çok oldu..
Artık sen çokça yollardan geçip kendini bulmalısın!
Elindeki yüreğin gibi bozuk pusulayı at gitsin,
işe yaramadı yaramazda !

En parlak yıldızı ara ..
Bul onu!
O var ya işte o kuzey..

Ordan tahlil et şimdi kendini..
"Nerdeydim,nasıl bu tarafa döndüm..
Ne yaptım,nasıl yaptım..."

Ve bul hakettiğin kadarını ..........

Artık erer mi aklın,çizebilir misin yolunu,,
Olabilir misin hiç yoktan bir kişilik sahibi,
Diyebilir misin yürekliyim bilemem!!
Sadece ummak bile tüm bunları bir ütopyayken..
Belki bir ihtimal ..........



Gökçe ...


Hasret 01-20-2009 06:05




Ardından günleri saymaz oldum sevdiğim,sen gittiğinden beri zaman durdu bilemezsin.Yokluğunun acısı doldurmuşken yüreğimi, hayalin gitmezken gözlerimin önünden ve beynim izin vermezken anıların gitmesine saatim durdu aniden... Sensizlik vakti gelip çattığında akrep durdu yelkovan anlamdıramadı olanları bir anda...

Koca bir dünyada bir ben kalmıştım hareketsiz, herkes devam ederken yaşamaya ,bir benim bedenim ruhsuzluğunun acısını yaşıyordu gidişinin ardından.

Neden gittinli sorular dolduruyordu çevremi ve ben kulaklarımı tıkıyor, gözlerimi kapatıyordum cevaplarını bir türlü bulamadığım sorulara...

Yapamadık,olmadı,denedik işte sözleri avutmaya çabalıyordu gönlümü ama gönlüm aldırmıyordu.Seviyorsan olmayacağını bilsen de tekrar tekrar yaşayacaksın diyordu bana. Olmayacağını bilsen de ,adın gibi emin olsan da yeniden deneyeceksin,vazgeçmeyeceksin... Ben hala olamazdı demeye devam ediyordum gözlerimde ki yaşlarla; istiyordum ki sussun artık,acılara dayanamıyordum, her gece karşıma çıkan sorulardan bunalıyordum bir yandan da gönlüm konuşuyordu işte...

Gönlüm takmıştı bir kere yapamadık sözüne;
İnadına denersin,inadına devam edersin ,eğer seviyorsan yapamadıklar değildir kaçış yolu diyordu.Ve ne kadar haklı olduğunu da biliyordu.. Ben de biliyordum ama elden bir şey gelmiyordu,susmak ve kabul etmek dışında.

En azından diyordum yaşadıklarımızı düşünüp, “sevdi beni biliyorum ,çok sevdi....” sözleri dolaşıyordu odamın duvarlarını.böyle düşününce mutlu oluyordum..anlık mutluluklar yaşatıyordum yüreğime ve gene anlık acılar..Ama bir anda vuran ve yıkan acılar...

Bazı zamanlar ya gelirseler doldururken içimi gene o anlık mutlulukların gebe olduğu; bazen ise kandırma kendini sözüyle silkeleniyordum gecenin üçü mü yoksa dördü mü bilmediğim saatlerde.
“Kandırma kendini diye bağırıyordum aynanın karşısında kendime. Sevmedi işte, hiç sevmedi, hiç sevmeyecek..Yeter avutma kendini... Avutarak geçmez zaman,durdurmayı da bırak onu,akrebin önüne koyduğun elini çek yelkovan sırada bekler ilerlemek ister..Sen durduramazsın hiçbir şeyi anla ve toparla... “
“Ama....”
“Aması yok sadece onda mı suç , evet gitti belki ama sende bir kez söylemedin onu sevdiğini..Şimdi neyin pişmanlığını yaşar yüreğin, neden avutur kendini..”

“Söylemedim,haklısın,söyleyemedim...Korkuyord um çünkü, uzun zamandır söylememiştim sevgimi kimseye... Gitmesinde korktum..Ona sevdiğimi söyler söylemez beni bırakmasından..

Hareketlerimle anlatmam yeter sanıyordum, yetmediğini geç anladım..Nerden bilebilirdim beni anlamadığını, gözlerimden akan sevda deryasını fark etmeyeceğini nerden bilebilirdim?”

“O zaman hiç avutma kendini,sen veriyorsun işte içindeki soruların cevaplarını..O anlamadı sen yeterince söyleyemedin ve bitti...”

“Öyle deme bana,her cevapladığım soruyla yanar bedenim..Gözlerinin içine bakamayışımın acısını bir ben bilirim.Yada acaba sevdi mi sorularının sapladığı o bıçağın kanı hala üzerinde dururken ,o bıçağı neden sakladığını ellerimin. Sorular sormak istemiyorum ben,artık zaman da önemli değil..Sadece bu acı dinsin istiyorum , böyle olmamalıydı demek değil,yapamadık hiç değil..”.
“O zaman sorma ,çek elini akrebin önünden akıp gitsin zaman..”
“O zaman bitecek mi?”
“Bitecek...”
“Yalancı,bitmeyecek sadece beden alışacak yokluğa...Çekmek istemiyorum elimi,biraz daha beklemeli akrep,biraz daha ....”
“Biraz daha....Biraz daha....Biraz daha....
Ve biraz daha da BİTTİ...
SON....

Hasret 01-20-2009 06:05



Bugün uğurladım seni..
Çaresizliğin koynuna sığındığım o gün işte bu gündür..

Sınırlar ötesi bir gidişti bu gidişin, "küçüğüm" dediğin "büyük" sevdalını öylece yapayalnız bırakıp da gittiğin gün..

Gözyaşım yanağımı ıslatırken, genzimi yakan bir "gitme" sözcüğünü ifade edemedim. Lal oldu susmak bilmeyen dilim.

Kuruttuğum küçük bir karanfili mektubumun arasına koymak geçti içimden, sonra... sonra vazgeçtim. Düşündüm ve onun yerine sana mektubumla beraber sürekli canlı tuttuğum ümitlerimi, özlemimi, sevdamı mektubumun içine koyup gönderdim..

Ve Cantanem ! Biliyor musun? Yanağımı ıslatan gözyaşlarımı hiç silmiyorum..
Kimbilir diyorum umut işte.. Belki kurumadan sen gelirsin kimbilir?


Seni sevmekten hiç vazgeçmeyenin, sevdiceğin..

..

Hasret 01-20-2009 06:06



hep düşünmüşümdür... yüreğin adresi var mı...
galiba var...
ve sanırım ben yüreğimin puluyum...
yüreğim sevgi dolu mektubunu bana gönderdiğinde....
gelen zarfın pulu oluyorum...
bazen açamasam da cesaret edip...
ne yazdığını hissedebiliyorum...
aynı hislerle....
kalemsiz kağıtsız...
aynı zarfla ve aynı pulla....
cevap verebildiğimi biliyorum...


benim mektuplarımın herzaman karşılığı vardı...
ve hiçbir mektubu karşılıksız bırakamadım...
karşılığı olmalı mıydı bunu bilmiyorum ama yüreğimin karşılık beklemediğini kocaman hissedebiliyorum....


umut mu.... yüreğin adı umut....

Hasret 01-20-2009 06:07




"Sebepsiz duruşunu seviyorum hayatımdaki..."

Çok fazla dağıtabilirim içimden geçen tadın damağımda bıraktığı yalnızlığı ve belki hiç olmamışçasına yazabilirim aklımdan geçenleri...
Kime ne?

Tahta masanın birkaç parçaya bölünmüş düşünce ağından kurtulalı, aslına bakarsanız fazla zaman da geçmedi.. Duvardaki yüzlerden biri değildi gece'm.... ve altına fark ettirmeden düşürdüğüm gölgem, 'artık' bir yılın kalanı değildi...
Varlığınla rahatsız ettiğin bir teni, varlığından söküp atmak bazen anlamsızlaşsa da; yıktığım her hücrenin yapı taşları bana ait...
Gökyüzüne bakmalı, aylak aylak dolaşıp tenlerin mahzenlerine girmeli ve biraz da soluklanmalı... Bir sigarayı yakmak kadar lütüfkâr bir geceyi kollarının arasına alıp sıkıca sar(ıl)malı...
Sana ne?

" Kim kaybettirdi kadınlığını dudaklarının arasından? ... ve yokluk hangi iklimin kanatlarına kazıdı, aynadan tenine düşen çocuksu bakışlarını?
Sen sadece sarıl..."


Çok az da olsa mırıldanabilirim senli satırları... Ya da sayıklayabilirim bunalımlı duruşlarını hep bir sigarayla anımsadığım...
Size ne?


Siyah ve loş bir akşamın masama uzanan elini tutunca başladı bu yolculuk... Ben kimim? sorusunun altına saklanmış tanınma dürtüleri ikimizin de bakışlarındaydı... Önce bakmış sonra da yıllardır benimle bütünleşmiş bir hikayenin renklerini sektirmeden sıralamıştın... Sonrası kopuk kopuk da olsa mısraların sarhoşluğunda sıralanan saat dilimleri... Uzun aramalar, iyi geceler tonunun mahremiyeti sarsan dokunuşları, kaybedilmiş koca bir yılın düzensiz hesapları ve amansız bir uyku...
Sen beklenmeyensin, biraz da bundan ya sana olan tutukluğum, dizlerimin bağını kahkahalarla eş değer tutan...
Hiç kimse bilmesin...


" Uyandığında fısılda göz kapaklarıma.. ve sakın öpüp gitme."


Bu uzun bir soluk.. Nerede bırakacağımı bilmediğim.. Yılın ilk karını avucuna almak gibi... Ya da başlayan bir soğuğu içine çekmek gibi...
Yalnızlık mı, o sadece küçük dikdörtgen kutunun ağırlığı kadar içimde... Dumanına bırakınca dudaklarımı dağılıp gidiyor her kelimenin haylaz dokunuşunda...


" Uyandığında omzumda bırak dudaklarını ve sakın gitme..."

Hasret 01-21-2009 04:05




Düştüm cümlelerimden..Susuyorum..Susuzluğuma can ver nefesinle..."

Katransı bir geceden sonra " gül " doğumlarına şahit yüreğimle akıyorum satırlara. Ağustos ayazlarına maruz kalmış kalemimi kıyılarında umut dalgalarına vuruyorum..Susuzum biliyorsun. Ve bir o kadar uykusuzum.Giydir gözlerini Harami karanlığı gözlerime.Dudaklarım çölleşmiş. Vur bulutların nemini senli cümlelerimin benli boylarına..Durma öyle..Kaldır başını (son) baharlardan. Topla gülüşlerini vadesi dolmamış zamandan. Sancıları bağladım yüreğimin yamalarına. Karanlıklarda kaldım. Susuzluktan çatlıyor yüreğim.. Çölleşmiş topraklarıma " susmalarınla " düş...Yağ üzerime bulut bulut..Sal üzerine ıslak kirpiklerini. Savur gölgelerini delice bağrı yanık göğsüme. Eğ başını göğsümün kanayan yanına..Sesini aç yüreğimin..Duy yüreğimin kuruyan çığlıklarını..Hadi sevgili..Susuzluğuma yürek susuşlarınla can ver ..Geleceğime bin kurşun sıkan kuraklığa inat sözlerim ol nadasa bırakılmış dudaklarımda...Dua dua savrul yalnızlıktan kavrulmuş denizlerime. Varlığınla düş susuzluğuma.

" Mülteciyim zamansızlığın...Adressizim...Kıyılarında yaşamama izin ver....."

Sınır dışı hallerimi bilirsin sen. Kovulmalarımı, imla bozukluklarımı..Mülteciyim zamansızlığın. Adımlarımı çektim adreslerimden..Bir bavulu bile doldurmayan ömür sahifemi düştüm satırlardan..Adressizim. Hayat yekun yetersiz. Bakiyelerim hep karanlığa bölünüyor. Menzilim sen tut beni.. Ve öyle bir sev ki beni; ölüm bile hayran kalsın sevdana. Züleyha'nın Yusuf'u sevdiği gibi sev gibi.Gözünü karat..Kapat perdelerini.Benden başka göz bilme ..Adımdan başka hiçbir cümleyi alma dudaklarına.Avuçlarına yasla uykusuz gözlerimi.Öyle bir sev ki; Leyla gibi savur dudaklarından beni mim''siz çöllerine..Susuz bırak beni...Kurusun geçmişim..Yeter ki senin yanında olsun son nefesim..Sırtlan beni geleceğimi / kız düşlerimi..Kimliğimden soyunmuş bu adamı hüviyetine al..Sahiplen adressiz ellerimi..Yalnızlık etiketini, fişlenmiş geçmişimi, Filistin askısı gören kimliksizliğimi savur tozlu raflara. İçimdeki kekeme çocuğu sev. Şefkatine al öznesiz cümlelerimi..İki dudağından gayri bir yer bilmeyeyim.. Devrildim bir kez karanlığın ayak dibine..Yaralarım Eyyub gibi kanar. Sancılarım İsa gibi sabrımı yoklar...Hadi ölümle yamamadan hüviyetsizliğimi al beni cümlelerine.Ben susayım. Kapat üzerimi sesli kelimelerinle..Dizlerim kan revan. Köklerim ise ağıt figan..Kapındayım..Kıyılarındayım...Dağınıklığımı , yarımlığımı sen TAMAMLA.. Ve sonra her şeye göğsünü gerip benim sende YAŞAMAMA izin ver..

" Sürgüle Kapılarını..Ört üzerine Umutlarını..Sen ve Ben..Biz'iz artık..."

Beni ve seni biz yaptığın için diline kepenk vurmak isteyecek rüzgarlar.Beni hayatına aldığın için karanlıklar üşüşen saçlarına..Ayazlar kıyılarına dolacak..Küfür kokan yangınlar zorlayacak kapılarını..Sana kast edecek zaman. Beni yüreğine aldın diye bıçağın keskin yüzü beklese de seni, sakın boynunu bükme kekeme gecelere.Rest çekecek ölüm..Sen beni yaşat sonu ölüm ile müjdelense de susma sen..Eteğine uzanırsa militan yüzlü karanlıkların eli sakın çekinme elini tetiğini götürmeye.Vur alnı ortasından bize uzanan ayrılıkları.

Korkma sakın. Tek bir adım atma geriye..Bu doğum sancılı olsa da vakit tamam. Gün; güle, karanlık, fecre gebedir...Dilin vurgun yese de toprağa susmak yakışmaz sevgili...Tek toprağa vurulmaz kelepçe. Hadi durma öyle..Bağır bağırabildiğin kadar.. Yaşa beni gücün yettiği kadar..

" Yüreğinin sesini biraz daha aç ;
Çünkü hiçbir " gül " topraksız....
Hiçbir hayat " umutsuz " yeşermemiştir..."

Hasret 01-21-2009 04:05



sonbaharda yazı yaşamıştı yüreğim gelişinle.belki basit kalır ama bir idam mahkumunun son anda kurtuluşu gibi,kimsesiz bir çocuğun anasına kavuşması gibiydi yaşattığın mutluluk..yüreğimi avuçlarıma alabilseydimde senin için nasıl çarptığını gösterebilseydim keşke..

gidişinse ölüm gibiydi.ölüm gibi sesiz ve birr o kadarda fırtına kopartan yürekte..ve ölüm gibi gerçekti seninde gidişin..ama bilirsin inanamayız ölümlere alışamayız..bende ne inanabiliyorum ne de alışabiliyorum senin gidişine..

sensizlik bir ilmek oldu artık hergece boynuma taktığım..hergece yeni bir bilmece çözümüne ulaşamadığım..bilmiyorum ne olacak tükendikçe gece ben tükeniyorum..yüreğe söz geçmiyor..hergece özlemin gözlerimde yaş olup akıyor...

en umutsuz anımda çıkmıştın karşıma..mucizem demiştim..şimdiyse en büyük ve tek güçsüzlüğüm sensin..

bazen gitmek istiyorum buralardan..ama,yüreğim yaralı bir kuş sanki sapan değmedik yeri kalmamış..ve bu halde nasıl ve nereye gidebilirim..ölüm beni hiç korkutmadı biliyor musun..seninle bir dakika geçirebilmenin ihtimalini düşlerken gitmek istemiyorum bu kentten...

kimi aradıysam sende bulmuştum..annem oluyordun göğsüne yatıp ağladığım..babam oluyorun özlemimi gidermeye çalıştığı..en büyük derdimde çarem oluyordun..ben annemi özlüyorum..ben babamı özlüyorum..ben seni çok özlüyorum..

rüya gibiyken herşey şimdi kabuslar içindeyim..ellerim yerine birkez olsun dokunabilseydin yüreğime,orda senin için çırpınan çocuğun farkına varabilseydin..birkez olsun benim gözlerimle bakabilseydin kendine..bakabilseydinde gözlerimin aşkla baktığı tek insan olduğunu görebilseydin..şimdiyse o gözlerde sadece gözyaşı var..herşeye rağmen en güzel damlaları sana akan...

ve bil ki gitmiş olman hiçbir şeyi değiştirmiyor...


Saat: 17:11

lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000-2026, Jelsoft Enterprises Ltd.

SonForum.org 2007-2025