![]() |
Hepinize küstügümdür aslolan
ne sa'sali bir gülüs var artik dudaklarimda ne mühr-ü mürüvvet ömrümün en demli, en anlamli akisinda... sadece yokluk mudur bu hüsrana sebep olan yoksa aslinda biz variz da dünya midir yok olan gözlerinde ne hayatin ta kendisidir sensiz yok oluslarimin nedeni? ya da bos ver unut gitsin sorma bana nedendi? ab-i hayatima girmisken bir zaman bir hayata vurmusken kendimi tam da her sey düzeldi derken bu düzensizligin nedenini ne simdi sen bana sor ne de ben sana sonra anlatayim ahinin tutusudur bu belli ne yapsam da okusam da dualarimi kesmez ki içimdeki ümitsizligin, ya da aklimdaki deliligi sen öyle salinsan da igreti bil ki hala inadina burada garip ve masum duruyor bir sevgili! ... |
O baslamisti seni seviyorum diye
Bende sevmistim ölesiye Gezip, dolasir, konusur kene Bende kanmisim onun her sözüne. Nerden bilirdim sonunun böyle gelecegini Bir anda beni terkede bilecegini O mavi gözlerin yalan söyleyebilecegini Bir anda dünyami yakabilecegini Bilmen simdi basksini severmi Onuda sonunda benim gibi edermi Yalniz sunu biliyorum Tek onu sevdim baskasini sevemiyorum |
Gözlerinden dökülen her damla
Katar önüne benide Sürükler yüreğimi acılara Sen ağlama bebeğim Ben zaten ağlıyorum Sensiz akşamlara Soğuk yatağıma Boş yastığıma. Düşündükçe ağlıyorum Sensiz geçen anlarıma Başı boş hatalarıma Cama vuran damlalara. Yağmur ne zaman yağsa Ve yanımda yıldız gözlüm olmasa Ağlıyoruz yağmurla Yokluğuna, hatalara Ve de acılara. Gözlerinden dökülen her damla Boğulur hıçkırıklarımda Karışır hıçkırıklarım Yağmurun hıçkırıklarına Ve yağmur ağlar gözlerime Gözlerim ağlar yağmura Yağmur gözlüm sen ağlama Ben ağlarım ikimizin adına |
aşk ölümcül bir hülyadır
anlayamadığım ey sarı gök bulutu, ey ıstırab gülşeni son bir karanfil gibi taşıyacağım seni kalbimin hüsnüyusuf mahrem bahçelerinde derindesin, rüya kadar derinde aşk ipek bir karanlıktır kollayamadığım gecenin bir vaktinde gelen çiçekler için tenhâsında kuşlar uçan sulara karışıp akmak isterim kan çölünün ıssız vâhalarından saâdet burcuna çıkmak isterim gitmeliyim buralardan seninle kalırsam, surları yıkmak isterim aşk gizemli bir şarkıdır dinleyemediğim ayrılığın arkasından duyulan gün doğuyor, neden gülemiyorum siyah bir tanyerinde beklemek yakışmaz bana geceyi eylül mü vurdu güllerimi, bilemiyorum aşk isyankâr bir korkudur sonlayamadığım gece yolculuğuna takılır ayakları özlem beyaz bir gül, açar bağrında yâr kokusu yayılsın diye kaldırımlara ölü ve gözüyaşlı bırakır çocukları arıbeyi konunca ruhun zümrüt taşına mor gülüşlü haramî çıkar dağlar başına diriltir sarı saçlı, kırılgan aynaları aşk veremli bir türküdür söyleyemediğim nağmeleri doruklardan yayılan anılar sehpasında takıyor boynumuza kırmızı urganları kötürüm bir vâdide geziyor kurbanları her aşkı dâre çeken vefâsız leylâsıdır alır avuçlarına, öper ısırganları aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır |
Eğlen sen benim için farketmez,
Kafanı takma, düşünme beni, gez dolaş, Gül, hem de kahkahalarla gül ben ağlarken, Ben burada kendi kendimle, yeniden... Arayıp sorma, tabii ne gerek var, Ne de olsa merak etmedim seni, Sen orada nereleri gezeceğini düşünürken, Ben 'bugün neden aramadı' demem kendi kendime... Arkadaşların da vardır tabii senin şimdi orada, Bırakıp onları muhabbetin en koyu yerinde, On metre ilerideki telefon kulübesine gitmek olmaz, Hem ne olacak ki, özlesin biraz değil mi? Hayır tek sorduğum kendi kendime, Hatayı nerede yaptım, neden böyle oldu. Neden değersizim bu kadar gözünde, Hem bilmez misin, sesini duymadan zindan olur bana bu dünya. Yani, hiç mi özlemedin beni bebeğim, Hiç mi ihtiyacın yok gözlerime, Hiç mi duymak istemiyorsun sesimi, Haftalar oldu bekledim... Bekliyorum.. Neden gitmedi elin telefona, Yanmadın mı benim gibi yanlızlıktan, Yoksa artık orada sana, Benim yerime şarkı söyleyen mi var? |
Biri ben zenginim dedi
Biri ben mühendisim dedi Biri ben gemiciyim dedi Öbürü yanaş da bir görelim dedi Biri züppeyim dedi Şapkayı öne eğdi Biri denizciyim dedi Denize gitti Biri havacıyım dedi Havaya gitti Biri karacıyım dedi Karaya gitti Biri güclüyüm dedi Herkesin gücüne gitti Biri ben hastayım dedi Doktorun hoşuna gitti Biri mal sahibiyim dedi Mal silkindi, yemin et dedi Biri gelirim var dedi Öbürü gelir misin dedi Biri ben barışıkım dedi Biri ben karışıkım dedi Biri ben yumuşakım dedi Biri ondan ilâcını istedi Biri ben işçiyim dedi İçeri girdi Biri ben de işçiyim dedi Dışarı gitti Biri ben güzelim dedi Güme gitti Biri canım sıkılıyor dedi Biri hay senin canına dedi Biri dedi ben pazarcıyım Pazara gitti Biri dedi ben mezarcıyım Mezara gitti Ben solcuyum dedi Sağcının biri Biri dedi ben dağcıyım Ben de avcıyım dedi biri Biri dedi ben yağcıyım Yağcılık meslek mi dedi biri Tüccarım ben dedi Tüccarın biri Şairim dedi yazarın biri Ben de yazarım dedi şairin biri Ben deliyim dedi Aklıllının biri Biri ben çok akıllıyım dedi Ve diye-diye delirdi söylenmiş ve söylenecek tüm merhabalara merhaba |
Ben seni severken
Sen yanımda yoktun ki! Ben seni özlerken Sen bilmiyordun ki! Ben seni sensiz sevdim... Sen yokken bakışların vardı Beynime kazınmış Nereye baksam oradaydılar, Ben seni sensiz sevdim.. Göremesem de, rüyamdaydın, Sevmesen de, kalbimin derinliklerindeydin Ve kimse seni oradan çıkaramayacak. Sen bile! Ben seni sensiz sevdim... Sen olmasan da, hayalin vardı, Sen olmasan da, şarkılar vardı; Seni hatırlatan... Sen olmasan da, her dakika aklımdaydın. Ben seni sensiz sevdim... Sen olmasan da,yıldızlar vardı, Sen olmasan da,bulutlar vardı, Sen olmasan da,günbatımları vardı, Sen olmasan da,denizler vardı... Ben seni sensiz sevdim... Aslında sen hep vardın, Aynı şehirde,aynı sokakta, “Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum”ama; Ben seni sensiz sevdim... Ne olurdu sende beni sevseydin? Ne olurdu bu kadar gözyaşı dökmeseydim? Ama inanıyorum ki sen uyandıracaksın beni, Hani kıyamet koptuğunda... Ben seni sensiz sevdim... Neden sevdim bilmiyorum ama çok sevdim!!! |
Havada nemli ve tuzlu bir serinlik
Karanfil yağları damacanayla Gül yağları, bergamut, lavanta Akşam güneşine bulandı Limanda boydan boya Ne dedilerse yaptım bavullar hazır Geçmişi sığdırdım içine Ağır değilmiş o kadar Geçiştirmişiz zamanı Ateş ve su ve güzelim deniz Buluşmuşlar arasıra Her yerden akıyor gün Suyun üstünde esintiler Bir yolculuk vaktidir şimdi Köklerinden koparak yolculuk Yerinde sayarak yolculuk Rüzgarlara karışıyor kalbim Yamaçların, yarların en ucunda Kızıl kuşlar gibi titreyerek Ey benim güzel aşkım Sen hiç kış görmedin ki Poyraz nedir, kar, tipi bilmezsin Yalnızlık bile Ağzının kenarında Açıveren çiçekti Bütün gece limanlarda Beni alacak tekneyi aradım Yabancı yıldızların altında Bir göktaşı gibiydim Işığım gitgide eksildi Unutmazsın beni bilirim Pencerene yine Beyaz bir gül bıraktım |
Yüreğim yangınsa sana, gelme su serpmeye,
Yanmaya er benimle... Anlamsaz dilimden, anlaşamazsak ya da Susmaya er benimle... Gece darsa kabuğuna,İnce bir örtüyse gökyüzünün karalığı, Aşmaya er benimle... " Yol yol uzanmak Ona, haritası yok ülkelerden. Kendine yabancılaştıkça daha çok yar olarak bürünülen yeni bir kimlikti aşk. Yolcusu çok bir handı. Acıtan beni içten içe narin bir candı. Tam uzanmak isterken sana yüreğim yandı. Ateş hattındayım, sor bir can nasıl dayandı. Bir yaraya çare sandı leyla seni, sana sadece kandı. Anlam kargaşında yitip giderken yürekten, akan sızım sızım kandı... Gören bu kederi bitmez sandı, Ay geceye yangınından, Bülbül güle yangınından utandı... Lakin kendine yabancılaştıkça daha çok yar olarak bürünülen yeni bir kimlikti aşk. Bir ruh kaybolup giderken çoklukta, Kalan bir yarım, Kalan bir yar, An'a uzandı... An dar, An anlamsız, Kazanan bir var sandı... Yanılındı... Saklı bir bilmeceydi aşk... Saklıydı... Saktı... |
Saat: 10:49 |
lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000-2026, Jelsoft Enterprises Ltd.
SonForum.org 2007-2025