![]() |
***İbn-i Mesud’un(RA) rivayetine göre, Mekke’de Müslüman olduklarını ilk açıklayanların yedi kişi olduğunu…(Resulullah(ASM), Hz. Ebubekir, Ammar ve annesi Sümeyye, Suheyb, Bilal ve Mikdat)
***Hz. Ömer’in Tebuk gazvesinde çektikleri sıkıntıları anlatırken “O kadar susamıştık ki, susuzluktan boynumuzun kopacağını(öleceğimizi) zannettik. Herhangi birimiz gidiyor, yüklerimiz arasında su arıyor, bulamayınca ümitsizlikten ve yorgunluktan orada düşüp kalıyor, geri dönemiyor, boynunun kopacağını sanıyorduk. Hatta içimizden biri devesini kesmiş, dışkılarını sıkarak içmiş, sonra da ciğerindeki suları toplamıştı” dediğini… *** Resulullahın(SAV); “ Her kim Allah yolunda –hedefe varsın varmasın- bir ok atarsa, attığı bu ok kıyamet gününde kendisi için bir nur olur” buyurduğunu… *** Numan bin Mukarrin’in(RA); “Resulullah(ASM) herhangi bir savaşta bulunup da sabah serinliğinde savaşa başlamadığı vakit, namaz vakti gelmeden ve rüzgârlar esmeye başlayıp savaş kolaylaşmadan savaşa acele etmezdi” dediğini… *** Bir rivayete göre Efendimizin(SAV) bizzat kabrine inerek defin ettiği tek zatın amcasının oğlu, Bedir şehitlerinden Ubeyde bin Haris olduğunu… *** Savaş meydanından kaçmamak için atını ilk öldüren Müslümanın; Resul-i Ekrem(ASM)’in amcasının oğlu Hz. Cafer (RA) olduğunu… ***Hz. Ömer’in(RA) kızı Hz. Hafsa’ya(RA): “Resulullahın sendeki en güzel elbisesi neydi?” diye sorması üzerine, validemizin; “Kırmızı toprakla boyanmış iki parçadan ibaret bir takım elbiseydi. Bunu yanına heyetler geldiği zaman ve Cuma namazında giyerdi” dediğini… *** Bera bin Azib(RA)’in; “Resulullah’a bir soru sormak istiyordum. Ama heybetinden ancak iki sene sonra sorabildim” dediğini… *** Bir zatın Hz. Aişe’den Nebi’nin(SAV) ahlakını sorması üzerine, onun; “Müminun suresini okumuyor musun? Başından on ayeti oku. İşte Resulullahın ahlakı öyle idi” dediğini… Kaynak: Muhtasar Hayat-üs Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi- Ravza Yayınları- İst–2000 |
*** Hz. Enes bin Malik’in; “Resulullah söven, lanet eden, kötü söz söyleyen biri değildi. Birimize kızdığında “Alnın topraklansın” derdi” dediğini…
*** Enes bin Malik’in annesi Ümm-ü Süleym bir çocuk doğurunca, Resul-i Ekrem’in(SAV) çocuğu istettiğini. Enes’in kollarında gelen çocuğu kucağına alarak Acve (İyi cins Medine hurması) hurmasını ağzında ezerek yumuşatıp bebeğin ağzına koyduğunu. Çocuğun onu yavaş yavaş emmesi üzerine, gülümseyerek “Medinelidir, hurmayı sever” diyerek latife yaptığını ve dua ederek annesine gönderdiğini… *** Hz. Ebu Zer(RA)’in; “Resulullah vefat edene kadar bizi o kadar güzel eğitmişti ki, gökte kanat çırpan bir kuşun hareketleri bile bize bir bilgiyi hatırlatırdı” dediğini… ***Uhud savaşında Efendimizin(ASM) bindiği atın isminin Sekb (akan su) olduğunu… *** Uhud harbinde Hz. Talha’nın(RA) Habibullah’ı(SAV) korumaya çalışırken bir ara kan kaybından dolayı bayıldığını… *** Hz. Peygamber’in(ASM) Uhud’da yaraları ve yorgunluğu sebebiyle, tepeyi tırmanamayınca, ağır yaralarına rağmen Hz. Talha’nın Efendimizi(SAV) sırtına alarak gerekli yüksekliğe çıkardığını… *** Server-i Ekrem(ASM) ve ashabı Uhud harbi sonrası çekildikleri tepede öğle namazını yorgunluk ve bitkinlikten ancak oturarak kıldıklarını ve sonra bir gözcü dikerek derin ve sakin bir uykuya daldıklarını… *** Ebu Süfyan’ın Uhud harbi sonrası Hz. Hamza’nın mübarek ağzına mızrağını batırarak “Bunu tat ey hain” dediğini…” *** Uhud’dan dönüşte Resul-i Ekrem(SAV)’in akşam namazını kıldıktan sonra istirahat buyurduğunu ve daldığı derin uykudan uyanamadığından Yatsı namazını evinde eda ettiğini… |
***Peygamber Efendimizin(SAV) Hasan (güzel adam) ismini çok sevdiği için ilk torununa bu ismi verdiğini. Diğer torunu doğunca da bu sefer ona “küçük güzel adam (Hüseyin) ismini koyduğunu...
*** Hendek Savaşında Medine’yi korumak için kazılan hendeğin 6 günde hazırlandığını... *** Hudeybiye sulhüne imza atan Müslüman heyetin; Hz. Ebubekir, Ömer, Süheyl bin Amr’ın oğlu Abdullah, Abdurrahman bin Avf, Muhammed bin Mesleme ve Hz. Ali olmak üzere 6 kişi olduğunu... *** Hayber Yahudilerinin nişancılıkta Arabistan’da en iyiler olduklarından müminlerin kalkanlarına en çok bu harpte muhtaç kaldıklarını... *** Resul-i Ekrem(ASM)’ın Hayber’e Hz. Aişe’nin cübbesinden yapılmış büyük bir siyah sancakla geldiğini ve müminlerin bu sancağa “Kartal” adını verdiğini...Naim kalesinin fethi için memur edildiğinde Hz. Ali’ye bu sancağın verildiğini... *** Resulullah’ın (SAV) amca oğlu Hz. Cafer’in 27 yaşında hicret ettiği Habeşistan’dan 40 yaşında döndüğünü... *** Nebi-i Zişan’ın(ASM) bir meselede Cafer bin Ebi Talib lehinde bir karar vermesi üzerine Hz. Cafer’in sevinçten onun etrafında dans ederek bir daire çizdiğini... Efendimizin(SAV) gülümseyerek bunun ne olduğunu sorması üzerine; “Habeşlilerin krallarına yaptıkları bir şeref gösterisi. Necaşi ne zaman birine sevineceği bir şey verse, o adam ayağa kalkar ve onun etrafında dans eder” dediğini... *** Peygamberimize hanımları içinde ilk kavuşanın; on sene sonra, Zeynep bint-i Cahş validemiz olduğunu... Kaynaklar 1-Hz. Muhammed’in Hayatı- Martin Lings- İnsan yayınları- İst-2003 2-Kısas-ı Enbiya- Ahmed Cevdet Paşa- Doğan Güneş yayınları- İst-1971 |
*** Müslüman olduğunu açıkladığı için ailesinden ilk eziyet gören sahabenin Hz. Osman olduğunu...
*** Peygamberimizin(SAV) Hz. Bilal –i Habeşi için; “Habeş’in ilk meyvesi”, Hz. Süheyb için; “Rum’un ilk meyvesi”, Selman hazretleri için de; “İran’ın ilk meyvesi” buyurduğunu... *** Resul-i Ekrem’in(ASM) Bedir Gazvesinde savaş alanına nazır bir yerde “El Ariş” adlı komuta çadırını kurdurduğunu ve başına da muhafızlar diktiğini. Böyle bir uygulamanın o zaman Araplarınca bilinmediğini... *** Hatem-ül Enbiyanın (SAV) Bedir’de yaptığı bir diğer sürprizin de; ordusunu saf düzenine sokmak olduğunu ve bunun da Araplarca bilinmediğini... *** Bedir muharebesine katılmak isteyen Ümm-ü Varaka adlı hanım sahabeye Allah Resulünün(ASM); “Sen evinde otur, Kur’an oku. Muhakkak ki Allah sana şehitlik nasip eder” diye ferman ettiğini. Daha sonra Hz. Ömer devrinde bu kadının evinde biri kadın diğeri erkek iki uşağı tarafından geceleyin üzerine kadife örtü basılarak şehid edildiğini... *** Bedir savaşının ilk şehidinin Mihca adlı muhacir sahabe olduğunu... *** Resulullah’ın(SAV) Bedir ganimetleri arasında Ebu Cehil’in devesini Safiy (Kumandanlık hakkı) olarak aldığını. Ayrıca Münebbih bin Haccac’ın kılıcı Zülfikar’ın Efendimiz’in(ASM) hissesine düştüğünü... *** Bedir savaşından önce Server-i Ekrem(SAV)’in halası Atike bint-i Abdülmuttalib’in korkulu bir rüya gördüğünü ve kardeşi Abbas’a bu rüyayı şöyle anlattığını; “Mekke’ye devesi ile giren bir adam ; “Ey cemaat üç güne dek muharebeye yetişiniz” diye haykırıp, daha sonra Ebu Kubeys dağına çıktı. Burada yüksek bir kayayı şehre doğru yuvarladı. Kaya parçalandı ve Mekke’deki her bir eve bir parçası isabet etti” Daha sonra da Atike’nin bu rüyayı ; “Üç gün içinde Kureyş’e büyük bir musibet erişecek” diye tabir ettiğini. Bu rüyanın hızla yayılarak müşrik ordusunun moralini son derece bozduğunu... Kaynaklar: 1-İntişar-ı İslam Tarihi- T.W. Arnold- Akçağ Yayınları-İst-1971 2- Peygamberimizin Hayatı- Salih Suruç-Feza Gazetecilik AŞ- İst-1998 3-Komutan Peygamber- Mahmud Şit Hattab-Bir Yayıncılık- İst- 1988 4-Kısas- Enbiya- Ahmed Cevdet Paşa- Bedir Yayınevi- İst-1966 |
*** Zübeyir bin Avvam’ın Habeş iç savaşında Necaşi ordusunda gösterdiği kahramanlıklardan dolayı Necaşi Ashama bin Erma tarafından kendisine pek kıymetli bir mızrak armağan edildiğini. Onun da bunu Efendimiz’e(ASM) hediye ettiğini. Allah Resulü(SAV)’nün de bu mızrağı ömrü boyunca resmi merasimlerde yanında hazır bulundurduğunu...
*** Habeşistan’a hicret eden bazı hanım sahabelerin burada Santa Maria adlı ve içinde dini resim ve tablolar bulunan bir kiliseyi ziyaret ettiklerinden bahsettiklerinde Resulullah’ın(SAV) onlara bu resimlerin onların azizlerinin suretleri olduğunu ve Müslümanların asla onlar gibi din büyüklerine perestij etmemeleri lazım geldiğini söylediğini... *** Carlyle’nın Kahramanlar adlı ünlü eserinde Romalı bir tarihçinin eserinde Kabe’yi zikrettiğini ve onun dünyadaki en eski ve en mukaddes mabet olduğunu beyan ettiğini yazdığını... ***Peygamberimizin(SAV) dedelerinden Kusay bin Kilab’ın Huzaa’lılardan Kabe emanetlerini alarak iyi idaresi ile kendi kabilesini saygın bir konuma getirip Kabe etrafında topladığını... Bundan dolayı onun kabilesine Kureyş (toplamak, birleştirmek) ismi verildiğini... *** Hz. Peygamberin(ASM) dedesinin babası Haşim’in Mekke’den kışın Yemen’e, yazın Şam’a ticaret seferlerini ilk başlatan zat olduğunu... Hatta Bizans imparatoru ile anlaşma sağlayarak Kureyş tacirlerinin Bizans topraklarında ticaret vergilerinden muaf tutulmasını sağladığını... *** Server-i Ekrem(SAV) Efendimizin peygamberlik gelmeden önce de Hira’da belli aralıklarla inzivaya çekildiğini. Hadis kitaplarında burada yaptığı ibadet hakkında “tehannüs” veya “tehannüf” ifadelerine yer verildiğini...Buhari şarihi Ayni’nin, Umde tül Kari adlı eserinde tehannüs kelimesini izah ederken; “Peygamberimizin burada ne surette ibadet ettiği sorulacak olursa bunu tefekkür ve ibretten ibaret olduğunu söyleyebiliriz” dediğini... *** Resul-i Ekrem(ASM)’ın amcalarından Ebu Leheb’in İslam’a en çok düşmanlık eden iki kişiden(diğeri Ebu Cehil) biri olduğunu. Bir gün yanındakilere; “Muhammed bir takım şeyler vaad ediyor ve onların öldükten sonra olacağını zannediyor. Benim elime ne koydu?” deyip iki eline üflediğini ve “tebben lihaza’d din”(Bu dine yuf olsun.) dediğini... *** Tarık Muharibi’nin Nebi-i Zişan’ı(SAV) ilk görmesini anlatırken; “Zülmecaz panayırında rastladım, bir adam; “Allah’tan başka ilah yoktur diyen felah bulur” diyordu. Arkasından bir adam ona taş atıyordu, ökçelerini kanatmıştı...Kim olduklarını sordum. “Muhammed ve amcası Ebu Leheb” dediler” dediğini... Kaynaklar 1- İslam Peygamberi- Muhammed Hamidullah- terc: Prof. Dr. Salih Tuğ-Yeni Şafak promosyonu- Ankara-2003 2- Hatem-ül Enbiya-Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu- Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları- Ankara-1993 |
*** Kur’an’ın fesahat ve belagatıyla Arabistan’ı sarstığını. Mesela bir edibin Yusuf suresi 80. ayetini işittiğinde; “Şehadet ederim ki hiçbir kimse buna benzer söz söyleyemez” dediğini…
*** Resul-i Ekrem(ASM)’in Ebu Talib’in himayesini anlatma babında; “Ebu Talib ölünceye kadar Kureyş bana pek dokunamadı” buyurduğunu… *** Efendimizin(SAV) Hz. Hatice(RA)’ye; “Ya Hatice! Bu dünyada dört şeyden hiç hoşlanmam ve Allah’a sığınırım; “Korkaklık, cimrilik, tembellik bir de pislik” buyurduğunu… *** Ali Himmet Berki’nin dediğine göre 628 yılında Peygamber’in(ASM) ashabından birinin Çin İmparatoru Taî Dsung’a hediyeler götürdüğünü ve ondan Çin’de İslamiyet’i neşretmek için izin aldığını… *** İbn-i Teymiye’nin (El Cevab-üs sahih limen bedele dine’l Mesih) aslı eserinde Hazret-i Peygamber’in(SAV) yaptığı bütün savaşların müdafaa harbi olduğunu yazdığını ve Bedir ile Hayber’i bundan istisna saydığını… *** Hudeybiye sulhundan bir sene sonra yapılan Kaza umresinin Mekkelileri çok yumuşattığını. Hatta İkrime bin Ebu Cehil’in Ebu Süfyan’a; “Vallahi ben, sene geçmeden bütün Mekke halkının Muhammed’e tabi olmasından endişe etmeye başladım” dediğini… *** Server-i Ekrem Efendimizin(ASM) amcası Hz. Abbas’ın İslam ordusu Mekke’yi fethetmek için yola çıktığında hicret etmek için ailesi ile Mekke’den ayrıldığını, yolda İslam ordusu ile karşılaşınca, Efendiler Efendisinin(SAV); “Ben Peygamberlerin sonuncusu olduğum gibi, sen de muhacirlerin sonuncususun” buyurduğunu… *** Mekke fethedildiğinde Resulullah’ın(ASM) Kabe anahtarlarını istetip Kabe’nin içerisine girdiğini. Burada Hz. İbrahim’in(AS) elinde fal okları ile tasvir edildiği resmi gördüğünde; “İbrahim böyle bir şey yapmadı. O Müslüman’dı, tevhid dininin hadimi idi” buyurduğunu, Meleklerin güzel kadınlar şeklinde yapılmış resimleri için de; “Meleklerde erkeklik ve dişilik yoktur” diye ferman ettiğini. Ve bu resimlerin üzerlerinin kapattırıldığını… *** Mekkelilerin meşhur putu Hubel’in parçalanıp, çöpe atıldığı gün Zübeyir bin Avvam’ın(RA) Ebu Süfyan’a; “Uhud’da övündüğün Hubel’i görüyor musun?” dediğinde onun; “Artık kınamayı bırak. Görüyorum ki Muhammed’in Allah’ından başka tanrı olsaydı işler başka türlü giderdi” dediğini… *** Cömertliği ile tarihte meşhur biri olan Hatem-i Taî hakkında Allah Resulu’nun(SAV), Hatem’in kızı Sofane’ye; “Senin baban İslam’ın telkin ettiği faziletle süslü bir adamdı” dedikten sonra ashabına; “Hatem’in kızı serbesttir, babası insanlık sever bir adamdı, Allah merhametli olanları sever ve mükafatlandırır” buyurduğunu…(Hatem’in bir kıssası için Lem’alarda 19. Lem’anın 4. nüktesine bakılabilir.) Kaynak: 1-Hz. Muhammed ve Hayatı-Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu-Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları- Ankara-1993(14. Baskı) |
***Hz Ali (RA)’nın ashabın Nebiyi Ekrem(SAV)’e duydukları iştiyakı anlatma sadedinde; “Allah’a yemin olsun ki Resulullah bizim aramızda mallarımızdan, çocuklarımızdan, anlarımızdan ve şiddetli susuzlukta elimize geçen soğuk sudan daha fazla sevgiliydi” dediğini…
***Efendimizin(SAV); “Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyurmasının sahabeleri sevince boğduğunu.. Hatta, Enes bin Malik(RA)’in; “Sahabeler bu söze sevindikleri kadar hiçbir şeye sevinmemişlerdir” dediğini… ***Rehber-i Ekmelimizin(ASM) ilk davet yıllarında bir gün yakın akrabalarını evinde topladığını…içlerinde sadece küçük yaştaki Hz. Ali’nin Ona(SAV) davasında sahip çıkacağını söylediğini..Bunun üzerine Ebu Leheb’in kahkahalar atarak Ebu Talib’e; Tebrikler! Artık bundan sonra oğlunun emrine gireceksin” dediğini.. Ebu Talib’in bu manzara karşısında çok utandığını ve bu durumun kendisini İslam’a girmekten alıkoyduğunu… ***Makrizi’nin bildirdiğine göre Mekke döneminde Allah Resulü’nün (ASM) ne zaman Mekke serserilerince bunaltıldığında Ebu Süfyan’nın evine sığındığını… Onun da her defasında- müşrik olmasına rağmen- serserileri kovduğunu ve azarladığını… Onun bu cemilesine karşılık Mekke fethedilirken onun evine sığınanların emniyete alındığını… ***Tarihçi Suheyli’ye göre Habeş Necaşisinin bir zamanlar zorba amcasının zulmünden Arabistan’a iltica ettiğini ve bir süre Bedir’de kaldığını.. Bunun daha sonra gelen Arap mültecileri bağrına basmasında bir mühim etken olduğunu… *** Hind kutsal metinlerinden Puranalar’da, Efendimize işaret sadedinde; “Dünyanın sonlarına doğru çölde bir adamın doğacağı, ammesinin ismi güvenilir(Amine), babasının isminin Allah’ın kulu olacağı, bu zatın yurdundan kuzeye göç etmek zorunda bırakılacağı ve sonra on bin adam yardımıyla kendi yurdunu fethedeceği”nin yazılı olduğunu… *** Hz. Peygamberin hizmetkarlarından Enes bin Malik’in Efendimizin yaşamında gözlemlediği şeyleri not aldığını, aldığı bu notları zaman zaman Resul-i Ekrem’e takdim ettiğini ve Efendimizin(SAV) gerekli yerlerde düzeltmeler yaptığını… *** Sahabe’den Ebu Derda’nın rivayetine göre şiddetli bir rüzgar çıkınca dehşete kapılıp mescide gelmek ve tazarru ve niyazda bulunmanın Resulullah’ın adetlerinden olduğunu… ***Bedir savaşında Efendimizin gece yürüyüşü sırasında dikkat çekmemek için develerin boyunlarındaki çıngırakları çıkarttırdığını… ***Taberi Tefsirinde yazdığına göre Bedir günü Resulullah’ın(SAV) ordusuna; “Ey Müslümanlar! Allah’ın size yardımcı olarak gönderdiği melekler ayırıcı işaretler taşımaktalar. Sizler de ayırıcı işaretler taşıyın” diye ferman etmesi üzerine temin edebilenlerin başlık ve miğferleri üzerine yünden püsküller koyduklarını… Kaynaklar 1-Fezail-i A’mal- M. Zekeriyya Kandehlevi- Gülistan Neşriyat- İst- 2-İslam’ın Doğuşu- Muhammed Hamidullah- Beyan Yayınları- İst-2002 3-Hz. Peygamber’in Savaşları- Muhammed Hamidullah- Beyan Yayınları- İst-2002 |
***Efendimizin(ASM) çölde kurduğu inanılmaz haber alma servisi sayesinde, Kureyş’in Hendek harbi hazırlıklarının kendisine dört günde ulaştığını..
***Hendek savaşında Kureyza Yahudilerinin ihaneti üzerine Efendimizin şehrin değişik yerlerine 500 kadar asker gönderdiğini. Bunların gece boyunca getirdikleri tekbirlerin Kureyzalıları ürkütüp yerlerinden kımıldamamalarını sağladığını… ***Efendimizin(SAV) Mekke fethi hazırlıklarını çok gizli tuttuğunu. Hatta Hz. Ebubekir’in seferin nereye olduğunu öğrenmek için meseleyi Hz. Aişe’ye açtığını ama onun da babasını aydınlatamadığını… *** Hayber fethini en detaylı anlatan Makrizi’nin İmta adlı eserine göre Hayber muhasarasının ilk günlerinde Allah Resulü’nün(SAV) Migren ağrısı çektiğini… ***Hayber Yahudilerinin savaş sonrası anlaşmada Müslümanların gösterdiği adalet için; “Öyle bir adalet ki cennet yeryüzünde kurulmuş” dediklerini… ***Bedir savaşı öncesinde Kureyş’in yakalanan su taşıyıcılarının kendisine Bedir’e gelen Kureyş eşrafını haber verince Nebiyy-i Ekrem(SAV)’in ashabına dönerek; “İşte, Mekke ciğerinin parçalarını size atmış” dediğini… *** Bedir ulularının cesetlerinin Kalib adlı bir kuyuya atıldığını… ***İbn-i İshak’ın rivayetine göre, Resulullah’ın Mute’de şehid olan üç kumandanın hakkında şöyle buyurduğunu; Onlar altından divanlar üstünde cennete kaldırıldılar. Abdullah bin Revaha’nın divanında hafif eğrilik gördüm. Bu neden diye sordum. Bana; “O ikisi (Zeyd bin Harise, Cafer bin Ebu Talib) hiç tereddüt etmeden ilerledi. Ama ,Abdullah önce biraz tereddüt etti, sonra ilerledi” dendi. Kaynaklar 1-Hz. Peygamberin Savaşları- Muhammed Hamidullah- Beyan Yayınları- İst-2002 2-Fıkhu’s Sire- Muhammed Gazali- Risale Yayınları- İst-2004 |
***Resul-i Ekrem'in Mekke devrinde Hacc kafilelerini ziyaret edip davasına sahip çıkacak insanlar ararken şöyle dediğini; “Beni kavmine götürecek bir kimse yok mu? Zira Kureyş benim Rabbimin kelamını tebliğ etmemi engelledi.”
***Allah Resulüne(SAV) İkinci Akabe biatında ilk biat eden zatın Bera bin Marur olduğunu... ***İbn-i Abdülberr'in rivayetine göre Müslümanlar arasında birbiriyle kardeş olma olayının biri Mekke döneminde Muhacirlerin kendi aralarında, bir de Medine'de Ensar ile Muhacirler arasında olmak üzere iki defa cereyan etmiş olduğunu.. ***Bedir muharebesinin hicretin ikinci yılı Ramazan'ın 17. günü cereyan ettiğini.. ***Hudeybiye şartlarının Müslümanların izzetine çok ağır geldiğini. Hatta sahabelerden Sehl bin Said'in Sıffın günü, hakem hadisesinde; “İnsanlar nefsinize hakim olun. Ben Ebu Cendel'in iade edildiği gün kudretim olsa idi, Resulullahın verdiği hükmü muhakkak red ederdim. Halbuki haklı olan O(SAV) idi” dediğini... ***Resul-i Zişanın(ASM) kaza umresinde ashabından çevik hareketler yapmalarını istediğini. Onları uzaklardan seyreden müşriklerin bu hali görünce; “Bunlar mı bizim sıtmadan perişan olduğunu sandığımız kimseler! Bunlar ceylan gibi zıplıyorlar” dediklerini.. ***Mute’de çarpışan ordunun güzel bir manevra ile düşmanı püskürtüp, çemberi yarıp Medine'ye çekilmesi üzerine halkın askerlerin yüzüne toprak saçıp, "Kaçaklar! Allah yolunda çarpışmaktan yüz çevirdiniz" lafları ile onları kınaması üzerine Efendimizin(SAV) “Hayır! Onlar firari(kaçak) değil, kerraridir(döne döne çarpışanlar) inşallah” buyurarak meseleyi kesip attığını.. KAYNAK Fıkhu's Siyre- M. Said Ramazan el Buti- İslami Edebiyat Yayınları- İst-2003 |
Saat: 22:33 |
lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000-2026, Jelsoft Enterprises Ltd.
SonForum.org 2007-2025