![]() |
Geçen yıl sonbaharda,
Kırmızı bir gül, Bırakmıştım kapına, Onu alıp kokladın mı, Kurutup koynunda sakladın mı, Baktıkça beni hatırladın mı? Kırmızı gül aşkı anlatırmış, Aşkımı anlatabildim mi? Bu sonbaharda da, Kırmızı güllerle geldim kapına, Binlerce kırmızı gülle, Evini gül bahçesine, Yüreğimi aşk cennetine Çevirecektim... Kapın kapalıydı, Sen yoktun, Gitmiştin, Kırmızı güller kaldı elimde, Bir acı var yüreğimde, Kırmızı güller kurudu, Sahipsiz öksüz kaldı, Bense bi çare, Kapında nöbetteyim hala... |
O gece ne kadar güzeldi mehtap
Gönülden fışkıran nağmeler gibi. Ruhumu yıkayan bir seldi mehtap En tatlı ilk ve son buseler gibi. O gece o müthiş deniz durgundu, Ömründe susmayan rüzgar yorgundu, En kara gönüller aya vurgundu Leyla’yı içinde bulan er gibi. O gece zevkini duydum hayatın, Sırrını anladım mükevvenatın. Gönlümde yıkılan bir kainatın Sesini işittim giryeler gibi. O gece hayatım sanki masaldı, Şuurum o anın içinde kaldı, Kalbime ışıktan bir füsun doldu İnsanı çıldırtan handeler gibi. O gece felekten bir gece çaldım, Ömrümde son defa bahtiyar oldum; Ölürken yaşadım, yaşarken öldüm Ve, sustum, sükutu besteler gibi. O gece ne kadar güzeldi mehtap, Sandım ki ruhumda yükseldi mehtap, Gönlümü yıkayan bir seldi mehtap, Rüyada çalınmış buseler gibi. O gece gönlüm de aya vuruldu; İçimde küllenen ateş dirildi. Dünyada ne varsa yere serildi, “O” kaldı... Kalbimi seyreder gibi. O gece sevgim coşkun ırmaktı, Kalbimden taşarak o kalbe aktı; ................... Gözlerime en keskin bakışla baktı: ”Ben de seni Atsız, ben de ....” der gibi... |
Yıllarım geçse de gurbet ellerde,
Aklım sende kaldı, hasret çiçeğim Aşkımız söylendi cümle dillerde Dertler bozuk çaldı hasret çiçeğim Umudumu sardı kara çalılar Gözümde yok oldu hanlar, yalılar Halimi anladı tüm sevdalılar Çare seyre daldı, hasret çiçeğim Bitmedi gönlümün çile perdesi Kursağında kaldı bütün hevesi Sevginin ardında aşkın nefesi Beni, benden aldı, hasret çiçeğim Adını işledim iliklerime Gözyaşı akıttım iliklerime Gevşeyip, daralan soluklarıma Zaman ilaç oldu, hasret çiçeğim |
Yer var mı aşka ve umuda? O zaman yukarıya bak, Ben ordayım her zaman yanındayım. Gündüz güneşi'mle gece ay'ımla, Kimsenin kucaklayamayacağı kadar Kucakladım seni. Bazen bir umut olmalıyım yüreğinde Güzel yarınlarda gerçekleşmeyi bekleyen. Sonra bir hayal düşüncelerinde, Seni başka alemlere götüren. Karanlık düşüncelerindeki Son yaprak olmalıyım ben, Hiç solmayan bir yaprak. Seni yaşamalıyım duygularda, Seni hissetmeliyim her nefes alışında. Yağmur olup üstüne yağmalıyım, Her damla benim sana olan sevgimdir. Islanmalısın sevgi yağmurlarında. Aydınlığın olmalıyım sonra, Buğday sarısı güneşimle. Kar'a kartanesi'ne ne dersin Bembeyaz saf aşklar yaşamak için. Ben senin vazgeçemediğin Gökyüzün olmalıyım. Ne sen beni unutmalısın, Ne de ben sensiz evreni kucaklamalıyım. Seni seviyorum demek Hiçbir zaman bu kadar güzel olmamıştı. Hiçbir zaman böylesine Sevip sevilmemişti bu yürek. Şimdi ben o güzeli seninle yaşıyorum, Ve Seni çok seviyorum. |
Bitti sandigin an Yeniden baslayacaksin. Gulumseyerek selamlayip tum anilari, Ardina bir daha bakmamacasina, Yikip birer birer korkudan duvarlari, Kaldirip perdeleri, gozden gonulden... Simdi, sevmek icin ne gec ne erken. Sil bastan yasamak gerek hayati. Sil bastan sevmek gerek bazen. Gogusleyip umutlari, Siyrilip uyusukluk tuzaklarindan, Yurekli ve cesurca; Simdi, Sevmek zamani |
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum Gelen sen misin diye Bir siyah saç görmeyeyim Yüreğim burkuluyor Ağlamaklı oluyorum Her şey bana seni hatırlatıyor Gökyüzüne baksam Gözlerinin binlercesine görürüm Bir rüzgar değse yüzüme Ellerini düşünmeden edemem Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer Tadı senden gelir Yediğim yemişlerin İçtiğim içkilerin Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı Bu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir Resmine bakamaz oldum Uykulardan korkuyorum artık Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor Şu ayna karsısında güzelliğini seyretmeni Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada Ve şu saat geldiğin anda Durabilir sevincinden Zaman çıldırabilir Çünkü benim dünyamda Ölümsüzlük, seni sevmek demektir. Bir çocuk dogmayı bekler Bir ağır hasta ölmeyi Bitkiler yağmur ve güneşi bekler Yalnız bir kadın sevilmeyi Ve düşün ki bir adam İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi Seni bekler Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi Sen gelinceye kadar Pencerem kapalı duracak Rüzgar gelmesin diye Artık perdeleri açmayacağım Gün ışığı girmesin diye Sonra kahrolacağım Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta Ve günlerce gecelerce haykıracağım Nerdesin diye, Nerdesin? Bir gün bu kapıdan sen gireceksin Biliyorum Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek Yıllarca sonra Öldüğüm gün bile gelsen Butun bu bekleyişimi ve olduğumu unutup Çocuklar gibi sevineceğim Kalkıp sarılacağım ellerine Uzun uzun ağlıyacağım. |
Hadi gidiyorsun
Yürekten kan gidiyor,sen gidiyorsun Herşey gidiyor Gökte bulut, dağda kar, düzde kervan gidiyor Solgun bir gül oluyor insan Bir demet kar çiçeği ölüyor, sen gidiyorsun Ne ucuz yaşıyorsun, ne kolay Bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun Bakma öyle Ben kanıyorum sen üşüyorsun Kolay değil bir yalan bu Yaralayan koca bir yalan Yalan işte Sevdiğim yalan Şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu Ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi Yumuşacık sıcak bir yalan Islak gözlerimle geçiyorum Yaralı bir ceylanın kalbinden Ceplerimde kül var Bir yangından arta kalan Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman Herşey bir yalan gibi yandığı zaman Yalnız olduğunu anlıyor insan Anladım ve geçtim Yaralı bir ceylanın kalbinden |
yokoluştur gitmek varolmanın ta kendisi-... arkandan dökülür inciler, kelebeğin kanadındaki toz misali, rüzgarlar savururda, güneş açtığında yeller eser yerinde... önüne geçilmez bir seldir, yakar yıkar heryeri. güneş açsa da hep oradadır... yaradır gitmek. ufacık izi kalsa da iyileşir. ölümcüldür yara, izi geçsede, izi kalır hep yüreğinde... bir bebektir gitmek. soluk alır yaşar,yada soluksuz et parçası... hayattır gitmek. içinde kaybolur, yada sen içinde kaybolursun... ölümdür gitmek. vardığında huzur, yada sadece kemik takırtısı... şimdi zamanıdır gitmenin. demir almak vakti geldiğinde, -kalkmak istemese de- nice zincirler koparmıştırda, yine de ayrılmıştır limandan. |
bazen bulutlar da düşer yeryüzüne cümleler yanlış yazılır özlemin gürültüsünden duyamazsın söyleneni beklersin beklediğini bilirsin ......... beni gören yerinden öpüyorum su akarak bulur yolunu oyar durmadan yatağını geçmişini içinde taşır istemesen de ulaşırsın denize seversin sevdiğini bilirsin ......... beni söyleyen yerinden öpüyorum bir gün içinde bir şair ölür zamansız mekansızdır son mısra kıpırtısız göldür susmak gölgesiz beden gölgen suya değince ......... beni anlayan yerinden öpüyorum sırça söz bulursun içinde zaman incelir mekan incelir sen incelirsin daha ilk söylemende dilinde dağılır kanında farsça şarap tadı ......... beni seven yerinden öpüyorum çok özlüyorum kendimi öpmeye yetmiyor dudaklarım |
Saat: 21:21 |
lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000-2026, Jelsoft Enterprises Ltd.
SonForum.org 2007-2025