![]() |
Bir durgunluk var bu gün sende Yüzündeki hüzün ele veriyor Donuk bakışların dalarken uzaklara Belirli olmayan ifadeler. Dünyayı bir pula satacak kadar umursamaz. Üzerine çöken kara bulutları dağıt ne olur Gülümse ki güneş doğsun dünyama Karanlıklar dağılsın Solmasın gönlünün çiçekleri Sen ki yegâne yaşam sebebimsin Dayanamam böyle üzülmene senin Göz pınarlarım hazır akmak için Senin gözlerinin yerine Yeter ki yaş akmasın gözünden Bahar tüm ihtişamıyla hissettirirken kendini Nerden sardı bu sonbahar havası seni Kov tüm karamsarlıkları Olumsuzluklara karşı diren Yılmadan, bıkmadan mücadele et Çünkü yaşamak güzel her şeye rağmen |
Beslersin, büyütürsün binbir emekle sevdayı yüreğinde Uykularından vazgeçer umutla gülümsersin sevdiğin o yüzün hayaline Tüm hüzünlerine boşverirsin,yüklenirsin O nun yüreğindeki kırıkları da Birgün anlarsın ki herşey boş Her an kendini,yüreğini kandırmışsın bir hayalle Elinden alırlar tüm kalanlarını hoyratça Haydi derler devam et hayat yokuşuna durma,koş Titreyen bacaklarına aldırmaz sevdim dediğin Çeker gider gururla yüreğinden çıkan her güzelliği kopararak Kalırsın kimsesiz bir sokakta eski bir sokak lambasıyla Elindeki sevda tomurcuğunun cesedini gömersin gizlice Ağır adımlarla ilerlersin gecenin sessizliğine Şansın varsa bir iki dost sorar nasıl olduğunu Sonra biter,konuşmaz olur diller,lal olur anılar İşte benim sevdalarım bundan ibaret Her köşe başında bekleyen bir yanlış oyuncu Her dünde kalan bir hata bu sevdalar Yıkan,yakan ,acıtan bitişler ve her bitişte yürekten yitişler bundan ibaret... |
Bilseydim... Yüreğime geldiğin gün gitmenin hesaplarını yaptığını Uğruna ölünen aşklara gülüp geçtiğini bilseydim. Sevdayı bir pula satıp ,yakıp gidenlerden olduğunu Yürek yerine ağır bir taş taşıdığını bilseydim. Seviyorum derken bir mahçup yenilgi, Sevildiğinde tek hissettiğinin bir zafer olduğunu bilseydim. Gitmek deyince ardına bakmadan kaçan bir kaçak Kalmak deyince sevgileri sömüren, Posasını çöpe atan bir yalancı olduğunu, Yalancıdan da öte bir yalan olduğunu bilseydim Ah bir bilseydim... |
Haydi durma gül!!! O karanlık dünyanda koca kahkahalar at Sevgiyi,aşkı kandırmanın tadını çıkar Durma,bir kadeh te ayrılığımıza iç Seviyorum derken söylediğin yalanlara kır kadehini Saç ortaya parçalanmış umutlarımdan derlediğin mezeleri Övün usta yalanlarınla,kırdığın kalplerle Gül gülebildiğince durma Çünkü nefes almak için sustuğun o anda Kapkaranlık bir boşluk tokat gibi patlar yüzüne Attığın kahkahalar yanlızlığına çarpıp geri döner sana Yanar yüreğin yanar sesin,yanar dünyan alev alev O an anlarsın yanlızlığın en yakıcı ateş olduğunu O an anlarsın yanında olmadığımı O an anarsın sımsıcak elimi,tenimi O an anlarsın hayatına dolanın,elinde kalanın sadece buz gibi bir yanlızlık olduğunu. Karşında boş bir karanlık gülümser acımasızca Şimdi duyduğun korkunç kahkahalarsa Yanlızlığının,çaresizliğinin,soğuğun sesidir Buz keser yüreğin,üşür tüm ruhun Bilirim acımasızdır eski sevdalar Hiç biri dönüp te bakmaz yüzüne O ağlattığın gözlerimi özlersin delice Büyüyen özlemlerse sadece kemirmeye yarar yüreğini Dedim ya durma gül şimdi Gülebiliyorken gül sevdaya vurduğun hain darbelere Yarın bir köşeye büzülmüş titrerken hayatın ağır gölgesi altında Gülen sadece ayrılık olacak yüzüne... |
Birgün yanılıp ta gülersen hayat bana
Yanında sevdiklerimin kokusunu da getir. Özleyip te yitirdiğim ne varsa ardından bakakaldığım Hiç değilse onlardan birer parça selam getir. Serseri bir rüzgara kapılıp giden günlerimin gölgelerini Bitmiş tüm aşklarıma akan çaresiz yaşlarımı Tükettiğin bembeyaz umutlarımı Dolayıp ta bir beyaz güvercinin boynunda getir. Haksızlıklara hala dimdik baş kaldıran yorgun yüreğime Bir şarkı bestele huzurlu notalarla Ekle bir sabah doğan güneşin ilk ışıklarına Gözlerimi açarken tüm yitenlerin anısına Bir sahipsiz çiçek gibi gizlice kapıma getir. Birgün yanılıp ta gülersen hayat bana Soracağım hesapsızca üzerime saldığın hüzünleri Ama yine de sen tak koluna dost yağmurları Yüreğimi serinletmeye,huzur vermeye getir... |
Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim ben de. Senin kadar endişeli... Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana Ama inandıramadım seni. Sen, sorgularken beni kafanda Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, Oysa sen hep susmanın koynunda. Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku, Teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış ak kaşık değildim Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza. O dünya ki bazen minicik bir odada Bazen kentin ortasında şekillendi. Nasıl da güzeldi... Zaten varsın diye her şey güzeldi ama Sen buna inanmadın. Ah bu sorular... Yaşamak varken sevdayı delice, Niye boğarız sorularla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin. Ben, seninleyim dedikçe Sen, hayır dedin. Zaten az konuşan sen Olumsuz ne kadar sözcük varsa Bulup çıkardın ortaya Bense hiç bir şey diyemedim Ne kadar zarar vermişim sana meğer. Nasıl değiştirmişim seni. Oysa hiç böyle düşünmemiştim. Kimseye zarar vermek istemem ben. Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem. Ama öyle oldu işte. Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi. Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı. Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz. Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık. Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı. Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan. Biliyor musun bir tanem! Gidişim yürekten değil, zorunluluktan. Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Her zaman yokluğunu taşırım. Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim. Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını. Ne yazık ki, kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın. |
Bir buz tutmuş kış gecesi Her taraf kırağı çalsa da İçimi ısıtan bir şey vardı senin sevgindi Tipki rüzgar gibi esiyorsun Iliklerime islercesine Ve sonra kayboluyorsun Bu gece yine seni düsünüyorum Yine oturup agliyorum Su yarali kalbim unutmuyor seni Ve bir hüzün yildizi parliyordu gökyüzünde Gökyüzü yildiz doluydu Gökyüzü sen doluydun... Seni düsünürken Hüzün yildizi koydum adini Gözlerimin icinde binlerde yildiz Delip gecti ilk kez bu kadar Sizliyordu yüregim Derin okyanuslarda Yüzmeyi bilmeyipte bogulmamak Icin direniyordum Ilk kez senin icin Bu kadar agliyor gözlerim Unutulmaz hatiran Bana biraktigin bu gözlerim Sensiz neyi görecekse |
Adı yok bu eylemsiz duruşun Yanıyor gözlerim ellerinin arasında Ve el değmemiş dudaklarıma Yaklaşamıyor hiçbir kelime Ve sen kokuyor uzaklara gidenin trenlerdeki insanların endişeli bakışları Çığlık çığlığa yalnızlığın Ayrılığımız dökülüyor kadehine Anlıyorsun; Ve nihayet adını koyuyorsun Senden giden parçanın… Ah… eylül yolcusuyum ya Bütün çizgilerimi bozuyorum Öyle bir yerde son bul Ve öyle bir yerde bırak ki beni Ne bir daha eylül yolcusu olayım Ne de bir daha çizgilerimi bozayım |
''Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın Denizler ortasında,bak yelkensiz bıraktın...'' Koskoca bi mavilik,koskoca bi sensizlik... Ne yapılır bu sonsuzlukta? Ya boğulursam mavi derinliklerde Ya tutunamazsam yitik düşlerime bile Ya da sen hiç...? Belki de bu bir...hiç(lik) Aynı anda sevebilmekken marifet; (ne çok erken,ne de çok geç...) aynı denize sığamadık biz kıyıya vurduk...yazık Sen hiç mi deniz görmedin? Onca vapura,gemiye,balığa,martıya yeten deniz, yet(e)medi mi...? Denize hasret kaldık...yazık Sen hiç mi bahar görmedin? Onca kuşa,kelebeğe,yeni yetmeye yeten yeşil, bi umutlarımızı yeşertemedi Bu bahar,yaşayamadan bitti...! ''Öyle yıktın ki bütün inançlarımı Beni sensiz bıraktın,beni bensiz bıraktın...'' |
Saat: 05:15 |
lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000-2026, Jelsoft Enterprises Ltd.
SonForum.org 2007-2025