![]() |
Sen yüreğime sevgi tomurcukları ekerken Bilemedim yağmurların huzuruna hasret bırakacağını Tüm çiçeklerinin hüzün açacağını bilemedim. En güzel misafirine hazırlanırken yüreğim Gelen yorgun bir yolcuymuş sadece bilemedim. Sesini,nefesini özlerken ben Sevgileri çoktan terketmiş yüreğini göremedim Yine de canın sağolsun sevgili Toparlan yüreğimden gitme vaktin geldiyse Yanlızlık ta tıpkı senin gibi gelip geçici Sen düş şimdiden tozlu yollara Yine de aşk sağolsun sevgili... |
Sus !...Sakın gidişine mazeretler arama Yaşadığım her gün parlak bir inci tanesi yüreğimde Yüreğimle birlikte incileri çamura bulama... Anladım ki sevmelere yer yok içinde Ya da... Ya da ruhun istemiyor doğacak hiç bir güneşi Gidişine yalanlar arama,dolama diline sahte sözleri Usulca çek kapıyı,bakma maziye Yalanlar sende kalsın Azığına bir parça burukluk kattım Sadece onu al ve git işte. Özüre ,vedaya doymuş bu yürek Bak işte akşam oldu yine Yolcu yolunda gerek Yolcu yolllara gerek Gitmek isteyene yollarla dolu hayat Bugün,yarın ne farkeder ki Gideceksen sözsüz,yalansız,anlamsız Sadece dön ardına Ve git... |
Bitsin artık bu yokuş aşağı koşuşturmaca Hızlandıkça yiten geçmiş,indikçe uzaklaşan güneş... Bitsin artık mazide kalmış bir kuru ağaç olan sevdalar Gözlerden damlayan yaşlarla sulanmış kara,cansız kayalar... Yıkılsın,yakılsın ayrılık kanunları,parçalansın yanlızlık Uzansın yokuşun başındaki el ,tutsun ta yüreğimden Çeksin alsın gökkuşağının üstünde dumanlı tepelere, Gökkuşağı altında huzurlar eş olsun şarkılara Yuvarlansın en derin uçuruma tüm yalanlar Vefasızlık başlarına taç olsun... |
Tozlu bir sahnede ağır ağır açıldı perdeler sonuna dek Loş bir ışık kapladı karanlık salonu Yere kıvrılmış aşk kıpırdandı usulca Doğruldu sessizce,sendeleyerek,bir kaç yorgun adım attı Delice alkışladı sevenler bu eski kahramanı Gözleri parladı aşkın ve başladı yeniden oynamaya Hayatındaki tüm sahtelere inat gerçek aşkı oynadı. Kendini oynadı,yüreği,sevgiyi,seveni oynadı... Oynamak ta denmezdi aslında bu role Bu rol kendisi değil miydi ki aşkın Çılgınca koştu,coştu,delice şarkılar söyledi Çiçekler açtı sahne,yeşil bir bahar kapladı salonu Sonra sen belirdin salonun bir ucunda Hayatımın bir kenarına o güçlü ellerinle tutunduğun gibi Kucak açmışken aşk tüm gücüyle sana Sesizlik sardı salonu Çekip vurdun aşkı anlının ortasından Önce dizlerinin üstüne çöktü aşk Şaşkınlık vardı daha demin cıvıl cıvıl kuşlar öten yüreğinde Titredi,direnmedi hiç sana Sesizce yığılıverdi sahnenin orta yerine Salon yeniden karardı Soldu tüm yeşil baharlar Kapandı tozlu perde ağır bir sessizlikle Duyulan sadece güçlü adımlarındı Yüreğine tezat olan o güçlü adımlar... Bir kaç zayıf hıçkırık duyuldu seyircilerden Sonra sessizce fikir yürüttüler Yazık oldu dediler,güzel bir oyundu Aşk yine bir yanlışa kucak açtı dediler Dediler ve gittiler... Aşk boş sahnede kaldı bir başına Cansız küçük elleri sımsıkı yumuluydu Yavaşça aralandı sonra avucu Bir küçük kırmızı gonca sessizce ağlıyordu... |
Vazgeçtim seni sevmekten Başka bir yerlerdeydi hep yüreğin Uzanmak istedikçe boş kalan ellerimden utandım Küçücük bedenlerine bakmadan boylarından büyük seven O sevdalı turnalardan utandım... Ben şarkı söyledim sen sustun Sen konuştuğunda buz tuttu umutlarım... Yıldızlar gibi yanıp söndün bazen Benimsin sandım,güneş oldum doğdum odana Kayboldun,saklandın hep gecelere Boşa saldın rıhtımdaki yolcusuz kayıkları hep Oysaki içinde yüklü umutlarım vardı sana dair Görmedin... Vazgeçtim seni sevmekten Gözümü açtığımda güneşli sabahlara Yanımda sen değil yanlızlık vardı Bir başıma dolaşırken caddelerde Avuçlarımda sadece hüzün ve boş vaadler vardı... Ve bir gün anladım; Yeni bir şiir yazarken nemli gözlerimle Boş odamda tek bir mısra kalmamıştı aşka dair Biz diye bir şey yoktu,hiç olmamıştı Seni yüklediğim bulutlar yokluğunun fırtınasıyla Alıp başını bilinmez diyarlara göç etti... İçimde koca bir boşluk vardı Seninle içini sevgiyle dolduramadığımız boşluk... Çıkarıp sana gönderdim o boşluğu İçindekilere kat diye. Yeni hüzünlerine inat gecenin Yanlızlığı sana hediye ediyorum işte Ve seni sevmekten artık vazgeçiyorum... |
Bir adam var karanlıkta…
Gözleri hep ağlamaklı,yüreği derin bir sevdayla yaralı, Elinde bitmez kadehi,dilinde isminin hecesi, Kalbinde bir aşkın acısı… Bir adam var karanlıkta… Duyguları iflas etmiş,bir aşk için tükenip bitmiş, Bir vefasıza bağlanıp, Uğruna bir ömür tüketmiş… Bir adam var karanlıkta… Gecesi günü kararan,umut tomurcukları koparılan, Ömrü bitse de derdi bitmeyen, Bir adam var karanlıkta… KARANLIK BİR ADAM |
Güneş gibi doğsan ömrüme
Gitmesen,bitmese bu sevda Ağlanası değil yaşanası olsa günler Günler senle,benle,bizimle dolsa... Aldırmaz giden baharlara kuşlar Ağlamaz dökülen yaprak sonbaharda Bilirler ki ellerimiz birleşmiş Yüreğimiz tek yürek olmuş nasılsa... Gözlerimiz dolacaksa sadece mutluluktan Sessizlik olacaksa yanlızca sevgimizden, Sevgimizi anlatacak kelimeler yetmeyince Yüreklerimizle konuştuğumuzdan olsa... Gayret et sevdiğim,diren gitmelere Gurbet te pes edecek bir gün sevgiye Aramızdaki yollar eriyecek bir bir Çocuklara anlatılacak bu mutlu sevda... |
İçimdeki tüm türküleri söyledim sana Tüm çiçekleri derledim çıktım yoluna En güzel bulutlarını giydi gökyüzü En güzel yağmurlarına gökkuşağını taç eyledi... Nazlı bir deniz kızı çıktı kıyıya İnci bilezikli narin ellerini açtı semaya Bizim için uçuşan martılara seslendi Onlarla bizlere aşkı gönderdi... Kırları okşadı hafif sevecen bir rüzgar Papatyalar utandı,gülüştüler sevgiyle Gelincik tarlaları ürperdi kıpırdandı Hepsi birden senin bana gelmeni diledi... Anla sevdiğim nasıl bir sevgi bizimkisi Yüreğimi aşıp baktığım her yöne dolan. Başımı yasladığımda göğsüne huzurla karanlık gecelere milyonlarca yıldız konduran... |
Susuz bir hayatta,
Kurak adımlarla bir aşk soldu. Sonsuz cümlelerde nikotin izleri, Düşüncelerimin tek sırdaşı oldu. Usul, usul damarlarıma sızan bir sevda, Gündüz niyetine görülen rüyalarım, Hayırsız hayallerimin boşluğunda. Aşkım ise gizliydi, Hayatımın son durağı olan gece sayıklamalarında. Beni kurtarmak ise, Senin bu sırdaşsızlığının adı. Ben seni hiç kurtaramamışım, Çünkü hep saklamışım o anları. Ruhsuz bir karanlığın ardındaydım Ve tek derdim seni bulmaktı. Sense uslanmaz bir çalıkuşuydun, Tek derdin silmekti bu adamı. Haykırış ise, benim bu yalnızlığımın adı. Ben hep haykırmışım yüreğime, Bitmek bilmeyen yakılası yalnızlığımı. Değişen pek bir şey yok o günden sonra, Bana ve hayatıma dair. Hala sırdaşım nikotin, Sevdam sayende herkesin bildiği sırrım, Ve bana kar olarak ta Bir yığın çıkmaz ve uykusuz gece bıraktın. Ecelsiz, sefersiz, bir son sanılan Ve tek parça çıkılan o diyardan. Aslında bende her çıkanda olduğu gibi Bin bir umutla çıkmıştım. Ama umut yerine, Yarım bir sevdasızlık masalında gözlerimi açtım. İşte ibret-i alem, tüm dünya İşte duyun bu kelimeleri. Herkesin, kazandığı yerde ben kaybettim. Bir yok oluşla hiç ölmez dediğim bu sevdayı, Bu cehennem yüreğimde erittim. Bu asiliğim, hırçınlığım bu sevdanın Yüreğimin derinlerinde ki gömüsüdür. Bu pervasızlığım, Delicesine sevdiğim için bana bu sevdanın ödülüdür. Ey insanlık duyun, ben sevdamı kaybettim. Hükümsüzdür. |
Saat: 07:35 |
lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000-2026, Jelsoft Enterprises Ltd.
SonForum.org 2007-2025