![]() |
Dinmiyor Hasretin yaniyor bağrimda
Bitmiyor icimdeki Sevgin büyüyor kaldikca Ya gel ya dindir artik bu izdirabi Sevgillim Yoksa Yüregim dayanamiyor artik bu kadar Izdiraba Yokluğunla Vurma beni Bitanem.... Ne geliyorsun nede bir Haberin geliyor Yillar gecti sanki gül yüzünü göremedim Beklemeye tahammül edemiyorum artik Gücüm kalmadi yapamiyorum sensiz Sevgillim Yokluğunla Vurma beni Bitanem.... Kalbinden cikardinmi beni yoksa Sen Baska ellerimi Sevdin sen bileyim Söyle Beklemek öldürüyor insani bilmeden Ya gel yada bir Haber gönder Sevdigine Yokluğunla Vurma Bitanem Seven insan böylemi yapar sevdigine Habersizmi birakir böyle Öksüzce Ne olursun birazda artik beni dinle Yokluğunla Vurma beni Bitanem.... |
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü. Seni her özlediğimde bir tanem, Denizlere bakıyorum. Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü. Seni her özlediğimde bir tanem, Kuşlara bakıyorum. O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü. Ve aşkım, seni her özlediğimde, Adında isyan ediyorum. Seni özlemek istemiyorum ben, Ben seni yaşamak istiyorum, Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum Ve seni sende görmek sadece |
Bir bunalim, bir cinnet
Cekiyorum belimden Ruhsatsiz silahimi, Bütün hayallerimi kusatiyorum... Sarjörümde ondört kursun Ondördünü de bosaltiyorum... Sana Nisbet!.. Serseri gibiyim, gözüm kara Ayaklarimin altinda Bütün hatiralari eziyorum... Seninle gecen bütün hayallerimi Bir bir kursuna diziyorum Bu kursunlar, Sana Kismet!.. |
Paçaları ıpıslak bitmekte olan gece Herkez yağmurdan kaçmış Ben yağmura yürürüm Günahkar iken, Seni böylesi aşkla kutsadığım için, Makyajı akmış kadınlar gibi, Tanık olur ve ağlar, Boyasını dökecek kadar tüm binalar Bir tek ben duyarım onların feryadını Yükselip sonsuzluğu çınlatacak kadar Karanlık kavşaklar da bilir beni Bu yüzden salmamaya direnir asi,kaçak hayalini Bak işte yeniden geliyorsun! Ateş kayıklarının üstünde alev alev Yine gülüp kaçıyorsun yansan da Yine de güzelsin Yine kül olsan da Akşam sürgününden geldim az önce Bilmediğim birkaç sokak daha tanıdım Kırmızı güller bıraktım peşimde Tükürebildiklerimle Günbegün beliren kamburumdan, Dönüpte bakamadım bile Kırağı sabahların bir bekçisi olmalı elbet Yapraklardan yuvarlanırken yağmur suları, Toprağa düşmeden bir duası olmalı Birçok kimsenin olduğu, Kendi boyutun da huzurunu dilemeliyim Tanrıdan Güneş şefkatli elleriyle dokununca toprağa, İlk ışıklarla geçişini seyretmeliyim, Yağmur penceresi gözlerimin ardından |
Her şeyi sana yazdım seni de her şeye... Kalemler tükettim, tükenmeyen hasretle, ucundan dökülen aşkla, umutla çığlıklar, belki de nefretle. Her umuda avuc açtım sen dilendim. Aşktan harap bir dilenci şimdi yüreğim... Her şeyi sana yazdım seni de her şeye... Hayallerimin paragraf başlarına, umutlarımın parantez içlerine. Kalemler tükettim tükenmeyen hasretle.. Her şeyi sana yazdımseni de herşeye Binlerce kez okudum her gün bir ilkokul defterinden. Binlerce kez okudum seçebilmek için seni soru işaretlerinden Seni ezberledim hergün karmakarış yazılar içinden. Sana da kendimi yazdım bana ait harflerle, farklı alfabelerle.. Herşeyi sana yazdım Herşeye seni yazdım... |
Seni Bekleyişimin Adı Yok... Aslında bir kibrit kafi gündüzleri tutuşturup, Gecenin gerdanına dizi dizi yıldızlar yapmaya. Hani sabahın boyu yetişse uzanıp öpecek alnından Ay’ı Bir de hep geç kalınmış ömrün son deminde gelmese ölüm Belki böylesi dar gelmez giyindiğimiz mutluluklar Mevsimlerin peşine takılıp ta, Hüznü oradan oraya taşıyan yağmurlar gibiyim.. Sıcak avuçlarda buhar olup göğe karışan Soğuk bakışlarda buz kesip anlamdan alabildiğine uzaklaşan Seni bekleyişimin adı yok, Hasreti çeke çeke uzaklara götüren çok vagonlu trenlerin de. Hani giden gider de, geçmişi kalırya geride, Onu hep yaşlı gözlerle bekleyen. Zamanla dilindeki özlemi kırıverir zaman, en hassas yerinden Çok geçmeden, çok geçiyor yokluğunun üzerinden, Haram saatler diziliyor boğazıma uzadıkça sensizlik, Tenhasına sere serpe uzandığım düşler de yetmiyor Yorgun arzularımı kışkırtmaya Verdiğim sözlere saklanmış militan kılıklı yalanlar yakayı ele veriyor bir bir Tutuklayıp aynalara hapsediyorum Sonra vicdanım delil yetersizliğinden serbest bırakıyor Seni bekleyişimin adı yok Dursun diye duvarlara çivilediğim zamanın da Payıma düşen yalnızlığın zirvesinde, Saçlarımla gizlice siyahını paylaşıyor gece. O zaman, bu şehir bir kez daha düşüyor gözümden Kalabalık kaldırımlarında adım adım eziliyor günahlarımın gölgesi Sanki ben değildim külçe külçe acıların sahibi Ağır korkuların ezip yel değirmelerine verdiği Savrulmuş bedenimin, rüzgarında ölmeden dirildiği Sanki sen değildin bırakıp giden Üstüne üstlük hiç gelmemişken Seni bekleyişimin adı yok Kurulmamış köprülerden geçmeye çalışan benliğimin de Şiirlerim şahit olsun ki İki satır arasına sığmıyor yalnızlığım Ne nokta anlatabiliyor kararsızlığımı Ne de virgül koyabiliyorum yılların ardına Yenik düştü keşkelerim oynadığım oyunlara Yine de teslim olmadım Ama sen, namluda hüzün Beni tam on ikiden vurdun Seni bekleyişimin adı yok Gelmeyişinin de…! |
Şimdi senden uzakta, gurbet illerindeyken,
''Gelsin'' diye bir haber saldığın gün gelirim. Nedâmet denen sazın teli ellerindeyken, En hicaz şarkıları çaldığın gün gelirim. Ben mi geri çevirdim sen bir davet verdin de? Yemin Billâh gelirim bu Mayıs'ın dördünde... Sana bile yetmeyen o daracık gönlünde Benden başka herkesi sildiğin gün gelirim. Gül yorgunu gamzene pişman umutlar takıp, Mazi denen deftere hisli bir kibrit çakıp, Bensiz geçen günlere yeni ağıtlar yakıp, Feryatla saçlarını yolduğun gün gelirim. Dermanını hazır tut, sızım çoktur bilesin. Yalan ziyafetine karnım toktur bilesin. Haraç-mezat satacak sevdam yoktur bilesin Kadrimi kıymetimi bildiğin gün gelirim. |
Ancak her ayrılıkta olduğu gibi, bu ayrılığın da belirli bir süresinin olması yüreğimin tek tesellisi.
Her ne kadar bu sürenin uzunluğunu bilmesek de sonunun olduğunu bilmek umutlandırıcı. Zaten her şey umut edebilmekle başlamadı mı ? Seni düşünüp de kendimi kaybettiğim vakitlerin anısına yazdım bu satırları sana. Bazen otobüste iki sevgilinin başlarını yaslayıp uyurken ki rahatlığında, bazen sokakta babasının elinden tutan bir çocuğun gözlerindeki güvende buldum seni. Düşündükçe seni bir kuş olasım gelir ve sana olan hasretimi gidermek için bir uçtan bir uca uçasım gelir... Ve her sana uçasım geldiğinde bir kuş hafifliğinde sana akar yüreğim, yokluğunda yok olmaktan korkarak. Sana kavuştuğumda öylesine teşekkür etmek istiyorum ki, beni en zor günlerimde yalnız bırakmadığın için. Tam tersine, bana daha fazla ilgi gösterdin. Seni tanımak ne kadar güzel bir şeymiş. Keşke seninle daha öncelerin tanışabilseydik... Bir zamanlar bütün insanlara küsmüştüm. Ama sen bana yine güven verdin!!! İnan ki seni çok seviyorum. Bir insani bu kadar seveceğimi hiç tahmin edemezdim. Ama anladım ki sen bu dünyada bir tanesin. Aslında yazılması gereken çok şeyler var. Ama bunları sana hasretim son bulduğunda kendim söylemek istiyorum… Seni her gün daha fazla özlüyorum ve daha fazla seviyorum… Bunu sakın unutma Mutlu günler bizi bekliyor! Hadi gel artık. Dayanamıyorum hasretine... GEL ARTIK..... |
Gelecekmisin? bir gün gelecekmisin? öyle çok canım yanıyorki sevgilim, bu sensizlik,bu kimliksizlikten. bazen tüm dünyanın ağırlığı, kirpiklerime çöktü sanıyorum. öyle eriniyorumki sabahları, gözlerimi açmaya, sanki gözlerimi açsam, kirpiklerimin ucundan, dünya düşecek sanıyorum. neden bilmem, sen dönmezsen bana, dünya da dönmez diye korkuyorum, mevsimler olmaz , kar yağmaz, güneş doğmaz sanıyorum, birgün gelecekmisin? ehh geleceksen gel artıkk. dünyayı kirpiğimin ucunda, daha fazla tutamıyorum. |
Saat: 07:33 |
lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000-2026, Jelsoft Enterprises Ltd.
SonForum.org 2007-2025