Etik, Gen-Etik ve Kopyalanmışlık Işığında Bilimin Üzerine
Bilimsel içeriğini kısa sürede en fazla arttırabilen alanların başında genetik gelmektedir. Kalıtım düşüncesinin bilimsel temellerini atan Mendel'le birlikte temel açıklayış biçimini ve rotasını belirlemiş olan genetik, DNA' nın ikili sarmal modelinin açıklanmasıyla önemli bir ivmelenmeye sahne olmuştu. Ardından, alan, pek çok bilim insanının bile öngörüsünü aşan gelişmeler yaşadı. Bir yandan İnsan Genom Projesi (HUGO)'ne başlanması, bir yandan da rekombinant gen teknolojilerinin gündeme gelmesiyle genetik alabildiğine ilerleyen, içerdiği bilginin yarılanma ömrü de giderek kısalan bir görünüm aldı. Her geçen gün genetik laboratuarlarından duyurulan yeni müjdelerle karşılaşmak artık olağan kabul edilebilirdi. Çünkü 80'li yılların ortasında HUGO başlarken, DNA dizilişini saptamak için 15 yıl, kromozomların haritasını çıkarmak için de 5-10 yıl gerekli görülmüştü. Geçen zaman, sözü edilen hedeflere gerçekten bu süreler içerisinde, hatta öncesinde ulaşılabileceğini gösteriyordu. Böylece kromozomal puzzle tamamlanmaya çalışılırken, İskoçyâ dan gelen bir haber geniş yankılar uyandırdı. Bu haber, "klonlanmış" bir koyunun, Dolly'nin doğumuydu. Bu haberle birlikte birçok kesimden değişik sesler yükseldi, tartışmalar başladı. Dile getirilen, söz konusu gelişmenin yaratacağı etik, sosyal ve yasal sorunlardı.
|