PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : insanlık ayağa kalk ali erkan kavaklı


geist-madchen
03-25-2008, 18:18
http://www.bilgikare.com/images/book/27805.jpg






Hepimiz oturmuş, bombaların paramparça ettiği bir dünyanın ortasından insanlığın katledilişine bakıyoruz. Kimi neoliberaller kaydadeğer bulmama yöntemiyle hasıraltı ediyor bu vahşeti. Bazı, Batı muhibbi, lise düzeyi resmi tarih meraklıları, geceleri tekrarlayarak uykuya daldıklarını düşünebileceğiniz kadar sıklıkla gündeme getirdikleri "pis Araplar" ezberiyle tartıyor meseleyi.
Kimi, insan ölümünün bahanesizliğine inanmışlar bile, o söylemeye doyamadığımız anonim "milli menfaatler" şarkısının snob, üsttenci nakaratlarıyla ele alabiliyor katliamları.
Bazılarının da bu yok yere ölümler kanını dondurduğundan mıdır nedir, sesi çıkmıyor bir türlü.
Her ne saikle olursa olsun, seyirci koltuğundaki dünyanın gözleri önünde, kanı akıtılarak bir bir kurban edilen canları görmemekte ayak diriyoruz işte. Bütün bu suskun kalabalık içinde, emziği boynunda kalmış bebeğin, babasının ardına saklanmış Filistinli çocuğun ölüm resmini, insanlığa tercüme etmeye, geleceğe anlatmaya çabalayanların bile sözcükler tutmuyor elinden. Çünkü çoktan, tek işlevi savaşı hatırlatacak nesnelerden ibaret bir enstalasyon kompozisyonuna dönüşmüş bile savaşın ölüleri. Kadrajları, açıları, fotojenik duruşlarıyla birer sanat şaheseri hepsi. Ölüler, fotoğrafta çok dokunaklı çıkıyorlar.
Sözler, gözü yaşlı bir romantiğin, iflah olmaz bir vicdan delisinin, yola getirilmesi gereken bir maceracının sayıklamaları olarak anılıyor, vahşilerin kılıç tokuşturduğu strateji cehenneminde. Elimizden tutmuyor işte.
Yine de söylemeden olmaz: Bu susuşun, Araplara öteden bu yana atfedilmiş toplumsal özelliklerle ilgisi yok. Kendi ırkları dışındaki bütün insanların ve hayvanların canlarını-mallarını helal sayan, tahrif edilmiş kutsal kitaplarında "dünyanın tamamına sahip olana kadar savaş" ülküsü yazılı bulunan İsrail'e duyulan sempatiye ihanet etmeme güdüsüyle de ilgisi yok.
Soğukkanlı uluslararası el güçlendirme manevralarıyla da ilgisi yok.
Bunun, insan olmakla, kalmakla ilgisi var. İnsanlığın şimdiye dek attığı bütün adımların, kazanılmış bütün hakların elde tutulması mücadelesiyle ilgisi var. Gücüyle gözü dönmüş bir tiran gibi durmadan sesini yükselten, "ne şimdi ne de sonra ateşkes olmayacak" diyerek kara harekatının içine 30 kilometrelik bir alanı da dahil etmek yoluyla genişleten Olmert ve İsrail'in durdurulmasına bir insanlık gereği olarak bakmakla ya da bakmamakla ilgisi var.
Anlaşılan o ki, dünyayı uluslararası kravat toplantıları, durduğu yerin sağlamasını çıkaran sesi kısık açıklamalar, kapalı kapılar ardında yapılan küçük esnaf pazarlıkları, boynu bükük, şahsiyetsiz, icazetli dış siyaset stratejileri kurtarmayacak.
Bu kanlı işgalin, ne uluslararası hukuk tarafından, ne uzanabildiğini dürten uzanamadığını gülünç kınamalarla lutfen barışa davet eden BM gibi kuruluşlarca durdurulamayacağı aşikar.
İnsanlığın güvence örgütlenmelerine inancınız kaldı mı sizin?
Türk medyasından, hatta dünyanın bütün medya kuruluş ve örgütlerinden kamuoyu oluşturmalarını, hükümetler üzerinde baskı stratejileri geliştirmelerini beklemek safdillik değil midir?
İnsan kasabı Miloşeviç'i yargılamayı iş işten geçtikten sonra akıl edebilen Batı uygarlığının, İsrail'in 1948'den bu yana sürdürdüğü katliamlarla ilgili yakasına yapışacak tek bir sorumlu bulamayışından, daha birkaç yıl önce, 2002'de gözümüzün içine bakıla bakıla hayasızca gerçekleştirilen Cenin katliamının bile Şaron'un yanına kâr kalmasından anlaşılan o ki, az üstümüzde "uygarlık da uygarlık" diye tepinen AB'den de kimseye hayır yok. Ama en can yakıcı bekleyişte olan, İslam ülkeleri...
Bugün, Malezya'da toplanacak İKÖ'den ciddi bir yaptırım beklentisi olmasına rağmen, çıkmaması halinde onlara hesap soracak geniş sivil inisiyatifli, dirayetli bir üst merciimiz var mı?
Dünyaya kalan, bu işgalin hepimizi öldürdüğü gerçeği. Hayatta kalanlar, şu yeryüzünde yatacak bir yatağı, içecek bir yudum suyu, bir lokma ekmeği bulunanlar bunu görmeli. Dünyayı ayağa kaldırmalı. İşgale karşı hep birlikte sesini yükseltirse insanlık, dünyanın düzenini yakasından tutar gibi sarsacağını bilmeli. Ben ne yapabilirim ki demeyin yani, sessizliği yırtmayı deneyin.

--------------------------------


"Okul kitaplarında, gazete sütunlarında, televizyon ekranlarında mutlu günlerde atılan nutuklarda cici görüntüler veren sefil medeniyet!.. Bir dal gibi toprağa düşen zavallı Senad, sekiz yaşında gencecik iken kanları toprağı sulayan Hatice, işkence edilen zavallı babam