PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İnsani hamle için en uygun zaman


milas
11-21-2007, 11:20
21.Kasım.2007

İnsani hamle için en uygun zaman

Türkiye'nin önünde tedavi edilmesi gerekli iki sancılı alandan birisinin "Kürt eksenli" olduğu bir gerçek. Diğeri "İslam eksenli."


İkisi de çok önemli toplumsal zeminleri ilgilendiriyor; çözülmedikçe Türkiye'nin durulması imkansız. Yer yer birbiriyle bağlantısı da var. Sancının Kürt eksenli olanı, terör boyutuyla da ayrı bir deprem oluşturuyor.

Sancının sebebi bazı talepler. Taleplerin "sırf insani" olanı var, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü de ilgilendiren siyasi boyutlu olanı var. Terör bağlantısı, hadiseyi önemli ölçüde siyasileştirmiş durumda. Süreç içinde siyasi olan, insani olanı gerekçe olarak kullanmaya da başlamış. İnsani olanın gerekçe haline gelmesi ölçüsünde siyasi olan da toplumsal zemin edinme fırsatı bulmuş.

Bugün Doğu - Güneydoğu'da PKK'nın toplumsal zemin bulmasından söz edilebiliyorsa, bu yüzdendir. Bir devletin, insani olanı ilanihaye görmezlikten gelmesi mümkün değildir. Bu, sancının derinleşmesi ve tedavi edilemez hale gelmesi demek olur. İnsani olan çözülmedikçe, siyasi olan hakimiyet sağlar.

Bir süre sonra, çözüm arayışları bile, siyasi olana monte olmak zorunda kalır. Yani "PKK bastırdı, çözüm arandı" söylemi etkin hale gelir. Bölge insanına "PKK olmasaydı bizi kimse dinlemezdi" duygusu yerleşir. Bölge insanının kaybı gibi bir tehlike ortaya çıkar. Türkiye, bu ortama gidildiği kaygısını sık sık yaşıyor. PKK eksenli oluşumlar zaman zaman içerde toplumsal hareketlilik sağlıyor, dışarıda, uluslar arası arenalarda sesine yankı bulabiliyor. Böyle ortamlarda Ankara, çözüm üretmenin, PKK eksenine prim vermek anlamına geldiğini düşünüyor. Bu sebeple çözüm ertelene ertelene, iş kangren haline geliyor.

Bugünler kapsamlı bir çözüm paketinin beklendiği günler... Uygun mu, olabilir mi? Bana göre Öcalan'ın yakalandığı günler, Ankara adına bir çözüm hamlesinin yapılmasının uygun olduğu günlerdi. Bir yanda, lideri ele geçmiş, TC'ye bağlılığını ilan etmiş, dolayısıyla süngüsü düşmüş bir hareket.... Öte yanda bölge insanının sorunlarını anlama - çözme hamlesi... Teröre karşı sert duruş, halka karşı büyük insani hamle...

Bugün de böyle bir zemin var.

-PKK içerden ve dışardan kuşatılmış durumda.... Lojistiği kesilmiş bir terör örgütü. Terörün çıkışı yok. Teröre oynayan kaybedecek. Bu mesajın netliği devam etmeli.

-Ankara adına farklı bir siyasi irade. Türkiye'deki "toplumsal sancı"yı en iyi anlayabilecek, çünkü bu alanda derin sancı yaşamış bir siyasi kadro. Bölge insanı ile bugüne kadar Ankara'nın kuramadığı duygusal iletişimi sağlayabilecek bir kültürel muhtevaya sahip. Potansiyel iyi. Kendi çizgisini "etnik" çerçevede tanımlamıyor.

-En son seçimde, bu potansiyel zeminin meyveleri toplanmış...

Kürt toplumu, bu siyasi kadroya, "Kürtçü siyasi kadro" dan daha çok iltifat etmiş. Yani Ankara'dan gelen farklı sese prim vermiş. 2009 mahalli seçimlerinde bu primin çok daha yükseleceği ihtimali kuvvetli. Bundan en çok "Kürtçü siyasi kadro" ürküyor. -Bu kadro 5 yıl iktidarda. Yani hizmetin dümeninde...

Yani bütün psikolojik üstünlük bu siyasi kadroda...

Öyleyse Ankara adına atılacak insani adımlar hiçbir biçimde PKK'ya veya onun siyasi uzantısına prim diye yazılmayacak. Ama Ankara adına AKP de bir şey yapamazsa, bu defa bölge insanının düş kırıklığı daha çok derinleşecek: "Ankara kimseye bir şey yaptırmıyor" düşüncesi gelişecek. Peki AKP için kapsamlı insani projeler için yollar açık mı? Burada iki risk var:

1. AKP'nin güçlenmesini de DTP'nin güçlenmesi kadar tehlike olarak gören bir Ankara çizgisi.

2. Kürtler adına hiçbir insani talebi karşılanmaya değer bulmayan ve atılacak her adımı ihanetle suçlamaya hazır karşıt etnik milliyetçi çizgi.

Bence bu risklere rağmen AKP, gerekli adımı atmalı ve bölge halkının insani plandaki bütün beklentilerini görme, karşılama hamlesini yapmalı. Buna paralel bir sivil toplum hamlesi gerçekleştirilebilirse o da nur üstüne nur olur.



http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=140347