PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Meclis'te Kürt coğrafyası tartışması


NOYAN
03-12-2008, 11:58
http://i.milliyet.com.tr/MansetSol378_495/2008/03/12/fft1_mf7589.Jpeg

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, DTP’li Sırrı Sakık’ın dokunulmazlık fezlekeleriyle ilgili eleştirilerini sıralarken "Kürt coğrafyası" tanımı kullanmasına tepki gösterdi.

TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık dün TBMM Genel Kurulu'nda gündemdışı söz alarak DTP milletvekilleriyle ilgili yargılamalara, dokunulmazlıkların kaldırılmasına gerek kalmadan Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında doğrudan devam edilmesini eleştirdi. Kendisiyle ilgili seçim çalışması sırasında Kürtçe, "Bana bir bardak su getirin" dediği için, Muş Milletvekili Nuri Yaman hakkında da Kürtçe "Çok yaşayın" dediği için fezleke düzenlendiğini savunan Sakık, "Ne yani o insana, ’çok ölün’ mü demesi gerekiyordu?" dedi.

Sakık, "Takdir edersiniz ki Kürt coğrafyasında Kürtçe konuşmadan çok fazla siyaseten yol alma şansı yoktur" derken, AKP 'nin bölge milletvekillerinin de seçim sırasında Kürtçe konuştuğunu söyledi. Sakık, "Bunlar hakkında işlem yapılmamıştır ve yapılmamalıdır. Doğru olan budur. Ama söz konusu DTP olunca yargıçlar durumdan vazife çıkarıyor ve milletvekili arkadaşlarımızı hedef gösteriyor" dedi.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ise, milletvekili dokunulmazlıkları ile ilgili uygulamaların Cumhuriyet savcılıkları tarafından Anayasa'nın ruhuna ve özüne gerekçesine uygun şekilde yerine getirilmesi konusunda zaman zaman genelgeler yayınladıklarını anımsattı. Şahin, seçimden önce işlenmiş ve 14. madde kapsamına giren suçlar nedeniyle bazı milletvekilleriyle ilgili yargılamaların sürdüğünü, bunun Anayasa, Meclis İçtüzüğü, yasalara, bakanlık genelgesine aykırı bir uygulama olmadığını bildirdi.

Şahin, Sakık hakkındaki fezlekelerden Kürtçe konuşmasından değil, seçim kanununa muhalefetten düzenlendiğini söylerken şöyle konuştu:

"’Kürt coğrafyası’ dediniz. Bu değişik yorumlara sebep olacak bir ifadedir. 780 bin kilometrekarelik bu alan Türkiye Cumhuriyeti devleti alanıdır. Hepimiz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Dolayısıyla bu tür tabirler yanlış tabirlerdir. Günlük hayatımızda herkes ana lisanını konuşabilmektedir. Yasak yoktur."

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&ArticleID=504481&Date=12.03.2008&ver=31