PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Dilbilgisi Ödevi Özet


_SoN_
02-28-2008, 18:51
İSİM TAMLAMALARI
Bir ismin anlamca daha iyi belirtilebilmesi için, başka bir isimden yardım alarak birlikte kullanılmasına isim tamlaması denir.
İsim tamlamalarında birnci isim tamlayan ( belirten ), ikinci isim ise tamlanan ( belirtilen ) adını alır.
ÖRNEK:
Çocuğun bisikleti
Tamlayan Tamlanan

Çocuk maması
Tamlayan Tamlanan

Tahta oyuncak
Tamlayan Tamlanan
Dört çeşit isim tamlaması vardır.

1. Belirtili isim tamlaması:
Belirtili isim tamlamalrında birinci isim, ikinci ismin ( varlığın adı ) kime, neye ait olduğunu olduğunu gösterir.
Tamlayan isim : " -in, -ın, -ün, -un " eklerinden birini alır.
Tamlanan isim : " -i, -ı, -ü, -u " eklerinden birini alır.
ÖRNEK ( 1 ): Okulun bahçesi »»»»» bahçenin, okula ait olduğunu belirtir.
-un »»»»»tamlayan eki
-i »»»»»tamlanan eki-s»»»»»kaynaştırma harfi
ÖRNEK ( 2 ): Çantanın zipi »»»»»zipin, çantaya ait olduğunu gösterir.
-ın »»»»»tamlayan eki
-i »»»»»tamlanan eki-n»»»»»kaynaştırma harfi
ÖRNEK ( 3 ): Odanın kapısı »»»»» kapının, odaya ait olduğunu gösterir.
-ın »»»»» tamlayan eki
-ı »»»»» tamlanan eki-n, -s»»»»»kaynaştırma harfi
ÖRNEK ( 4 ): Kitabın kapağı »»»»» kapağın, kitaba ait olduğunu belirtir.
-ın »»»»» tamlayan eki
-ı »»»»» tamlanan eki
b »»»»» yumuşamıtır
ğ »»»»» yumuşamıştır
***ÖRNEK ( 5 ): Suyun sesi »»»»» sesin, suya ait olduğunu gösterir
-un »»»»» tamlayan eki-i »»»»» tamlanan eki-y »»»»» kaynaştırma harfi
***ÖRNEK ( 6 ): Üzümün suyu»»»»» suyun, üzüme ait olduğunu gösterir
-ün »»»»» tamlayan eki-u »»»»» tamlanan eki-y »»»»» kaynaştırma harfi

***NOT: Belirtili sim tamlamalarında:
a) birinci isim her zaman " -in, -ın, -ün, -un " eklerinden birini alır.
b) ikinci isim her zaman "-i, -ı, -ü, -u " eklerinden birini alır.
c) sesli ile biten birinci isim her zaman " n " kaynaştırma harfini alır.
d) sesli ile biten ikinci isim her zaman " s " kaynaştırma harfini alır.
Bu kurala uymayan tek sözcük " su " dur. " su " sözcüğü tamlayan veya tamlanan durumlarında her zaman " y " kaynaştırma harfini alır.

2. Belirtisiz isim tamlaması:
Belirtisiz isim tamlamalarında yalnızca ikinci isim ( tamlanan ) isim " -i, -ı, -ü, -u " eklerinden birini alır.
Tamlanan isim sesli harf ile bitiyorsa " s " kaynaştırma harfini alır.

ÖRNEK ( 1 ): Kış mevsimi
-i »»»»» tamlanan eki
ÖRNEK ( 2 ): Yaz okulu
-u »»»»» tamlanan eki
ÖRNEK ( 3 ): Yolcu gemisi
-i »»»»» tamlanan ekis »»»»» kaynaştırma harfi
ÖRNEK ( 4 ) : Portokal ağacı
-ı »»»»» tamlanan ekic »»»»» yumuşamıştır

3. Takısız isim tamlaması:
Bu tür tamlamalarda her iki isim de ek almaz.
Tamlayan isim, tamlanan varlığın neden ( ham maddesini ) yapıldığını gösterir.
ÖRNEK: Plastik sandalye, ipek mendil, tahta masa, demir kapı, aleminyum pencere, toprak testi...

4. Zincirleme isim tamlaması:
İkiden fazla ismin birbirinin anlamını tamamlaması ile oluşan isim tamlamalarına denir.
ÖRNEK: Elma ağacının yaprağı, çelik tencerenin kapağı, derginin kapağının resimleri, dağ köyünün havası, İngiliz elçiliğinin kapısı, Ortaköy muhtarının evi, yolcu gemisinin güvertesi, pirinç pilavının tuzu...

İSİM TAMLAMALARININ ÖZELLİKLERİ
1 . İsim tamlamaları çoğul olabilirler:
ÖRNEK:

Portokal bahçeleri, öğretmenler toplantısı, çocukların defterleri, evlerin kapılarının zilleri...

2 . İsim tamlamaları, ismin hal eklerini alabilirler:
ÖRNEK:

Portokal bahçeleri
Portokal bahçelerini
Portokal bahçelerine
Portokal bahçelerinde
Portokal bahçelerinden

3 . İsim tamlamalarında özel isimler, birden fazla isimden oluşuyorsa:

tek bir isim sayılırlar.

ÖRNEK( 1 ):

Bedrettin Demirel Caddesi »»»»» Belirtisiz isim tamlaması

Bedrettin Demirel »»»»» Tamlayan




DEYİMLER

Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir. Kelimelerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar.

Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun?

Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu.

Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu.

Her gördüğüne dudak büküyordu.

Senin yaptığın pire için yorgan yakmak.

İki genç adam boğaz boğaza geldi.

Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin.

Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar.

Matematiği aklım almıyor..

Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu.

Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı.

Bizimkinin iyice çenesi düştü.

Göze girmek için her şeyi yapıyor.

İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu.

Bu soruya kafa yormanı istemiştim.

Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış.

Burası çok ayak altı, şurada duralım.

Deyimlerin özellikleri:

a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir.

b) Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz.

Meselâ "yüzün ak olsun" yerine "yüzün beyaz olsun" denilemez,

"ocağına incir ağacı dikmek" yerine "ocağına çam ağacı dikmek" denilemez,

"ayıkla pirincin taşını" yerine "ayıkla bulgurun taşını" denilemez,

"dilinin altındaki baklayı çıkar" yerine "dilinin altındaki şekeri çıkar" denilemez,

"tüyleri diken diken ol-" yerine "kılları diken diken ol-" denemez.

Ama istisnalar yok değildir: “baş başa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi.

Araya başka kelimeler girebilir:

“Başını derde sokmak” Başını son günlerde hep derde soktu.

c) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır. Az sözle çok şey anlatırlar: “Çam sakızı çoban armağanı”, “dili çözül-”, “dilinde tüy bit-”, “dilini yut-”

d) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar. Bu özellik deyimi mecazdan ayırır.

1. Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:

ağzı açık, kulağı delik,

eli uzun, kaşla göz arasında,

bulanık suda balık avla-, dikiş tutturama-,

can kulağı ile dinle-, köprüleri at-,

pire için yorgan yak-, pişmiş aşa su kat-,

kafayı ye-, aklı alma-,

akıntıya kürek çek-, ağzı kulaklarına var-,

bel bağla-, çenesi düş-,

göze gir-, dara düş-,

2. Ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara yada öykücüklere dayanır.

Yorgan gitti, kavga bitti.

Dostlar alışverişte görsün,

Atı alan Üsküdar'ı geçti,

Tut kelin perçeminden,

Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın.

Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?,

Ne şiş yansın ne kebap.

e) Deyimler özel anlamlı sözlerdir. Deyimler genel yargı bildirmezler. Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözlerdir. Öğütte bulunmazlar. Atasözleri ise genel anlamlı sözlerdir. Ders vermek, öğütte bulunmak için ortaya konulmuşlardır. Deyimle atasözünü ayıran en önemli nitelik budur. Meselâ: "İşleyen demir ışıldar" atasözüdür. Çalışmanın önemini anlatmaktadır. Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir.

f) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır. Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, abayı yakmak, devede kulak, hapı yutmak, fol yok

edat (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=edat) grubu (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=grubu)
Bir ismin, kendisinden sonra gelen çekim edatıyla oluşturduğu kelime grubudur. İsim unsuru tek kelime olabileceği gibi isim görevinde bir kelime grubu da olabilir: bana göre, bir hafta kalmak üzere, bizim için, çalıp oynamaktan başka, dönemin sonuna doğru, rektörlükten bildirildiğine göre, saman altından su yürüten biri gibi, senin güzel hatırın için, testereyle gibi.

cumle icindeki bir edat (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=edat) ve kendisini anlam bakimindan tamamlayan sozcuklerin olu$turdugu grup.. ornegin :
ali, o gun ahmetle bir manyak gibi kavga etti.. (ahmet ile, bir manyak gibi)

İKİLEMELER:
*Anlatımı etkili hale getirmek yada anlamı pekiştirmek için yapılan kelime tekrarına “ikileme” denir.
*İkilemeler değişik şekillerde oluşabilir:

a) Aynı kelimeyle yapılan ikilemeler:
Uzun uzun, Boy boy, Ağır ağır…

b) Yakın anlamlı kelimelerle yapılan ikilemeler:
Kılık kıyafet, Mal mülk, Ak pak, Akıl fikir, Doğru dürüst…

c) Zıt anlamlı kelimelerle yapılan ikilemeler:
İyi kötü, Aşağı yukarı, Er geç, İrili ufaklı…

d) Biri anlamlı, biri anlamsız kelimelerle yapılan ikilemeler:
Eski püskü, Ev mev, Eğri büğrü, Saçma sapan…

e) İkisi de anlamsız kelimelerle yapılan ikilemeler:
Ivır zıvır, Çıtı pıtı, Abur cubur, Eciş bücüş, Mırın kırın, Abuk subuk, Paldır küldür

f) Yansıma kelimelerle yapılan ikilemeler:
Çatır çatır, horul horul, kütür kütür

g) Belli bir kurala bağlanmadan yapılan ikilemeler:
Kurda kuşa, iğneden ipliğe, tası tarağı…
Fiilden türetilen fakat çekime girmeyerek sadece olumsuzu yapılabilen fiil ismi, sıfat-fiil ve zarf-fiillerle kurulan kelime gruplarıdır:
Fiil ismi grubu:
Fiillerden, mastar eki de denen -ºş; -ma, -me; -mak, -mek ekleriyle türetilen isimlerin kendilerinden önce gelen unsurlarla birlikte oluşturdukları kelime grubudur. Mastar ekleri, fiillerin isimlerini yaparlar. -mak, -mek’li fiil isimleri hareket isimleri yaptığı için kullanıma daha elverişlidir: alış veriş yapmak, pazara gitmek, resim yapmak, yemek yemek, canı istememek, toplantıya katılmak, sinirlerini bozmak, gece gündüz çalışmak, kolu kırılmak, öğrencileri evlerinden okula götürmek; Ankara’ya yürüyüş, sıkışık trafikte köprüden geçiş, on beş yıl görev yaptığı okulundan ayrılış; ileri görüşlü olma, etkili ve güzel konuşma, günde sekiz saat çalışma gibi.
Sıfat-fiil grubu:
Sıfat-fiilin, kendisine bağlı unsurlarla oluşturduğu kelime grubudur. Bu grupta da sıfat-fiil sonda bulunur. Bu grup genellikle sıfat görevindedir: annesine hiç çekmeyen (kız), havadan gelen (para), temiz havada yürüyüş yapan (adam), günlerdir uğraşarak yazdığım (makale), yıkandıktan sonra ütülenecek (çamaşırlar), modası geçmiş (lâflar), kör olası (hayvan) gibi.
Zarf-fiil grubu:
Fiillerden zarf-fiil ekleriyle türetilen kelimelerin kendilerinden önceki unsurlarla bir araya gelerek oluşturduğu ve her zaman zarf olarak kullanılan kelime grubudur: sabahtan akşama kadar sağda solda konuşup, kaldığını sandığı dersten geçtiğini öğrenince, sınıfın ortasında birden ağlamaya başlayınca, bugüne kadar kimseye eyvallah etmeden, bütün günahları için tövbe ederek, söylene söylene gibi.