PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Mesele gen-men değil, sen-ben!


ALONE53
02-26-2008, 15:57
Mesele gen-men değil, sen-ben!

ERHAN ÖZDEN
Genetik mühendisliği o kadar ileri gitti ki bizim spekülasyon üretme kabiliyetimizi de her geçen gün daha çok cesaretlendiriyor. Gün geçmiyor ki yeni bir gen türünün bulunduğu haberleriyle gazetelerimiz bizi çalkalayıp durmasın: Depresyonun geni bulundu! Fırından sıcacık çıktı: Suçluluk geni.
Siz değil genleriniz sigara bağımlısı. Genlerinizde ne kadar aşk var buyurun teste. Vs. vs... Gen mühendisliğinin vardığı nokta gerçekten de ürkütücü; ama onun hakkındaki dedikoduların vardığı nokta ondan da ürkütücü. Bilimin ses verir gibi olduğu tek bir notadan serenatlar türetmek, hayal gücüyle bilimi demleyip -ortaya karışık- sofrayı donatmak bazı editörlerimizin uzmanlık alanı gibi duruyor. Lakin spekülasyon üretme cesaretinin cahil cesaretine kaymayan bir kıvamı olmalı, bir yerlerde durabilmeli.

Örneğin klonlanan Doli bu editörlerimizin hayallerine ışık çakmış olacak ki, artık tek başına “neden olmasın?” cevabı bile bir haberin (kendinden menkul!) bilimselliğinin temelini oluşturabiliyor. Ancak şu var ki “neden olmasın?”ın hayal gücüyle, “olan budur!” gerçekliği arasındaki mesafe şarktan garba uzanmaktadır.

Bir koyun klonlandı ve aynısından bir tane daha yapıldı(!). Yani “insanoğlu kollarını sıvadı ve kan ter içinde televizyon yaptığı gibi koyunu da yaptı” havasını veren haberlerin “hava”dan ibaret olduğunu fark etmek çok zor olmasa gerek. Ortada bir yapma-icat etme söz konusu bile değil. Yapılan sadece bir hayvanın üreme hücrelerinin başka bir hayvanın rahmine verilerek orada gelişmesine devam etmesi için hücrelere “yön vermektir”. Yani bir puzzle’ı tamamlamak gibi. Kendi yap(a)madığınız parçaların yerlerini değiştiriyorsunuz. Tabii ki bu da büyük bir şey; ama çıkıp koyun yaptık demekse ilginç bir şey.

Ben değil genlerim nikotinci?!

Gen mühendisliğinden hız alan haberlerin bütün virajlara da aynı hızla girebilmeleri ise ayrı bir maharetleri. O kadar ki insan alışkanlıklarıyla ilgili de sazı ellerine alıp tıngırdatmaya başlıyorlar.

Örneğin; sigaranın genetik bir bağımlılık olduğu yaygaraları. Sizin bir suçunuz yok, asıl tiryaki genleriniz. Veya suçluluk geni. Hele ki bu suçluluk geni spekülasyonu tarihin en eski zamanlarından kalan yadigar bir spekülasyon. Hatta o kadar ki, zamanında bütün suçluları bir adaya toplayıp imha etmek fikirleri bile bu sözde “suçluluk geni” anlayışına dayanarak ileri sürülmüştür.

Şunu iyi fark etmek gerekir ki kompleks davranışları sade genlerle izah etmek oldukça zorlama bir çabadır. Suç neye göre suç diye sormak gerekmez mi önce? Bir toplum için suç olan başka toplum veya zaman dilimi için suç değildir diyemez miyiz mesela? Örneğin toplumun bazı kesimlerinde gayet ahlaki bir olgu olarak algılanan töre cinayetleri için sözüm ona “suçluluk genimiz” kimi referans alacaktır? Toplumun genelini mi, özelini mi?

Veya aşk geni! Doğru kişi sevdiği zaman belli hormonlar salgılanır. Ama bu hormonlar salgılandı diye sevmezsiniz, sevdiniz diye hormonlarınız komut alır. Mesela seratonine kısaca mutluluk hormonu denir. Ama bir tetikleyici olmadan seratonin kendi başına “hadi ben şu damarlarda bir tur atıp da geleyim” demez, diyemez. İyi bir habere veya düşünceye ihtiyacı vardır.

İradenin cilvesi > Genlerin esareti

Genetik mühendisliği her ne kadar bizim gözümüzü ufka dikip hayal gücümüzü genişletse de şunu bilmek gerekir. Genetik kodlar sadece yatkınlığı belirler, “makus talih” değildir. Bir şeye inanmanın hormonlarınızın üzerindeki etkisi daha fazladır. Eğer boşluk bırakmadan “tam inanma” gerçekleştirirseniz hücrelerinizin hepsi tahterevallinin bir tarafında toplanmış gibi olur. Öyle ağır gelirler ki karşısına neyi koyarsanız koyun kaldırır. Duygusal gücünüzün ve inanma yeteneğinizin bütün vücudunuzun patronu olan beyniniz üzerindeki etkisi genlerinizin etkisinden çok daha büyüktür.

Şöyle söylemek lazım; hiçbir taraftan rüzgâr almayan bir yelkenliyi genleri gerçekten de istediği tarafa götürebilir, ama içinde kürek çeken iradeli 1 kişi bile varsa yelkenli kürek çekilen tarafa doğru yön değiştirir. İşte mesele zihin yelkenlinizin binlerce kürekçisinin hepsine aynı yöne doğru kürek çektirtebilmektedir. Azıcık bir kararsızlık, emin olamama, istemeye istemeye yapma hali kürekçilerin her birinin ayrı bir yöne doğru kürek sallamasına sebep olacak ve yelkenliniz sadece suyun üstünde kalacak, ama olduğu yerde. Yorulacak, ama sonuç vermeyecek.

Bunun için bir işe başlamadan önce oturup zihninizdeki kürekçilerin istihdamına soyunmanızda fayda var. Gerçekten “bunu yapmayı istiyor musunuz”a karar verilmesi, faydaları neler, zararları neler analiz edilmesi. Ve çıkan sonucu bütün kürekçilerin sahiplenmesi için iç motivasyon desteği. O kadar ki karar çıkana kadar zihniniz bütün artıları eksileri görsün, ama karardan sonra hiçbir şeyi görmesin, bu yaklaşımı kazanmak gerekir. Eğer kürekçileri kendi haline bırakırsanız kimileri buna hiç inanmadığı için sizi sabote edecektir. Bilinçdışının sabotajı dediğimiz bu olgu günlük hayatımız içinde karşımıza çok sık çıkar. Dişçiden randevu alırsınız, ama bir kısım iç kürekçinin sabotajıyla saatini unutuverirsiniz. Ya da işe gidersiniz ama iş yapmazsınız, iş yapmak istemeyen tarafınızın işyeri sınırları içinde borusunu öttürme sesidir bu. Lakin işe başka kürekçiler tarafından getirilmişsinizdir bir kere. Kimya sınavına hazırlanırsınız ama kimyacı olmak istemeyen tarafınızın sabotajlarını her saniye bloke etmeniz gerekir.

Özetle her yeni başlamadığınız iş öncesi bütün kayıkçıları, yaptığınız işi seveni-sevmeyeni hepsini karşınıza alıp onlara iyi bir seminer verirseniz, “ben düşündüm sonuç bu” deyip hepsini tek hedefe kilitlerseniz, hiçbirine kendi başına düşünme fırsatı vermez, hepsine zihnin kararına sahip çıkma ciddiyeti verirseniz med cezirleriniz sizi terk edecek, zihnin belirlediği istikamet doğrultusunda geriye sadece sakin sakin kürek çekmek kalacaktır. Genetik mühendisleri irade mühendislerinin konuştuğu yerde susmaktadır

morciii
03-02-2008, 15:16
iyi hoşda gözümü alıyor okuyamıyorum :D

ALONE53
03-05-2008, 15:48
tamam morci sen yeter ki iste değiştirim hemen şimdi okursun inşallah

morciii
03-05-2008, 15:53
teşekkürler :)

ALONE53
03-05-2008, 15:56
rica ederim morcii