PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hazreti Peygamberin çocuk sevgisi


Melancholy
04-01-2011, 11:42
Hazret-i Peygamber, yetimleri, kimsesizleri ve yoksulları gözetiyor onlara şefkatle muamele ediyor ve insan olarak onlara değer veriyordu.

http://medya.milligazete.com.tr/haberler/2011/03/31/195814/hazret-i-peygamberin-cocuk-sevgisi-medium-0.jpg http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/avw.php?zoneid=68&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE&n=a831eec1 (http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/ck.php?n=a831eec1&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE)

O kendisi de yetim büyümüştü ve yetim kalmanın ne olduğunu en iyi bilenlerdendi. Bir gün torunlarını severken kendisini gören birisinin bu durumu yadırgaması üzerine adama şöyle bir soru sormuştu:

- Siz çocuklarınızı öper misiniz?

Adamın benim on çocuğum var, hiç birisini öpmedim demesi üzerine Efendimiz: "Allah senin kalbinden merhameti aldıysa ben yapayım" demişti.
Hazret-i Peygamberin, camiye kucağında torunu ile geldiği ve namaz kılarken çocuğun sırtına binmesi üzerine secdeyi uzatarak çocuğu hoşnut etmeyi tercih ettiği biliniyor. Bu da O'nun çocuklara taşıdığı şefkat ve sevgiyi gösteriyor. Efendimiz çocuklarla şakalaşır ve onlarla zevkli dakikalar geçirirdi. Çocuklar da O'nu çok severlerdir. Yolcuktan dönerken grup halinde yola çıkarlar ve O'nu karşılarlardı. Allah Resulü, kadınların ve çocukların savaşlarda öldürülmelerini yasaklamış ve sahabesinin buna uymasını istemiştir. Mekke'de diri diri toprağa gömülen ve ikinci sınıf bir varlık olarak görülen kız çocuklarına ise gerçek değerlerini vermiş ve bununla ilgili toplumun algısını değiştirmiştir. Onun bu çalışmaları neticesinde artık Mekkeliler, kız çocuklarını bir utanç vesilesi değil, bereket kaynağı olarak görmeye başlamışlardır. Bir gün adamın biri "Ey Allah'ın elçisi biz cahiliye döneminde putlara tapan ve çocukları öldüren bir millet idik. Çocuğum konuşacak çağa gelmişti kendisini çağırdığımda sesini duyunca sevinirdim. Bir gün onu yanıma çağırdım ve ardımsıra götürdüm. Sonunda bir kuyunun başına geldik. Kızımın hiçbir şeyden haberi yoktu elinden tuttum ve kuyuya attım. Ondan duyduğum son ses "babacığım, babacığım" diye yankılanan çığlıktı... demesi üzerine Efendimiz sakalları ıslanıncaya kadar ağladı.
Efendimiz şehir dışından dönerken O'nu karşılamaya gelenler arasında çocuklarda yer alırdı. Yine böyle bir günde çocuklar Talaal bedru aleynayı okuyarak Efendimizi karşılıyorlardı. Efendimiz onların yanına geldi ve "beni seviyor musunuz? dedi. Çocuklar "evet Ya Resulullah" dediler. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber, "yemin ederim ki, ben de sizi seviyorum" müjdesini verdi. Resulullah "Eğer süt emen çocuklar, beli bükük yaşlılar, otlayan hayvanlar olmasaydı, üzerinize azap sel gibi inerdi" buyurmuş ve onların bizler için büyük rahmet olduğunu ifade etmiştir.
Bazı bölgelerimizde hâlâ kız çocukları ikinci sınıf bir insan olarak görülüyor. Burada aileler kız çocuklarını belli bir para karşılığı yaşlı erkeklerle evlendirerek onların üzerinden çıkar elde etmeye çalışıyorlar. Oysa Efendimiz, ayetler ışığında bizlere yol gösteriyor ve kız erkek ayrımını yasaklıyor.
Efendimiz bu konuda "Kimin üç veya iki veya bir kızı veya kızkardeşi olur da onlara iyi muamele ederse erkek çocukları buna tercih etmez ve eğitimlerini en güzel şekilde yerine getirirse Allah onları kendisi için Cehenneme karşı bir perde kılar ve onu cennetine koyar" buyurmuş ve aileleri çocukları arasında adil davranmaya teşvik etmiştir.
Birkaç söz

Ezanı oğlumla dinledim

Beş yaşındaki oğlum, Fatih camiinden ezan sesleri yükselirken "anne ezan neden okunur?" dedi. Ona önce ezanı dinleyelim dedim. Birlikte balkona çıktık ve sessizce ezanı dinledik. Sonra ezanın tarihçesini ve muhtevasını anlattım. Oğlum yüzüme baktı "Anne, babam camiye giderken beni de namaza götürmez mi?" dedi. Ona sarıldım ve "götürür, niye götürmesin" dedim... O gün ilk defa yıllardan beri duyduğum ezanı oğlumla birlikte dinledim. Ve duymakla dinlemek arasındaki farkı yaşadım.

(Nedime Yüksel)

Milligazete