PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Selçuklularda Ordu


kont
02-26-2011, 18:45
Ordu

Devletin temeli olan ordu, Hassa ordusu ve Timarlı sipâhilerden meydana geliyordu. Sarayda husûsî olarak yetiştirilip, doğrudan sultâna bağlı olan Gulamân-ı saray askerleri çeşitli milletlerden seçilirdi. Bunlar senede dört defâ maaş alırlardı. Hassa ordusu; melik, vâli, vezir ve diğer yüksek rütbeli devlet memurlarının emri altında, her an harekete hazır askerler olup maaşlıydılar.

Sipâhiler, süvârî kuvvetleriydi. Sipâhi ordusu mensuplarından her biri, devletin çeşitli bölgelerinde kendilerine tahsis edilen toprakların (iktâ=dirlik) gelirlerinden geçimlerini sağlıyordu. Selçuklular, askerî iktâlar sâyesinde, maaş ödemeden bir orduyu beslemiş, mühim bir Türkmen nüfûsunu toprağa ve devlete bağlayarak iskân etmişti. Bu sâyede istihsâlin artmasını, halk ile hükûmet arasında yeni askerî ve idârî bir kadronun kurulmasını temin etmişti. Bin süvâriden fazla asker besleyen iktâ sâhipleri vardı. Büyük Selçuklularda ordu mevcûdu 400.000’e kadar çıktı. Bunun 46.000’i merkezde, geri kalanı devletin diğer bölgelerine dağılmıştı. İktâ sistemiyle, memleket menfaatlerini âhenkleştirip, kudretli bir askerî ve idârî teşkilâta sâhip oldular. Aynı sistem, Osmanlılara da tesir etti. Halk arasından Haşer denilen ücretli askerler de alınırdı. Ayrıca gönüllü Gâziyân ve çeşitli askerî sınıflar da vardı.

Selçuklu ordusunun gezici hastahâneleri ve Çerge denilen hamamları vardı. Orduda hafif silâh olarak yay, ok, kılıç, kalkan, mızrak, harbe, sökü, bozdoğan da denilen topuz, gürz, balta, nacak, çekre, zemberek, pala, cevşen ve çokal kullanılırdı. Muhâsara silâhlarından da külünk, miskap da denilen nakkap, mancınık kullanılırdı. Ordunun silâhları ülke içinde en iyi malzeme kullanılarak, sanatında pek mâhir ustalar tarafından îmâl edilirdi. Büyük Selçuklularda deniz kuvvetleri olmamasına rağmen, bağlı devletler de vardı. Ordunun ihtiyâcının karşılanması ve meselelerinin hâlline Dîvânü’l-ceyş bakardı.