PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tuğrul Bey


kont
02-26-2011, 18:43
Tugrul Bey

Selçuklu Devletinin kurucusu. Oguzlarin Kinik boyundan Selçuk Beyin torunudur. Babasinin adi Mikail’dir. Muhtemelen 993 yilinda dogdu. Babasi Mikail, gazâ akininda sehit düsünce, dedesi Selçuk’un yaninda büyüdü. Çocuklugu Cend’de geçti. Büyük bir îtinâ ile yetistirildi. Âilesinden dînî ve millî terbiye alip, mükemmel silâh kullanmasini ögrendi.

Selçuk Beyin vefâtiyla amcasi Arslan Yabgu’nun Selçuklu âilesinin reisligini almasina, kardesi Çagri Bey ile itiraz etmedi. Ancak dedelerinin vefâtindan sonra iki kardes Cend sehrini terk ederek batiya göç ettiler. Burada Mâverâünnehr hükümdari Ilek Nasr’in kendilerine karsi düsmanca siyâseti üzerine Çagri Bey ile Karahanli hükümdari Bugra Hanin ülkesine gittiler. Tugrul Bey, Karahanlilar ülkesinde haps edildiyse de, Çagri Bey, Bugra Han ordusunu yenip pekçok esir aldi. Alinan esirler karsiligi Tugrul Bey serbest birakildi. Tekrar Mâverâünnehr’e döndüler. Buhara hâkimi Karahanli Ali Tegin’in aleyhlerine faaliyeti ve yeni durum üzerine Tugrul Bey çöle çekildi. Çagri Bey de yeni vatan kesfi için Rum Gazâsina çikti. Iki kardes, Rum Gazâsindan alinan ganîmetlerle çok zenginlestiler.

Arslan Yabgu, 1205’te Gaznelilerce esir alinip, Hindistan’da haps edilince, iki kardes ortak iktidar sistemiyle Selçuklu âilesinin lideri oldu. Liderligi Karahanli Ali Tegin tarafindan süpheyle karsilaninca, ikili liderlik sistemi yerine amcalari Musa’yi Yabgu yapip, üçlü iktidar sistemine geçtiler. 1034 sonbaharinda, Gaznelilerin müttefiki Oguzlardan Sah Melik, Selçuklulara âni bir baskin yapinca, zayifladilarsa da, tekrar toplandilar. On bin kisilik kuvvet toplayarak Gaznelilere âit Horasan’a girdiler. Gazneli Mes’ûd’un ordusunu 20 Haziran 1035’te Mesâ’da yendiler. Gaznelilerle antlasma yapip; Nesâ, Ferâve ve Dihistan’i aldilar. Ayrica TugrulBeye GazneliMes’ûd tarafindan hâkimiyet alâmetlerinden olan hil’at, at, mensur ve sancak gönderildi. Tugrul Bey antlasmayla Nesâ’da Gaznelilere tâbi federal bir devlet kurmus olmasina ragmen, resmî îlâni yoktur.

Tugrul Bey ve diger Selçuklu hânedan mensuplari toprak sâhibi olunca, Oguz boylari ve kabile reisleri yanlarina akin edip, toplandilar. Tugrul Bey, çok güçlenip, bölgenin nüfûsu artinca; Gazneli Mes’ûd’a önceki üç sehrin dar geldigini bildirip, 1037’de Merv, Serahs ve Bâverd’iyi de istedi. Bu sehirlere karsilik da Gaznelilerin maasli askeri olma ve Horasan’daki asâyisi temin etme taahhütünde bulundular. Teklifleri oyalamaya alininca, Tugrul Bey küçük gruplar hâlinde akin harekâti yaptirdi. Çagri Beyin idâre ettigi akinlarda Selçuklular Cüzcan, Tâlekan ve Faryâb’dan Rey’e kadar harekâtta bulundular. Selçuklu akinlarini durdurmak için Gazneli Mes’ûd’un gönderdigi ordu Serahs yakininda 1038 Haziraninda yenildi. Zafer sonrasinda toplanan kurultayda Tugrul Bey, hükümdar îlân edildi. Bu kurultay karari ve 1038 târihi Selçuklu Devletinin kurulusu olarak kabul edilir. Tugrul Bey Nisapur’da kalip, Çagri Bey Merv’de melikler meliki olarak, askerî harekâtlari idâre ederek ordu kumandanligi yapti.

Tugrul Beyin Nisapur’da istiklâlini îlân etmesi, Gazne’de hos karsilanmadi. Çagri Bey, 1039 yilinda Gaznelilerle iki kere muhârebe yapip, yenildi. Tugrul Bey ve diger Selçuklu hânedanlari, Gazneli Mes’ûd’un düzenli ordusuna karsi gerilla harpleri yapip, onlari yiprattilar. Gazneli Mes’ûd, antlasma istedi. Tugrul Bey, Gaznelilerin türlü metodlarla Selçuklulari Horasan’dan çikarabileceklerini tahmin ederek, zaman kazanmak ve hazirliklari tamamlamak için çöle çekildi. Sultan Gazneli Mes’ûd’un 1040 Baharindaki Tûs ve Serahs istikâmetindeki harekâti üzerine Selçuklular, Tugrul Beye basvurup, harekete geçmesini istediler. Tugrul Bey, 1040 Mayisinda çölden çikip, Serhas’ta Gazneli ordusuyla karsilasti. Gazneliler ot ve yiyecek sikintisi çektiginden Merv’e hareket edince, Tugrul Beyin kumandasindaki Selçuklular, sagdan ve soldan taarruzla Gaznelileri tâciz ettiler. Dandanakan Kalesi önünde yapilan asil muhârebede Gazneliler bozuldular. 23 Mayis 1040 târihinde kazanilan Dandanakan Zaferiyle, Tugrul Bey tekrar tahta oturdu. Tugrul Bey zafer sonrasinda ele geçen ganimetle zenginlesip, kumandanlara pekçok ihsanlarda bulundu. Kurultay toplandi. Kurultayda devletin temel stratejisi tespit edilip, plânlar yapildi. Bagdat’taki Abbasî Halifeligine baglilik ve hürmet ifâde eden mektup gönderildi.

Çagri Beyin 1060’ta vefâtina kadar ortak iktidar sistemine göre hareket edilmesine ragmen, devleti temsil yetkisi Tugrul Beye âitti. Tugrul Bey hükümdarligini ve Selçuklulari maddî güçlerle kuvvetlendirdigi gibi mânevî olarak da Halîfe, âlim ve tasavvuf ehlinden destek aliyordu. Tebaasinin refah seviyesini yükseltip, orduyu askerî sisteme göre teskilâtlandiriyordu. 1040 Dandanakan Zaferi ve 1043’te devlet merkezini Rey’e tasimasi sebebiyle Bagdat’taki Abbâsi Halîfesi El-Kaim’e tekrar bagliligini arz etti. Tugrul Beyin Abbasî Halîfesiyle münâsebeti Sünnî Islâm dünyasinda büyük îtibâr kazanmasina sebep oldu. Halîfe El-Kaim, Tugrul Beyin yanina; büyük Islâm âlimlerinden olup, sosyal ve devlet idâresi hakkinda Ahkâm-üs-Sultâniye isimli eserin sâhibi olan Maverdî’yi gönderdi. Tugrul Bey, ülkesinde hutbeyi Abbasî Halîfesi adina okuttu; halîfenin zâlim Büveyhîler ve âsîlere karsi yardim talebini kabul etti. Halîfeye bildirdigi arz; samimiyetinin ve temiz itikadinin ifâdesi olup, sunlari ihtivâ ediyordu: Halîfeye hizmet etmek serefine kavusmak, Mekke’de Hac yapmak ve Hac yollarini Bedevîlerin taarruzundan korumak, Suriye ve Misir’da Fâtimîlerle harp etmektir. 1055’te Bagdat’a gelip, hutbede adi okundu. Selçuklu Hânedani ile Abbasîler arasinda evlenmeler münâsebetiyle akrabalik kuruldu. Halîfe, Çagri Beyin kizi Hatice Arslan Hatun ile 1056’da evlendi. Tugrul Bey de Halîfe’nin kizi ile 1062’de muhtesem bir dügün merâsimiyle evlendi. Bagdat’tayken zâlim Büveyhîler ve sapik Fâtimîlere karsi mücâdele edip, Musul ve bölgede Selçuklu hâkimiyetini tesis etti. Büveyhli hükümdarini öldürerek, Bagdat ve sünnî âlemini katliam ve tahripten korudu. Selçuklularin batisindaki Bizans ülkelerine fetih harekâti ve akinlarinda bulundu. Erzurum Hasankale’ye gelip, Malazgirt’i fethetmek istediyse de kisin yaklasmasi üzerine, baharda gelmek üzere kusatmayi kaldirdi. Tugrul Bey, hâkimiyet ve tahrik sebebiyle kendine âsî olan üvey kardesi Ibrâhim Yinal’in isyânini 1058’de bastirip, onu cezâlandirdi.

Tugrul Bey, devâmli mücâdeleyle geçen uzun yillar sonunda çok büyük isler basardi. Dünyânin en büyük devletlerinden birini kurup, Türk Islâm âlemine çok hizmeti geçti. Mâverâünnehr’den Anadolu’ya, Irak’tan Âzerbaycan ve Kafkasya’ya kadar olan ülkede huzur ve emniyet tesis etti. Yirmi sekiz ülkeye kendi hâkimiyetini kabul ettirdi. Zirâî, ticârî faaliyet neticesinde iktisâdî hayat gelisip, refah seviyesi yükseltildi. Bizans akinlarinda çok ganimet alinip, büyük gelir elde edildi. Devlet teskilâti muazzam sekilde tesis edilip, kuvvetli temeller üzerine oturtuldu. Selçuklu Devlet Teskilâti, devrinde ve sonra kurulan Türk ve Islâm devletlerine nümûne oldu. Tugrul Bey, yirmi bes yil adâlet, ihsan ve gazâlarla geçen hükümdârliktan sonra, hastalandi. Yetmis yaslarinda Rey yakinlarindaki yazliginda 5 Eylül 1063 târihinde vefât etti. Tugrul Beyden sonra Selçuklu tahtina yegeni Alparslan geçti. Tugrul Bey âdil, vakur, cömert, samimi, iyi ve yumusak huylu bir sahsiyetti. Halki tarafindan sevilen bir hükümdar ve ordusunca tam baglanilan kuvvetli bir kumandandi. “Kendime bir saray yapip da yaninda bir câmi insâ etmezsem, Allahü teâlâdan utanirim.” sözü Tugrul Beyin dînî duygularini çok güzel ifâde etmektedir.