PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kur’an ve Sünnet çizgisinde bir Müslüman olabilmek


Melancholy
12-21-2010, 13:01
Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği bir hadiste, Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin tamamı -yüz çevirenler müstesna- cennete girecektir. Bana itaat eden cennete girmiş, bana karşı gelen ise cennete girmekten yüz çevirmiş demektir" [Buhari]

http://medya.milligazete.com.tr/haberler/2010/12/17/184835/kuran-ve-sunnet-cizgisinde-bir-musluman-olabilmek-medium-0.jpg
http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/avw.php?zoneid=68&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE&n=a831eec1 (http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/ck.php?n=a831eec1&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE)

"Kim Allah'ın Rasûlüne itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur"
Hakikat kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, Hz. Peygamber (sav)'a itaat ile ilgili şöyle buyrulmuştur: "Kim Allah'ın Rasûlüne itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur." [Nisa, 4/80]
Bu ayet, Hz. Peygamber'in bütün emir ve yasaklarda, Allah'tan tebliğ ettiği her şeyde masum olduğunun önemli delillerinden biridir. Şayet Peygamber, herhangi bir konuda isabetsiz bir davranışta bulunmuş olsaydı, O'na itaat Allah'a itaat sayılmazdı. Bütün fiillerinde de günahlardan uzak olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir. Çünkü Allah, "O'na uyun ki doğru yolu bulasınız" [A'raf, 7/158] buyurmuştur. Peygamberin üzerine düşen görevin sadece tebliğ, müminlere düşenin de O'na itaat olduğu hatırlatılarak, "Eğer O'na itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz" [Nûr, 24/54] buyrulmuştur. Kur'an'ın pek çok ayetinde, Allah'a itaatle Hz. Peygamber'e itaat birlikte zikredilmiştir. Peygamber'e itaat ve O'na uymaktan maksat, Kur'an ve Sünnet çizgisinde bir Müslüman olabilmektir. Mü'min olduğunu söyleyen herkes, Allah'ın ve Peygamberin doğru sözlü olduğuna inanmak zorundadır. Bundan sonra da, Kur'an'ın pratik hayata uygulanması demek olan Sünnet-i Seniyye'ye sımsıkı sarılmak gelmektedir.
Hemen ifade etmeliyiz ki, sahabeye olan emir ve talimatlar bütün ümmete şamildir. Sahabenin tutum ve davranışları da bütün ümmetin Peygamber'e karşı nasıl davranılması, emrinin ve yasaklarının nasıl algılanması gerektiğinin şaşmaz örneğidir. Hiç kimsenin kendine göre bir itaat kavramı ortaya koyması veya yeni sünnetler icad etmesi söz konusu olamayacağı gibi, Peygamber'i sadece Kur'an'ı tebliğ eden, başka hiçbir fonksiyonu olmayan bir vasıta olarak görmesi de mü'minlik anlayışıyla bağdaştırılamaz.
Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği bir hadiste, Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Bana itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Bana isyan eden de Allah'a isyan etmiş olur. Benim tayin ettiğim kimseye itaat eden, bana itaat etmiş olur, ona karşı gelen de bana karşı gelmiş olur" [Buhari]
Peygamber'e karşı gelen, helak olmuştur!
Ebu Musa (ra)'ın aktardığına göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Beni ve benimle birlikte Allah Teâlâ'nın gönderdiği dinin misâli aynen şu misâl gibidir: "Adamın biri gelir ve kavmine 'Ben (buraya gelen) bir ordu gördüm. Ben sizi sadece uyarıyorum, kendinizi kurtarmaya bakın, kendinizi kurtarmaya bakın' der. Kavminden bir kısmı ona itaat eder ve gecenin erken saatlerinde kaçıp kurtulurlar. Kavminin bir kısmı da onu yalanlar ve bulundukları yerde sabahlarlar. Ordu sabahın karanlığında onlara hücum ederek, onları yok eder. İşte bana itaat edip, getirdiğim dine tâbi olanlar ile bana isyan edip, getirdiğim hakkı yalanlayanların misâli aynen böyledir." [Buhari, Müslim]
"Peygamber, iyi ve kötü insanların ayrılmasında vasıtadır"
Cabir (ra) şöyle aktarmıştır: Hz. Peygamber uykuda iken bir grup melek gelir ve birbirlerine, 'Dostunuzun (Rasûlullah'ın) durumunu anlatan bir misâl vardır' derler. İçlerinden bir kısmı 'O halde bu misâli kendisine anlatın' der. Bir kısmı da onun uyuduğunu söyleyince, diğerleri 'Gözü uyuyorsa da kalbi uyanıktır' derler. Bunun üzerine şöyle anlatırlar: 'Onun durumu tıpkı şöyledir: Bir adam bir ev yapar, evde bir sofra kurar, sonra da insanları davet etmesi için bir haberci görevlendirir. Haberciye kulak verenler eve girip o sofradan yerler, haberciye kulak vermeyenler ise pek tabii ki ne eve girerler, ne de sofradan yerler'. Meleklerin bir kısmı 'Bu misâli ona anlatın' deyince, diğerleri uykuda olduğunu söylerler. Bunun üzerine bazıları 'Gözü uyuyorsa da, kalbi uyanıktır' diye cevap verirler. Sonra hepsi birden şöyle der: "Ev cennettir, haberci Muhammed'dir. Kim Muhammed'e itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur, kim de ona karşı gelirse Allah'a isyan etmiş olur. Muhammed iyi ve kötü insanların birbirlerinden tefrik edilmelerine bir vasıtadır!" [Buhari]
Ashabın yolunu takip edin!
Abdullah bin Amr'ın rivayetiyle, Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "İsrailoğulları'nın başına gelenin aynısı ümmetimin başına da gelecektir. Öyle ki, şayet onların içinden alenen annesiyle zina eden olmuşsa, ümmetimden de bunu yapan olacaktır. İsrailoğulları 72 fırkaya ayrıldılar. Ümmetim ise 73 fırkaya ayrılacaktır. Bütün bu fırkalar biri müstesna, cehenneme girecektir.
Sahabe bu istisna edilen fırkanın hangisi olduğunu sorunca Hz. Peygamber şöyle buyurur: "Benim ve ashabımın üzerinde bulunduğumuz yolun üzerinde olanlar" [Tirmizi]
"İhtilaf olduğunda sünnetime sarılın"
Ebu Davud anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber namazı kıldırdıktan sonra mübarek yüzüyle bize yöneldi ve gözleri yaşartan, kalpleri ürperten çok tesirli bir konuşma yaptı. Oradakilerden biri: "Ey Allah'ın Rasûlü! Bu konuşma, veda eden bir kimsenin konuşmasına benziyor. Bize ne tavsiyede bulunursunuz?" deyince Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Sizlere Allah'tan sakınmayı, başınıza Habeşli bir köle dahi geçse, onun sözünü dinlemeyi, ona itaati tavsiye ederim; zira ben gittikten sonra içinizden yaşayanlar birçok ihtilafa şahit olacaklardır. O zaman geldiğinde benim sünnetime ve doğru yola ileten reşid halifelerimin sünnetine yapışın, o yola sımsıkı sarılın, âdeta dişlerinizle yapışarak onu kaçırmamaya çalışın. Bid'atlerden kaçının. Çünkü ortaya çıkan her yeni şey bid'attir ve her bid'at de delâlettir" [Tirmizi]
Huzeyfe (ra)'ın aktardığına göre Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur: "Aranızda daha ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum. Benden sonra şu iki kişiye (Ebu Bekir ve Ömer'e) tâbi olun, Ammar'ın gittiği yola gidin, İbn Mes'ud'un size söylediklerini tasdikleyin." [Tirmizi]


Milligazete