PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : ßir Gün Susmayı Öğrendim..!


Suskun_Prenses
02-10-2008, 20:14
Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar susacaktım.

Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı.

Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır onun gelişini iple çekerdim.Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi.

Yemek hazırlanınca çağırır bu defa masada bir araya gelirdik babamla. sesimi duyuramayınca da bağırırdım.

Babam sinirlenir, 'Bütüngün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, bide sen kafa ütüleme!' derdi.


Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol alırdım.

Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi.

'Keşke benim de bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim.

Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon seyrederdi.

Beni yanına çağırır biraz severdi.

Onun izleyeceği önemli birşey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı.

Azıcık hareket edip koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı.

Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz.

Bu defa susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım.

Önce resim yaparak başladım işe. Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor;

'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.' diyordu.

Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam
afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu.
'Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum' diye hayretleniyordu.

Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı.

bana'Odanı topla!'diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum.

Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı beceremiyordum.

babamodama gelip 'Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım.'dedi birgün.

Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım?

Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince uygun zamanı kolladım.

Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi.

Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım,
dedi 'Çok güzel olmuş.Bu adam benim herhalde.' dedi.

Ben 'Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.'dedim.

O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu küçük kız da arkadaşın.'dedi.

Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu küçük adam sensin, bu küçük sensin dedim

Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi.

Heyecanla başladım anlatmaya.

Ben büyüyüpinsan olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım. Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde 'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.' diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları da var, daha ne istiyorlar' diye.
dadımve babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Duyduklarına inanamıyorlardı. Bana sarılıp beni öyle içten bir okşayışları vardıki sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi

Farkında' Olmalı İnsan...

Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı ..

Ömür Dediğin Üç Gündür,

Dün Geldi Geçti
Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,
O Da Bugündür (!)