PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Abdullah ibn Mes’ud’dan tavsiyeler…


Melancholy
11-26-2010, 11:26
Dünyaya talip olan ahiretini kaybeder İbn Mes'ud (ra) şöyle buyurmuştur: 'Dünyaya talip olanlar ahiretlerini kaybederler. Ahirete talip olanlar da dünyalarından taviz vermek zorunda kalırlar. Ey insanlar! Siz baki olanı fâni olana tercih ediniz."

http://medya.milligazete.com.tr/haberler/2010/11/22/182657/abdullah-ibn-mesuddan-tavsiyeler-medium-0.jpg
http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/avw.php?zoneid=68&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE&n=a831eec1 (http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/ck.php?n=a831eec1&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE)

İbn Mes'ud (ra) şöyle buyurmuştur: "Herhangi biriniz dini konusunda başkalarını taklit etmesin. Çünkü taklit ettiği kişi iman ettiğinde o da iman etmiş kâfir olduğunda ise o da kâfir olmuş olacaktır. Eğer ille de birisine uymak istiyorsanız bari ölülere uyunuz ve onları taklit ediniz. Çünkü yaşamakta olan bir insanın fitnesinden asla emin olunamaz."
Hakk'ı kabul et!

Adamın biri İbn Mes'ud'a gelerek: 'Ey Ebu Abdurrahman! Bana derleyici ve yararlı bir nasihatte bulun!" dedi. İbn Mes'ud da şunları söyledi: "Allah Teâlâ'ya hiç bir şeyi ortak koşma! Kur'ân'dan ayrılma ve o nereye giderse sen de oraya git. Senden uzak ve sevmediğin bir kişiden de gelse hakkı kabul et! Batılı ise sevdiğin bir dostundan ya da bir yakınından da gelse getirenin üzerine at ve onu kabul etme."
"Bugün ölüm, her Müslüman için hediyedir!"

İbn Mesud (ra) şöyle buyurmuştur: "Ben ne dünyası ve ne de ahireti için çalışmaksızın boşu boşuna duran kişileri sevmem. Sakın herhangi birinizin gecesini yerinden bile kımıldamaksızın, gündüzünü ise böcekler gibi oradan oraya sıçrayarak geçirdiğini görmeyeyim. Dünyanın duruşu gitmiş geriye tortusu kalmıştır. Bugün ölüm, her Müslüman için bir hediyedir."
"Zirvesine çıkmadıkça imanın hakikatine eremezsiniz"

"İnsan, zirvesine çıkmadıkça imanın hakikatine eremez. Yanında, fakirlik zenginlikten, tevazu şereften sevimli olmadıkça ve kendisini övenle yereni bir tutmadıkça da imanın zirvesine çıkamaz."
[Abdullah ibn Mes'ud'un talebeleri onun bu sözlerini şu şekilde yorumlamışlardır: "Helaldeki fakirlik, haram yollarla elde edilen zenginlikten; Allah'a itaat hususundaki tevazu, Allah'a isyan hususundaki şereften daha sevimli olmadıkça ve hak noktasında kendisini övenle yereni bir tutmadıkça imanın zirvesine çıkamaz."
"İnsanların önderleri, takva sahipleridir"

İbn Mes'ud (ra) arkadaşlarıyla oturduğunda şunları söylerdi: "Siz gece ve gündüzün üzerinden geçtikleri yollarsınız. Her gelen gün ömrünüzün bir kısmını alıp götürmektedir. Siz işlediğiniz amelleri defterinizde bulacaksınız. Ölüm ansızın gelecektir. İnsanlar ektiklerini biçerler. Hayır ekenler iyi ve güzel şeyler, şer ve kötülük ekenler de pişmanlık biçeceklerdir.
Ağır hareket edenlerin payını hiç kimse alamayacağı gibi hırslı ve payını bir an önce ele geçirmek isteyen kimseler de nasiplerinden fazlasını elde edemez. Kim bir hayra kavuşursa onu ona Allah Teâlâ vermiştir. Kim de bir kötülükten korunursa onu Allah Teâlâ korumuştur. Takva sahipleri (müttakiler) insanların önder ve efendileri, fakihler ise öncüleridir. Onlarla oturup kalkmak insana fayda sağlar"
Sizler misafirsiniz, dünya malı da emanettir

"Siz hepiniz misafirsiniz Ellerinizdeki dünya malları da birer emanettir. Elbette ki bir gün gelecek misafir gidecek ve emanet olarak kullandığı eşyalar da gerçek sahibine iade edilecektir. Hak ağır ve acı, batılsa hafif ve tatlıdır. Nice şehvetler ve arzular vardır ki tatmin edildiklerinde uzun süreli üzüntülere yol açar. Kalplerin birtakım şehvet ve arzuları, yine bir takım dönüşleri ve gevşemeleri vardır. Onun şehvet ve arzularını ganimet biliniz. Dönüşleri ve gevşemeleri anında ise onları bırakınız."
Büyüklük taslayanı, Allah alçaltır!

İbn Abbas (ra) şöyle buyurmuştur: Kim riyakârlık yapar ya da şöhret peşinde koşarsa Allah Teâlâ kıyamet gününde onu tüm mahşer halkına teşhir eder. Kim büyüklük taslamaya kalkarsa Allah Teâlâ onu alçaltır ve kim de tevazu gösterirse onu da yüceltir."
Rivayetlerin en kötüsü yalan, ölümün en şereflisi şehadettir!
İbn Mes'ud (ra) şöyle buyurmuştur: "En doğru söz Allah'ın kitabıdır. Yapışılacak en kuvvetli kulp takva kelimesidir. En hayırlı millet (din) İbrahim (as)'ın milletidir. Sünnetlerin en güzeli Hz. Peygamber'in sünnetidir. Hidayetlerin en hayırlısı Peygamberlerin hidayetidir. Sözlerin en üstünü Allah'ı zikretmektir. Kıssaların en güzeli Kur'ân'dır. İşlerin en iyisi hayırla sonuçlananları; en kötüsü ise sonradan icat olunanlarıdır.
Az fakat yeterli olan, çok olup da insanı meşgul eden şeylerden daha hayırlıdır. Kurtarabileceğin bir nefis gereklerini yerine getiremeyeceğin bir emirlikten daha iyidir. Nefsini kınamanın ve hesaba çekmenin en kötüsü ölüm anında yapılanıdır. Nedametin en kötüsü ise kıyamet gününde olanıdır. Sapıklığın en kötüsü hidayetten sonra gelenidir.
Zenginliğin en hayırlısı nefis zenginliğidir. Kalbde bulunanların en iyisi takva'dır. Şüphe küfürdendir. Körlüğün en kötüsü kalb körlüğüdür. İçki bütün kötülüklerin anasıdır. Kadınlar şeytanın tuzaklarıdır. Gençlik bir çeşit deliliktir, ölenlerin arkasından bağıra-çağıra ağlamak Câhiliye âdetlerindendir. Bazı insanlar Cuma namazına en sonuncu olarak gelip Allah Teâlâ'yı çok az anmaktadır. Günahların en korkuncu ve en büyüğü yalandır.
Mü'mine sövmek fâsıklık, onunla savaşmaksa küfürdür. Bir mü'minin malı da aynen kanı gibi haramdır. Kim insanları bağışlarsa Allah da onu bağışlar Allah Teâlâ öfkesini yenenleri mükâfatlandırır ve kendisinden af dileyenleri affeder; felaketlere karşı sabır gösterenleri güzel sonuçlara iletir.
Kazançların en kötüsü faizden gelen kazançtır. Yiyeceklerin en kötüsü yetim malıdır. Talihli kimse, başkalarının başına gelenlerden ders ve ibret alan kimsedir. Talihsiz kimse de daha annesinin karnında iken talihsiz olan kişidir. Herhangi birinize dünya malından kanaat ettiği kadarı yeterlidir. Herkes sonunda dört arşınlık bir yere (kabre) girecektir. Gidiş ahirete doğrudur ve amellerin insan için önemli olanı en sonuncusudur.
Rivayetlerin en kötüsü yalan olanıdır. Ölümün en şereflisi şehitliktir. Belayı tanıyan insan ona karşı tedbir alır ve sabreder, tanımayansa dövünmek zorunda kalır. Kim gurura kapılırsa Allah Teâlâ onu yerden yere vurur. Kim dünyaya güvenir ve onu dost edinmeye kalkarsa dünya onu yüzüstü bırakır. Şeytana itaat eden kimse Allah'a isyan etmiştir. Allah'a isyan eden kişi de O'nun azabına duçar olur."

Milligazete