PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Allah’tan başka galip yoktur!


Melancholy
10-30-2010, 23:35
Âlemlerin Rabbi olan Allah, insanlığın her döneminde tarihe doğrudan müdahale edip inanan Mümin kullarını yardımıyla desteklemiştir. O'nun izni olmaksızın hiçbir şeyin hareket bile edemeyeceğini biliyor ve böyle inanıyoruz. Bütün hengâmelerin, savaşların ve yarışların sonunda asıl galip olan ve asla kaybetmeyecek olan sadece ve sadece Allah'tır. Müminler, asla kaybetmeyecek olana iman ederek, asla kaybedilmeyecek bir müjdenin peşindedirler.


http://medya.milligazete.com.tr/haberler/2010/10/27/180392/allahtan-baska-galip-yoktur-medium-0.jpg http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/avw.php?zoneid=68&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE&n=a831eec1 (http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/ck.php?n=a831eec1&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE)

Huneyn Gününde Allah'ın yardımı

Huneyn savaşına kâfir olarak katılmış olan bir adam şöyle anlatıyor: Huneyn gününde karşı karşıya geldiğimizde Müslümanlar bir koyun sağımı kadar bile dayanamayarak Hz. Peygamber'i yalnız bırakarak kaçtılar.
Bunun üzerine Hz. Peygamber'in çok yakınlarına sokulduk ve onu öldürmek için etrafını kuşattık. İşte o sırada onunla bizim aramıza güzel yüzlü birtakım erkeklerin girdiğini gördük. Bunlar bize: "Geri dönün ey yüzleri kara kimseler" diyordu. İşte onların bu sözleri bizim dağılıp kaçmamıza sebep oldu. [Beyhaki]
Huneyn gününde müşriklerle beraber olan bir kişi söyle anlatıyor: Huneyn gününde Hz. Peygamber ve ashabıyla karşı karşıya geldiğimizde onlar önümüzde bir koyun sağımı kadar bile dayanamadılar. Arkalarına düşerek onlara vurmaya başladık; beyaz katırın sahibinin (Hz. Peygamber'in) yanına gelinceye kadar bu böyle devam etti.
Yaklaştığımızda onun Hz. Peygamber olduğunu gördük. Onun çevresinde bulunan güzel yüzlü, bembeyaz bazı erkekler bize: "Geri dönün ey yüzleri kara kimseler" dediler. Bunun üzerine dağıldık ve bu kez de sahabiler bizim omuzlarımıza bindiler ve böylece yenilgiye uğradık. [İbn Kesir]
Cübeyr bin Mut'im şöyle anlatıyor: Huneyn gününde Hz. Peygamber'le beraberdim. Savaşın bütün şiddetiyle sürmekte olduğu bir sırada gökten beyaz abalar giymiş birilerinin indiğini gördüm. Bunlar bulunduğumuz vadiyi karıncalar gibi doldurarak kâfirlerin arasına girdiler ve onları bozguna uğratarak kaçırdılar. İşte o zaman onların melek olduklarında şüphemiz kalmamıştı. [Beyhaki]
Müminler Uhud ve Hendek savaşlarında meleklerle desteklendi
Hz. Peygamber Uhud gününde Mus'ab bin Umeyr'e sancağını verdi. Mus'ab şehid düştü. Onun suretinde bir melek sancağı aldı. Akşama doğru Hz. Peygamber: "Ey Mus'ab! Gel" dedi.
Melek, Hz. Peygamber'e dönerek: "Ben Mus'ab değilim" deyince, Hz. Peygamber onun melek olduğunu ve imdada geldiğini anladı. [İbn Sa'd]
Hz. Peygamber ve ashabı silahlarını çıkardılar. Cebrail, Resûlullah'a geldi. Hz. Peygamber Cebrail'i karşılamaya çıktı. Cebrail atının göğsüne dayanmıştı. Hz. Peygamber'e: "Biz hâlâ silahlarımızı bırakmadık, kalk Benî Kureyza Yahudilerinin üzerine yürü" dedi.
Hz. Peygamber: "Arkadaşlarım yoruldu. Onlara bir kaç gün mühlet versek iyi olacak" dedi. Cebrail: "Hayır, kalk ve Beni Kureyza'ya saldırıya geç, yemin ederim ki, atımı kalelerinin içine süreceğim" dedi. Sonra yanındaki meleklerle beraber yürüdüler. Atlarının, ensardan Benî Ğanem'in sokaklarında çıkardıkları tozlar göklere yükseliyordu. [İbn Sa'd]
"Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın"
Ebu Süfyan bin Harb, Kureyş ve Kinane kabilelerinin başında, Uyeyne b. Hisn, Benî Gatafan kabilesinin başında, Uleyha, Benî Esed kabilesinin başında ve Ebü'l-Aver de Benî Süleym kabilesinin başında olduğu halde bütün Arap kabileleri Medine'ye hareket ettiler.
Müslümanlarla Benî Kureyza Yahudileri arasında anlaşma olduğu halde, onlar anlaşmayı bozarak müşriklere arka çıktılar. Allah Teâlâ: "Allah kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz." [Ahzab 33/26] ayetini onlar hakkında indirdi.
Cebrail rüzgar ile gelerek üç kere: "Müjdeler olsun!" diye haykırdı. Allah öyle bir fırtına estirdi ki, müşriklerin çadırları havaya uçtu, çömlekleri devrildi, eşyaları sürüklendi ve kazıkları yerlerinden söküldü. Öyle ki kimse kimseyi göremiyordu. O zaman Allah Teâlâ: "Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani (düşman) ordular üzerinize gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir." [Ahzab 33/9] ayetini indirdi. [İbn Sa'd]

Milligazete