PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Adalet herkesin ve her şeyin üstündedir!


Melancholy
10-08-2010, 10:20
Peki, beni 'Allah'ın gazabından kim kurtaracak?



Hz. Ebu Bekir bir cuma günü çıkıp: "Yarın toplanın da zekât develerini taksim edelim; ancak hiç kimse izin almaksızın huzurumuza girmesin!" dedi. Ertesi günü bir kadın kocasına bir yular vererek: "Şunu al da git; kim bilir belki Allah Teâlâ bize bir deve nasip eder" dedi. Adam elinde yularla develerin dağıtıldığı yere varınca Hz. Ebu Bekir'le Ömer'i zekât develerinin bulunduğu ağılda buldu ve izin almaksızın o da oraya girdi.

http://www.milligazete.com.tr/dosyalar/haberler/2010/10/07/178668/adalet-herkesin-ve-her-seyin-ustundedir-medium-0.jpg

Onu gören Hz. Ebu Bekir: "Buraya nasıl girdin?" diyerek elindeki yuları aldı ve onu dövdü.
Hz. Ebu Bekir develerin taksimini bitirdiğinde o kişiyi çağırtarak yuları kendisine verdi ve
"Al, sen de bana vur, kısas yap!" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ömer: "Allah'a yemin ederim ki böyle bir şey olmayacaktır. Sen bunu kendinden sonrakiler için bir âdet olarak bırakma!" dedi. Hz. Ebu Bekir de: "Peki, o halde kıyamet gününde beni Allah'ın gazabından kim kurtaracak?" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ömer: "Öyleyse onun gönlünü al!" tavsiyesinde bulundu. Hz. Ebu Bekir, hizmetçisine adam için çuluyla birlikte bir deve getirmesini ve ayrıca ona beş de dinar vermesini emretti. O kişi de Hz. Ebu Bekir'i affetti.

[B]"Sıradan bir kimseyle beni bir tutmak zorundasın"

Hz. Ömer'le Übeyy bin Ka'b arasında bir anlaşmazlık çıktı. Hz. Ömer: "Aramızda birisini hakem yapalım" dedi ve böylece Zeyd bin Sâbit üzerinde karar kıldılar. Sonra kalkıp onun yanına gittiler. Hz. Ömer, Zeyd'e: "Biz bir konuda anlaşmazlığa düştük ve aramızda hükmetmen için de sana geldik. Seni çağırtmadım çünkü davacılar hakemin ayağına gider" dedi.
Zeyd bin Sâbit, odanın üst başını göstererek: "Ey Mü'minlerin Emîri! Şöyle buyur!" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ömer ona: "Bu yaptığın bir adaletsizliktir. Çünkü benim de hasmımla yan yana oturmam gerekiyor" dedi. Sonra ikisi birlikte Zeyd'in önünde diz çökerek oturdular. Übeyy, iddiasını söyledi. Hz. Ömer de bunu inkâr etti. Zeyd, Übeyy'e dönerek
"Emîrü'l-Mü'minîn'i yeminden affet. Zaten bunu ondan başkası için de istemem" dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer yemin ederek şunları söyledi: "Zeyd, Ömer'le en sıradan bir Müslüman'ı bir tutmadıkça kadılık görevinde bulunamaz."
Hem davacı hem de hâkimsin!
Übeyy bin Ka'b ile Hz. Ömer bir hurma bahçesi hususunda ihtilafa düştüler. Aralarında çekiştiler.
Bunun üzerine Übeyy ağlayarak: "Hem davacı, hem de kadısın! Senin hilafetinde böyle mi olmalıydı ey Ömer?" dedi.
Hz. Ömer de: "O halde ikimiz için, Müslümanlardan hangisini istiyorsan onu hakem tayin et!" dedi. Übeyy'se: "Ben Zeyd'i hakem tayin ediyorum" dedi. Hz. Ömer de bunu kabul etti ve böylece kalkıp ikisi birlikte Zeyd'in yanına gittiler. [İbn Asakir, Kenz]

[B]Halife olmasına rağmen Hz. Ömer, kadıya gidiyor!

Hz. Ömer, Abbas bin Abdulmuttalib'in evini alarak mescide katmak istedi. Ancak Hz. Abbas razı olmadı.
Hz. Ömer'se: "Mutlaka alacağım!" dedi. Bunun üzerine Hz. Abbas: "O halde aramızda Übeyy bin Ka'b hüküm versin" dedi. Hz. Ömer de bunu kabul edince ikisi birlikte Übeyy'e gittiler ve hadiseyi anlattılar.
Übeyy bin Ka'b şu cevabı verdi: "Allah Dâvud (as)'ın oğlu Hz. Süleyman'a Beytü'l-Makdis'i inşa etmesini vahiy etti. Hz. Süleyman onun arsasını bir kişiden satın aldı. Parasını verirken o kişi: "Bana verdiğin mi daha hayırlıdır, yoksa benden aldığın mı?" diye sordu.
Hz. Süleyman da: "Senden aldığım daha hayırlıdır" dedi. O zaman arsa sahibi: "Öyleyse bunu kabul etmiyorum!" dedi. Bunun üzerine Hz. Süleyman daha fazla para verdi ve bu durum birkaç kez tekrarlandı. Nihayet Hz. Süleyman: "Orasını istediğin fiyata alırım ancak bana hangisinin daha hayırlı olduğunu sorma" dedi. Adam da arsasına on iki bin kantar altın istedi. Hz. Süleyman bu parayı vermekte tereddüt etti. Allah Teâlâ da ona vahiy ederek: "Eğer bu parayı kendine ait bir maldan veriyorsan sen bilirsin. Yok, bizim sana verdiğimiz rızıklardan veriyorsan ona istediği miktarı ver" buyurdu. Hz. Süleyman da öyle yaptı."
Sonra Übeyy: "Abbas kendi evi hususunda herkesten ziyade hak sahibidir. Dolayısıyla o razı olmadıkça evi alınmayacaktır" dedi.
Hz. Abbas da: "Mademki dava lehimde neticelenmiştir; ben de evimi Müslümanlara bağışlıyorum" dedi. [Kenz, Beyhaki. Hâkim'in rivayetinde, Übeyy bin Ka'b yerine Huzeyfe geçmektedir]

Milligazete