PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Dünyanın Çekirdeği


denizci
09-28-2010, 11:09
Kati yerkurenin capi ortalama 6.371 km’dir. Yaklasik 2.900 km derinde bir sinir bolgesi, bir sureksizlik bulunur. Bunu deprem dalgalarinin yalnýzca bir bolumunun geri yansimasindan anliyoruz. Burasý katidan siviya gecis bolgesidir. Daha ic bolgelerin, yani cekirdegin, yaklasik 10 g/cm3 gibi cok yuksek bir yogunlugu vardir. Ancak demir iceren goktaslari buradaki sicaklik ve basinc kosullari altinda olusana benzer bir yogunluga ulasabilir. Bu nedenle bugun, cekirdegin daha cok demir ve nikelden olustugu varsayiliyor. Daha az benimsenen bir dusunce ise cekirdegin de kabukta bulunan elementlerle ayni karisimda, yalniz daha yogun oldugudur. Daha icte, yaklasik 5.150 m derinde yeni bir sinir bolgesi daha vardir, bu da oradan sonraki bolumun fiziksel ozelliklerinin daha farkli oldugunu gosterir. Buyuk bir olasilikla burasi katidir. 3.500 km’lik bir capi olan cekirdegin 175 milyar km3’luk bir hacmi vardir, yani yerkurenin yaklasik yuzde 16’sini olusturur. Buna karsilik agirligi, toplam agirligin yuzde 32’si kadardir. Yuzeyindeki elektrik akýmlarinin da, Dunya’nin magnetif alaninin olusmasýna yol actigi dusunulmektedir.


Dunya'nin Yapisi

Dunya'nin ici akýl almaz olcude sicak bir firina benzer. Ama genellikle tastan olusur, cekirdeginin cok kucuk bir bolumu tumuyle sividir. Yerkureyi bir uctan otekine gecen deprem dalgalari bize onun fiziksel ozellikleri ile cesitli katmanlarinin yogunlugu ve kalinligi konusunda bilgi verir. Biz yalniz yuzeye cok yakin kayaclari taniriz. En derine inen sondajlar bile kabugun ancak yarisina kadar ulasabilmistir.


Manto


2 – 60 km arasýndaki derinliklerde mantoya ulasilir. Burasý Mohorovicic sureksizligi adi verilen sinir bolgesiyle ustundeki kabuk katmanidan ayrilir. Bu alandaki maddelerin yogunlugu birden bire 2,9 gr/cm3’ten 3,3 gr/cm3’e cikar. 700 km kadar derine inildiginde ise yogunluk 3,3 gr/cm3’ten 4,5 gr/cm3’e yukselir. 2.000 km derinlikte bu deger 5,7 gr/cm3 olur. Bu bolge yaklasik 900 milyar km3’luk hacmiyle yerkurenin toplam hacminin yuzde 83’unu olusturur. Mantoda bulunan kayaclarin daha az silisyum oksit içerdigi, buna karsilik daha agir olan ****l oksitlere, ozellikle de magnezyim (% 37) ve demire (% 12) sahip oldugu bilinir; bu da onun renginin daha koyu olmasina yol acar. Kayac yapili meteorlarin kimyasal bilesimi bu mantonun yapisiyla uyusur. Deprem dalgalarinin yayilis bicimine bakilirsa burasi sivi degil kati, daha dogrusu plastik bir durumdadir. Sicaklik kabuktaki kadar cok artmaz, en cok 2.500 dereceye cikar. Kayaclarin siviya donusmelerini engelleyen etken, ustlerindeki yuksek basinctir. Yalniz tektonik tedirginlikler sonucu yerel sivilasmalar olabilir. Kabukta ortaya cikan butun hareketlerin nedeni mantonun astenosfer adý verilen ust katmanlarýndan kaynaklanir. Katmanlar arasindaki ýsý farklarindan dolayý plastik haldeki kayaclar da durumlari elverdigince hareket ederler. Deprem bolgelerinin gosterdigine gore 600 km derinliklerde kýrýlmalar olabilmektedir.


Kabuk


Kati yerkurenin en ust katmanina kabuk denir ve kalinligi 5 km ile 60 km arasýnda degisir. Burasý tüm hacmin yuzde 1,5’ini kapsar. Kabuðun yogunlugu mantodan daha azdýr. Kýtalar ile okyanuslarýn altýndaki kabuklar arasinda fark vardýr. 20-60 km kalinligindaki hafif kabuk levhalarý kendilerinden daha yogun olan mantonun ustunde yuzer; boylece kitalar, okyanus diplerine gore biraz daha yuksekte kalýr. Okyanus dipleri ise 5-10 km kalinlikta olur ve buyuk olcude yoðunluðu 2,9 gr/cm3 olan bazalttan olusur. Her ikisi de mantonun ustunde bulunur ve onun çarpma hareketlerinden etkilenir. Bu arada kabukta catlaklar olur ve mantodan buraya sizan madde nedeniyle okyanus diplerinde yeni bir kabuk olusmaya baslar. Bu bolge iki yanýndaki daha soguk alan tarafýndan bastýrýlý nca yukarý doðru yukselir ve duruma göre ortaya ya bir ada ya da sýradaglar çýkar.


Biz yalniz kabugun kita bolgesindeki yapisini ve kayaclarini tanýrýz. Kabugun ust katmanlarý daha cok silisyum oksit icerir ve ortalama 2,7 gr/cm3 yogunlugundadýr. Bu daha asagi katmanlarda 2,9 gr/cm3’e cikar. Her ikisi arasinda, Konrad sureksizligi adini tasiyan bir sinir bolgesi vardýr. Alt katmanlarda, icinde kuvars (SiO2) olmayan baskalasim kayaclari bulunur. Ust bolgeler ise bildigimiz cesitliligiyle oteki kayaclardan olusur. Magma kayaci ya da korkayac denen kayaclar, mantonun yerel olarak eriyip baska bir yerde yavas yavas sogumasiyla ortaya cikar. Bunlarin en bilinenleri kuvars iceren granitlerdir. Vulkanitler ise daha hizli soguyan ve camlasmis parcalar iceren kayaclardir. Ruzgar ve akarsularýn etkisiyle yeryuzunden kopan parcalarýn denizlerin dibinde birikerek taslaþmasý ise tortul kayac denen kayaçlarýn oluþmasýna yol acar. Bu kayaclar yerkabugu hareketleri nedeniyle bulunduklarý yerden daha derinlere iner ve buralardaki sicaklik ve basinc nedeniyle degisime ugrarlarsa, bu kez de baskalasim kayaclari ortaya cikar. Kabugun kita bolumunde her 100 m derinlige inildikce sýcaklýk da 3 derece artar.