PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Dragon Age: Origins İnceleme - İzlenimleri


denizci
08-30-2010, 22:45
Dragon Age: Origins PC İncelemesi
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/12/dragon-age-352x475.png

Bir oyundan ne beklersiniz ? Sizi güldürüp eğlendirmesini, kimi zaman hüzünlendirmesini mi ? Hikayesiyle sizi içine alıp sarıp sarmalamasını mı ? Kusursuz oyun yapısı ile oynadığınız her dakikadan keyif almanızı sağlamasını mı ? Oyunu oynarken yaşadığınız olayları, gördüklerinizi uzun yıllar unutamamanızı sağlamasını mı ? Verdiğiniz her bir kararın oyuna bire bir etki etmesini mi ? Kendi içinde kocaman bir dünya yaratıp size birbirinden güzel mekanlarda dolaşma imkanını vermesini mi ? Saatlerce oynamanıza rağmen bitmeyen, uzun soluklu oyun yapısına sahip olmasını mı ? Ve tüm bunları yaparken o oyunun birçok mütevazi konfigürasyona sahip bilgisayarlarda çalışabilmesini mi ? Bütün bu beklentileri karşılayan eşsiz bir eser olarak karşınızda duran, son yılların sadece en iyi rol yapma oyunu değil, son yılların bütün türler bazında en iyi oyunlarından biri olan Dragon Age Origins’in inceleme yazısına hoşgeldiniz.


Bu mükemmel eseri incelemeden önce size bir itirafta bulunayım. Bir yazar için böyle önemli eserleri incelemek büyük bir keyiftir. Ama oyun ne kadar başarılıysa, onun yazısını yazmak da bir o kadar zordur. Çünkü oyunun başarısına kıyasla yazının da bir o kadar başarılı olmasını istersiniz. Bu durumun yazarı baskı altına aldığı bir gerçek olsa da umarım Dragon Age kalitesine yakışır bir yazı yazarak muvaffak olurum.

Dragon Age: Origins bir Call of Duty, bir Uncharted, bir FIFA, PES ya da NFS kadar bilindik bir oyun olmadığı için oyun hakkında hiçbir şey bilmeyen insanları bilgilendirmek adına birkaç cümle ile giriş yapmak istiyorum. Dragon Age: Origins Bioware tarafından geliştirilen bir fantezi rol yapma oyunu. Kendine ait bir dünyası olan Dragon Age: Origins’te, 4′lü karakter gruplarını yöneterek, yan görevler ve ana görevleri tamamlayarak seviye atlayıp, oyunu bitirmeye çalışıyorsunuz.



Dragon Age : Origins yukarıda da belirttiğimiz gibi yeni bir fantezi dünyasında geçiyor. Elf, cüceler ve insanların bulunduğu bu dünyada Darkspawn adı verilen iblislerin ortaya çıkması ve Ferelden’i kaosa sürüklemesi konu alınıyor. Yarattığınız karaktere ve yaptığınız tercihlere göre şekillenen oyunda nihai hedef Darkspawn’ın başı ejderha Arcdemon’ı ortadan kaldırıp bu kaosa son vermek.

Ferelden’da uzun bir yolculuğa çıkmadan önce birçok RPG’de olduğu gibi bir karakter yaratmamız gerekiyor. Dwarf, Dalish Elf ve Human ırklarından birini seçip, warrior, rogue, mage ana sınıfları arasından birini tercih edebiliyoruz. Bu ana sınıflar daha sonra kendi içinde özelleşecek, oyunu öğrenene kadar ve ana hikaye şekillenene kadar sınıflar hakkında herhangi bir önemli tercih yapmak zorunda kalmayacaksınız. Oyunda her bir ırkın hikayesi farklı, dolayısıyla oyuna başlangıç yeriniz ve yaşadığınız olaylar farklı. Ama az önce de belirttiğimiz gibi, ana hikaye şekillenmeye başladığı zaman ortak bölgelere gidebileceksiniz ve bir süre sonra aynı hat üzerinde ilerlemeye devam edeceksiniz.



Seçilen her ırkın ve sınıfın oyuna etkisi büyük. Sadece oynanış olarak değil, aynı zamanda alacağınız görevler ve Ferelden’da karşılacağınız karakterlerin size bakış açısı sayesinde birçok şey sizin için farklı gelişecek. Oyunda izlediğiniz yolun farklı gelişmesi sadece seçtiğiniz ırk ve sınıftan kaynaklanmayacak ayrıca oyun boyunca yapacağınız bir sürü tercih oyuna bire bir etki yapacak. İşte bir oyunu oyun yapan da budur aslında ! Birçok oyunda herşey senaryo icabı gelişir ve biz o senaryoyu oynayan bir kukladan ibaretizdir. Bir filmi izlerken nasıl o filmin akışına bir etkide bulunamıyorsak birçok oyunda da yönettiğimiz karakter ile bizim için çizilen çizgilerin dışına çıkamayız. Dragon Age: Origins her başarılı RPG oyunu gibi bize seçim özgürlüğü tanıyor. Az önce öldürdüğünüz bir karakteri öldürmemeyi seçseydiniz, size ileride getireceği faydalardan yararlanıyor olacaktınız ! Ama herşey çok geç, o karakter öldü, alacağınız yeni görevler, yeni ödüller, eşyalar iptal oldu. Ve işin güzel tarafı siz bunun böyle olup olmayacağını oyunu oynarken bilemiyorsunuz. Gidip o karakter hakkında internette araştırma yaptığınızda bu sonuçları elde ediyorsunuz. Bu o kadar güzel birşey ki, her an acı veya tatlı bir sürprizle karşılaşmaya hazır bir şekilde oynuyorsunuz oyunu.



DAO’da oyun boyunca dörtlü karakter gruplarını yönetiyorsunuz. Oyunda geçirdiğiniz süre arttıkça grubunuza ekleyebileceğiniz karakter sayısı da artıyor. Bu grupları dilediğiniz şekilde oluşturabiliyorsunuz. ( Kendi karakteriniz – kahraman – grupta olmak suretiyle ) DAO’de farklı sınıfların kombinasyonları sizi başarıya götüren önemli etkenlerden birisi. Sadece yakın dövüşen 4 karakter ile alabileceğiniz yol sınırlı. Gruba genelde bir şifacı, menzilden zarar veren bir okçu veya büyücü ve düşmanları üstünde toplayabilecek, tank görevi görecek bir savaşçı gerekiyor.



Oyunun başlarında pek farketmesek de DAO pek kolay bir oyun değil.
Karakterinizin ne kadar güçlendiğinden çok, grubu ne kadar iyi yönettiğiniz sizi başarılı kılıyor. Çoğu Bioware RPG’sinde olduğu gibi DAO’da da oyunun her anında oyunu durdurabiliyorsunuz. Sıkıntılı durumlarda oldukça işe yarayan, adeta can simidi vazifesi gören bu sistem sayesinde birçok kere başarısızlıktan kurtulabiliyorsunuz. Şunu da belirtmek lazım; bu oyun Mass Effect gibi bireysel becerinizle kotarabileceğiniz bir RPG değil, daha çok grup yönetimi ve akılcı taktikler sizi başarıya götürüyor.



Grup yönetimi demişken oyunun taktikler kısmından bahsetmemek olmaz. Taktikler kısmı kısaca sizin o anda yönetmediğiniz grup üyelerinin nasıl davranması gerektiğini belirleyen bir unsur. Taktikler yapay zeka tarafından otomatik olarak belirlenebilse de işin güzel tarafı siz de bunları dilediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz. Birkaç örnek ile resmi daha netleştirmek gerekirse; grubunuzda iyileştirme büyüsüne sahip bir büyücü var diyelim.

Ona kahramanın canının her % 50′nin altına düştüğünde, onu iyileştir komutu verirseniz, siz kendi karakterinizi yönetirken o büyücü aynen bunu yapıyor. Veya etrafı 3′ten fazla düşmanla sarılı ise mind blast büyüsü ile çevresindeki düşmanları sersemletmesini (stun etme ) isteyebilirsiniz.



Taktik ekranında her bir karakterin sahip olduğu taktik sayısı belirli sayıda. Bu sayıyı arttırmak için her iki seviyede bir, bir puan verebileceğiniz savaş taktiklerine puan vermeniz gerekiyor. Ayrıca taktiklerin set halleri de mevcut. Büyücü için zarar verici, kontrolcü, destekçi gibi belirli taktik setlerinden birini seçebiliyorsunuz mesela. Bunun dışında nasıl davranması gerektiğini de belirleyebiliyorsunuz; agresif, pasif, normal, menzilde kal gibi.



Grubunuzda istediğiniz karakteri istediğiniz an seçme özgürlüğüne sahipsiniz. Genelde insanlar kendi yarattıkları karakterleri kontrol etmeyi seçseler de, bazı durumlarda yapay zeka kontrolündeki grup elemanları yetersiz kaldığından, kontrolü ele almanız gerekebiliyor. Kimi zaman yetersiz kalmadan öte, farklı bir büyü veya taktik yapmak için de olaya el atmanız gerekebiliyor.



DAO’de kazandığınız tecrübe puanları ile, her RPG’de olduğu gibi, seviye atlıyorsunuz. Her iki seviyede bir hayatta kalma, tuzak kurma, zehir yapma, iksir yapma, savaş taktikleri, savaş eğitimi gibi ( sınıfınıza da bağlı olarak değişen ) yeteneklerden ( skill ) birine puan verebilirken, her seviye atladığınızda ise kendi sınıfınıza özel kabiliyetlerden ( abilities ) birine puan veriyorsunuz. Ayrıca yine her seviye atladığınızda kazandığınız 3 puanı her bir karakterde bulunan 6 özelliğe paylaştırabiliyorsunuz. Bunlar strength, dexterity, willpower, magic, cunning ve constitution. Son olarak bu konuyla ilgili belirtmemiz gereken nokta; 7.ve 14.seviyeye ulaştığınızda bu seviyelerde birer kere olmak üzere 2 tane ara sınıf seçebiliyorsunuz. Ama bunun için ya satıcılardan birinde bununla ilgili bir kitap satın almanız ya da bu özelliği bir görevde ya da bir NPC ile yaşadığınız bir diyalogdan edinmeniz gerekiyor. Sınıf özelleştirmesinin bir diğer yolu da grubunuzda yer alan bir karakterin size buna öğretmesi. Ama bunun içi bir şart var, o da o grup üyesiyle aranızın iyi olması.



Oyun boyunca vereceğimiz kararlara grup üyeleri tepki gösterebiliyorlar. Bunun sonucunda bazılarıyla aramız bozulup, bazılarıyla ilişkilerimiz güçlenebiliyor. DAO’daki karakterlerin suni olmadığını açığa çıkaran başka bir örnek size. Çoğu oyunda robot gibi yanımızda durur bu karakter, bazılarında ise ağızlarını açıp birşeyler söyleseler de bunun oyuna somut bir etkisi olmaz. Aranızın iyi olduğu, kararlarınız onaylayan grup üyelerinden de az önce anlattığımız gibi ara sınıflardan birini öğrenebiliyorsunuz. Aranızı iyi tutmanın başka bir yolu da oyun boyunca rastlayacağınız ‘hediye’ tanımlı ürüleri onlara verip, gönüllerini kazanmak.



Oyunda takım arkadaşlarınızla etkileşime girebileceğiniz başka bir yer de oyun boyunca kuracağınız kamplar. Kamplarda her grup üyesi farklı bir konumda dinlenirken, her biriyle sohbet edip, gelişen olayları veya aranızdaki kişisel meseleleri konuşabiliyorsunuz. Hatta kimi zaman bunu siz yapmadan önce onlar da yapabiliyorlar. Bir önceki görevde verdiğiniz bir karara tepki gösteren ve verdiğiniz kararın hesabını soran yol arkadaşlarına rastlayabiliyorsunuz. Bu kamp olayının bir diğer artısı da, ortamda size çeşitli eşyalar satan ve silahınıza büyüler ( enchantment ) ekleyen NPC’lerin bulunması. Kamp olayının bir diğer artısı da hikaye boyunca size eşlik eden gizemli Morrigan’ın çadırında hoş zamanlar geçirebilmeniz.



Geldik oyunun kanımca en önemli eksisine, seyahat sistemine. Öncelikle oyunun hikayesinin geçtiği bölge olan Ferelden’ın diğer RPG oyunlarındaki mekanlara kıyasla pek büyük bir yer olmadığını belirtmeliyiz. Ya da bizim ulaşabildiğimiz bölgeler demek lazım. Belki sonraki oyunlara saklanan Ferelden’ın farklı kısımları olabilir. DAO’de seyahat etmek oldukça pratik bir yolla halledilse de bu sistem oyunun atmosferine negatif bir katkıda bulunuyor. Her seyahat etmek istediğinizde oyunun haritasını açıp, gideceğiniz bölgeye tıklamanız gerekiyor. Bir bölgeye gitmek için ya orada yapmanız gereken bir göreviniz olmalı ya da daha önce orada görev yapmış olmanız gerekli. Hal böyle olunca kafamıza göre serbestçe gezinip, önemli ya da önemsiz mekanları keşfetme zevkinden mahrum oluyoruz. Ayrıca oyuna yapay bir hava katıyor bu sistem. A bölgesinden B bölgesine gitmek için haritayı açıp, o bölgeye tıklıyoruz, 10 saniye sonra oraya varıyoruz. Ama bu süre içinde yolda nelerle karşılaştık, neler gördük belli değil, oyun bunu yaşamamıza müsaade etmiyor. DAO’yu en çok bu konuda eleştireceğim sanırım.



Bir RPG oyuncusu bir RPG oyunu oynarken o dünyada gezinmeyi, bitki örtüsünü, yaşayan canlıları, yerleşim mekanlarını, hava ve saat değişimlerini gözlemlerken, uzaklarda bir yerleşim merkezini, bir kaleyi, ilginç bir yapıyı gördüğünde içinde bir merak duygusu oluşur. Keşfetmek ve bulmak… DAO’da malesef bulunmuyor. Oyun bu seyahat sistemini biraz olsun toparlamak için, yapacağınız seyahatlerin bazılarında yolda karşılaştığınız düşman saldırıları dolayısıyla seyahatinizi kesiyor ve savaş alanına yönlendiriyor. Genelde çok kısa süren bu savaşlardan sonra yola devam etmek için biraz ilerliyoruz ve haritaya geri dönüp, yolculuğa kaldığımız yerden devam ediyoruz.



Oyunun savaş sisteminden biraz bahsetmiştik, şimdi bu konuyu biraz daha açıyoruz ve DAO’dan savaşların nasıl geliştiğini size yansıtmaya çalışıyoruz. Oyunlarda düşmanlar da bizim gibi kalabalık gruplar halinde takılırken, onlar da bizim gibi çeşitli taktikler üretebiliyor. Belirli bölgelere kurdukları tuzaklar ile bizi tufaya getirirken, menzilden savaşanlarla yakın dövüşen düşmanlar oldukça strateji dövüşerek bizi zorlayabiliyorlar. Oyun boyunca şuna benzer sahneleri bir çokları da benim gibi yaşamıştır: Pause – grup üyelerini belirli bölgelere / hedeflere gönderme – pause – özel bir büyü – pause- ölmeden önce acilen içilen iksirler – pause – düşmana atılan bombalar – pause – karakterler arası geçiş / önemli büyüleri tam zamanında kullanma – pause – yeniden iksir …



Savaşta ikincil yetenekler yani bitki bilimden kazanılan iksir yapımı, rogue iseniz zehir, bomba yapımı, tuzak kurma yeteneği ile elde edilen çeşitli tuzaklar sizin en az ana kabiliyetleriniz kadar önem taşıyor. Zor durumlardan sizi çıkarmalarından öte size savaş öncesi yapacağınız planlar ile savaşa 1-0 önde başlama şansı veriyorlar.



DAO’nin çok kolay bir oyun olmadığını daha önce de belirtmiştik. Oyundaki zorluk seviyesi ayarına göre düşmanların size verdikleri zarar ve aldıkları hasar değişiyor. Kolay seviyede az taktikle, kahramanın ismine uygun bir biçimde 7-8 adamı tek başına alt edebilmesi ile yol alınabilirken, daha yüksek seviyelerde ise daha çok akılcıl taktikler ve efektif grup yönetimine azami önem göstermeniz gerekiyor.



Yaratıklardan düşen eşyalar doğal olarak kestiğiniz yaratığın / düşmanın gücüne göre değişkenlik gösteriyor. Çok ekstra loot’lar olmasa da , boss kılıklı düşmanlardan oldukça tatminkar eşyalar düştüğünü vurgulamak lazım. Ayrıca şehirlerde bulunan satıcılılarda da üst seviye eşyalar satıyor. Bunları satın almak için oldukça fazla para biriktirmek gerekiyor. Emin değilim ama kestiğiniz düşmanlardan çıkan eşya ve paranın fazlalığı ve kalitesi oyunun zorluk seviyesine göre değişiyor olabilir. Eğer böyleyse az önce bahsettiğim yüksek kalite eşyalar için daha rahat para birikebilir.



Eşyalar World of Warcraft’tan alıştığımız ve birçok RPG’de kullanıldığı gibi renk renk ayrılmıyor birbirinden. Yani yeşil renkli eşyalar iyi kalite, mavi çok iyi, mor epik vs gibi bir sistem yok. Sadece eşyaların özellikleri var ve kaliteli eşyaların altında ek özellikler bulunuyor, bunlar da yeşille yazılmış.

Oyunla ilgili birçok detayı yazmama rağmen hala yazının yetersiz olduğu fikrine kapılıyorum. Bu durum yazının başlarında söylediğim kaliteli oyunun ağırlığından olsa gerek. Her neyse, şimdi oyunun görsellerine bir göz atıp yazıyı tamamlama aşamasına getiriyorum.



Dragon Age Origins biraz daha kapalı ortamlarda oynanan bir oyun. Savaşın çoğu kapalı mekanlarda, zindanlarda geçiyor. DAO’in birçoklarını şaşırtarak oldukça mütevazi sistemlerde bile iyi çalışabilmesinin nedenlerinden biri de gölgelendirme efektlerinin fazla olmaması. Oyunun grafikleri genel olarak başarılı olsa da kaplamalar daha iyi olabilirmiş diyebiliriz. Karakter animasyonları, hem aksiyon sahnelerinde hem de konuşma anında oldukça başarılı. Birkaç ufak hata dışında yol bulma konusunda da bir sorun yaşanmıyor. Maalesef DAO’un seyahat sistemi özgürlüğümüzü kısıtladığı için ağzımızı açık bırakacak doğal güzelliklere rastlayamasak da zindan tasarımları oldukça iyi olmuş her ne kadar birbirlerine benzeseler de. Oyunun konsol versiyonlarına göre en önemli avantajı olan yukarıdan görünüm, sistemi rahatlatan başka bir unsur olabiliyorken, savaş anında da karakterlerimizi daha stratejik bir şekilde yönetmemizi sağlıyor. Savaş anındaki keşmekeşten birkaç zoom out komutu ile uzaklaşabiliyor, büyük resmi daha net görebiliyoruz, bu gerçekten oyun için önemli bir artı. Üstten görünüm oyuna nostaljik bir hava da katmıyor değil.



Oyun hakkında söyleyeceğim son sözlere geldiğime pek inanamıyorum. Bu oyun hakkında 5000 kelimelik bir yazı da çok rahat çıkardı, bundan emin olun. Dragon Age Origins oldukça başarılı hikaye anlatımı, kolay öğrenilebilir ama birçok kombinasyon ve strateji içeren tatminkar savaş sistemi, gerçekten yaşıyormuş izlenimi veren karakterleri, oyun boyunca size yaşattığı unutulmaz anları, defalarca kafa patlattığınız zor seçimleri ve bunların oyuna direk etkisi ve daha birçok artısı ile bizden tam not alıyor. Seyahat sistemi, birkaç ufak hata, sınıflar arasındaki ufak dengesizlikler, nispeten küçük oyun alanı ile birkaç eksiyi barındırsa da bu kadar hata kadı kızında da olur diyip, yılın en iyi rol yapma oyunu, son yılların en iyi oyunlarından biri olan Dragon Age: Origins’e , Grey Warden’ların hikayesine sizi bekliyoruz.

Oyundan Görüntüler:
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/12/3.2-475x296.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/12/4.2-475x296.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/12/6.2-475x296.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/12/82-475x296.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/12/13.2-475x296.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/12/wow-475x296.jpg