PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : NBA 2K10 Oyun Künye Tanıtımları-İncelemeleri-İzlenimleri


denizci
08-30-2010, 22:41
NBA 2K10 İncelemesi

http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/2hz5sgi1-600-x-338-475x267.jpg


NBA’de 2009/2010 sezonun başlamasıyla birlikte basketbol tutkunları özledikleri yıldızlarla hasret giderdiler. 2K serisinin son oyununu iple çekenler için de bekleyiş sona erdi. Basketbol ve oyun severler, müjdemi isterim; 2K bu sezona da bomba gibi giriyor…



Geçen yıl PC’ye ilk defa, 2K9 ile çıkan seri, 2K Sports’un bilgisayar oyuncuları tarafından bol bol dua almasını sağlamıştı. Standartları altüst eden oyun, doğal olarak bu senenin beklenti çıtasını oldukça yukarılara taşıdı. Serinin 10. yıl dönümünde, kapak için geçen sene ‘Finallerin en değerli oyuncusu’ olan Kobe Bryant’la anlaşan firma, beklentilerimizi daha da tahrik etti. Beklediğimize, övdüğümüze, sevdiğimize değdi mi, işte Kobe, işte NBA 2K10.
‘Where Amazing Happens’

Daha oyuna ilk adımınızda NBA atmosferi sizi içine alıyor, bir spikerin maç esnasında Kobe’nin son saniye attığı basketi anlatması ve bunun eşliğinde ‘gaz’ bir parça ile karşılanıyorsunuz. O da ne, NBA’de oynanan maçların skorları ve günün maçları, nba.com ile ortak çalışıyor 2K10 anlaşılan. İsterseniz günün maçlarını güncel kadrolar ve takım içeriğiyle oynayabiliyor, bir önceki güne ait maçların istatistiklerini görebiliyorsunuz, basit ama hoş bir detay.

1

Yapımda bulunan müzikler geçen seneye göre çok daha kaliteli, Adam Tensta-‘My Cool’, Matisyahu-‘One Day’ gibi güzel parçaların yanında NBA’in olmazsa olmazı Kanye West ve Young Jeeyz’nin leziz parçası ‘It’s Amazing’i dinledikten sonra yerinde duramayacağınızı garanti ediyorum. Siz yerinizde duramazken menünün sizi bin bir zahmete sokması da muhtemel olaylar arasında. Kullanışsız ve konsol tuşlarına ayarlı olan menüler, kafanızı bir süre karıştırabilir. Göze çarpan değişikliklerle devam edelim, ‘My Player’ ve ‘Online’ sekmeleri menünün yeni üyeleri. Geçen seneden bildiğimiz ‘Blacktop’, ‘Season’, ‘Playoffs’ ve ‘The Association’ yerlerinde duruyor. 2K9’u bilmeyenler için biraz bahsedelim bu eski elemanlardan.

‘Blacktop’ modunda smaç ve üçlük yarışması, 1’e 1 veya 5’e 5 sokak basketbolu gibi seçenekler bulunuyor. ‘Season’da ise bir takım seçiyor ve NBA sezonuna katılıyorsunuz, ‘Playoffs’ sadece eleme mücadelesini içeriyor. ‘The Association’ da normal sezona göre daha çok detay bulunuyor, takımınızı seçtikten sonra görev dağılımı yapıyorsunuz. Kontrolü tamamen elinize alabilir veya asistanlarınıza bazı görevleri yükleyebilirsiniz. Oyuncularınızı takaslarda kullanabilir, kadronuza yeni oyuncular dahil edebilirsiniz. Sözleşmelere ve ‘Salary Cap’e dikkat etmeniz gerekiyor tabi. Takımınızın bütçesini aşmamanız ve gelecek senelere pay bırakmanız lazım.

2

Maçlardaki taktiksel kontrolü de otomatik sistemle paylaşabilirsiniz, molaları ve oyuncu değişikliklerini takım koçu yapabiliyor. Yorulan oyuncuları çıkarıyor veya rotasyona göre değişiklikler yapıyor. Eğer oyuncuları gereğinden fazla koşturursanız ki yeni koşu sistemine alışana kadar bu durumla karşılaşmanız an meselesi, koç rotasyondan sapmak zorunda kalıyor. Oyuncularınızı istediğiniz gibi oradan oraya koşturamayacaksınız artık, turbo bar buna engel getiriyor. Oyuncunun attığı depara bağlı olarak barda düşüş oluyor ve depar göstergesi bittiği zaman oyuncunuz yavaşlıyor, bu esnada hızlı koşmaya çalışırsanız genel enerji seviyesi hızla düşmeye başlıyor. Bu da depar seviyesini azaltıyor ve oyuncu daha az süreyle hızlı koşmak zorunda kalıyor. Oyuncularınızı doğru zamanlarda depara kaldırmalı ve sürekli top sürmek yerine pas trafiği oluşturmalısınız.

3

Gerçekçilik adına yapılan yenilikler turbo barla sınırlı değil, oyuncuların puanlarında da oldukça düşüş var. Özellikle geçen seneyi kötü geçiren yıldızlara hiç acımamış yapımcılar, geçen sene sakatlıklar nedeniyle yoklara oynayan T-Mac’in ‘rating’i 77’ye düşürülmüş mesela, 99’luk oyuncu ise artık yok. En yüksek puan Kobe’ye verilmiş ki şaşılacak bir durum yok açıkçası. Sadece puanlarda kalmamış düşüş, oyuncular artık daha insanımsı bir hale bürünmüşler. Herkesin arasına dalıp skor yapabilecek, olağanüstü smaç basabilecek, el üstünden zor pozisyonlarda şut sokabilecek oyuncu sayısı azalmış. Oyun biraz zorlaşsa da daha gerçekçi olmuş.

4

Özellikle yıldız oyuncuların hareketleri tıpkı gerçek haline uygun yapılmış. 2K9 incelemesinde bahsetmiştim Lebron’un tırnaklarını yeme olayından, bıraktığımız gibi her şey, Lebron hala tırnaklarını yiyor, ne zaman büyüyecek bu çocuk? Mesela Kobe Bryant önce post-up yapıp daha sonra geri çekilerek şutlar atıyor, tıpkı gerçekteki gibi. Gasol sırtına aldığı rakibini çabuk ayaklarıyla etkisiz hale getiriyor ve Dirk Nowitzki suratındaki ele rağmen ‘fade-away’ imzasını bırakıyor. Önceki oyunda şutlarınıza, turnikelerinize, hatta geri çekilerek attığınız toplara çok kolay blok geliyordu. Geri çekilerek en iyi şut sokan Kobe ile bile blok yiyorduk. Yao Ming uçan kaçanı tokatlıyordu aynı zamanda, boyundan ötürü. Gerçekte ise boyuna oranla çok da iyi bir blokçu değildir kendisi, aksine iyi blok yer. 2K10’da bu olaya da çözüm getirilmiş, bir oyuncuyu bloklamak, hele ki bir şutu bloklamak eskisi kadar kolay değil. Bir diğer sık karşılaşılan durum da ikili sıkıştırmalar sonucunda hava atışı düdüğünün gelmesiydi. Bu hata da giderilmiş, özellikle iyi oyuncular ikili sıkıştırmaya rağmen topu saklayabiliyor veya yakınındaki takım arkadaşına pas verebiliyor.

5

2K Sports bu sene dersine gerçekten iyi çalışmış, özellikle oyun yapısındaki hatalar büyük oranla düzeltilmiş. ‘Fake’ atma, ‘Goaltending’ ve ribauntlar elden geçirilmiş, top ayağa çarptığı zaman da oyun durduruluyor hakemler tarafından artık. Pas alışverişi konusunda hala aksaklıklar mevcut, pas aralarına girmek çok kolay. Ayrıca atağa kalkarken saçma sapan pas tercihleri yüzünden bir anda hızlı hücuma maruz kalabilirsiniz, siz yakınınızdaki oyuncuya pas atmak isterken bir anda en uçtaki oyuncuya gönderiveriyorsunuz, ne olduğunu anlamadan da sayıyı yiyorsunuz.
Hilesiz Oyun

Maçın son saniyeleri, skorlar eşit ve top sizde. Topu iyi kullanıyor ve rahat bir şut gönderiyorsunuz, ancak top girmiyor. Daha sonra rakip atağa kalkıyor, çok iyi savunma yapıyorsunuz ancak el üstünden giren şut nedeniyle maçı kaybediyorsunuz. Her ne kadar sinir bozucu olsa da gerçekte yaşanmayacak bir şey değil. Ancak bu sürekli olarak gerçekleşirse, normallikten çıkar ve sadece sinir bozucu olur. 2K9’un birçok oyuncuyu fıtık eden bir özelliğiydi bu. Kritik dakikalarda yapay zekanın olmayacak şutları sayı olur, sizin oyuncularınız bomboş turnike bile atamazdı. Ribauntları rakip alır veya topunuzu çalardı. Bunun adı hileydi düpedüz, yapay zekanın kullandığı bir hile.

6

2K10 bu tür hileleri de ortadan kaldırıyor, rakipleriniz de artık kritik dakikalarda şut kaçırabiliyor, her hücum ribaundunu el koymuyor ve basit hata yapabiliyor. Oyunun kolaylaştığını falan düşünmeyin sakın, sadece hileden arındığını ve daha gerçekçi bir hal aldığını söylemeye çalışıyorum. Çünkü yapay zeka oldukça geliştirilmiş, rakipleriniz çok iyi hücum varyasyonları uyguluyor, bazen ikili oyunlarla, bazen akıllı paslaşmalarla sonuca gidiyor. Özellikle güçlü bir takım ise rakibiniz, savunma yapmak yerine şiir gibi atakları anlamaya çalışıyorsunuz zaman zaman. Bunun yanında iyi savunma yapıyorlar ve potaya kolay kolay yaklaştırmıyorlar sizi.

Geliştirilmiş yapay zekaya karşı size de bir takım avantajlar sunuluyor oyunda. Hızlı ve iyi oyuncularla karşınızdaki oyuncuyu geçebiliyorsunuz artık, ayrıca ‘crossover’ ve ‘spin’ hareketleriyle de adam eksiltmek daha kolay. İyi top dolaştırarak da rakibinizi yorabilir, boş şut şansı yakalayabilirsiniz. 2K9’daki gibi her boş şutun girmediğini de söylemem gerekiyor, tıpkı gerçekteki gibi oyuncular bazen boş şutları kaçırabiliyorlar.

7

Görsel anlamda 2K9 oldukça iyi olmasına rağmen, yapımcılar bunun üstüne bir şeyler katmayı başarmış. Parke üzerindeki yansımalar çok daha iyi, oyuncuların fizik modellemelerindeki ufak tefek hatalar giderilmiş. Yüz çizimi konusunda hala yeterli değil oyun, kapakta olmasına rağmen Kobe’yi benzetebildiklerini söyleyemem geçen seneye göre daha iyi olsa da. Hala bir takım görsel hatalar var, ‘içinden geçme’ sorunu gibi, bir de Carlos Arroyo’nun yüzü beyaz fakat kolları siyah tene sahip, bu hata mı şaka mı çözemedim. Fakat bir yenilik var ki bu hataları örtbas edecek kapasitede, artık formalar sert bir cisim görüntüsünden uzak. Yapımcılar polyester liflerin nasıl madde olduğunu anlamışlar ve kumaşın hareket hissini oyuna yansıtmışlar. Şortların ve tişörtlerin hareket etmesi gerçekten çok hoş gözüküyor. Grafiklerin daha kaliteli hale gelmesiyle birlikte optimizasyon sorunu ortaya çıkmış maalesef. 2K9’u 58 ‘fps’ ortalamayla oynarken, 2K10’da 30 ‘fps’ üstünü göremedim.

8

Grafiklerin yanında seslerde de önemli adımlar atılmış, seyirciler kritik sayılarda, önemli bloklarda müthiş tepki veriyor. İstenmeyen düdüklerde hakeme tepki gösteriyor, rakip takım atak yaparken rahatsız edici uğultuya başvuruyor. 2K serisindeki seyircilerden bahsetmeye pek gerek yok zaten, oyundaki etkinlikleri takdire şayan. Rakip takım oyuncusu faul çizgisine geldiği zaman bile ellerindeki çubukları sallayarak dikkatini dağıtmaya çalışıyorlar. Kendinizi gerçek bir NBA maçında hissetmemeniz için hiçbir sebep yok anlayacağınız.
Yeni Modlar

FIFA’da ‘Be a Pro’ ve PES’te ‘Become a Legend’ ile futbolculuk hevesini alanlar için 2K10 ‘My Player’ moduyla basketbol kariyeri sunuyor. Tıpkı yukarıda bahsettiğim modlar gibi burada da işe karakter oluşturma ekranıyla başlıyoruz. Pozisyon, boy ve kilo, surat tipi ve bunun gibi özellikleri belirliyorsunuz. Seçtiğiniz pozisyon ile boyunuz arasında uyum sağlamanız sizin için iyi olur, kısa bir oyuncuyla forvet pozisyonunda başarıyı yakalamak zor. Ayrıca oyun yapınıza göre oyun stilinize karar veriyorsunuz, skorer, üçlükçü gibi stiller var ve hangisini seçerseniz oyuncunuzun özellikleri ona göre şekilleniyor. Kariyerimizin daha başında olduğumuzdan karakterimiz, çok fazla yeteneğe sahip değil.

9

Herhangi bir takım tarafından yaz kampına çağrılıyoruz, burada deneme süreci başlıyor. Eğer beğenilirsek ki bu çok zor, takım sizi antrenman kampına dahil ediyor. Takım sizi istemezse başka takımların antrenman kampına katılabiliyorsunuz. Yine başarılı olamazsanız ‘D-League’ yani ‘NBA Development League’e doğru yol alıyorsunuz. Burada yeteri kadar gelişme gösterdikten sonra NBA takımları sizi denemeye alıyor tekrar. Başarlı olursanız ‘draft’ zamanını beklemeye başlıyorsunuz.

Anlattığıma bakarak ‘e çok kolaymış’ diyebilirsiniz, hiç de öyle değil. Oyuncunuzun yetenekleri kısıtlı olduğundan her istediğinizi sahaya yansıtamıyorsunuz öncelikle. Ayrıca gerçekçi olması için yapımcılar daha toy olan bu oyuncuların mücadele gücünü düşük tutmuş, yani rakipleriniz genelde sizden daha üstün olacaklar. Kendinizi geliştirmeniz için çok maça çıkmak ve antrenman yapmak zorundasınız. Maçlarda sergilediğiniz performans ile yetenek puanı kazanıyor ve bu puanlarla oyuncunuzu özelliklerini geliştirebiliyorsunuz. Ayrıca sınırlı sayıda bireysel çalışma hakkınız oluyor ve bu çalışmalarda başarılı olursanız yine yetenek puanı kazanıyorsunuz.

10

Maçlarda koçunuzun sizi beğenip beğenmediğini, işe yarar bir şeyler yapıp yapmadığınızı nasıl anlayacağınıza gelirsek, bunun için güzel bir sistem geliştirilmiş. Sol üst köşede bulunan harf sizin başarı notunuz, maç içinde yaptığınız olumlu veya olumsuz hareketler, o notun ne yönde değişeceğine karar veriyor. İyi pas tercihi, asist, ribaunt, top çalma, doğru pozisyon edinme ve buna benzer hareketler size (+) puan kazandırırken, top kaybı, kötü şut tercihi, yanlış yerde pas isteme, tuttuğunuz oyuncunun sayı atması hanenize (-) olarak geçecek. Ayrıca maçtan önce size bazı görevler veriliyor, %40 saha içi isabet oranı yakala, rakibi 10 sayının altında tut gibi. Bunları da yerine getirirseniz ekstra yetenek puanı kazanıyorsunuz.

‘My Player’ bölümünde de yapımcılar gerçekçiliği ön planda tutmuş, genç bir oyuncudan kahraman olması beklenemez, bu nedenle siz kariyerinizin başlarındayken kimse sizin maç kurtarmanızı umut etmeyecek. Sizden istenilen iki şey var; doğru oynamak ve takıma ayak uydurmak. Gereksiz yere şutlar atmak, oyuncunuzu zorlamak, takdir görmenizi sağlamaz aksine gözden düşürür sizi. Zaten ekranın sağ altında bulunan ‘Insider’ amcaya kulak verirseniz başarıyı yakalarsanız.

11

‘Online’ mod da, bir diğer yeni bölümü 2K’nın. Bu bölümde ‘Online’ liglere katılabiliyor veya kendi liginizi kendiniz oluşturabiliyorsunuz. Gerçek rakiplerle birlikte mücadele verip, kendi aranızda takaslar yapabiliyorsunuz. Ayrıca ‘Leaderboard’ sayesinde gerçek arenada kim daha çok maç kazanmış, kim daha çok puan kazanmış görebiliyorsunuz.
Bir Son Saniye Basketi Daha

2K9’da bulunan hataların birçoğu giderilmiş ve oyunun kalitesini oldukça arttıran yenilikler eklenmiş. ‘Online’ oynayabilme ve liglere katılabilme imkanı, ‘My Player’ modu fazlasıyla vaktinizi alacak. Kontrol tuşlarını ayarlamadaki sıkıntılar, karışık ve kullanışsız menüler ve ufak tefek hatalar dışında bir eksiği bulunmayan yapım, yine grafikleriyle göz ziyafeti verecek. NBA’de sezon başladı, siz de kendi sezonunuza başlayın artık. Rahatlıkla söyleyebilirim ki, 2K Sports daha iyisini yapana kadar, en iyisi 2K10…

Oyundan Görüntüler:
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/18.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/25.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/34.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/45.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/54-475x380.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/65.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/84.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/103.jpg
http://oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/10/112-475x380.jpg