denizci
08-30-2010, 22:37
Splinter Cell: Conviction Oyun Künye Tanıtımları-İncelemeleri-İzlenimleri
http://www.gamersireland.ie/wp-content/uploads/2010/03/splinter_cell_conviction.jpg
Son Splinter Cell oyunu Double Agent’tan bu yana 3 yılı aşkın bir süre oldu ve bu 3 yıl Sam’den çok şeyler götürürken, ona çok daha fazlasını getirdi. Hatta öyle ki eski Sam’le, Conviction’daki Sam arasındaki tek benzerlik ses ve görüntü.
Conviction Double Agent’tan 3 sene sonra yaşanan olayları konu alıyor. Eskiden donanmada görev yapmış olan Victor Coste Black Arrow’a ait bir yerde kimliği belirsiz bir grup adama yakın geçmişte yaşanan olayları ve Sam’i anlatıyor. Ardından da geçmişe gidiyoruz ve Conviction’da Sam’le ilk karşılaşmamızı gerçekleştiriyoruz.
Malta’da Valetta’da bulunan Sam’e Third Echolon’dan eski meslektaşı Anna “Grim” Grímsdóttir’den bir telefon gelir. Anna Sam’e bir grup suikastçının onun yerini tespit ettiklerini ve onun peşinde olduklarını söyler ve kontrol bize geçer. Suikastçıların işlerini yenilenmiş Sam ile birkaç dakikada bitiririz ve ardından liderleri Dimitri Gramkos’u konuşturarak Sarah’ın (Sam’in kızı) ölümünden Andriy Kobin adındaki bir uyuşturucu tacirinin sorumlu olduğunu öğreniriz ve böylece av başlar.
Oyunun yapımcıları gerek yapılan tanıtımlarda, gerekse de oyunla ilgili verdikleri röportajlarında sürekli oynanış mekaniklerinde yapılan yeniliklerden ve yeni Sam Fisher’ın, yaşı ilerlemiş olsa da, önceki oyunlardan tanıdığımız Sam’e oranla çok daha çevik ve öfkeli olacağından bahsediyorlardı ve nitekim tüm bu iddiaların doğru olduğunu ilk saniyeden itibaren görmeye başlıyoruz.
Sam’in öfke barının bir hayli arttırılmış olması ve Sam’e eklenen uç noktadaki atletik yapı ilk andan itibaren Conviction’ı aksiyon dozu bakımından serinin diğer oyunlarının birkaç fersah ötesine taşıyor. Splinter Cell oyunlarının olmazsa olmaz ögesi gölgelere sinip düşmanlarınızla mümkün olduğunca az silahlı çatışmaya girmek artık tamamen tarih olmuş gibi gözüküyor. Bunun yerine bir yerin arkasına siper alın ve tıpkı bir aksiyon/shooter oyunundaymışçasına gelen düşmanlarınızın işini bitirin, siperler arasında ustaca geçişler yapın, düşmanlarınızın bağrışlarını dinleyin ve seslerindeki korkuyu hissedin.
Oyundaki aksiyon ögesi arttırıldığından oyunculara yardımcı olması için birkaç özellik de oyuna yerleştirilmiş durumda. Bunlardan ilki gölgede mi aydınlıkta mı olduğumuzu hissetmemize yarayan ekrandaki ışık barının kaldırılmış olması. Bu bize nasıl yardımcı olacak diye düşünebilirsiniz. Artık karanlıkta olduğunuzda ekran siyah-beyaz oluyor, aydınlıktaysa normal rengine geri dönüyor. Bu her ne kadar karanlık aydınlık tonlamalarının artık oyunda yer almadığı, yani SC oyunlarının iyi olan görsel yanlarından birinin ortadan kaldırıldığı manasına gelse de, artık karanlıkta mı aydınlıkta mı olduğunuzu çok daha kolay fark ediyorsunuz ve böylece mekandaki konumlanmanızı buna göre gerçekleştirebiliyorsunuz. Ancak az önce de bahsettiğimiz gibi Conviction’da pek fazla gölgelerle işiniz olmuyor. Gerçi sıkı bir SC fanıysanız işlerinizi eski usul görmeye devam edebilirsiniz, ancak bunda bir hayli zorlanacağınızı şimdiden belirteyim, çünkü oyun gizlilikten ziyade aksiyon üzerine kurulu bir görünüme kavuşturulmuş durumda.
Önceki SC oyunlarında düşmanlarınızın sizi gördüğünü ancak onların tepkimeleri ve bağrışlarıyla fark edebilirdiniz, Conviction’daysa bu yapıda da değişikliğe gidilmiş. Şimdi düşman tarafından gözüktüğünüzde, hangi yönden görüldüğünüze dair ekranda bir ok işareti çıkıyor ve birkaç saniye içinde işaret kırmızıya dönüşüyor, siz de yakayı ele vermiş oluyorsunuz.
Ancak bu birkaç saniye içerisinde bir yerlere saklanırsanız amiyane tabirle “paçayı kurtarmış” oluyorsunuz. Bu yeni sistem sayesinde böylece sürekli arkanızı kollamak zorunda kalmıyorsunuz ve mekanlarda biraz da olsa daha rahat dolaşabiliyorsunuz.
Oynanıştaki diğer bir yenilik “iz bırakma” sistemi. Diyelim ki düşmanınız sizi fark etti ve o anda siz de onun görüşünden çıkarak bir yerlere gizlendiniz. Düşmanlarınız alandaki hareketlerini sizin en son gözüktüğünüz yere göre ayarlıyorlar, çünkü sizin hala orada olduğunuzu düşünüyorlar. Bu düşmanlarınızın dikkatini başka bir yöne yönlendirip ardından onları avlamak için harika bir yöntem. Ayrıca alanda sık sık dolaşarak en son görüldüğünüz yerleri değiştirerek onların kafasını karıştırabiliyorsunuz da. Yani artık önceki SC’lerde olduğu gibi düşmanlar gelip tam başınızda beklemiyorlar, bunun yerine sizi en son gördüğü yere odaklanıyorlar. Sistem çok güzel düşünülmüş, siper arkasında olduğunuz sürece yapay zekanın hareketleri de size çok akıllıca gözüküyor, ancak düşmanlarınızın tamamen sizin ekranda bıraktığınız ize odaklandıklarını fark ettiğinizde aslında bu iyi düşünülmüş sistemin oyunda pek de iyi uygulanmadığını görüyorsunuz. Örneğin bir kapıdan girerken fark edildim ve hemen bir yere saklandım, haliyle kapı eşiğinde de bir yöne doğru koştuğumu gösteren izim çıktı. Elbette düşmanlar o izi görmüyorlar, bu iz sizi en son nerede ve ne koşulda gördüklerini gösteriyor. Bu yüzden bende düşmanlarımın izin yanından geçip koşu yaptığım yöne doğru gitmelerini bekliyordum ancak dördü birden kapı eşiğindeki izin etrafında toplanıp ona ateş etmeye başladılar. Bu gerçekten büyük bir yapay zeka sorunu ve oyundaki yapay zekanın hareketlerinizden ziyade ekrandaki ize sabitlenmiş olduğunu ve oldukça mekanikleştirilmiş olduğunu gösteriyor. Keşke oyundaki yapay zeka birkaç adım ötesini görmeye ayarlansaymış.
Eminim birçoğumuz SC oynarken yönümüzü kaybetmiş, nereye gideceğimizi şaşırmışızdır. Sanırım yapımcılar sonunda bu sorununda farkına varmışlar ve Conviction’a yeni bir yön bulma sistemi yerleştirmişler. Artık ekranda varacağınız noktaya olan uzaklığınız ve gitmeniz gereken yön gösteriliyor. Böylece artık nereye gideceğimizi bilmemek gibi bir sorunda ortadan kaldırılmış oluyor. Bu konuda bir diğer yenilik ise duvarlara yansıtılan yazılar ve video görüntüleri. Bunlar bir projeksiyon makinesinden yansıtılıyormuş gibi, elbette düşmanlarınız bunları da göremiyor, ancak bunlar size o anda ne yapmanız gerektiğini gösteriyor, yani bir nevi görevinizi bildiriyor. Videolarda ise örneğin konuşturduğunuz adam olayı anlatırken, arka duvarda ise olayın nasıl yaşandığı görsel olarak bize yansıtılıyor, böylece gelişen olayları çok daha iyi bir şekilde anlamış oluyoruz.
Geldik Conviction’ın en etkin ve en meşhur yeniliği “mark&execute (işaretle&infaz et)” sistemine. Bu yeni sistem sayesinde birden fazla düşmanınızı tek seferde öldürebiliyorsunuz. Oyunun başlarında bu yöntemle aynı anda yalnızca iki kişiyi avlarken ilerleyen bölümlerde bu sayı daha da artıyor. Öyleyse bu sistem oyunu aşırı derecede kolaylaştırır diye düşünüyorsanız, hem doğru düşündüğünüzü hem de yanıldığınızı söyleyebilirim. Bir anda 3, 4 kişinin işini bitirmek elbette ki harika bir şey, ancak bu sistemin oyunda sürekli uygulanabilir bir durumda olmadığını belirtmeliyim. “Mark&execute” için öncelikle eski SC oyunlarında kullandığınız yöntemlere geri dönmeniz gerekiyor. Yani adamınıza arkadan sessizce yaklaşın ve onu gizlice etkisiz hale getirin.
Böylece “mark&execute” sistemini de aktif hale getirmiş olacaksınız. Sonrada ortamdaki düşmanlarınızı işaretleyip, Sam’in ağır çekimde onlara yaptığı “headshot”ı seyredin. Bu sistem özellikle kalabalık sayıdaki düşmanlarla karşılaştığınızda ya da bir yere sessizce sızmanız gereken anlarda oldukça işinize yarıyor. Yazımın başlarında da belirttiğim gibi oyuna aksiyon havası katılmış ve bu yüzden eskisi gibi üç beş kişilik düşmanlarla uğraşacağınıza katbekat kalabalık düşman gruplarıyla baş etmeniz gerekiyor ve bu durumda da “mark&execute” sisteminin bir joker olarak elinizin altında bulunması gerçekten fazlasıyla işinize yarıyor.
Sam Fisher’ı bu kadar meşhur eden özelliği, karizmasının dışında, kullandığı teknolojik cihazlardı. Ancak Sam artık Third Echolon’da görevli bir ajan olmadığı için bu teknolojik nimetlerden de mahrum kalıyor. Gerçi oyunda ilerledikçe elinize bir takım teknolojik cihazlar geçiyor ancak oyunun başında Sam Fisher’ı bir arabanın dikiz aynasını söküp, kapı altı görüş kamerası olarak kullandığını görünce ister istemez içiniz acıyor. Gerçi bu görüşünüzün oyunda ilerledikçe düşmanlarınız lehine dönüşeceğine de eminim. Eskiden Sam birini sorgularken arkadan tutar, iki sirkeler ve alacağını aldıktan sonra, onu bayıltırdı. Ancak artık Sam’in bu tür gereksizliklere tahammülü kalmamış olacak ki konuşturduğu kişilerin kafasıyla lavaboları parçalıyor, yüzleriyle duvarların tozunu alıyor ve daha hayal edemeyeceğiniz birçok şiddet yöntemiyle alacağını alıyor ve sonra...
Sam’in yaşlandıkça daha da iyi bir ajan olmaya başladığı bir gerçek. Her ne kadar Conviction’da artık bir ajan olmasa da ilk oyundan bu yana performansında inanılmaz bir artışın oluğu görülebiliyor. 2002 yılında Sam Fisher’la ilk tanıştığımızda çoğu kişi onun en karizmatik oyun karakteri olduğunu düşünmüştü, ancak 2010 yılına geldiğimizde 2002’deki Fisher’ın oldukça kibar biri olduğunu düşünmeden edemiyoruz. Sam’in yaşadıkları karakterini o kadar değiştirmiş ki, artık çok daha karanlık, yakın dövüşlerde çok daha usta, diyalogları çok daha sert, tavırları çok daha cesurca ve artık çok daha kararlı, en önemlisi de artık bize sürekli talimatlar yağdıran biri yok, gerçi Anna sürekli bize yardım ediyor ancak yine de onun verdiği komutlar pek hükümet talimatlarıyla eşleşecek sıkılıkta değil.
Conviction’da da işlerimizi hallederken takip ettiğimiz farklı yollar mevcut. Bunu her iki anlamda da söylüyorum. Örneğin bir binaya sızacaksınız ve kapıda iki görevli var. Başka bir yerde bir sorun çıkararak, onların dikkatini o yöne doğru yansıtın ve durum kontrolü için kapıdan ayrıldıklarında siz de kapıdan içeri sızın. Ya da daha basiti binanın çevresinde küçük bir araştırma yapın, kesinlikle Sam’in tırmanacağı bir boru veya benzeri bir şey bulacaksınızdır, böylece oradan çıkıp pencereden içeri sızabilirsiniz. İçeri girdiğinizdeyse kalan düşmanlarınızla ilgilenmek tamamen size kalmış. İster eski usul iş görün isterseniz de çatışa çatışa yolunuzda ilerleyin.
Oyuna bu sefer bir gelişim sistemi de eklenmiş. Oyun içinde yaptığınız hareketlere odaklı olarak tecrübe puanları kazanıyorsunuz ve bu tecrübe puanlarınızla, silahlarınızı upgrade edebiliyorsunuz. Şayet her şeyinizin mükemmel olmasını istiyorsanız, oyundaki bütün silahları upgrade edebildiğinizi belirtelim fakat şayet hiçbir silahınızı upgrade etmeseniz de pek bir sıkıntı yaşayacağınızı zannetmiyorum.
Conviction, kendinden önceki SC oyunlarına kıyasla mekan bakımından da oldukça farklılık gösteriyor. Önceki SC oyunları genelde kapalı alanlarda geçerdi ve oyunlarda neredeyse hiçbir sivil kimse bulunmazdı. Conviction’da ise Sam’i açık havada insanların arasında dolaşırken dahi bulabiliyoruz, ancak yine mekan olarak odak noktası kapalı alanlar. Oyun görsel manada kendinden öncekiler gibi belli bir kaliteyi tutturmuş vaziyette. Işıklandırmalar, karakter tasarımları, kaplamalar ve özellikle açık hava ortamları ile halkın etkileşimi oldukça iyi duruyor. Ancak az önce de belirttiğim gibi oyuna gölgedeyken siyah-beyaz ekran özelliğinin eklenmesi SC oyunlarında alışık olduğumuz ışık gölge oyunlarının bu oyunda bir hayli az gözükmesine, hatta hiç gözükmemesine neden oluyor. Oyunun seslendirme ve müzikleri ise yine aynı profesyonel tarzını koruyor. Doğru zamanda giriş yapan aksiyon müzikleri, düşmanlarınızın tepkimeleri ve diyalogları, ayrıca çevre sesleri oldukça iyi ayarlanmış durumda. Oyunun aksiyon yönünün ağır basmasıyla, yapımcıların silah seslerine de ağırlık vermiş olması da dikkatlerden kaçmıyor.
Conviction’ın multiplayer modlarının dışında kendine has bir senaryosu olan bir co-op modu da oyunun dikkat çeken yönlerinden biri. Sam’in Conviction’daki hikayesi belki de SC serisinin en kısa hikayesidir. Aksiyonun da etkisiyle, oyunu nasıl bitirdiğinizin farkına varamadan Sam’in macerasını tamamlamış oluyorsunuz. Bu durumda size tavsiyem iki ajandan birini yönettiğimiz ve split screen özelliği sayesinde arkadaşlarımızla da tek konsolda aynı anda oynama imkanımızın bulunduğu ve hikayesi oynayışınıza da bağlı olarak 4-5 saat süren co-op senaryo modunu oynamanız. Bu modda ana hikayeden tamamen farklı bir hikaye, farklı mekanlar ancak benzer bir oynanış bizleri karşılıyor. Yani en az Sam kadar yetenekli ve acımasız iki ajan, kendilerinden istenilen görevleri gerçekleştiriyorlar. Bu modu dostlarınızla oynamak, oyundan alacağınız tadı ise iki katına çıkarıyor.
EKSİLER
SC: Conviction’ın da her oyunda olduğu gibi bir takım aksayan yönleri de yok değil. Bunlardan en çok göze batanı yapay zeka. Az önce de belirttiğim gibi yapay zekanın tamamen sizin ekrandaki izinize sabitlenmiş olmaları ve hareketinizin birkaç adım ötesini düşünüp ona göre hareket etmemeleri yapay zekayı tamamen mekanik bir hale getiriyor. Bunun dışında birtakım ufak buglar da oyunda mevcut ancak bunlar kendinizi aşırı kasmadığınız sürece göze batacak cinsten hatalar değil.
SON SÖZLER
Bir oyunun adı Splinter Cell, karakteri Sam Fisher ise, o oyun tereddüt edilmeden alınıp oynanması gereken bir oyundur. Conviction SC serisi için yepyeni bir başlangıç noktası gibi gözüküyor ve umarım yapımcılar bu çizgiden devam ederler. Bu yeni oynanış tarzı bir takım eski SC fanlarını memnun etmemiş olabilir ancak önceden oyunun temposu ağır diye hiçbir Splinter Cell oyununu oynamamış olan arkadaşlar dahi bu oyunu kesinlikle oynamalılar. Komplo teorileri, sürekli değişen bir hikaye akışı ve doğrudan Sam’le alakalı bir senaryo, Conviction’ın kurgusunu da son derece ilgi çekici bir hale getiriyor. Ayrıca seslendirme ve grafik kalitesinin yine iyi bir seviyede tutulmuş olması, bu SC oyununu da piyasadaki benzerlerinin önüne çıkarmaya yetiyor. Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Oyun belli, karakter belli, kalitesi belli. Gidin, alın, oynayın, bitirin ve sonra kendinizi oyunun diğer modlarına vurun. Güzel oyunlu günler...
Oyundan Görüntüler:
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3602byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3603byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3604byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3605byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3606byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3607byk.jpg
http://www.gamersireland.ie/wp-content/uploads/2010/03/splinter_cell_conviction.jpg
Son Splinter Cell oyunu Double Agent’tan bu yana 3 yılı aşkın bir süre oldu ve bu 3 yıl Sam’den çok şeyler götürürken, ona çok daha fazlasını getirdi. Hatta öyle ki eski Sam’le, Conviction’daki Sam arasındaki tek benzerlik ses ve görüntü.
Conviction Double Agent’tan 3 sene sonra yaşanan olayları konu alıyor. Eskiden donanmada görev yapmış olan Victor Coste Black Arrow’a ait bir yerde kimliği belirsiz bir grup adama yakın geçmişte yaşanan olayları ve Sam’i anlatıyor. Ardından da geçmişe gidiyoruz ve Conviction’da Sam’le ilk karşılaşmamızı gerçekleştiriyoruz.
Malta’da Valetta’da bulunan Sam’e Third Echolon’dan eski meslektaşı Anna “Grim” Grímsdóttir’den bir telefon gelir. Anna Sam’e bir grup suikastçının onun yerini tespit ettiklerini ve onun peşinde olduklarını söyler ve kontrol bize geçer. Suikastçıların işlerini yenilenmiş Sam ile birkaç dakikada bitiririz ve ardından liderleri Dimitri Gramkos’u konuşturarak Sarah’ın (Sam’in kızı) ölümünden Andriy Kobin adındaki bir uyuşturucu tacirinin sorumlu olduğunu öğreniriz ve böylece av başlar.
Oyunun yapımcıları gerek yapılan tanıtımlarda, gerekse de oyunla ilgili verdikleri röportajlarında sürekli oynanış mekaniklerinde yapılan yeniliklerden ve yeni Sam Fisher’ın, yaşı ilerlemiş olsa da, önceki oyunlardan tanıdığımız Sam’e oranla çok daha çevik ve öfkeli olacağından bahsediyorlardı ve nitekim tüm bu iddiaların doğru olduğunu ilk saniyeden itibaren görmeye başlıyoruz.
Sam’in öfke barının bir hayli arttırılmış olması ve Sam’e eklenen uç noktadaki atletik yapı ilk andan itibaren Conviction’ı aksiyon dozu bakımından serinin diğer oyunlarının birkaç fersah ötesine taşıyor. Splinter Cell oyunlarının olmazsa olmaz ögesi gölgelere sinip düşmanlarınızla mümkün olduğunca az silahlı çatışmaya girmek artık tamamen tarih olmuş gibi gözüküyor. Bunun yerine bir yerin arkasına siper alın ve tıpkı bir aksiyon/shooter oyunundaymışçasına gelen düşmanlarınızın işini bitirin, siperler arasında ustaca geçişler yapın, düşmanlarınızın bağrışlarını dinleyin ve seslerindeki korkuyu hissedin.
Oyundaki aksiyon ögesi arttırıldığından oyunculara yardımcı olması için birkaç özellik de oyuna yerleştirilmiş durumda. Bunlardan ilki gölgede mi aydınlıkta mı olduğumuzu hissetmemize yarayan ekrandaki ışık barının kaldırılmış olması. Bu bize nasıl yardımcı olacak diye düşünebilirsiniz. Artık karanlıkta olduğunuzda ekran siyah-beyaz oluyor, aydınlıktaysa normal rengine geri dönüyor. Bu her ne kadar karanlık aydınlık tonlamalarının artık oyunda yer almadığı, yani SC oyunlarının iyi olan görsel yanlarından birinin ortadan kaldırıldığı manasına gelse de, artık karanlıkta mı aydınlıkta mı olduğunuzu çok daha kolay fark ediyorsunuz ve böylece mekandaki konumlanmanızı buna göre gerçekleştirebiliyorsunuz. Ancak az önce de bahsettiğimiz gibi Conviction’da pek fazla gölgelerle işiniz olmuyor. Gerçi sıkı bir SC fanıysanız işlerinizi eski usul görmeye devam edebilirsiniz, ancak bunda bir hayli zorlanacağınızı şimdiden belirteyim, çünkü oyun gizlilikten ziyade aksiyon üzerine kurulu bir görünüme kavuşturulmuş durumda.
Önceki SC oyunlarında düşmanlarınızın sizi gördüğünü ancak onların tepkimeleri ve bağrışlarıyla fark edebilirdiniz, Conviction’daysa bu yapıda da değişikliğe gidilmiş. Şimdi düşman tarafından gözüktüğünüzde, hangi yönden görüldüğünüze dair ekranda bir ok işareti çıkıyor ve birkaç saniye içinde işaret kırmızıya dönüşüyor, siz de yakayı ele vermiş oluyorsunuz.
Ancak bu birkaç saniye içerisinde bir yerlere saklanırsanız amiyane tabirle “paçayı kurtarmış” oluyorsunuz. Bu yeni sistem sayesinde böylece sürekli arkanızı kollamak zorunda kalmıyorsunuz ve mekanlarda biraz da olsa daha rahat dolaşabiliyorsunuz.
Oynanıştaki diğer bir yenilik “iz bırakma” sistemi. Diyelim ki düşmanınız sizi fark etti ve o anda siz de onun görüşünden çıkarak bir yerlere gizlendiniz. Düşmanlarınız alandaki hareketlerini sizin en son gözüktüğünüz yere göre ayarlıyorlar, çünkü sizin hala orada olduğunuzu düşünüyorlar. Bu düşmanlarınızın dikkatini başka bir yöne yönlendirip ardından onları avlamak için harika bir yöntem. Ayrıca alanda sık sık dolaşarak en son görüldüğünüz yerleri değiştirerek onların kafasını karıştırabiliyorsunuz da. Yani artık önceki SC’lerde olduğu gibi düşmanlar gelip tam başınızda beklemiyorlar, bunun yerine sizi en son gördüğü yere odaklanıyorlar. Sistem çok güzel düşünülmüş, siper arkasında olduğunuz sürece yapay zekanın hareketleri de size çok akıllıca gözüküyor, ancak düşmanlarınızın tamamen sizin ekranda bıraktığınız ize odaklandıklarını fark ettiğinizde aslında bu iyi düşünülmüş sistemin oyunda pek de iyi uygulanmadığını görüyorsunuz. Örneğin bir kapıdan girerken fark edildim ve hemen bir yere saklandım, haliyle kapı eşiğinde de bir yöne doğru koştuğumu gösteren izim çıktı. Elbette düşmanlar o izi görmüyorlar, bu iz sizi en son nerede ve ne koşulda gördüklerini gösteriyor. Bu yüzden bende düşmanlarımın izin yanından geçip koşu yaptığım yöne doğru gitmelerini bekliyordum ancak dördü birden kapı eşiğindeki izin etrafında toplanıp ona ateş etmeye başladılar. Bu gerçekten büyük bir yapay zeka sorunu ve oyundaki yapay zekanın hareketlerinizden ziyade ekrandaki ize sabitlenmiş olduğunu ve oldukça mekanikleştirilmiş olduğunu gösteriyor. Keşke oyundaki yapay zeka birkaç adım ötesini görmeye ayarlansaymış.
Eminim birçoğumuz SC oynarken yönümüzü kaybetmiş, nereye gideceğimizi şaşırmışızdır. Sanırım yapımcılar sonunda bu sorununda farkına varmışlar ve Conviction’a yeni bir yön bulma sistemi yerleştirmişler. Artık ekranda varacağınız noktaya olan uzaklığınız ve gitmeniz gereken yön gösteriliyor. Böylece artık nereye gideceğimizi bilmemek gibi bir sorunda ortadan kaldırılmış oluyor. Bu konuda bir diğer yenilik ise duvarlara yansıtılan yazılar ve video görüntüleri. Bunlar bir projeksiyon makinesinden yansıtılıyormuş gibi, elbette düşmanlarınız bunları da göremiyor, ancak bunlar size o anda ne yapmanız gerektiğini gösteriyor, yani bir nevi görevinizi bildiriyor. Videolarda ise örneğin konuşturduğunuz adam olayı anlatırken, arka duvarda ise olayın nasıl yaşandığı görsel olarak bize yansıtılıyor, böylece gelişen olayları çok daha iyi bir şekilde anlamış oluyoruz.
Geldik Conviction’ın en etkin ve en meşhur yeniliği “mark&execute (işaretle&infaz et)” sistemine. Bu yeni sistem sayesinde birden fazla düşmanınızı tek seferde öldürebiliyorsunuz. Oyunun başlarında bu yöntemle aynı anda yalnızca iki kişiyi avlarken ilerleyen bölümlerde bu sayı daha da artıyor. Öyleyse bu sistem oyunu aşırı derecede kolaylaştırır diye düşünüyorsanız, hem doğru düşündüğünüzü hem de yanıldığınızı söyleyebilirim. Bir anda 3, 4 kişinin işini bitirmek elbette ki harika bir şey, ancak bu sistemin oyunda sürekli uygulanabilir bir durumda olmadığını belirtmeliyim. “Mark&execute” için öncelikle eski SC oyunlarında kullandığınız yöntemlere geri dönmeniz gerekiyor. Yani adamınıza arkadan sessizce yaklaşın ve onu gizlice etkisiz hale getirin.
Böylece “mark&execute” sistemini de aktif hale getirmiş olacaksınız. Sonrada ortamdaki düşmanlarınızı işaretleyip, Sam’in ağır çekimde onlara yaptığı “headshot”ı seyredin. Bu sistem özellikle kalabalık sayıdaki düşmanlarla karşılaştığınızda ya da bir yere sessizce sızmanız gereken anlarda oldukça işinize yarıyor. Yazımın başlarında da belirttiğim gibi oyuna aksiyon havası katılmış ve bu yüzden eskisi gibi üç beş kişilik düşmanlarla uğraşacağınıza katbekat kalabalık düşman gruplarıyla baş etmeniz gerekiyor ve bu durumda da “mark&execute” sisteminin bir joker olarak elinizin altında bulunması gerçekten fazlasıyla işinize yarıyor.
Sam Fisher’ı bu kadar meşhur eden özelliği, karizmasının dışında, kullandığı teknolojik cihazlardı. Ancak Sam artık Third Echolon’da görevli bir ajan olmadığı için bu teknolojik nimetlerden de mahrum kalıyor. Gerçi oyunda ilerledikçe elinize bir takım teknolojik cihazlar geçiyor ancak oyunun başında Sam Fisher’ı bir arabanın dikiz aynasını söküp, kapı altı görüş kamerası olarak kullandığını görünce ister istemez içiniz acıyor. Gerçi bu görüşünüzün oyunda ilerledikçe düşmanlarınız lehine dönüşeceğine de eminim. Eskiden Sam birini sorgularken arkadan tutar, iki sirkeler ve alacağını aldıktan sonra, onu bayıltırdı. Ancak artık Sam’in bu tür gereksizliklere tahammülü kalmamış olacak ki konuşturduğu kişilerin kafasıyla lavaboları parçalıyor, yüzleriyle duvarların tozunu alıyor ve daha hayal edemeyeceğiniz birçok şiddet yöntemiyle alacağını alıyor ve sonra...
Sam’in yaşlandıkça daha da iyi bir ajan olmaya başladığı bir gerçek. Her ne kadar Conviction’da artık bir ajan olmasa da ilk oyundan bu yana performansında inanılmaz bir artışın oluğu görülebiliyor. 2002 yılında Sam Fisher’la ilk tanıştığımızda çoğu kişi onun en karizmatik oyun karakteri olduğunu düşünmüştü, ancak 2010 yılına geldiğimizde 2002’deki Fisher’ın oldukça kibar biri olduğunu düşünmeden edemiyoruz. Sam’in yaşadıkları karakterini o kadar değiştirmiş ki, artık çok daha karanlık, yakın dövüşlerde çok daha usta, diyalogları çok daha sert, tavırları çok daha cesurca ve artık çok daha kararlı, en önemlisi de artık bize sürekli talimatlar yağdıran biri yok, gerçi Anna sürekli bize yardım ediyor ancak yine de onun verdiği komutlar pek hükümet talimatlarıyla eşleşecek sıkılıkta değil.
Conviction’da da işlerimizi hallederken takip ettiğimiz farklı yollar mevcut. Bunu her iki anlamda da söylüyorum. Örneğin bir binaya sızacaksınız ve kapıda iki görevli var. Başka bir yerde bir sorun çıkararak, onların dikkatini o yöne doğru yansıtın ve durum kontrolü için kapıdan ayrıldıklarında siz de kapıdan içeri sızın. Ya da daha basiti binanın çevresinde küçük bir araştırma yapın, kesinlikle Sam’in tırmanacağı bir boru veya benzeri bir şey bulacaksınızdır, böylece oradan çıkıp pencereden içeri sızabilirsiniz. İçeri girdiğinizdeyse kalan düşmanlarınızla ilgilenmek tamamen size kalmış. İster eski usul iş görün isterseniz de çatışa çatışa yolunuzda ilerleyin.
Oyuna bu sefer bir gelişim sistemi de eklenmiş. Oyun içinde yaptığınız hareketlere odaklı olarak tecrübe puanları kazanıyorsunuz ve bu tecrübe puanlarınızla, silahlarınızı upgrade edebiliyorsunuz. Şayet her şeyinizin mükemmel olmasını istiyorsanız, oyundaki bütün silahları upgrade edebildiğinizi belirtelim fakat şayet hiçbir silahınızı upgrade etmeseniz de pek bir sıkıntı yaşayacağınızı zannetmiyorum.
Conviction, kendinden önceki SC oyunlarına kıyasla mekan bakımından da oldukça farklılık gösteriyor. Önceki SC oyunları genelde kapalı alanlarda geçerdi ve oyunlarda neredeyse hiçbir sivil kimse bulunmazdı. Conviction’da ise Sam’i açık havada insanların arasında dolaşırken dahi bulabiliyoruz, ancak yine mekan olarak odak noktası kapalı alanlar. Oyun görsel manada kendinden öncekiler gibi belli bir kaliteyi tutturmuş vaziyette. Işıklandırmalar, karakter tasarımları, kaplamalar ve özellikle açık hava ortamları ile halkın etkileşimi oldukça iyi duruyor. Ancak az önce de belirttiğim gibi oyuna gölgedeyken siyah-beyaz ekran özelliğinin eklenmesi SC oyunlarında alışık olduğumuz ışık gölge oyunlarının bu oyunda bir hayli az gözükmesine, hatta hiç gözükmemesine neden oluyor. Oyunun seslendirme ve müzikleri ise yine aynı profesyonel tarzını koruyor. Doğru zamanda giriş yapan aksiyon müzikleri, düşmanlarınızın tepkimeleri ve diyalogları, ayrıca çevre sesleri oldukça iyi ayarlanmış durumda. Oyunun aksiyon yönünün ağır basmasıyla, yapımcıların silah seslerine de ağırlık vermiş olması da dikkatlerden kaçmıyor.
Conviction’ın multiplayer modlarının dışında kendine has bir senaryosu olan bir co-op modu da oyunun dikkat çeken yönlerinden biri. Sam’in Conviction’daki hikayesi belki de SC serisinin en kısa hikayesidir. Aksiyonun da etkisiyle, oyunu nasıl bitirdiğinizin farkına varamadan Sam’in macerasını tamamlamış oluyorsunuz. Bu durumda size tavsiyem iki ajandan birini yönettiğimiz ve split screen özelliği sayesinde arkadaşlarımızla da tek konsolda aynı anda oynama imkanımızın bulunduğu ve hikayesi oynayışınıza da bağlı olarak 4-5 saat süren co-op senaryo modunu oynamanız. Bu modda ana hikayeden tamamen farklı bir hikaye, farklı mekanlar ancak benzer bir oynanış bizleri karşılıyor. Yani en az Sam kadar yetenekli ve acımasız iki ajan, kendilerinden istenilen görevleri gerçekleştiriyorlar. Bu modu dostlarınızla oynamak, oyundan alacağınız tadı ise iki katına çıkarıyor.
EKSİLER
SC: Conviction’ın da her oyunda olduğu gibi bir takım aksayan yönleri de yok değil. Bunlardan en çok göze batanı yapay zeka. Az önce de belirttiğim gibi yapay zekanın tamamen sizin ekrandaki izinize sabitlenmiş olmaları ve hareketinizin birkaç adım ötesini düşünüp ona göre hareket etmemeleri yapay zekayı tamamen mekanik bir hale getiriyor. Bunun dışında birtakım ufak buglar da oyunda mevcut ancak bunlar kendinizi aşırı kasmadığınız sürece göze batacak cinsten hatalar değil.
SON SÖZLER
Bir oyunun adı Splinter Cell, karakteri Sam Fisher ise, o oyun tereddüt edilmeden alınıp oynanması gereken bir oyundur. Conviction SC serisi için yepyeni bir başlangıç noktası gibi gözüküyor ve umarım yapımcılar bu çizgiden devam ederler. Bu yeni oynanış tarzı bir takım eski SC fanlarını memnun etmemiş olabilir ancak önceden oyunun temposu ağır diye hiçbir Splinter Cell oyununu oynamamış olan arkadaşlar dahi bu oyunu kesinlikle oynamalılar. Komplo teorileri, sürekli değişen bir hikaye akışı ve doğrudan Sam’le alakalı bir senaryo, Conviction’ın kurgusunu da son derece ilgi çekici bir hale getiriyor. Ayrıca seslendirme ve grafik kalitesinin yine iyi bir seviyede tutulmuş olması, bu SC oyununu da piyasadaki benzerlerinin önüne çıkarmaya yetiyor. Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Oyun belli, karakter belli, kalitesi belli. Gidin, alın, oynayın, bitirin ve sonra kendinizi oyunun diğer modlarına vurun. Güzel oyunlu günler...
Oyundan Görüntüler:
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3602byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3603byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3604byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3605byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3606byk.jpg
http://www.oyunsitesi.com/images/incelemeler/2010-04/sccon3607byk.jpg