nehir
02-06-2008, 11:15
Düğün değil bayram değil
İç barışın sağlanması için PKK’nin silah bırakmasını isteyen ve içinde ÖDP genel başkan yardımcısının da bulunduğu yüz elli aydının talebine bir ay sonra Başbakan’dan yanıt geldi: “Çarşamba günü gelsinler görüşelim. “Fakat, Başbakan Erdoğan, aydınların bir ay önce talep ettiği randevuya olumlu yanıt verirken, bir koşul da öne sürdü. “Gelecek heyet içinde İHD’den bir süre önce istifa eden Adalet Ağaoğlu mutlaka olsun, ayrıca Yeni Şafak gazetesinden Ali Bayramoğlu ve Kanal 7’nin uzun süre haberlerini sunmuş Ahmet Hakan Coşkun da bulunsun”.
Düğün değil, bayram değil. Başbakan acaba aydın heyetini neden kabul ediyor?
Şimdiye kadar insan hakları heyetleri, aydınlar, barış anneleri, İHD yöneticileri, DEHAP yöneticileri vd. Başbakan ile görüşmek için defalarca başvurmuş ve her seferinde olumsuz yanıt almışken, şimdi Başbakan’a ne oldu? Başbakan yüz elli bir aydının talebini bir ay düşündükten sonra mı kavradı?
Peki, gelecek heyete Adalet Ağaoğlu’nun ve diğer iki AKP yanlısı medya kuruluşu temsilcisinin katılmasını niye istedi? Acaba, Adalet Hanım, Ali ve Ahmet Beyleri de özledim bu arada hal hatır sorarız, özlem gideririz diye mi diye düşündü? Yoksa, Başbakan kabul edeceği heyet ile yeni politik bir hamle mi başlatacak?
Hükümetin ve askerlerin bir süredir “terör” konusunda yaptıkları açıklamalar biliniyor. Askerler terörü engellemek için “yetkilerimizin artırılması ve özgürlüklerin kısıtlanması gerekir” diyorlar. Hükümet ise, “siz ne istediniz de biz yapmadık, yeter ki isteyin” havalarında. Adalet Bakanlığı asker bir
temsilcinin de katıldığı komisyona Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklikler yapmak üzere görev vermiş. Basın, kamuoyunu basın özgürlüğünün kısıtlanmasına yavaş yavaş alıştırmaya çalışıyor. Yeniden gözaltı sürelerini uzatmayı, TMK’nın 8. maddesini yeniden yürürlüğe koymayı konuşuyorlar.
Genelkurmay Başkanı terörle mücadelede yetkilerinin artırılması ve özgürlüklerde kısıtlamalara gidilmesi konusunda sivil toplum örgütlerinden ve aydınlardan destek istedi. Sözün kısası, hükümet ve askerler ABD, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri gibi “terör gerekçesi ile güvenlik sorunu”nu öne çıkarma politikasını savunuyor. Dolayısıyla, şiddete son vermek için adımlar atmak niyetinde falan değildir.
Hükümetin politikaları bu açıdan netleşmişken, Başbakan’ın daha önce randevu vermediği aydın heyetine aniden randevu vermesi ve heyet içinde İHD’den istifa etmesi ve gerekçeleri nedeniyle Doğan Medya Grubu tarafından bir haftadır birinci sayfalardan düşürülmeyen Adalet Ağaoğlu’nun bulunmasının özellikle istenmesi insanı kuşkulandırıyor. Başbakan Erdoğan’ın aydın heyetine AKP’ye sempatileri bilinen Ali Bayramoğlu ve Ahmet Hakan Çoşkun’un da katılmasını istemesi, Hükümet “güvenlik politikaları”na aydınlardan yandaş bulmaya mı çalışıyor sorusunu akla getiriyor.
Bilindiği gibi on sene önce de, benzer politikalara destek için gazeteciler ve aydınlar helikopterlere bindirilir ve dağlara götürülürdü.
Çarşamba günü yukarıdaki sorulara cevap bulabileceğiz.
Yanılmayı çok isterdim.
Kamil Tekin Sürek
İç barışın sağlanması için PKK’nin silah bırakmasını isteyen ve içinde ÖDP genel başkan yardımcısının da bulunduğu yüz elli aydının talebine bir ay sonra Başbakan’dan yanıt geldi: “Çarşamba günü gelsinler görüşelim. “Fakat, Başbakan Erdoğan, aydınların bir ay önce talep ettiği randevuya olumlu yanıt verirken, bir koşul da öne sürdü. “Gelecek heyet içinde İHD’den bir süre önce istifa eden Adalet Ağaoğlu mutlaka olsun, ayrıca Yeni Şafak gazetesinden Ali Bayramoğlu ve Kanal 7’nin uzun süre haberlerini sunmuş Ahmet Hakan Coşkun da bulunsun”.
Düğün değil, bayram değil. Başbakan acaba aydın heyetini neden kabul ediyor?
Şimdiye kadar insan hakları heyetleri, aydınlar, barış anneleri, İHD yöneticileri, DEHAP yöneticileri vd. Başbakan ile görüşmek için defalarca başvurmuş ve her seferinde olumsuz yanıt almışken, şimdi Başbakan’a ne oldu? Başbakan yüz elli bir aydının talebini bir ay düşündükten sonra mı kavradı?
Peki, gelecek heyete Adalet Ağaoğlu’nun ve diğer iki AKP yanlısı medya kuruluşu temsilcisinin katılmasını niye istedi? Acaba, Adalet Hanım, Ali ve Ahmet Beyleri de özledim bu arada hal hatır sorarız, özlem gideririz diye mi diye düşündü? Yoksa, Başbakan kabul edeceği heyet ile yeni politik bir hamle mi başlatacak?
Hükümetin ve askerlerin bir süredir “terör” konusunda yaptıkları açıklamalar biliniyor. Askerler terörü engellemek için “yetkilerimizin artırılması ve özgürlüklerin kısıtlanması gerekir” diyorlar. Hükümet ise, “siz ne istediniz de biz yapmadık, yeter ki isteyin” havalarında. Adalet Bakanlığı asker bir
temsilcinin de katıldığı komisyona Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklikler yapmak üzere görev vermiş. Basın, kamuoyunu basın özgürlüğünün kısıtlanmasına yavaş yavaş alıştırmaya çalışıyor. Yeniden gözaltı sürelerini uzatmayı, TMK’nın 8. maddesini yeniden yürürlüğe koymayı konuşuyorlar.
Genelkurmay Başkanı terörle mücadelede yetkilerinin artırılması ve özgürlüklerde kısıtlamalara gidilmesi konusunda sivil toplum örgütlerinden ve aydınlardan destek istedi. Sözün kısası, hükümet ve askerler ABD, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri gibi “terör gerekçesi ile güvenlik sorunu”nu öne çıkarma politikasını savunuyor. Dolayısıyla, şiddete son vermek için adımlar atmak niyetinde falan değildir.
Hükümetin politikaları bu açıdan netleşmişken, Başbakan’ın daha önce randevu vermediği aydın heyetine aniden randevu vermesi ve heyet içinde İHD’den istifa etmesi ve gerekçeleri nedeniyle Doğan Medya Grubu tarafından bir haftadır birinci sayfalardan düşürülmeyen Adalet Ağaoğlu’nun bulunmasının özellikle istenmesi insanı kuşkulandırıyor. Başbakan Erdoğan’ın aydın heyetine AKP’ye sempatileri bilinen Ali Bayramoğlu ve Ahmet Hakan Çoşkun’un da katılmasını istemesi, Hükümet “güvenlik politikaları”na aydınlardan yandaş bulmaya mı çalışıyor sorusunu akla getiriyor.
Bilindiği gibi on sene önce de, benzer politikalara destek için gazeteciler ve aydınlar helikopterlere bindirilir ve dağlara götürülürdü.
Çarşamba günü yukarıdaki sorulara cevap bulabileceğiz.
Yanılmayı çok isterdim.
Kamil Tekin Sürek