PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Şehadete tutkun bir peygamber!


Melancholy
06-11-2010, 16:33
Şehadet isteyen peygamberin şehadete tutkun ümmeti!


Buhari'nin kaydettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle anlatmıştır: "Resûlullah'tan dinledim: 'Nefsimi elinde tutana yemin ederim ki, eğer benden ayrı kalmak istemeyen bazı mü'minler olmasaydı, Allah yolunda savaşa gidenlerden hiç bir zaman ayrılmazdım. Fakat benden ayrı kalmak istemeyen mü'minlerin savaş araçlarını tedarik etmekten aciz oldukları gibi, ben de onları teçhiz edemem. Nefsimi elinde tutana yemin ederim ki, Allah yolunda cihad ederek öldürülmemi, sonra tekrar dirilip tekrar öldürülmemi, yine dirilip yine öldürülmemi arzu ederdim' buyurdu. [Buhari]

http://www.milligazete.com.tr/dosyalar/haberler/2010/06/11/166356/sehadete-tutkun-bir-peygamber-medium-0.jpg http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/avw.php?zoneid=68&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE&n=a831eec1 (http://adsrv.prodestek.com/www/delivery/ck.php?n=a831eec1&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE)

Müslim'in kaydettiği rivayette ise Ebu Hureyre (ra) şöyle anlatmıştır: "Allah'ın Resulü: 'Bir kimse Allah'a inanır, peygamberlerini doğrular ve sırf Allah yolunda cihad etmek için evinden çıkarsa, Allah o kimseyi, eğer şehid olursa cennete koymayı, gazi olursa, sevap ve ganimete nail olarak evine döndürmeyi üzerine almıştır.
Muhammed'in hayatı elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet günü yaralandığı şekilde gelir. Yarasının rengi kan rengi, kokusu ise misk kokusudur. Muhammed'in hayatını elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, eğer -savaş araçlarını bulamadıkları için savaşa katılamayan bazı- Müslümanların üzüleceğinden korkmasaydım, Allah yolunda savaşa gidenlerden hiç bir zaman geri kalmazdım. Onları teçhiz edip beraberinde götüremediğim gibi, onlar da kendiliklerinden yol masrafını tedarik edemiyorlar. Benden geri kalmak da onları üzer. Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmemi, sonra dirilip savaşarak tekrar öldürülmemi, yine dirilip yine öldürülmemi arzu ederdim' dedi. [Müslim, Nesai, İmam Ahmed]
Hz. Ömer'in şehadet tutkusu!

Raşid halifelerin ikincisi, üç dostun üçüncüsü Hz. Ömer radıyallahu anh, hutbe okudu ve hutbesinde, "Adn cennetlerinde bir kasr vardır. Onun beş yüz kapısı vardır. Her kapısında beş bin huri durur. Oraya ancak bir peygamber girebilir!" dedi.
Hz. Ömer bunu söyledikten sonra Resulullah'ın kabrine bakarak, "Ey bu kabrin sahibi! Sana afiyet olsun!" dedikten sonra "Veya oraya bir sıddık girebilir!" dedi. Sonra Hz. Ebu Bekir'in kabrine baktı: "Sana afiyet olsun ey Eba Bekir!" dedi.
Sonra "Veya şehid girebilir!" dedi. Sonra kendisine yönelerek, "Ey Ömer! Şehidlik senin eline nereden geçecek?" dedi. Sonra, "Beni Mekke'den Medine'ye hicret için çıkaran Allah, bana şehidlik mertebesini vermeye de kadirdir" dedi. [Taberani]
Hem şehadet hem de Medine mümkün mü?

Hz. Ömer'in kızı Hafsa radıyallahu anh, annemiz şöyle anlatıyor: "Babam, 'Ey Allah'ım! Yolunda şehid olmayı ve peygamberinin beldesinde vefat etmeyi bana nasip eyle!" diye dua ediyordu. Ona: "Ey baba! Bu nasıl olabilir?" Hem şehid ol, hem de Medine'de ol. Buna imkân var mı?" dedim.
Bana: "Allah dilerse olur" dedi. [Feth'ül Bari]
Abdullah bin Cahş'ın şehadet duası!

Abdullah bin Cahş, Uhud günü Sa'd'a: "Gel, Allah'a dua edelim" dedi. Böylece Abdullah ile Sa'd bir kenara çekildiler. Sa'd: "Yarab! Düşmanla karşılaştığımızda bana çok kuvvetli zulümleri çok şiddetli olan bir kişiyi rastlat ki, ben onunla, o da benimle savaşsın. Sonra onu mağlup etmeyi bana nasip et. Ben onu öldüreyim, onun üzerindeki silahlarını, ağırlıklarını alayım!" diye dua etti ve Abdullah bin Cahş, Sa'd'ın bu duasına, "Amin!" dedi.
Sonra: "Ey Allah'ım! Bana şiddetli bir kişiyi rastlat ki, hücumları şiddetli olsun. Ben senin yolunda onunla savaşayım, o da benimle. Sonra beni mağlup etsin, burnumu, kulaklarımı kessin. Ben seninle mahşer gününde mülaki olduğumda, kulağımın ve burnumun niçin kesildiğini sorasın. Ben de: "Senin uğrunda ve senin Resulü'nün uğrunda oldu" diyeyim. Sen de: "Doğru söyledin" diyesin, dedi.
Sa'd: "Abdullah bin Cahş'ın duası benim duamdan daha hayırlıydı. Onu aynı günün son saatlerinde gördüm. Burnu kesilmiş, kulakları kesilmiş, bir ipe dizilmişti" dedi. [Taberani]
Berâ İbn Mâlik'in şehadet duası

Hz. Peygamber: "Nice zayıf ve yırtık elbiseli kimseler vardır ki, Allah'a yemin verip ondan ne isteseler, Allah yeminlerinin gereğini yerine getirir. Onlardan birisi de Berâ b. Mâlik'tir" dedi. Hz. Peygamber'in ölümünden sonra Berâ Müslümanların yenildiği bir savaşta bulundu.
Müslümanlar ona, "Hz. Peygamber senin için, Allah'tan ne dilerse Allah dileğini yerine getirir" demişti. Allah'tan bizim için yardım dile" dediler.
O da: "Ey Allah'ım, bizi onlara galip kıl" diye dua ettiyse de, Müslümanlar. Sûs Köprüsü yanındaki ikinci çarpışmada yine yenildiler. Bunun üzerine bir daha ona başvurarak aynı ricayı tekrarladılar. Berâ yine aynı duayı yaptıktan sonra: "Allah'ım beni de peygamberine kavuştur" diye ekledi. Onun duası üzerine Müslümanlar zafer kazandılar. Kendisi de aynı gün şehid oldu. [Hâkim]

Milli Gazete