PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hangi sözler gıybettir ?


Melancholy
05-07-2010, 13:36
http://www.moralhaber.net/i/haber/295x200/76756.jpg



Gıybet, hayatımızın her tarafını kuşatmış öyle bir illet ki, üzerine her gün yazılar yazılsa, konferanslar tertip edilse değer.

Bu sebeple, iyi bir Müslüman, gıybet illetinden korunmak için onun kötülüğünü, kendisine neler kaybettirdiğini sürekli hatırlamalı ve bunu hatırlatacak kitapları, yazıları okuyup sohbetleri dinlemeli. Işık Yayınları arasında çıkan, Faruk Çetin Bey'in kaleme aldığı "Dilini Tutan Kurtuldu" isimli kitap da hakikaten gıybete karşı bizi uyaran, yüreklerimizi ürperten bir muhtevaya sahip. Herkesin mutlaka okuması gereken, okuyunca insanı gıybetle savaşmaya yemin ettiren etkili bir çalışma olmuş.

Önce "dil"in zaman zaman nasıl bir nimet bazen de nasıl bir nikmet olduğu anlatılıyor. Halk arasında çok kullanılan bir tabirle "Dil, adamı vezir de yapar rezil de." İnsan kalb ve dilden ibarettir. Dile sahip olmak ideal bir mü'minin en önemli vasıflarından biridir. Kılıç yarası iyileşir ama dil yarası iyileşmez. Yıllar önce söylenmiş ve sizi incitmiş bir söz, sahibini gördüğünüz aynı anda kulağınızda çınlamaya başlar. İşte dil, bu hususiyetiyle insan için ya bir cehennem zakkumu ya da cennet anahtarıdır.

Daha sonra gıybetin tarifi yapılıyor. Gıybetin ne olduğu ve ne olmadığı anlatılıyor. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabına "Bilir misiniz gıybet nedir?" diye sorunca sahabiler; "Allah ve Resûlü elbette daha iyi bilir." dediler. Efendimiz "Gıybet, kardeşini hoşlanmayacağı bir şekilde anmaktır." izahını yapınca sahabe "Peki ya söylediğimiz şey kardeşimizde varsa?" diye sordu. Nebiler Serveri bu soruya şu karşılığı verdi: "Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet etmiş olursun. Şayet söylediğin şey onda yoksa o zaman iftira etmişsin demektir." (Müslim, Birr, 70)

Gıybet çeşit çeşittir. Bir insanın fizikî kusurunu "filanca keldir, şaşıdır..." gibi ifadelerle anmak da gıybettir. Muallâ validemiz Hz. Âişe, Efendimiz'e bir gün Safiyye annemizin boyunun kısalığından bahsedince Allah Resûlü onu ikaz etmiş ve şöyle demişti: "Ya Âişe, öyle bir laf ettin ki o söz denize karışsa suyunu bulandırır." (Ebû Davud, Edeb 35; Tirmizî, Kıyâmet 51; İbn Hanbel, Müsned, 6/189)

İnsanların karakter yapıları üzerine konuşmak da gıybetin çeşitlerindendir. Bir kimse hakkında "huysuz bir adamdır, cimridir, gıcıktır, korkaktır..." gibi ifadeler kullanmak gıybettir. Kişilerin dini hayatları adına konuşmak da gıybete girer. "Bu adam orucunu düzgün tutmaz, namazı verip veriştirir, ibadete karşı tembeldir..." şeklinde değerlendirmeler gıybet günahına girmemize sebeptir.

Bunun dışında insanları değerlendirirken haklarında kullandığımız ve duyduklarında hoşlanmayacakları her türlü ifade gıybettir. "Çok yemek yer, çok konuşur, paspal giyinir, üstüne başına dikkat etmez, asık suratlıdır..." gibi tanımlamalar bu kategoriye girer.

Başkalarının taklidini yaparak insanları eğlendirmek de en çirkin gıybet çeşitlerindendir. Annelerimizden biri, Efendimiz'in huzurunda bir insanın taklidini yapınca Nebîler Serveri (Sallallahu aleyhi ve sellem), bundan çok rahatsız olmuş ve şöyle demişti: "Bana şu kadar dünyalık verilse bile başkasının kusurunu söz ve fiille nakletmem, onun taklidini yapmam." (Ebû Davud, Edeb 35; Tirmizî, Kıyamet 51)

Sürekli olarak başkalarının tavırlarını, hareketlerini, konuşmalarını, fizikî kusurlarını, tiklerini taklit etmek, rencide edici karikatürlerle insanları küçük düşürmek İslam ahlakıyla ahlaklanmamış olmanın bir tezahürüdür. Kaş göz işaretleriyle insanların arkalarından hareket çekmek, onları küçümseyici imalarda bulunmak da Kur'an'ın tasvip etmediği tavırlardır. Hümeze Sûresi'nde "Vay haline insanları kaş göz hareketiyle küçük düşürüp onlarla eğlenenlerin!" (Hümeze, 104/1) ifadesiyle yapılan işin çirkinliği vurgulanır ve böylelerinin yerinin "Hutame" denen cehennem çukuru olduğu bildirilir.

Gıybet bahsi bir yazıya sığacak gibi görünmüyor...


Zaman