PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Angela'nın Külleri I (Frank McCourt) Özeti,Konusu,Karakterleri


denizci
02-28-2010, 11:19
Angela'nın Külleri
http://kitap.antoloji.com/media/erenbooks/k/17/174797_k_6047.jpg
Yazarı: Frank McCourt
Çevirmen: Neşe Olcaytu
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Basım Tarihi: 1999
Sayfa Sayısı: 458







ARKA KAPAK
Frank McCourt'un çocukluğunu anlatan Angela'nın Külleri dünyanın her yerinde büyük bir okuyucu kitlesi tarafından okundu ve çok sevildi. Büyük bir yoksulluğu anlattığı halde, McCourt'un kaleminden sevecenlik ve ince mizah, satırlarının arasından sızan umutla birleşince, ortaya bir kurtuluş, bir başarı öyküsü çıkmıştı. Kitap birçok ödül aldı (Pulitzer Ödülü - Ulusal Kitap Kritikleri Çevresi Ödülü - Los Angeles Times Kitap Ödülü). Pek çok dilde defalarca basıldı. Umuda Doğru işte bu öykünün devamı; Frankie'nin yoksul bir göçmenden pırıl pırıl bir öğretmene ve mükemmel bir yazara dönüştüğü Amerika serüvenini anlatıyor. Frank, büyük çabalardan sonra on dokuz yaşında, New York'a gelmeyi başarır. Gemide tanıştığı bir papaz ona Biltmore Oteli'nde bir iş bulur. Otelde çalışırken, bu "sınıfsız" ülkedeki çarpıcı sınıflandırmayla tanışacaktır. Askere alınıp Almanya'ya gönderilir. Orduda köpekleri eğitmeyi ve daktilo kullanmayı öğrenir. 1953'te Amerika'ya döndüğünde doklarda çalışmaya başlar. Amerika, Frankie'nin karnını doyurmuştur; ama yüreği hala hoşnut değildir. Çevresindeki tüm göçmenler, ülkelerindeki benzer yaşam biçimlerini benimser ve ısrarla başka bir şeyin imkansız olduğunu söylerken, onun hayallerinde okuyup eğitim görmek, Amerika'da Amerikalılar gibi yaşamak vardır. On dört yaşında okulu bıraktığı halde, kendini, New York Üniversitesi'ne kabul ettirmeyi başarır. Orada, uzun bacaklı, sarışın, su katılmadık bir Yankee'ye aşık olur ve hayallerini gerçeğe çevirmeye çalışır. Ancak dünyadaki yerini, öğretmenliğe -ve yazmaya- başladıktan sonra bulacaktır. Umuda Doğru, Frank McCourt'un Amerika'da yaşadıklarını, olağanüstü insancıl bir mizaha sararak büyüleyici bir dille anlattığı bir öykü.






KİTAP HAKKINDA
Angela'nın külleri isminin nereden geldiğini şöyle bir düşünün... Kitabın sonunda bunu öğreniyorsunuz, ancak tahminlerinizden çok daha farklı olacağını şimdiden söylemeliyim.

"...İkizler tekrar ağlamaya başladında onları eve götürsem annem kıyameti koparırdı. Mecburen ikizleri oyalamak için komiklik yapıyorum. Başımın üstüne bir kağıt parçası koyup kendi düşene kadar öylece bırakıyorum. Çok eğleniyorlar. Ama artık gece oldu ve karanlıkta kafamın üstünden kağıt parçası düşürmek hiçte komik değil. Hala eve gidemeyiz annem daha dinlenmedim diyerek bağırmaya başlar, hem de kız kardeşimiz uyanırsa bize çok kızar. İkizler tekrar tüm güçleriyle ağlamaya başlıyor. Ama ne yapcağımı bilemiyorum karınları açıkmıştır heralde, sabahtan beri bir şey yemediler. Sokağın karşısında İtalyan Manav'ın dükkanı var. Orada muzlar, portakallar, elmalar görüyorum. İkizlerin muz yiyebileceğini düşünüyorum. Diğer kardeşim Malachy'de muzu çok seviyor. Ama para lazım. İtalyanlar bedava muz verecek insanlar değillerdir hele McCourtlara... Malachy'ye hemen döneceğimi söyleyip karşıya geçiyorum. Kimsenin görmediği bir anda bir sap muz kapıp oradan hızla ters yönde giderek, parka arka taraftan tekrar geliyorum. Parkta bir ziyafet çekiyoruz ikizlerin her yanı muz olmuş ve gülüyorlar. Rahatlamama fırsat kalmadan anneme ne diyeceğimi düşünüyorum. Bir adam verdi muzları demeliyim diye düşünürken. Biri geliyor... İtalyan Manav! Çok korkuyorum ama belli etmemeye çalışıyorum bana sesleniyor.

"Gel buraya ufaklık! Gelsene, sana söylüyorum."
Adama doğru gidiyorum.
"Şu ikizlerin ağabeyi sensin, değil mi?"
"Evet, efendim."
"Al bu torbada biraz meyve var. Bak istemezsen atacağım. Al bakalım şu torbayı. Elma, portakal, muz. Muz seversin değil mi? Eminim çok seversin. Hadi al şu torbayı. İkizlere de birer muz ver bence seslerini ta karşı kaldırımdan duyuyorum belki susarlar."
"Teşekkür ederim, efendim."
"Pekte kibarmışsın kim öğretti sana bunları bakayım?"
"Babam, efendim..."

(Kitaptan)

Kitabın içinden bir pasaj yazdım size, gerçekten de hoşuma giden bir bölümdü ama emin olun daha niceleri var. Kitap yazarımızın gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Yazar Amerika'da doğmuş olmasına karşın babası, zamanında IRA(İrlanda Cumhuriyet Ordusu)'yla İngiltere'ye karşı savaşmış bir İrlandalı'dır. Bu nedenle sürekli olarak babasının ona İrlanda için ölümü göze alması gerektiğini beynine kazımasıyla kendini İrlanda'dan hoşlanmaz bir şekilde bulmuştur.

Daha küçük bir çocukken babasının geceleri eve sarhoş gelmesi onu babasından soğutmaya başlamıştır. Ailenin tekrar İrlanda'ya gitmesi ise Frank McCourt için bir dönüm noktası olmuştur. Frankie dört yaşında İrlanda'ya gittiklerinde olacaklardan habersiz, babasının uğrunda ölmesi için yemin ettirdiği İrlanda'yı hem nefret hem de merakla beklemektedir.

Frank McCourt'un İrlanda'da ki yaşamını anlatan bu kitap gerçekten bir çocucuğun düşüncelerini ve olgunlaşma sürecini çok iyi bir dille anlatıyor. Aldığı onca ödülün hakkını vermek gerek. Frankie zamanla İrlanda'nın fakir şehirlerinden biri olan Limerick'te ki yaşantısına alışmaya başlar. Ama berbat bir yaşantısı olması ve kardeşlerinin durumu annesi Angela'ya çok acı vermektedir. Frankie'nin babası kuzeyli bir aksana sahip olduğu için çok zor iş bulmuştur. Ancak iş bulması onun içki parasına ancak yetmektedir. Zamanla Frankie'nin annesi parasızlık yüzünden fakir derneklerinden yardım almak zorunda kalır. Ancak sürekli sorunlar yaşayan aile ikiz oğullarının ölmesiyle çok daha kötü duruma düşer. Yaşamın tüm cilvelerine yakalanan McCourtlar için zor günler bu kadar değildir...

Gerçekten de okunması gereken bir kitap, yaşadığınız anın kıymetini anlatan...

Angela'nın Külleri
Hatıralar
(Angela's Ashes)
Frank McCourt
Epsilon Yayınları / Bestseller Dizisi

Pulitzer Ödülü
Ulusal Kitap Kritikleri Çevresi Ödülü
Los Angeles Times Ödülü

Kaynak: turkiyeonline.com

Good Life (:
02-28-2010, 23:36
Arkadaşlarımın bana şiddetle önerdiği bir kitap olmasına rağmen okumak için bir türlü fırsat bulamadım :) İnşallah birgün okuyacağım =))

Teşekkürler paylaşımınız için :)