PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Aldous Huxley Hayatı, Biyografisi ve Yaşamı Hakkındaki Yazılar


prensisa
02-21-2010, 23:41
Yazar bir babanın oğlu olan Huxley 1894'te İngiltere'de doğdu. Büyükbabası ise ünlü bir biyologdu. Edebiyat ve bilimle yakından ilgili bir çevrede yetiştiğinden genç yaşta edebiyat ve felsefeyle ilgilenmeye başladı.

Huxley, Oxford'da tıp öğrenimine başladı ancak, gözlerindeki rahatsızlıktan dolayı buradan ayrıldı. Eton College'da okudu, sonra da yarım kalan eğitimini tamamlamaka üzere Baliol College'e girdi ve burayı bitirdi. Huxley bir süre çeşitli gazetelerde çalıştı ve ilk romanı Crome Yellow 1921'de basıldı.

Huxley, 1923-1930 yılları arasında İtalya'da yaşadı ve burada tanıştığı ünlü İngiliz romancı D.H. Laxrance ile dost oldu. Hatta 1928'de yazdığı Ses Sese Karşı adlı kitabında karakterlerden birisi olarak Laxrance'a yer verdi. 1934'te Amerika'ya gitti. 1937'de Güney California'ya yerleşti. Holywood'da senaryo çalışmaları yaptığı dönemde roman ve denemeler yazmaya devam etti.

Genç yaşlarından itibaren muzdarip olduğu göz rahatsızlıklarına çare aradığı dönemlerde mistik Doğu felsefesiyle ilgilendi. Huxley'in bazı eserlerinde Hint felsefesinin etkisi görülür.

Huxley, ilk romanlarında, çağdaş insanı yerer. En ünlü eseri Cesur Yeni Dünya'dır. Asıl ününü bu bilim-kurgu romanıyla kazanmıştır. Huxley, Cesur Dünya'da giderek teknolojinin kölesi olmuş, ruhsuzlaşmış, duyguları yok olmuş toplumu hicveder. Bu toplumda sivrilen bir karakterin yaşadıklarını, düzene başkaldırışını anlatır. Ama kitabın kahramanı ve kendisi gibi olan az sayıdaki kişi toplum tarafından aforoz edilmekten kurtulamaz. Kitabın kahramanı çareyi bir adaya kaçmakta bulur ama sistem bu tip bir adamın varlığından rahatsızdır... O dönemde oldukça karamsar olarak nitelendirilen bu kitap için Huxley yıllar sonra, kurgularının gerçeğe dönmeye başladığını gördüğünü söylemiştir.

Huxley, Cesur Dünya'da insanların 'Elektronik Golf' ile vakit geçireceğini yazmıştı. Şimdi ilerleyen teknoloji ve bilgisayar oyunlarının binbir türünü düşünürsek çok da yanılmamış olduğunu açıkça görüyoruz. İşin ilginç olan bir yanı da Huxley'in bu kötümser kehanetlerini çok uzun yıllar sonrası için yapmasına rağmen, aynı yüzyıl içinde gerçekleşmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmesidir. Yüzyıllar sonrası için yapılan kehanetlerin çok erken gerçekleşmiş olması, daha ilerisi için insanı biraz endişelendiriyor. Daha şimdiden insan kopyalama üzerine çalışılıyor ve Avrupa ülkelerinde uyuşturucu tarzı bazı meddeler reçete ile satılıyor.

Tam da Huxley'in dediği gibi laboratuvarda hamile kalan kadınlar, 'insani' özelliklerini yitirmiş yığınlar şimdiden gerçeklik kazandı. Kitapta geçen 'vahşiler'i de unutmamak lazım. Onları da, düşününce oturtacak biryerler buluyoruz!...

Huxley geleceğe ait pembe tablolar çizmediği için eleştirilmişti ama, her geçen gün biraz daha görüyoruz ki; zaman onu haklı çıkardı. Zaten romanda kurgulanan olayların noktası noktasına gerçekleşmesini beklemek haksızlık, hem de hayalcilik olur. Ama genel çerveçeve içinde incelersek Huxley'i bir kez daha -buna ihtiyacı olmasa da- saygı ve övgüyle anmalıyız diyorum. Çünkü benim içimden bunu yapmak geliyor...

Aldous Huxley'in Türkçedeki Kitapları
Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret
Algı Kapıları
Ada
Denemeler
Kalıcı Felsefe
Ses Sese Karşı
Yarın Yarın Yarın