PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Henri Cartier - Bresson Kimdir? Hayatı, Biyografisi ve Yaşamı Hakkındaki Yazılar


prensisa
02-19-2010, 00:46
Henri Cartier-Bresson, düşünceleri ve yapıtları ile çağımız fotoğraf sanatına yön vermiş çok az kişiden biridir. Kendisine haklı olarak "fotojurnalizmin (haber fotoğrafçılığı) babası" ünvanı verilmiştir.Cartier-Bresson'un fotoğraflarında bu türün en önemli özelliği olan bulunulan zamanı ve duyguları yansıtan "o an" yakalanmıştır. Cartier-Bresson bunu o zamana kadar düşünülmeyen ve kullanılmayan bazı teknikler uygulayarak başarmıştır.



Henri Cartier-Bresson, 22 Ağustos 1908 tarihinde Paris yakınlarında varlıklı bir tekstilcinin ilk çocuğu olarak doğdu. 1920'li yıllarda aile mesleğine sırtını çevirerek biraz da ressam olan amcasından etkilenerek resim yapmaya başladı. Paris'te bir ressam yanında etüdlere başlayan Cartier-Bresson resim yapmaya 1932 yılında ara verdi.

Bu resim ekranınıza sığabilmesi için küçültülmüştür. Bu alana tıklayarak büyük resimi görebilirsiniz. Orjinal resimin boyutları 504x339.


1932 yılında fotoğraf makinesiyle tanışmıştı. İlk olarak o zamanlar üretilen kutu biçimdeki makineleri kullanan Cartier-Bresson bir gezi sırasında ünlü Leica fotoğraf makinelerini tanıdı. Leica makineler sanatçı olarak Cartier-Bresson'un bütün yaşantısını değiştirdi. Bu makineler o zamanlar fotoğraf makineleri için çok yeni özellikleri, örneğin taşınabilirliği ve hızı tanıştırmıştı sanatçımıza. Bu sayede Cartier-Bresson yanında makinesi ile ülkesinde ve yurtdışında gezilere katıldı ve çok sayıda fotoğraf çekmeye başladı. (1)
Fotoğraflarında yeni kavramlar ve kompozisyonlar bu çalışmalar sırasında şekillenmeye başladı. Fotoğraf makinesini bir not defteri gibi kullandı, görevi olayları ve anları yakalamak olan fotoğraflar çekti. Böylece yaşadığı dönemin tarihine de ışık tutacak unutulmaz fotoğraflar ortaya çıktı.

1935 yılında sinema alanında bazı çalışmalara da katılan Cartier-Bresson, ünlü Fransız yönetmen Jean Renoir'in yardımcılığını yaptı. Bu arada İkinci Dünya Savaşı'yla ve İspanya iç savaşıyla ilgili iki belgesel film çekti. Bu sırada Alman orduları Fransa'yı işgal etti ve Cartier-Bresson işgalciler tarafından tutuklandı. Birkaç yıl bir toplama kampında kalan Cartier-Bresson kaçmayı başardı ve Fransız direnişçilerine katıldı.
Savaş sonrasında fotoğraf çekmeye devam eden Cartier-Bresson savaştan sonra bazı meslektaşlarıyla birlikte 1947 yılında ünlü Magnum fotoğraf ajansını kurdu. Bundan sonra çok sayıda geziye katıldı, sekiz fotoğraf kitabı yayınladı. Özellikle 1952 yılında yayınlanan "A Decisive Moment" (Karar Verdirici An) adlı kitabı fotoğraf sanatı klasikleri arasına girdi. 1973 yılında fotoğrafı bırakan Cartier-Bresson Paris'te evinde tekrar resim yapmaya başladı. (2)



Leica, optik araçlar üzerine uzmanlaşmış bir Alman fotoğraf makinesi üreticisidir. Leica, taşınabilir ve kompakt tasarımlı fotoğraf makinelerini dünyada ilk üreten şirketlerden biriydi. Bu makineler küçük olmaları yanında çok hassastı fakat buna rağmen çok dayanıklıydı. Fabrikada üretim ilk yıllardan beri elle yapılmaktadır ve hala bütün Leica makinelerde otomatik ayarlar yapan elektronik parça bulunmamaktadır. Tamamıyla manuel ayarları olan bu makineler aynı zamanda hızlı ve sessiz olmaları ile de ünlüdür. Son olarak kullanılmış olanların yeni makinelerden çok daha pahalıya satıldığını söylersek Leica kültünü biraz daha anlarsınız. (3)



Leica makinelerin yaşamını değiştirdiği fotoğrafçılardan biri de Henri Cartier-Bresson'du. En sevdiği fotoğrafçılık yöntemi fotojurnalizmdi. Bu tip fotoğrafçılık gelişen önemli olayların fotoğraf ile belgelenmesinden oluşuyordu. Gerçekte bu tip fotoğrafçılık en zor türlerden biridir, olaylar hızlı gelişir, doğru zamanda doğru yerde bulunmalısınız. Bu ise biraz bilgi, biraz önsezi biraz da şansla olanaklıdır ancak. İyi bir fotoğraf makinesi kullanarak şansınızı da biraz artırırsınız. Düşünürseniz, Leica makineler bu iş için yaratılmış gibidirler.

Fakat Cartier-Bresson'un fotoğraf sanatına bakış açısı ve katkıları bu kadar da basit değildi. Bütün fotoğraflarını siyah-beyaz negatif film kullanarak çekiyordu. Siyah-beyaz teknik kullanılması ile sokaklarda rastlanan renk zenginliği yokedilerek olayın ve objenin ön plana çıkması sağlanmış oluyordu. Cartier-Bresson ayrıca sadece doğal ışık kaynaklarını kullanıyordu. Işık yetersiz bile olsa flaş ışığı kullanılmasının doğallığı bozacağını söylüyordu. Fotoğrafların ayrıca kadrajlanarak küçültülmesine de karşıydı. Böyle yapılan fotoğrafların anlamlarının azalacağına inanıyordu. Neredeyse bütün fotoğraflarını karta filmin kenarı görülecek biçimde basıyordu. Böylece film üzerinde ve fotoğraf kartına baskı sırasında bir değişiklik yapılmadığı da kanıtlanmış oluyordu.

Genelde sokaklarda dolaşıyor, topluluğun haberi olmadan fotoğraflarını çekiyordu. Onun anlayışına göre fotoğrafçı dikkat çekmemeli, insanların doğal davranışlarını ve kendiliğinden oluşan olayları bir anı olarak fotoğraflar sayesinde kalıcı hale getirmeliydi. Bu anlayışa biraz da sanatçımızın yaşadığı zaman dilimi içinde hızlı gelişen olaylar, savaşların olması, devletlerin yıkılıp yeniden kurulması, Afrika'da açlıkların başlaması ve toplumsal hareketlerin hızlı gelişmesi neden olmuş olabilir. Fotoğraf sanatını humanizm sınırları içinde kullanıyor, kendi deyimiyle fotoğraf makinesini "bir insanın cildi ve gömleği arasına" koyuyordu. Gezileri sırasında Afrika ve Asya'da sorunlu bölgelere de gitmiş, buralarda yankılar uyandıran çok sayıda fotoğraf çekmişti. Fotoğraf sanatını, zamanının diğer birçok sanatçısı gibi dünyayı değiştirmek amacıyla kullanıyordu. Çektiği fotoğraflar Life, Harper's Bazaar Magazine ve Vogue gibi ünlü dergilerde yayınlanmıştı.(4)

Henri Cartier-Bresson Paris'te 4 Ağustos 2004 tarihinde 95 yaşında yaşama veda etti. Arkada bıraktıkları ise fotoğraf sanatına katkıları oldu. Onun yapıtları ve kitaplarında aktardığı düşünceleri fotoğrafçılığın bir sanat dalı olarak kabul edilmesine yardımcı oldu. Böylece, özellikle fotojurnalizmin ve sokak fotoğrafçılığının temelleri atılmış oldu.