PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : AKP'nin beliren yeni yüzü


nehir
01-18-2008, 11:58
AKP'nin birinci beş yıllık iktidarı sırasında sergilediği yüz yavaş yavaş değişiyor. O dönemde dikkate almak zorunda kaldığı Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay ağırlığından kurtulmuş gibi davranmaya başlıyor.
Bu değişiklikler sadece Erdoğan'ın, geçen dönem ağzına almak istemediği 'türban' konusunda görülmüyor. Dikkatli ve ilgili kişiler için yaygın. Kimsenin gözünden kaçacak gibi değil. O zaman 'Türban konusunda kimseye söz vermedim' dediğinde, kendisine oy verilmesi karşılığı vaatte bulunmayan AKP liderinin seçimi bu kadar rahat kazandıktan sonra, şimdi takındığı tavır, gerçek yüzün ortaya çıkması olarak vasıflandırılıyor.
Diğer değişiklikler daha ziyade yabancıların saptadıkları kimi göstergeler incelendiğinde beliriyorlar. Ama yabancılar genelde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türk toplumu içindeki yerini ve etkisini doğru değerlendiremediklerinden her zaman doğru neticeye varamıyorlar.
Başbakan, Batı'nın yapıştırdığı 'Ilımlı İslam devleti' yaftasından kurtulmaya çalışıyor. 'Müslüman demokrat' tanımından kaçınmak istediği, bunun dini sömürmek anlamına geldiğini düşündüreceğini bildiğini Batılı meslektaşlar yazıyorlar. Bu kaygısına örnekler de veriyorlar.
'Erdoğan'ın istediği AKP'nin muhafazakâr demokrat' tanınması. Onlarla yaptığı konuşmalarda Atatürk portresi hep görülüyor. Yeri geldiğinde Atatürk'ü ve kimi prensiplerini de överek ülkedeki Atatürk inançlılarına mesaj vermeye de çalışıyor. Bu da yabancılarda 'yeni bir Atatürk' imajı yaratmaya çalıştığı, Türk kamuoyuna -biraz komik olacağından- yansıtılmadan, hissettiriliyor...
Asıl değişiklik başka alanlarda ve dolaylı olarak ortaya çıkmaya başlıyor.
Erdoğan'a öncelikle yabancılar nezdinde yeni bir imaj kazandırmak için çabaların arttığı görülüyor.
Bunun için görevlendirilmiş, Batılıların 'image maker' dedikleri bir kadro oluşturulmuş. Bu kadro ona olmayacak reformist vasıflar atfediyor.
Şimdi Çankaya ve asker sınırlamalarından kurtulduğu düşüncesiyle rahat. Siyasi sembol olan türbanın serbestleştirilmesi yoluyla dinci tabanını daha fazla memnun edeceği kanısında. Diğer yandan da yabancılara 'Erdoğan dincileri kontrol edecek. Aksi davranışının Türkiye'yi nereye götüreceğini biliyor' intibaını veriyor. Kendisiyle uzun konuşma yapan bir yabancı meslektaş "Türkiye için gerçek projesi ülkeyi modernleştirmek. Bunu yapmak isteyen dincilere dayanmaz" diyor.
Başbakan'ın ülke gerçeklerini İstanbul belediye başkanlığı döneminde keşfettiği, o dönemde para ve itibar kazananları ve yöntemlerini iyi öğrenmiş olmasının kendisine şimdi bu çevreler karşısında, onları manipüle etme gücü kazandırdığı kanısı var.
Bu kanıda olan yabancılar Erdoğan'ın kazanımlarını büyük iş çevrelerine karşı silah olarak kullanabileceğini düşünüyorlar. Bu değerlendirmeler üzerine yapılan gözlemler AKP'nin ülkeyi hangi yönde ve hangi zeminde değiştirmeye çalıştığını ortaya koyuyor.
Görüntü geçen iktidar döneminde ustaca kamufle edilmişti. Değişimi yakından izleyen bir yabancı "AKP'nin güç formülünün İstanbul'un büyük sermayesine değil, küçük kasabaların kendi iktidarları sırasında yarattıkları geniş iş çevrelerine, orada yaratılan zenginlerine dayanıyor" yorumunu yapıyor.
Hedefe daha birinci AKP iktidarı döneminde varıldığını düşünenler de yok değil. Bu dönemde kazananların, kasalarıyla birlikte etki alanlarını da büyütenlerin, AKP'nin sağladığı oy büyüklüğünde hissesi olmadığını kim söyleyebilir? Şimdi Gül'lü Çankaya'nın bu yeni yüze katkısının ne olacağı merak konusu.
***
SPOR NOTU: Futbol lig maçlarını bir takıma sempati duyan meraklı gibi olduğu kadar, eski bir basketbol antrenörü geçmişi ile de seyrediyorum. Yıldız profesyonellerin en basit, açık ve hep yinelenen hatalarının neden giderilmediğini merak ediyorum. Spor medyasının genelde konulara ne kadar yüzeysel yaklaştığını da görüyorum.

M.Ali Kışlalı
radikal