PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Charles Baudelaire Kimdir? Hayatı, Biyografisi ve Yaşamı Hakkındaki Yazılar (1821-186


Nobility
02-06-2010, 15:56
CHARLES BAUDELAIRE

Charles Baudelaire, François Baudelaire ve Caroline Defayis’in tek çocuğuydu. Babası kariyerine rahip olarak başladı, fakat 1793’te kutsal emirleri terk edip orta sınıf bir memur olarak hayatına devam etti Alçakgönüllü fakat başarılı bir şair ve ressam olan babası Charles’ı çok etkiledi. François Baudelaire Şubat 1827’de öldü. Charles annesiyle birlikte Paris’in varoş bölgelerinde yaşamaya başladı. Bu sefalet Caroline’in, Jacques Aupick adlı bir binbaşıyla evlenmesiyle son buldu. Aupick ileride generalliğe terfi edecek, Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya’da büyükelçilik yapacak ve senatörlüğe kadar yükselecekti. Fakat bu evlilik Charles ve annesi arasında onarılmaz sorunlar yarattı. Charles annesini yaptığı bu evlilikten dolayı hiç affetmeyecekti Baudelaire’in okulla pek ilgisi yoktu. Şiirler yazmaya başlamıştı fakat eserleri hocaları tarafından pek hoş karşılanmadı. Charles kendini yoğun bir melankoli içinde buldu ve yalnızlığa yöneldi. Disiplinsiz tavırları yüzünden 1839’da okuldan atıldı. Charles, École de Droit’te hukuk öğrenimine başladı ama okul hayatı hala ilgisini çekmiyordu. Edebiyat çevreleriyle bağlantıya geçti. Genç ve yakışıklı bir adam olmasına rağmen ucuz fahişelerle düşüp kalkmaya başladı. Aupick, itibarına gölge düşüren üvey oğlunu kendinden uzaklaştırmak için onu 1841’de Kalküta, Hindistan’a yolladı. Charles, Mauritius Adası’na kadar gittikten sonra Şubat 1842’de yolculuğu yarıda bırakıp Fransa’ya döndü. Bu yolculuk sırasında gördükleri Baudelaire’e çalışmalarında büyük bir ilham kaynağı oldu. Nisan 1842’de babasından kalan mirası almaya hak kazanan Charles, parayı züppe kıyafetlere, kitaplara, resimlere, pahalı yemeklere, şaraplara, uyuşturucuya ve kadınlara yatırmaya başladı. Jeanne Duval adında bir melez kadınla beraber olmaya başladı. Bu ilişki dönem dönem kesintiye uğramakla birlikte, Charles’ın ömrünün sonuna kadar sürdü. Jeanne, Baudelaire için büyük bir ilham kaynağıydı. En güzel aşk şiirlerini bu dönemde yazdı. Jeanne’nin parfümü, muhteşem siyah saçları egzotik-erotik hayal gücünün zirvesindeki "La Chevelure" gibi şiirlere ilham vermişti. Théophile Gautier’yle kurduğu arkadaşlık sırasında servetini son kuruşuna kadar harcadı. Tefecilere kaptırdığı paralar yüzünden ömrünün sonuna kadar ödeyemeyeceği borçların altında girdi. Eylül 1844’te ailesi Charles’ın aklı dengesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle velayetini üzerine aldı ve bu onu kanun önünde ömür boyu reşit olmayan bir kişi haline getirdi. Kendisine sadece borçlarını ödemesi ve mütevazı bir hayat sürmesi için gereken miktarda para verildi. İçine girdiği bu büyük ekonomik kriz Charles’ın ruh sağlığını iyice bozdu. 1845’te intihar girişiminde bulundu. Bu dönemde bazı dergilerde ilk şiirleri ve denemeleri yayımlandı. 1848’de devrim hareketlerine katıldı ama aradığını bulamadı. Bunun üzerine Edgar A. Poe’dan çeviriler yapmaya ve şiir yazmaya geri döndü. En önemli eseri olan “Fleurs du Mal” yani “Kötülük Çiçekleri”ni yazmaya başladı. 1851’de alkol ve uyuşturucu yüzünden sağlığı iyice bozulmuştu. İyice kasvetli bir ruh haline bürünen Baudelaire 1857’de “Kötülük Çiçekleri”ni yayımlattı ve acımasızca eleştirildi. Bu kitap yüzünden Hem Charles hem de yayımcısı Napolyon yasalarıyla yargılandı. Dava sonucunda toplum ahlakına aykırı davranışlarda bulundukları savıyla 20 Ağustos 1857’de para cezasına çarptırıldılar. Ayrıca açık saçık bulunan 6 şiirinin de kitaptan çıkarılmasına karar verildi. (Davanın yeniden gözden geçirilmesi ve kitabın aklanması ancak 1949’da gerçekleşti.) Üvey babasının ölümü üzerine annesiyle tekrar yakınlaşmaya çalıştı. 1859’da annesi felç geçirdi. 1860’da Charles ilk kısmi beyin felcini geçirdi. “Paris Sıkıntısı” ve “Çırılçıplak Soyulan Yüreğim” gibi eserleri yayımladı. Bu arada fahişelerle takılması sonucunda yakasına yapışan frenginin etkileri giderek ağırlaşıyordu. 1864’te Belçika’ya gitti. Burada iyice rahatsızlanıp bir kliniğe yatırıldı. 2 Temmuz’da trenle Paris’e getirildi. 31 Ağustos 1867’de annesinin kollarında öldü ve Montparnasse mezarlığına gömüldü. Baudelaire, şiirden başka eleştiri, deneme, hikayeler de yazdı. Edgar A. Poe’nun eserlerini Fransızca’ya çevirdi. Kendisini yeni bir Fransız şiirine başlangıç olarak kabul edenler pek çoktur. Baudelaire, şiiriyle sembolistler için bir hareket noktası olmuştur. Etkisini sadece Fransız şiiri içerisinde değil, bütün dünya edebiyatlarında bulup çıkarmak mümkündür. Charles Baudelaire, ülkemizde de en çok çevrilen Fransız şairlerinden biri olmuştur.