PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ernesto Che Guevara


alfonzo28
01-17-2008, 20:52
ERNESTO CHE GUEVARA

http://img123.imageshack.us/img123/1407/sosyalistyorummarksizmlku6.th.jpg (http://img123.imageshack.us/my.php?image=sosyalistyorummarksizmlku6.jpg)


Doğum tarihi 14 Haziran 1928

Doğum yeri Rosario, Arjantin

Ölüm tarihi 9 Ekim 1967

Ölüm yeri La Higuera, Bolivya

Eğitimi Tıp

Mesleği Doktor ve politikacı





Ernesto Che Guevara 14 Haziran çarşamba günü Arjantin'in önemli şehirlerinden Rosario'da doğdu.
Che henüz iki yaşında iken ilk astım krizine yakalandı. Sierra Maestra'da Batista ordularına karşı savaşırken Che'ye zorlu dakikalar yaşatan bu hastalık,Bolivya ormanlarında Barrientos'un askerleri tarafından vuruluncaya kadar yakasını bırakmadı.
Yüksek mühendis olan babası Ernesto Guevara Lynch, İrlanda asıllı bir aileden, annesi Clia dela Sena ise İrlandalı-İspanyol karışımı bir aileden geliyordu.Che üç yaşında iken ailesi Buenos Aires'e yerleşti. Daha sonraları astım krizlerinden dolayı Che'nin durumu daha da kötüleşti. Doktorlar tedavisinin çok güç olduğunu, mutlaka iklim değiştirmesi gerektiğini söylediler. Böylece Guevara ailesi yeniden göç etti. Cordoba'ya yerleştiler.
Guevara ailesi tipik bir burjuva ailesi idi. Politik eğilimleri itibarıyla da sola açık liberal olarak tanınırlardı. İspanya iç savaşında açıkça cumhuriyetçileri desteklemişlerdi. Zamanla maddi durumları bozuldu. Che, eğitim bakanlığına bağlı Dean Funes lisesine başladı. Okulda İngilizce eğitim yapılırken, annesinden de fransızca öğreniyordu. Daha ondört yaşındayken Freud'un kitaplarını okumaya başlayan Che, fransızca şiirlere bayılırdı. Baudelaire'e karşı büyük bir tutkusu vardı. Onaltı yaşında ise Neruda'ya hayran olmuştu.
Guevara ailesi,1944 yılında Buenos Aieres'e göçtü. Durumları iyiden iyiye bozulmuştu. Che, biryandan öğrenimine devam ederken bir yandan da çalışıyordu. Tıp fakültesine yazıldı. Fakültedeki ilk yıllarında Arjantin'in kuzey ve batı bölgelerini baştanbaşa dolaşmış, buralardaki orman köylerinde cüzam ve tropikal hastalıklar üzerinde çalışmalar yapmıştı.
Son sınıfta iken Che, arkadaşı Alberto Granadas ile bütün Latin Amerika'yı içine alan bir motosiklet turuna çıktı. Bu tur ona, Latin Amerika'nın sömürülen köylülerini yakından tanıma fırsatı verdi. Che, 1953 yılının Mart ayında üniversiteyi bitirmiş doktor olmuştu. Venezuella’daki cüzam kolonisinde çalışmak üzere anlaşmıştı. Buraya gitmek için çıktığı yolculuğu sırasında Peru'ya da uğradı. Orada yerliler hakkında daha önce yayınlanmış bir incelemesi yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Hapisten çıktıktan sonra Ekvator'da bir kaç gün kaldı. Burada Ricardo Rojo adında bir avukatla tanışması hayatının dönüm noktası oldu. Che, Venezulla'ya gitmekten vazgeçip, Ricardo Rojo ile birlikte Guatemala’ya gitti. Devrimci Arbenz Hükümeti sağcı bir darbe ile devrilince Arjantin büyük elçiliğine sığındı. İlk fırsatta ihtilalcilerin safına katıldı. Faaliyetlerinden dolayı elçilik binasından çıkartıldı. Guatemala’da kalması tehlikeli bir durum alınca Meksika'ya gitti. Ernesto, Guatemala'da birçok Kübalı sürgün ve Fidel Castro'nun kardeşi Raul ile karşılaşmıştı. Meksika'ya geçtiğinde ise Fidel Castro ve arkadaşları ile tanışarak Küba devrimcileri safında yer aldı. Daha sonra Granma gemisiyle Küba'ya hareket etti ve savaşın sonuna kadar en ön safhada yer aldı.
Devrim sonrasında Binbaşı Ernesto Che Guevara Havana'nın la Cabana Kalesi'nin komutanlığına getirildi.1959 yılında Küba vatandaşı ilan edildi. Bir süre sonra silah arkadaşı Aleida March ile evlendi. 7 Ekim 1959'da Milli Tarım Reformu Enstitüsü başkanlığına atandı. 26 Kasım'da da Küba Milli Bankası başkanlığına getirildi. Böylece Che ülkenin mali işlerini yüklenmiş oluyordu.
23 Şubat 1961'de Küba Devrim Hükümeti bir sanayi bakanlığı kurarak Che'yi bunun başına getirdi. Ancak Playa Giran çatışması sırasında, tekrar kale komutanlığı görevine getirildi. Daha sonra az gelişmiş ülkelere çeşitli seyahatler yapan Che, sömürülen halkları ve emperyalistleri daha yakından tanıma fırsatı buldu. Bu durum Che'nin savaşçı yanının tekrar canlanmasına yol açtı.
Artık başka Latin Amerika ülkelerine gidip halkları örgütlemesi gerektiği kararını vermişti.1965 Eylül'ünde bilinmeyen ülkelere doğru yola çıktı. 3 Ekim 1965'de Fidel Castro, Che'nin ünlü veda mektubunu Küba Halkı'na okudu.
...Ve ölüm Che'yi Bolivya'da Higueras yakınlarında yakaladı. Barrientos'un askerleri O'nu 7 Ekim 1967 gecesi Hieguras yakınlarında kıstırdılar. Bacağından ağır bir yara aldı ve Hieguras'da bir okula hapsedildi. Kimsenin karşısında eğilmedi. Ve 9 Ekim günü Barrientos'un kiralık katillerinden Mario Teran'ın dokuz kurşunuyla can verdi.

tomqoliq
06-02-2008, 16:45
tanmyrdm bu adamı byg bi kşide resminin üstnde oldğu t-shrtlrdn görmştm şmdi tnmş oldm saolasn :)

™DJ_αzяαϊL
06-02-2008, 16:51
TŞkelr..;)

NOYAN
06-03-2008, 00:13
maceraperest.

Wicelee53
07-21-2009, 23:08
maceraperest.


maceraperest olsaydı Küba'da devrim olmazdı.

NOYAN
07-22-2009, 19:10
maceraperest, yani maceracı. asıl maceraperest olmasaydı orada devrim olmazdı.

Wicelee53
07-22-2009, 22:02
Che, yeryüzünde bugüne kadar gelmiş insanlar arasında özü ve sözü bir olan, fikri ile eylemi bir olan en önemli örnektir.

İcraat yapmadan oturup konusanlara göre o bir maceracıdır.Çünkü onun yaptıkları neredeyse imkansız gelir onlara ve bu yüzden ona maceraperest derler.Bu aslında emperyalizmin bir oyunudur.

NOYAN
07-22-2009, 23:41
lafı neresinden anlıyorsun, adama küfretmedim, "maceraperest" dedim. sözlüğe bak ne anlama geliyormuş. Kübalılar için önemli biri, en iyi örnektir onlar için. çünkü Kübalılar için savaşmış, Kübalılar için devrim yapmış.

benim için en son ve önemli örnek Atatürk'tür. Atatürk Türkler için "Türk Devrimi" yapmıştır.

Wicelee53
07-23-2009, 20:16
maceraperestin anlamını biliyorum.O sadece Kübalılar için savaşmadı.Latin Amerika için savaştı.
Ben milliyetçi değilim. Bu yüzden devrim nerede olursa olsun desteklerim.Yani Türk yada Kübalı olsun fark etmez. Sanırım beni biraz yanlış anlamışsın ben Che ile ilgili çok yazdım ama Atatürk ile ilgli pek yazı yazamadım ben Atatürk'e de büyük hayranlık duyuyorum.Atatürk yaptığı devrimi sadece Türkler için yapmadı bu ülkede yaşayan Kürt için de yaptı Laz için de yaptı .Atatürk sadece Türklere değil bütün dünyaya örnek oldu aynen Che gibi.Örneğin Küba Lideri Fidel Castro Türkiye'yi ziyaretinde onunla ilgili şunları söylemiştir:

"Devrimci Kemal Atatürk, bizim esin kaynağımız oldu. 1919'da Anadolu'dan emperyalistleri atmak için, Bandırma gemisiyle Samsun'a çıktı. Büyük bir zafer kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için Granma gemisiyle Havana'ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık.Ben de devrim gerçekleştirdim. Ama Atatürk'ün yaptıklarını yapamazdım. Türkler sağdan sola doğru yazarken Harf Devrimi ile tam tersi yönde yazmaya başladı. Kıyafet Devrimi ve Medeni Kanun'la kadınlara getirilen statü çok önemliydi. Ona ve devrimlerine hayranım. "

Kurtuluş Savaşında bize yardım eden SSCB'nin Lideri Lenin'in Atatürk ve Kurtuluş Savaşıyla ilgili bir büyükelçiye şunları anlatır:

“Türkler, millî kurtuluşları için savaşıyorlar. Emperyalistler Türkiye'yi soyup soğana çevirdiler, hâlâ da soyuyorlar. Köylüler ve işçiler buna katlanamadılar ve baş kaldırdılar. Sabır bardağı taştı, gerek Doğu halkları gerek biz, emperyalist kuvvetlere karşı savaşıyoruz. Sovyetler Birliği emperyalistlerle olan işini bilirdi. Onları bozguna uğrattı ve memleketten kovdu. Onların dişlerini söktük, keskin tırnaklarını vücudumuza geçirmelerine izin vermedik.

Mustafa Kemal Paşa. tabii ki sosyalist değildir ama, görülüyor ki, iyi bir teşkilatçı... Kabiliyetli bir lider, milli burjuva ihtilalini idare ediyor. İlerici, akıllı bir devlet adamı. Bizim sosyalist inkılabımızın önemini anlamış olup, Sovyet Rusya'ya karşı olumlu davranıyor. O, istilacılara karşı bir kurtuluş savaşı yapıyor. Kapitalistlerin gururunu kıracağına, padişahı da yardakçılarıyla birlikle silip süpüreceğine inanıyorum. Halkın ona inandığını söylüyorlar. Ona, yani Türk halkına yardım etmemiz gerekiyor. İşte, sizin işiniz budur. Türk hükümetine, Türk halkına saygı gösteriniz. Büyüklük taslamayınız. Onların işlerine karışmayınız. İngiltere onların üzerine Yunanistan'ı saldırttı. İngiltere ile Amerika bizim üzerimize de sürü ile memleket saldırttı..

Kendimiz fakir olduğumuz halde Türkiye'ye maddi yardımda bulunabiliriz. Bunu yapmamız gereklidir. Moral yardımı, yakınlık, dostluk, üç kat değeri olan bir yardımdır. Böylece, Türk halkı yalnız olmadığını hissetmiş olacaktır. İngiliz işçileri ve öteki ülkelerin işçileri bize yakınlık gösterdikleri, grev yaptıkları, bizimle savaşan Polonya'ya gönderilmekte olan silahları gemilere yüklemedikleri zaman, bu bizim için büyük bir yardımdı. Bu bize mücadelemizde büyük bir güç katmıştır. Bundan işçilerimiz moralce büyük bir güç kazanmışlardır.

Çarlık Rusyası, yüz yıl boyunca Türkiye ile savaşmıştır. Bu tabii, Rusya'nın, Türkiye'nin amansız düşmanı olduğuna dair yapılan propagandalarla, halkın hafızasında derin izler bırakmıştır. Bütün bunlar, Türk köylüsünde, küçük ve orta mal sahiplerinde, tüccarlarda, aydınlarda ve idareci çevrelerde Ruslara karşı dostça olmayan duygular ve güvensizlik uyandırmıştır. Bilirsiniz ki, güvensizlik ağır geçer. Bunun için de sabırlı, dikkatli, sakıncalı bir çalışma gerekmektedir. Eski Çarlık Rusyası ile Sovyet Rusya arasındaki ayırımı, sözle değil işle göstermek ve anlatmak gerekmekledir. Bu bizim ödevimizdir. Siz de bir elçi olarak, Sovyetler Birliği'nin, Türkiye'nin işlerine karışmamak politikasının, halklarımız arasında samimi bir dostluğun savunucusu olmak zorundasınız. Türkiye, bir köylü, bir küçük burjuva ülkesidir. Sanayii çok azdır. Olanı da Avrupa kapitalistlerinin elindedir isçisi çok azdır. Bunu dikkate almak gerekmektedir. Bir kez daha tekrar ediyorum, dikkatli ve sabırlı olunuz!.. Hükümet temsilcileriyle, halkla konuşmalarınızda her zaman nazik ve güleryüzlü olunuz!..

En önemlisi halka saygı göstermektir, Emperyalistlerin yağmacı, istilacı politikalarına karşılık bizim, hiçbir çıkara dayanmayan dostluk ve memleketin iç yaşamına karışmama durumumuzu açıklayınız! İşte sizin ödeviniz!.. Ne gibi yardımlarda bulunacağımızı da bildirelim: en kuvvetli bir ihtimalle silah yardımında bulunacağız. Gerekirse başka şeyler de veririz.”

Kurtuluş Savaşı’na yardımları
Sovyet resmi verilerine göre Kurtuluş Savaşı döneminde Rusya’nın Türkiye’ye yaptığı askeri ve nakdi yardımlar:
39.000 tüfek,
327 makineli tüfek,
54 top,
63 milyon fişek,
147.000 top mermisi vs.,
2 avcı botu,
Doğu sınırlarından eski Rus ordusunun bıraktığı askeri malzemeler,
Ankara’da iki barut fabrikasının kurulmasına yardım,
Fişek fabrikası için gerekli teçhizat ve hammadde sağlama,
200 kilo külçe altın
100.000 altın Ruble (kimsesiz gazi çocukları için yetimhane kurulması amacıyla)
20.000 Lira (basımevi ve sinema teçhizatı alımı için)
10 milyon altın Ruble

Neyse uzatmaya gerek yok.Görüşlerimiz farklı.Ne kadar konusursak konusalım sen farklı ben farklı
Esen kal.

NOYAN
07-24-2009, 00:46
Neyse uzatmaya gerek yok.Görüşlerimiz farklı.Ne kadar konusursak konusalım sen farklı ben farklı
Esen kal.

eyvallah.