PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : gazneli mahmut seferleri ve sonuçları


denizci
01-13-2010, 11:24
Gazneli Mahmud'un Seferleri
Gazneli Mahmud'un Seferleri Birinci seferine Eylül 1000 târihinde çıktı. Kabil'in doğusunda Lamgan bölgesinde Hintlilerin elinde bulunan birkaç kaleyi zaptederek geri döndü. Sultan Mahmûd'un İkinci Hind Seferi, Vayhand Racası Caypal'e karşı oldu. 27 Kasım 1001 târihinde Peşaver yakınlarında yapılan savaşı Gazneli ordusu kazandı. Caypal on beş kadar oğlu, torunu ve büyük kumandanlarıyla esir düştü. Sultan Mahmûd'un eline, bu zaferden sonra muazzam bir ganîmet geçti. 1004 yılında Bhatiya bölgesi racası Beci Ray üzerine yürüdü. Bu seferde Bhatiya Racalığının bütün bölgelerini ele geçirdi. Bölgede mescitler ve minberler inşâ ettiren Sultan, İslâmiyetin esaslarını öğretmeleri için âlimler de tâyin etti.Sultan Mahmûd, dördüncü seferini Multan üzerine yaptı. Multan Hâkimi Ebü'l-Feth Dâvûd, Karmatî bozuk inanışına sâhipti. Gazne ordusunun üzerine geldiğini haber alan Ebü'l-Feth şehri terk ederek İndus Nehri üzerindeki bir adaya kaçtı. Multan'ı zapteden Sultan, buradaki Karmatîleri cezâlandırdı. 1008 yılında Multan'ın yeni vâlisi Suhpal'ın Müslümanlığı terk ederek Moğol dînine dönmesi üzerine, Sultan Mahmûd çetin kış şartlarına rağmen Beşinci Hint Seferine çıktı. Multan önünde yapılan savaşı kazanarak, Suhpal'ı tutuklatıp Multan ve çevresinin idâresini komutanlarından Tegin Hazin'e bırakarak Gazne'ye döndü. Aynı yıl Kuzeybatı Hindistan ve Pencab bölgesi racalarının İslâmiyetin yayılmasını önlemek üzere faaliyete girişmeleri üzerine tekrar harekete geçen Sultan Mahmûd, müttefik kuvvetlere karşı Vayhand şehri ovasında yapılan muhârebeyi, ağır kayıplar vererek kazandı. Ancak, bu savaş ile Kuzey Hindistan racalarının kuvvetleri ezilmiş ve Pencab yolu Müslüman-Türk orduları için güvenli bir hâle getirilmiş oldu.Sultan Mahmûd, Ekim 1009 târihinde büyük bir ticâret merkezi olan Narayyanpur'u zaptetti. 1010 târihinde çıktığı seferde Multan'ı bütünüyle fethetti. Müslümanlara eziyet eden Karmatîlere ağır bir darbe daha indirildi. 1014 târihinde çıkılan Dokuzuncu Hint Seferinde Nandana Kalesinin fethinden sonra Keşmir üzerine yüründü. Keşmir kuvvetleri iki defâ bozguna uğratıldı. Bu zaferin Hindistan'daki yankıları pek büyük oldu ve İslâmiyet en uzak yerlere kadar yayıldı.Sultan Mahmûd, onuncu seferini, Hintlilerce mukaddes bilinen pek çok tapınak ve putun bulunduğu Thanesar şehrine yaptı. Hiçbir mukâvemetle karşılaşmadan şehre giren Sultan, bütün putları kırdırdı. "Çakrasvami" adındaki en meşhur putu Gazne'ye götürerek halka gösterdi. Bu zafer, Hinduların, Müslümanları tanımalarına sebep oldu. Bunun netîcesinde pek çok kimse İslâmiyetle şereflendi. 1015 yılında Keşmir yolu üzerine Lokhot Kalesini kuşattı ise de şiddetli kış yüzünden bir netîce elde edemeyerek geri döndü. Hint dünyâsı, Sultan Mahmûd'dan o derece yılmıştı ki, herhangi bir yere sefere çıksa şöhreti ondan önce varıyor ve şehirler korkudan teslim oluyordu. On ikinci seferini zengin ve bayındır bir ülke olan Kanave'a karşı yaptı. Sirsava Kalesini zaptetti. Baran (Bulendşehr) Kalesi önüne geldiğinde Raca Hardat, Sultânı karşılayarak Müslüman olduğunu bildirdi ve şehri teslim etti. Onunla birlikte 10.000 taraftarı da İslâmiyeti kabul etti. Mahmûd Han, sefere devamla Cumne ile Ganj nehirleri arasında bütün şehirleri aldı. 20 Aralık 1018'de de asıl hedefi olan Kanave'i fethetti. Bu seferden tahmînen üç milyon dirhem para, altmış bin esir ve beş yüz fil ganîmet ile dönüldü.1020 yılında Kalincar, 1021'de Keşmir ve 1022'de tekrar Kalincar racaları üzerine seferler düzenleyen Sultan, bunları itâat altına aldı. On altıncı ve en meşhur seferleri Somnat üzerine yaptı. Bu şehirde bulunan kutsal bir tapınaktaki put her yıl yüzbinlerce Hindû tarafından ziyâret edilir ve en kıymetli mücevherlerle süslenirdi. Sultan Mahmûd, bunu işitince bu sapık inançla birlikte o putu da yıkmaya karar verdi. Bu sâyede Hintliler arasında İslâm dîninin yayılması da çabuklaşmış olacaktı. 18 Ekim 1025 târihinde otuz bin atlı ve yüzlerce gönüllüden meydana gelen orduyla harekete geçen Sultan, 8 Ocak'ta Somnat'ı zaptetti. Tapınağa girdikten sonra müezzine, tapınağın üzerine çıkarak ezân okumasını emretti. Tapınaktaki putların tamâmını kırdırdı. Rivâyete göre, tapınaktaki ganîmetten Sultân'ın payına düşen beşte bir malın değeri yirmi milyon dînâr idi. On yedinci seferinde ise Karmatî olan Mansura hâkimi Hafif'i cezâlandırdı.



Hindistan seferleri
S.Mahmut Karahanlılar ile anlaşma yapıp kuzeyini emniyete alınca yönünü Hindistan’a çevirdi. 1000 yılında başladı ve hayatının sonuna kadar Hindistan’a 17 sefer düzenledi.
Hindistan seferlerinin başlıca nedenleri şunlardır:
1) Hindistan'ın yer altı ve yer üstü kaynaklarının zengin, iklim özelliklerinin insana uygun bir bölge olması
2) Hindistan'da İslâmiyet'i yaymak istemesi.
3) İslamiyetin bütünlüğünü tehdit eden bölücü mezhep mensuplarının faaliyetlerine son vermek istemesi
4) Hindistan’ı ele geçirerek güçlenmek ve İslam dünyasının liderliğini ele geçirmek amacında olması
Sonuçları:
1) Ülke sınırlarını Ganj nehri kıyılarına kadar (Hindistan’ın pencap , peşaver Multan ,Gücerat, Delhi ve Ganj nehrinin batı yakası) genişletti.
2) Bu seferlerde elde ettiği başarılar, Sultan Mahmut'un İslâm dünyasının kahramanı olmasını sağladı.
3) Hindistan’da İslamiyet yayıldı.
4) Hindistan'daki zengin altın ve mücevherler Gazne'ye taşınarak ülke değerli yapılarla süslendi. Gazne Devleti devrin en zengin devleti oldu.
5) Hindistan'dan getirilen filler ise Gazne ordusuna farklı ve üstün bir özellik kazandırdı.

8- Horasan’daki Faaliyetleri
Sultan Mahmut Hindistan üzerinde yoğun faaliyetlerini devam ettirirken diğer işlerini de ihmal etmedi.
a) 1003’te Sistan merkezini aldı. Bölgedeki hanedanı ortadan kaldırarak Sistan tamamen Gazne’ye bağlandı.
b) Karahanlılar ile mücadele ; Sultan Mahmut'un kuzeyde askerî ve siyasî ilişkide bulunduğu en önemli siyasî güç, Karahanlılar olmuştur. Gazne hükümdarı, başlangıçta Karahanlılarla anlaşmış ve Ceyhun nehri arada sınır kabul edilmişti. Ancak Karahanlılarla bu dostluk uzun sürmedi. Batı Karahanlı hükümdarı İlek Nasr, 1006'da Horasan'a girdi. Arkasından Mahmut da harekete geçti. Karahanlılan Buhara yakınlarından mağlûp etti ve Horasan'dan çıkardı. Daha sonraki yıllarda Karahanlı İlek Nasr, Horasan'ı alma gayesinden vazgeçmedi. Fakat her defasında, güçlü Gazneli ordusu karşısında geri çekilmek zorunda kaldı, İlek Nasr'ın ölümünden sonra Karahanlılarla Gazneliler anlaştılar. Mücadelelerini, Müslüman olmayan ülkelere yönelik yapma konusunda karar aldılar.
c) Oğuzlar: Selçuklular- Arslan Yagu’nun Hapsedilmesi: Sultan Mahmut'un bir hedefi de, bölgede gitgide büyüyen ve tehlike haline gelen Selçuklular ve başlarındaki Arslan Yabgu idi. Bunun için 1025 tarihinde Sultan Mahmut'la Yusuf Han, Ali Tekin - Arslan Yabgu ittifakına karşı müşterek bir hareket gerçekleştirdiler. Bu seferde, Sultan Mahmut, Arslan Yabgu'yu yakalayarak esir etti. Siyasî aldatmayacayla elde ettiği bu kıymetli esirini Keşmir'deki Kalincar kalesine hapsettirdi. Talihsiz Selçuklu lideri ölümüne kadar bu kalede hapis kaldı.
Arslan Yabgu'nun hapis edilmesinden sonra, ona bağlı 4000 çadırlık Oğuz kitlesi, onun peşinden giderek Gazne'ye yerleşti. Önceleri bu duruma müsaade edilmişti. Fakat bir müddet sonra yerli halkla Oğuzlar arasında büyük bir anlaşmazlık çıktı. Sonuçta Gazne Devleti bu Oğuz grubunu ülkeden attı. Mahmut karşısında Ali Tekin, bölgedeki çöle çekilerek kendisini kurtarabildi. Tehlike geçince de geri dönüp topraklarına yeniden yerleşti. Bundan sonra Sultan Mahmut, Ali Tekin'in dışında diğer Karahanlı idarecileriyle iyi geçindi.
d) Sultan Mahmut'un önemli siyasî faaliyetlerinden birisi de, Harezm (Harzem) Devleti'nin topraklarını Gazne'ye katmak oldu. 1017 tarihinden sonra Harezm, Gazne'den gönderilen valilerce yönetilmeye başlandı. Sultan Mahmut'un askerî faaliyetleri sonucu Afganistan'daki Gür ve Belucistan bölgeleri de Gazne Devleti'nin hâkimiyetine girdi. Bu bölgeler korunmaya elverişli stratejik yerler olduğu için devletin emniyeti bakımından çok önemliydi.
9- Gazneli Mahmut'un batıdaki faaliyeti :
Irak Seferi:Irak'a yönelen Gazne hükümdarı, Büveyhoğullarını yendi ve Bağdat'ta oturan Abbasî halifesini baskıdan kurtardı. Kendisine halife tarafından sultan unvanı verildi.
Türk tarihinde ilk defa sultan unvanım kullanan Gazneli Mahmut oldu.
Sultan Mahmut, Irak topraklarını da alarak batıda en geniş sınırlara ulaştı. Irak Seferi'nden dönerken yolda hastalandı. Gazne'ye ulaşınca da vefat etti (1030).

a) Orta Çağ'da kurulan Müslüman devletlerde, Abbasî Halifeliği ile iyi ilişkiler kurmak bir gelenekti. Bunun için Sultan Mahmut'la Abbasî halifesi Kadir Billâh arasında başlangıçta iyi ilişkiler kuruldu. Saman oğullan tarafından tanınmayan halife, Mahmut tarafından hemen tanındı. Halife de onu, Hint seferleri dolayısıyla takdir ve teşvik etti. Fakat daha sonra, Karahanlılara ait Semerkant şehrinin fermanının kendisine verilmemesi dolayısıyla, Mahmut, halifeye gücendi. Nitekim gelişen olaylar sonrası halife tarafından, Fâtımîlere karşı sert tavır almadığı için itham edildi. Bütün bunlar halife ile Sultan Mahmut arasında soğukluk doğurdu. Fakat Gazneli Mahmut her şeye rağmen, görünüşte halifeye bağlılığını sürdürdü. Onun adını hutbede ve para üzerinde belirtmeye devam etti.
b) Sultan Mahmut, Kirman ve Mekran bölgesindeki çeşitli mahallî idareleri kendine bağladı.
c) Bunların yanında Irak'a ve İran’ın bir kısmına hâkim olan Büveyhoğulları Devleti ile de mücadele etti. Bu mücadeleler sonucunda Kirman ve Rey bölgeleri Gaznelilerin kontrolüne geçti.