PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : isyanlar


denizci
12-06-2009, 16:14
Bozkır İsyanı

Kurtuluş savaşı sırasında Bozkırlı Zeynel Abidin tarafından iki defa çıkarılan ayaklanmadır. (27 Eylül - 4 Ekim 1919, 20 Ekim -4 Kasım 1919) Konya Valisi Cemal Bey ve İngilizlerin İstanbul'da bulunan papazı ile sıkı ilişkiler kurarak işe başlayan Bozkırlı Zeynel Abidin, bunlardan aldığı yardım ve direktiflerle Bozkır'a girmiş, karşı koyanları öldürerek jandarmaların ellerinde bulunan silah ve malzemeleri ele geçirmiştir. Bu sırada Beyşehir'den gelen süvari kuvvetlerini de esir eden asiler, Konya'dan gelen uyarıcı konuşmalar sonunda dağılmışlardır. Fakat asiler Konya'nın güvenlik altına alınacağı haberini alınca, tekrar harekete geçerek başlarında Bozkırlı Zeynel Abidin, Hoca Abdullah, Hoca Sabit ve Hoca Abdülhalim Efendiler bulunan asiler Bozkır'ın güney-batı sırtlarına kadar gelmişlerdir. Kasabaya haber göndererek Milli Kuvvetleri istemediklerini bildiren asiler,kendilerine tatmin edici bir cevap verilmediği gerekçesi ile tekrar Bozkır'a girmişlerdir. Asilerin isyanını bastırmak görevini alan Yarbay Arif Bey bütün kuvvetleri ile isyancıları Adana'da sıkıştırmış ve hemen hepsini yok etmiştir. İsyanın elebaşları daha sonraları çeşitli yerlerde yer yer ayaklanmalar çıkarmışlarsa da Milli Kuvvetler tarafından ezilmişlerdir.(4 Kasım 1919)

Anzavur İsyanı, Kurtuluş Savaşı'nın başladığı günlerde İngilizler'in kışkırtmaları ve teşviki ile Milli kuvvetleri yok etmek için hilafet ordusu adı ile kurulan Kuvva-i İnzibatiye tarafından çıkarılan ayaklanmalardır. (Birincisi:1 Ekim 1919-25 Kasım 1919, ikincisi:16 Şubat 1920-16 Nisan 1920)

Anzavur halkın huzursuzluğundan faydalanarak Çerkes köylerinde Milli teşkilatı kötüleyici konuşmalar yapmaya başladı. Bu kışkırtma üzerine Pomaklardan Gavur İmam ve Şah İsmail etrafına topladıkları kuvvetlerle Anzavur'un yanın gelmişlerdir. Anzavur'da topladıkları adamları Gavur İmam'a bırakarak Yeniceye hareket eder. Bu sırada gerek İngilizlerin ve gerekse saray Anzavur'a ulaştırılmak üzere, bir çok silah, cephane ve parayı hep birlikte İstanbul'dan yola çıkardılar. Bu suretle İstanbul hükümetinden para yardımı alan Anzavur arkadaşları ile Biga ve Gönen ilçelerini ele geçirmek için plan hazırlamaya başlamışlardır. Durumu haber alan Ankara Hükümeti, Süleyman ve Rahmi Bey'in Kumandasındaki kuvvetler ile ,Biga'ya doğru yola çıkmışlardır. 14. Kolordu komutanı Yusuf İzzettin Paşa, bütün milis kuvvetlerinin Balıkesir'de toplanmasını emretmiştir. Bu sırada Biga'yı yağmalayan Anzavur Ahmet, Balıkesir'den Susurluk ve Gönen yönüne geçmiştir. 16 Nisan 1920'de Anazavur kuvvetleri Susurluk'un güneyindeki Yahya köyde sıkıştırılmış ve yapılan çarpışmada bozguna uğratılmıştır. Bu yenilgi üzerine Anzavur Ahmet, Önce Karabiga'ya sonra da deniz yolu ile İstanbul'a kaçarak canını kurtarmıştır.


Düzce İSyanı
Çerkez Ethem kuvvetlerinin büyük bir kısmı ile birlikte Adapazarı civarında bulunurken Düzce yöresinde İstanbul hükümeti yanlısı yeni bir ayaklanma belirir. Çerkez anında isyan büyümeden müdahalede bulunabilmek için Hendek üzerinden Düzce'ye hareket eder. Çerkez Ethem kuvvetlerinin bu ani müdahalesi ile duruma kısa sürede hakim olunur. Çerkez Ethem biran önce Yunan cephesine dönmek istemektedir. Tam bu esnada Ankara'dan Ali Fuat Paşa aracılığıyla Çerkez Ethem'e bir telgraf gelir. Telgrafta Çapanoğullarının ayakladıkları bu yüzden acilen Yozgat'a gitmesi istenmektedir. Çerkes Ethem ise bir an önce Yunan işgalinin devam ettiği Batı Cephesine dönmeyi arzulamaktadır. Telgrafı Ethem'in ağabeyi Reşit'in Adapazarı'na gelmesi izler. Reşit Bey de kardeşi Çerkez Ethem'in Yozgat'a gitmesinde ısrar etmektedir. Çerkes Ethem'in batı cephesinde aldığı haberler, Yunanlıların işgali yayma hazırlıklarını yoğunlaştırdıkları yönünde idi. Buna rağmen Çerkez Ethem Ankara'nın ve ağabeyi Reşit Beyin ısrarlarına dayanamaz. Birliklerinin bir kısmını Yunan saldırısını karşılamak üzere Salihli'ye gönderirken kendi de Ankara'ya geçer.

Yozgat İsyanı
kurtuluş savaşı sırasında hürriyet ve itilaf fırkası reisi çapanoğlu edip ve celal tarafından yozgat ve yöresinde çıkarılan ayaklanmadır. çapanoğlu edip ve celal kardeşlerin kışkırtması ile yozgat yöresinde, ankara hükümeti'ne karşı başlatılan ayaklanma iki ayrı dönemde olmuştur. ilk ayaklanma yıldızeli'nde erzurumlu hüseyin nazım ve kara mustafa'nın elebaşılığında çıkarılmıştır. milli kuvvetler bu ayaklanmayı 30 aralıkta bastırmaya muvaffak olmuşlardır. ikinci isyan ise avukat zileli ali, bucak müdürü naci ve arkadaşları tarafından çıkarılmıştır. kısa sürede yaygın bir duruma gelen ayaklanma yozgat'a da yayılmıştır. yozgat isyanını bastırmakla görevlendirilen çerkez ethem, kuvvetleri ile birlikte yozgat'a girmiş, elebaşlarından bir çoğunu idam ederek ayaklanmaya son vermiştir.zikir anmak, allah'ı hatırlamak, her sözünde ve her işinde o’nun emirlerine uymak, yasakladıklarından sakınmak. (bkz. tasavvuf) anma, anımsama, ezberleme, hatırlama. söylenmesi tavsiye edilen hamd, sena ve dua için kullanılan sözler. bazı alimler zikri, insana sevap kazandıran her türlü hareket olarak tarif etmişlerdir.

Milli Aşireti İsyanı
Kurtuluş Savaşı sırasında İngilizler ve Fransızların kışkırtması üzerine Urfa'da Milli Aşiret tarafından çıkarılan ayaklanmadır. (8 Eylül 1920) Milli Aşiret'in reisi İsmail ile birlikte Halil, Bahur, Abdurrahman ve Mahmut adlı elebaşıları, Doğu'da bir Kürdistan Devleti kurmak düşüncesi ile ayaklanmışlardır. (24 Ağustos 1920) Büyük bir kuvvetle harekete geçen asiler, Viranşehir'i aldıktan sonra Karakeçi Aşireti'ne mensup olanları öldürmüşler, fakat daha sonra yapılan çatışmada, büyük çoğunluğu ortadan kaldırılmıştır.

Çerkez Ethem (d. 1885, Bandırma - ö. 1948, Amman) Kurtuluş Savaşı'nda Kuvayı Milliye döneminin önde gelen halk önderlerinden biridir.
1885 yılında Bandırma'da doğdu. Bandırma'nın bir köyü olan Emreköy'e yerleşmiş Şapsığ Çerkes boyundan, Ali Bey'in beş oğlunun en küçüğüydü. Ağabeyleri, İlyas ve Nuri beyler, Rum eşkıyalarıyla çarpışırken ölmüşler, Reşit ve Tevfik beyler de 1901 ve 1902 yıllarında Harbiye'yi bitirerek subay çıkmışlardı. Reşit Bey çeşitli cephelerde çarpıştı. 1919'da Meclisi Mebusan'a Saruhan (şimdiki Manisa) Milletvekili olarak katıldı. Oradan Birinci TBMM'ye geçti.
Demirci Mehmet İsyanı
Yunan kuvvetlerinin Bursa-Uşak-Sarayköy hattına kısa sürede ulaşabilmeleri, düzenli ordunun yetersizliğine bağlanmaktadır. TBMM Hükümeti, 9 Kasım 1920 tarihinde aldığı bir kararla Batı Cephesi'nin ikiye ayrılmasına karar vermişti. Bu karar aynı zamanda milli kuvvetlerin de bu ordu bünyesinde yer almasıni öngörmekteydi. Bu karar gereği olarak Güney Cephesi komutanı Albay Fefet Bey, Demirci Mehmet Efe'den, 300 adamından kurulacak bir süvari alayının komutanı olarak düzenli orduya katılmasını istedi. Demirci Mehmet Efe'nin savaşabilecek durumdaki diğer adamları düzenli orduya ihtiyat birlikleri olarak katılacaklar, savaşamayacak durumda olanlarla suç işlemiş olanlar terhis edilecekti.

Koçgiri İsyanı, 1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'ne karşı Koçgiri, Pezgavır, Maksudan, Aslanan, Kurmeşan, Parçikan, Cenbergan, izol ve Giniyan aşiretlerinin içinde bulunduğu bir kürt olayıdır.
Koçgiri aşireti reisi Alişan Bey, kardeşi Haydar Bey ve ile Gülağaoğullarından Mehmed İzzet, Naki, Hasan Askeri, Kazım ve Alişir yönetmiştir.
Koçgiri aşireti, Koçhisar, Zara, İmranlı, Suşehri, Refahiye, Kangal ve çevresinde 40.000 kişiden oluştuğu sanılıyordu.
Kürdistan Teali Cemiyeti Alişan Bey'i Dersim'e göndererek örgütün kurulmasını istemiş ve Alişan Bey, Baytar Nuri ile birlikte örgütü kurmuştur. Baytar Nuri, ayrıca Zara, Divriği, Kangal, Hafik, İmraniye, Beypazar, Celalli, Sincan, Hamo, Zınara ve Domura'da cemiyetinin şubesini kurmuştur.[1]
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresi kararlarının Kürtleri de kapsadığını anlatarak Alişan Bey'i ikna etmeye çalışmış ve Sivas milletvekili olmasını önermiştir.
Alişan Bey Sivas milletvekili olmayı başta kabul ettiyse de Kürt Devleti kurma amacında olan Baytar Nuri ile konuştuktan sonra bu öneriyi reddetmiştir. Bununla birlikte Baytar Nuri de milletvekilliği önerisini kabul etmemiştir. Ayrıca Baytar Nuri, Kürt özerkliğiyle yetinen Seyit Abdülkadir'i Türk ajan rolünü oynamakla suçlamıştır.
1920 başlarında Baytar Nuri, Yellice nahiyesinde Hüseyin Abdal tekkesinde Cangaben ve Kurmeşan gibi aşiretlerin reisleriyle birlikte toplantı düzenleyerek Sevr Antlaşmasının uygulanmasını ve Diyarbakır, Van, Bitlis, Elazığ, Dersim ve Koçgiri'den oluşan bağımsız Kürt devleti kurmasını kararlaştırırmıştır.