PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İç Mimarlık Ve Dekorasyon


NOYAN
11-23-2009, 14:01
http://www.evdose.com/tur/dekorasyon/resim/dek0523.jpg

Türkler Anadolu'ya gelip yerleşmeden önce Orta Asya'da göçebe olarak yaşar, hayvan derisinden yapılmış ev, iv, oyak, gerge, çerge ya da çetir adını verdikleri çadırlarda otururlardı. Çadırın ortasında "ateş yeri" ya da "korluk" denilen ocak bulunurdu. Çadır girişinin tam karşısında, sandıkları, hurçları, keçe ve halıdan yapılmış heybeleri içine alan, "tör" denilen yer vardı. Sağ tarafta değerli araç ve gerecin, giysilerin asıldığı demir bir kazık bulunurdu.

http://tbn2.google.com/images?q=tbn:_jlm9SGUvoQG3M:http://www.fahriemlak.com/kjl%20mk%2090%2087h.jpg

Türkler İslam dinini benimsedikten sonra Anadolu'ya geldiler ve yerleştiler. Ne var ki, ilk yerleşme dönemindeki evler ahşap ve ker¤¤¤ gibi dayanıksız gereçlerden yapıldığı için günümüze kadar ulaşamadı. Bugün ayakta kalan eski evlerin çoğu 18. yüzyılın ikinci yarısından ve 19. yüzyıldan kalmadır.

Hızlı yapılaşma ve sanayileşme sürecine karşın ayakta kalabilmiş ya da korunabilmiş bölgelerden olan Safranbolu'da, Anadolu evlerinin içini tanıtıcı örnekler vardır. Taş, ahşap ya da ker¤¤¤ten yapılan bu evlerin çoğu ortalama 80 yıllık, içlerinden birkaç tanesi ise 150200 yıllıktır.

http://tbn2.google.com/images?q=tbn:hgcqXL6_2vvJHM:http://www.fahriemlak.com/swing567.jpg
Eski Türk evlerinde dekorasyon göçebelik dönemindeki çadırlarda olduğu gibi son derece yalındı. Tavan ve döşeme ahşap kaplamaydı. Odaya sıcak ve rahat bir hava vermek amacıyla tabana keçe, hasır, kilim ya da halı serilirdi. Bu düzenleme Türkler'in yere bağdaş kurarak ya da bir ayaklarını altlarına alarak oturma alışkanlıklarından ve yerde namaz kılmalarından kaynaklanıyordu. Tavan çoğunlukla oymalı olur ve geometrik desenlerle bezenirdi.

Pencere ve kapılar küçük, panjurlu ve kafesliydi. Pencere ve kapı yükseklikleri başta olmak üzere tüm birimler insan boyutunu aşmayacak biçimde düzenlenmişti. Görece yüksekte yer alan tepe pencereleri alt pencerelere göre daha süslü ve özenli olur, bazıları renkli camlarla bezenirdi. Dekorasyonu oluşturan temel öğeler, odayı çevreleyen sedir ve divanların yanı sıra, çok sayıda yastıktı. Duvarlar boydan boya dolaplarla ve oymalı ahşap raflarla kaplıydı. Dolaplar açık ve kapalı kullanma alanları olarak işlev görürdü. İçine konan eşyanın türüne göre yüklük, çubukluk, kavukluk, testilik, peşkirlik, lambalık, feslik gibi adlar verilirdi. Sonradan yalnızca süs öğesi olarak kullanılan bu dolaplar son derece yalın, gösterişten uzak bir sadelikteydi.

Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki evlerde ve saraylarda aynı yalınlık sürdürüldü. İç mimarlık ve dekorasyonun en belirgin Özelliği yüzey bezemeleriydi. Osmanlı İmparatorluğu döneminde kentlerdeki evler büyük ve gösterişliydi. Saraylar, yalılar, kasırlar ve büyük köşklerin odaları geniş ve yüksek tavanlıydı. Dekorasyonun en çok göze çarpan birimleri ahşap oymalı, sedef kakmalı sehpalar, mangallar, ipek halılar, örtüler ve yastıklardı. Kapladıkları alanın büyük olmasına karşın saraylar batıdakilerden farklıydı. Anıtsal, geniş ve yüksek görünümleri, görkemli, büyük salonları yoktu. O dönemde dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu'nun saraylannı beklentilerine uygun bulmayan Avrupalı gezginler düş kırıklığına uğramışlardı. Sözgelimi, içinde 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar her üslupta mimari yapıtı banndıran Topkapı Sarayı gösterişten uzak, ayrıntı ve süsleme inceliklerinin egemen olduğu bir yapıdır {bak. TopkapiSarayi).

Topkapı Sarayı'nda bahçe ve avlular ön planda tutulmuş, mimariyi bütünleyen öğeler olarak kullanılmıştı. Sarayın içinde bulunan, 16. yüzyıldan kalma III. Murad Köşkü'ndeki büyük oda pembe ve mavi renklerin egemen olduğu rahat ve aydınlık bir biçimde düzenlenmiştir. Şöminesi olağanüstü güzellikteki çini desenleriyle kaplıdır.
17. ve 18. yüzyıllarda batı kültürünün etkisiyle iç dekorasyonda Avrupa'da moda olan renkler kullanılmaya başlandı. Kasırların kepenkleri yeşil, merdiven tırabzanları leylâk rengindeydi. Oval kubbeli tavanlar ve sütunlar Barok ve Rokoko üslupların etkisini yansıtıyordu. Aynı dönemde duvarlardaki çini ve nakış bezemelerin yerini alçı ya da mermer yüzeyler üzerine uygulanan çiçekli, yemişli motiflerden ve manzara resimlerinden oluşan ahşap panolar aldı.

20. yüzyıldaki toplumsal ve ekonomik değişimler hızlı yapılaşma ya da "betonlaşma" sürecini başlattı. Günümüzde Anadolu'nun bazı köy ve kasabaları dışındaki yerlerde ve büyük kentlerde Türk evinin geleneksel iç mimarlık ve dekorasyon özelliklerine rastlamak güçtür.