PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Haritacılık Tarihinde Önemli Olan Türk Bilim Adamları Ve Çalışmaları


_SoN_
10-11-2009, 11:32
Osmanlı denizci. Dünya haritaları ve denizcilik kitabıyla tanınmıştır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmiyor. 1465-1470 arasında Gelibolu'da doğdu. Kahire'de öldü. Asıl adı Muhiddin Pirî'dir. Karamanlı Hacı Ali Mehmed'in oğlu ve ünlü Osmanlı denizcisi Kemal Reis'in yeğenidir. Akdeniz de korsanlık yapmakta olan amcasının yanında yaklaşık 1481'den sonra denize açıldı. 1487'de onunla birlikte İspanya'daki Müslümanlar'ın yardımına gitti. 1491-1493 arasında Sicilya, Sardunya, Korsika adalarına ve Güney Fransa kıyılarına yapılan akınlara katıldı. Amcasıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin hizmetine girerek 1499-1502 Osmanlı-Venedik Savaşı'nda bir savaş gemisinde kaptanlık yaptı. 1511'de amcasının ölümü üzerine Gelibolu'ya çekilerek Kitab-ı Bahriye (Denizcilik Kitabı) üzerinde çalıştı ve 1513'te bir dünya haritası çizdi. 1516 Mısır seferinde Osmanlı donanmasında kaptan olarak savaştı. 1517'de ilk çizdiği haritayı I. Selim'e (Yavuz) sundu. 1521'de Kitab-ı Bahriye'yi tamamladıktan sonra 1522'de Rodos seferine katıldı.1524'te sadrazam Makbul İbrahim Paşa'yı Mısır'a götüren gemiye kılavuzluk etti. Sadrazamın ilgilenmesi üzerine 1525'te Kitab-ı Bahriye'yi yeniden düzenleyerek onun aracılığıyla I. Süleyman'a (Kanuni) sundu. 1528'de çizdiği ikinci haritasını da padişaha armağan etti. 1528'den sonra güney denizlerinde görev yaptı. Portekizlilerin Aden'i alması üzerine Süveyş'teki Osmanlı donanmasına kaptan atanarak 26 Şubat 1548'de Aden'i geri aldı. 1552'de önemli bir Portekiz üssü olan Maskat'ı ve ardından Kişm Adası'nı alarak Hürmüz Kalesi'ni kuşattı. Portekizliler'in Basra Körfezi'ni kapatmak istediklerini duyarak kuzeye yöneldi. Katar Yarımadası'na, Bahreyn Adası'na egemen olarak Mısır'a geçti. Donanmayı Basra Körfezi'nde bıraktığı için sefer sırasında kendisinden yardımını esirgeyen Basra Valisi Kubâd Paşa'nın da girişimleriyle suçlu görülerek idam edildi. Büyük bir denizci olduğu kadar büyük bir haritacı olan Pirî Reis, korsanlık günlerinden başlayarak gezip gördüğü yerleri yabancı kaynaklardan da yararlanarak tarihi ve coğrafi özellikleriyle birlikte kitabında anlatmış ve haritalarını çizmiştir. Kitab-ı Bahriye'nin nazımla yazılan ve denizcilikle ilgili tüm bilgilerin toplandığı başlangıç bölümünde, genel açıklamalardan sonra Ege ve Akdeniz adaları tanıtılarak, denizle ilgili gözlem ve deneyim önemi vurgulanır. Fırtına, rüzgâr çeşitleri, pusula ve haritanın tanımından sonra dünyayı kaplayan denizler ve karaların oranı belirtilir. Portekizliler'in denizcilikteki ilerlemeleri ve keşifleri, Çin Denizi, Hint Okyanusu, Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki rüzgârlar, Basra Körfezi, Atlas Okyanusu ayrıntılı biçimde anlatılır. Düz yazı ile anlatımın başladığı haritalı bölüm asıl metni oluşturur. Bu bölümde Çanakkale Boğazı'ndan başlayarak Ege Denizi kıyı ve adaları, Adriyatik denizi kıyıları, Batı İtalya, Güney Fransa, Doğu İspanya kıyılarıyla çevresindeki adalara ilişkin tarihi, coğrafi bilgiler verilerek kuzey Afrika kıyıları, Filistin, Suriye, Kıbrıs ve Anadolu kıyıları izlenerek Marmaris'te tüm Akdeniz'in havzası noktalanır. 1513'te çizdiği ilk haritasında Kristof Kolomb'un 1498'de çizdiği Amerika haritasından, Portekiz ve Arap haritalarından yararlandığını belirtir. Elde kalan parçası Avrupa ve Afrika'nın batı kıyılarıyla Atlas Okyanusunu, Antil Adalarını, Orta ve Güney Amerika'yı gösterir. 1528'de çizdiği ikinci haritasından günümüze kalan parça, büyük bir dünya haritasının kuzey batı köşesi olup Atlas Okyanusu'nun kuzeyini, kuzey ve orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyılarını ve Grönland'dan Florida'ya uzanan kıyı şeridini içerir. Adalar ve kıyılar son keşiflere dayalı olarak daha doğru çizilidir. Keşfedilmeyen yerler ise beyaz bırakılarak, bilinmediği için çizilmediği belirtilir. İlk haritadan daha büyük ölçekli ve gelişkin olan ikincisi, teknik olarak döneminin en ileri örneğidir.

_SoN_
10-11-2009, 11:32
Türkler tarafından yapıldığı bilenen en eski harita Kaşgarlı Mahmut’un çizdiği dünya haritasıdır. Dilbilimci Kaşgarlı Mahmut bu haritayı Türkçe’nin değişik şivelerle konuşulduğu Dünyadaki bölgeleri göstermek için çizmiş ve

“Divan-i Lügat it Türk” adlı kitabına eklemiştir. Bu harita Orta Asya’nın büyük bir kısmını Çin ve Kuzey Afrika’yı içermektedir. Batıda ise Volga nehrini fazla geçmemektedir. Dünya'nın tepsi gibi düz ve yuvarlak olduğu kabul edilen bu dünya haritası, çeşitli ülkelerin birbirlerine göre konumu belirtilmiş olan bir kroki görünümündedir. O zamanki başkent “Balasagun” ise haritanın merkezindedir. Haritanın yazılara göre olan üst tarafı, Güneşin doğduğu doğu yönü seçilmiştir. 15. yy başlarından 16.yy sonlarına kadar özellikle Osmanlı Türkleri askeri alanda olduğu kadar diğer alanlarda da altın çağlarını yaşamışlar, yenilikleri izleme ve üretme çabası içerisinde olmuşlardır. 16.yy da Osmanlı İmparatorluğu, Akdeniz havzasının büyük bir kısmına sahip, Karadeniz’i bir iç deniz haline getirmiş, güneyde Arabistan yarımadası ortalarından Kuzey Afrika’ya kadar, kuzeyde Kırım’dan batıda Viyana önleri ve doğuda Hazar Denizine kadar uzana büyük bir alana sahiptir 6. Fatih Sultan Mehmet ile başlayan coğrafyaya yönelik ilgi yaklaşık 150 yıl sürmüş ve denizciler haritalar üretmeye başlamıştır. 15. ve 16. yy arasında Türkler tarafından üretilmiş haritalar:

- İbrahim Katibi “Akdeniz Portolonu” (1413)

- Mürsiyeli İbrahim “Akdeniz Portolonu” (1461)

- Piri Reis “Atlantik Haritası” (1513), “Kitab-ı Bahriye” (1521-1525), “Kuzey Atlantik Haritası” (1528)

- Hacı Ebul Hasan “Avrupa-Afrika Haritası” (1552)

- Ali Macar Reis Atlası (1567)

- Anonim Atlas (16. yy’ın ikinci yarısı)

Portolon Harita, 14. ve 17. yy arasında daha çok Akdeniz Havzasına ait deniz navigasyonu için çizilmiş, üzerinde pafta ağı görünümünde pusula doğrultuları çizgilerle belirtilmiş haritalardır.

İbrahim Katibi Akdeniz Portolonu: Akdeniz kıyıları ve Akdeniz adaları oldukça iyi çizilmiştir. Özellikle Britanya Adalarında ve Batı Avrupa kıyılarında diğer kesimlerdeki doğruluğa ulaşılamamıştır, fakat bu haritanın sahip olduğu genel doğruluk ve bilgi zenginliği bu haritayı önemli kılmaktadır.

Mürsiyeli İbrahim Akdeniz Portolonu: Akdeniz, Ege ve Karadeniz’in tamamı ile Batı Avrupa kıyılarını ve İngiliz Adalarını içermekte, kıyı biçimleri bakımından oldukça doğru bir haritadır.

Piri Reis Haritaları: Türk Amirali Piri Reis (1470-1554), Osmanlı Donanması amirallerinden Kemal Reis’in kardeşinin oğludur. Piri, amcası ile birlikte bir dizi deniz savaşına katılmış, deniz navigasyonunun vazgeçilmez aracı olan haritalar ve haritacılık ile ilgilenmiştir. Piri Reis’in bugüne ulaşmış üç adet eseri bilinmektedir. 1923 yılından sonra başlayan yeniliklere paralel olarak müzecilik alanında da atılımlar başlamıştır. Topkapı Sarayı’nın düzenlenmesi sırasında Milli Müzeler Müdürü Halil Erdem’in bulduğu bir Atlantik Haritası Alman bilimci Paul Kahle tarafından incelenmiştir. Kahle tarafından yapılan araştırmalar ile harita bilim dünyasına tanıtılmış, bu çerçevede Türk tarihçileri Afet İnan ve İbrahim Hakkı Konyalı da özellikle haritanın nasıl üretildiği konusunda araştırmalar yapmışlardır. Daha sonraki yıllarda haritaya olan ilgi giderek artmış, yabancı bilim adamları harita ile ilgilenmiş, Piri Reis adına sempozyumlar düzenlenmiş, Erik Von Daniken’in “Tanrıların Arabaları” isimli kitabındaki iddialar ile harita tüm dünya kamuoyuna mal edilmiştir. Araştırmacılar 1513 tarihli Atlantik Haritası ve Kuzey Atlantik Haritasının Piri Reis’in çoğu parçaları kaybolan Dünya Haritasının birer parçası olduklarına inanmaktadırlar. İTÜ Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Başkanı ve Kartografya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğan UÇAR’ın da yaptığı çalışmalar neticesindeki sonuçlar da bu doğrultudadır. 21 parçadan meydana gelen bu haritanın 65x90 cm’lik bir paftası Topkapı müzesindedir. Colombus’un 1489 tarihli bir haritasından da yararlandığını haritasının üzerine yazan Piri Reis'in bu tarihte Amerika içlerini ve güney kutbundaki dağları da gösteren bu haritayı nasıl yaptığı bilim adamlarınca merak konusu olmuştur. Ayrıca "Hadikat'ül Bahriye", "Netayic'ül-Efkar fi Cezayir'ül Bihar", “Bilad'ül- Aminat” ve harita yapımıyla ilgili "Eşkalname" (o zamanlar haritaya eşkal deniliyordu) adında bir bilim kitabı ile 1528 tarihini taşıyan "Hint Denizi Haritası" gibi yapıtları İstanbul Deniz Müzesindedir. Piri Reis Hürmüz kalesi kuşatmasında uğradığı bir iftira sebebi ile 1554 de idam edilmiştir.

Piri Reis’in harita çizme merakı artarak devam etmiş, Akdeniz ve Ege Denizi limanlarına ve adalarına ilişkin tuttuğu krokileri kullanarak Osmanlı donanmasının hakim olduğu denizlere ait "Kitabı Bahriye" isimli eserinde çeşitli liman, koy, körfez, kıyı, kale vb. yerlere ait haritalar ile bu denizlerdeki gemiciliğe ait akıntılar, sığ yerler, tehlikeli kayalık yerlere ait bilgileri de vermiştir

_SoN_
10-11-2009, 11:32
ESKİ TÜRKLERDE VE OSMANLILARDA HARİTACILIK

1076 yılında KAŞGARLI MAHMUD (El Kaşgari) "Divanü-Lügat-it-Türk" (Türkçe sözlük) isimli bir yapıtında bir dünya haritası çizmiştir. Bu harita Orta Asyanın büyük bir kısmını Çin ve Kuzey Afrikayı içermektedir. Batıda ise Volga nehrini fazla geçmemektedir. Dünya'nın tepsi gibi düz ve yuvarlak olduğu kabul edilen bu dünya haritası, çeşitli ülkelerin birbirlerine göre konumu belirtilmiş bir kroki görünümündedir. O zamanki başkent Balasagun ise haritanın merkezindedir56) Haritanın yazılara göre üst tarafı Güneşin doğduğu yön olan doğu seçilmişti (şekil -2.5 ve 2.6).

Karadeniz ve Marmaranın 1400 yıllarında bile Venedikliler ve Cenevizliler tarafından elle yapılmış haritaları vardır. 1416 da İbrahim KATİBİ bir harita çizmiştir.

1456 da Trablusgarplı İBRAHİM MÜRSEL (Mürsiyeli İbrahim) bir Türk denizcisi olarak Akdeniz haritası çizdi. 1460 yılında ise Güney Avrupa haritası yapmıştır.

EL İSTAHRİ (Ebu İshak İbrahim bin Muhammed el Farisi el İstahri) (15. yüzyıl), "Kitab al masalik val mamalik" (Masallar ve Ülkeler) isimli yapıtında dünyanın çeşitli yerlerine ait 20 harita vardır. Bu kitap yaklaşık 1460 yıllarında Karakoyunlu Türkmen imparatorluğu Şehzadesi Pir Budak zamanında yazılmıştır (şekil-2.7 ve 2.8).

Türk Amiralı PİRİ REİS (1470-1554) Osmanlı donanmasının hakim olduğu denizlere ait "Kitabı Bahriye" adında 1483 de yazdığı kitapta çeşitli liman, koy, körfez, kıyı, kale vb yerlere ait haritalarla bu denizlerdeki gemiciliğe ait akıntılar, sığyerler, tehlikeli kayalık yerlere ait bilgileri de vermiştir (şekil-2.9). 1513 yılında Piri Reis Gelibolu'da ceylan derisi üzerine bir dünya haritası çizmiştir. 21 parçadan meydana gelen bu haritanın 65x90 cm lik bir paftası Topkapı müzesindedir. Colombusun 1489 tarihli bir haritasından da yararlandığını söyleyen Piri Reis'in bu tarihte Amerika'nın içerlerini ve güney kutbundaki dağları da gösteren bu haritayı nasıl yaptığı bilim adamlarınca merak

???

Şekil-2.5: Kaşgarlı Mahmud�un Dünya haritası (1076) (Ülkütaşır)

???

Şekil-2.6:Kaşgarlı Mahmud'un Dünya haritası çevirisi

???

Şekil -2.7 İstahri'nin Dünya haritası

???

Şekil-2.8 İstahri'nin Dünya haritası -Çeviri-

konusu olmuştur. Bu haritayı 1517 yılında Mısır'da Yavuz Sultan Selim'e takdim etmiştir. Bu harita 1929 yılında Topkapı müzesinin eski eserler müzesi haline getirildiği sırada Milli müzeler müdürü Halil ELDEM tarafından bulunmuş ve Alman doğu bilimleri uzmanı KAHLE ile birlikte incelenmiştir (şekil-2.10). Ayrıca "Hadikat'ül Bahriye", "Netayic'ül-Efkar fi Cezayir'ül Bihar", Bilad'ül- Aminat ve harita yapımıyla ilgili"Eşkalname"(o zamanlar haritaya eşkal deniliyordu) adında bir bilim kitabı ile 1528 tarihini taşıyan "Hind Denizi Haritası" gibi yapıtları Deniz Müzesindedir. Piri Reis Hürmüz kalesinin kuşatılmasında uğradığı iftira yüzünden 1554 de katledildi. 57)

MATRAKÇI NASUH (Ölümü 1533) haritacı anlayışı minyatüre uygulayan ilk ressamdır. Sopa veya demirci çekici ile yapılan ve bir çeşit harp oyunu olan matrak (Mitrak) oyunu mucididir. Menazil (Hedefler) isimli yapıtında 16. yüzyılda yapılmış Anadolu atlası vardır."Umdet'ül-Hisab" (Hesabın ilkeleri) isminde bir yapıtı (1517) ve "Beyan-menazil-i sefer-i Irakeyn" ismindeki kitabında Kanuni'nin 1534 de Irak seferine katılarak İstanbul-Tebriz-Bağdat-Tebriz-Diyarbakır-Halep-İstanbul geçkisi üzerinde fethedilen yerleri, kaleleri isim ve güzel haritalarla anlatır 58)-63)

Kanuni Sultan Süleyman saltanatı sıralarında devlet hizmetine giren Sinop'lu bir aileye mensup sonradan Amiral olan SEYDİ ALİ REİS, (? -1563) deniz astronomisini ve deniz coğrafyasını çok iyi bilen bir bilgindi. Piri Reis'in donanmasını Basra'dan Süveyş'e getirme görevi verildi 64). Ancak bazı nedenlerden dolayı dört yıllık (1553-57) uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra Edirne'ye dönebilmiştir. Bu seyahatı Bursa-Konya-

Kayseri-Halep-Urfa-Musul-Bağdat-Basra-Hürmüz Boğazı -Ahmadabad-Delhi -Lahor-Kabil-Semerkand- Buhara- Farab -Merv- Tus -Nişabür -Bağdat- Musul- Mardin- Diyarbakır- Sıvas-Ankara-İstanbul-Edirne geçkisini izleyerek Arapça ve Farsçadan yaptığı derlemelerle "Miratül Memalik" (Ülkelerin aynası) adlı yapıtı yazmıştır 65). Bu kitap 1815 de Almancaya, 1826 da Fransızcaya, 1899 da İngilizceye, 1963 de Rusçaya çevrilmiştir. 1554 de Ahmedabad'ta yazdığı "Mohit" (Okyanus) çeşitli batı dillerine çevrilmiştir66). 10 bölümlük bu kitapta yön bulma, azimut ve yıldızların yüksekliklerinin hesabı, zaman hesabı, takvim, güneş ve Ay'a bağlı tanımlanan yıllar, denizcilikte önemli bazı yıldızların doğmaları, batmaları ve adları, ünlü limanlarla adaların enlemleri, astronomiye ait bilgiler ve bazı limanların arasındaki uzaklıklar, Hind Okyanusundaki adalar, kıyılar, rüzgarlar, ünlü limanlar ve topografik coğrafya konularını içermektedir. Bir başka yapıtı "Mirat-ül Kainat (Kainatın aynası)67) kitabı da Farsça ve Arapça bir çok kitaplardan derlenmiş olup bir çok astronomi aletinin tanımı ve kullanılışı, güneşin yüksekliği, yıldızların konumu, kıble, öğle zamanı saptanması, nehir genişliği saptanması, rubu tahtası ve usturlab'ın yapım ve kullanılışı konularını içermektedir.

1549 da Halep'te Ali Kuşçu'nun astronomi ile ilgili Fethiye yapıtının Türkçesine bazı ilaveler koyarak "Hülaset'el-Haya" ismini vermiştir 68). Seydi Ali Reis yerin yuvarlak olduğunu, dağların yüksekliğinin yerin yuvarlaklığını bozmayacağını söylemiş ve yer yarıçapının 1545 fersah olduğunu yazmış, ağır cisimlerin yerin merkezine doğru düştüklerini eklemiştir. Ancak yerin günlük hareketini kabul etmediğini göstermek için de o zamana kadar ileri sürülen kanıtları açıklamıştır 68a)

Osmanlı korsan reislerinden olan ve daha sonra Osmanlı donanması hassa reisleri arasına katılan ALİ MACAR REİS tarafından 1567 de dokuz ceylan derisi üzerine çizilen 31x43 cm boyutlu yedi haritadan oluşan ve Topkapı müzesinde bulunan bir atlasta bulunan haritalar sıra ile:

1. Azak denizi, Karadeniz ve Marmara sahil kent ve limanlar

2. Akdeniz, Eğe denizi, Mora yarım adası, Adriyatik sahilleri, Anadolu'nun bazı sahil kentleri

3. Akdeniz, İtalya, Adriyatik sahilleri, Kuzey Afrika

4. Batı Akdeniz, İberik yarımadası, Gaskonya körfezi, Kuzey Afrika

5. İngiltere, İskoçya, Almanya sahilleri

6. İstanbul Boğazı, Girit adası bir kısmı, Ege denizi, Adriyatik sahilleri

7. Dünya haritası (Avusturalya yok)

haritaları vardır. Ali Macar Reis'in yapıtları 1935 de cumhuriyetin kültür yayınlarından biri olarak basılmıştır 69).

Büyük Türk gezgincilerinden MEHMET AŞIK (1555-?) 21 yaşında geziye çıkarak 25 yıl içinde bir çok ülke gezmiş ve gezi notları 1595 de "Menazır-ül Avalim" (Dünyanın görünümü) adıyla basılmıştır. 1590 da Menemenli MEHMET REİS'in çizdiği bir Akdeniz haritası Venedik'te Correr müzesindedir. Benzer şekilde 16. yüzyılda Tunus'lu Hacı Ahmed'in Dünya haritası Venedik'te San Marco kütüphanesindedir.

Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen ve tarih, coğrafya, bibliyografya ve toplum bilimi alanlarında 27 yapıtı bulunan KATİP ÇELEBİ (1609-1657) Girit seferi dolayısı ile (1645-46) haritaların nasıl yapıldığını öğrendi. En önemli yapıtı "Cihannüma" (Dünyayı gösteren) coğrafya alanında doğu görüşten batı görüşe geçişte bir dönüm noktasıdır. Beş haritalı, 75 sayfa olan ve 1648 de yazılmağa başlanan bu kitapta Dünyanın yuvarlaklığı üstüne kanıtlar verildikten sonra Japonya'dan Erzurum ve Irak'a kadar ülkelerin coğrafyasını, kısa tarihini, bitki ve hayvanlar alemini anlatmaktadır. "Keşf-üz-Zunun" (sanıların keşfi) isimli kitabı da ünlüdür. 1727 de basımevinin icadından hemen sonra 1732 de basılan bu kitap çeşitli dillere çevrilmiştir. Katip Çelebinin bundan başka "Kozmoğrafya" adında bir kitabı daha vardır. İstanbul'da ilk defa pusula sapmasını belirlemiştir 70).

17. yüzyılda İstanbul'da 8 dükkanda 15 kişi haritacılık yapmaktaydı. Bunlar birkaç dili özellikle Latinceyi çok iyi bildikleri için yazarların kitaplarını okuyarak yeryüzü şekillerini çizmekteydiler. Ayrıca pusula yapılan 10 dükkanda da 45 kişi, kum saati yapılan 15 dükkanda 45 kişi çalışmaktaydı.

_SoN_
10-11-2009, 11:32
17. Yüzyılın en büyük gezgin ve yazarlarından biri olan EVLİYA ÇELEBİ (1611-1682) Osmanlı ülkesinin içinde ve dışında 50 yıl geziler yaparak ve 22 savaşa katılarak bunları 6000 sayfada 10 cilt halinde yazmıştır. 1.Cilt İstanbul'a ait olup diğer 9 ciltte Anadolu, Trakya, Yunanistan, Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya, Ege ve Akdeniz adalarından bir kısmı, Kırım, Bağdat, Musul, Suriye, Filistin, Mısır, Mekke, Medine, Kafkasya, Macaristan, Batı İran, Azerbaycan, Sudan, Habeşistan, Güney Rusya, Lehistan, Avusturya, Güney Almanya, Hollanda, Danimarka, İsveç ülkeleri yer almıştır. Bazı abartmaları, yapmış olduğunu iddia ettiği bazı gezilerine gölge düşürmüştür.

1683 de Alain MALLET İstanbul planı yaptı.

Bilimsel kitapların yayılması ilk basımevinin 1727 de İBRAHİM MÜTEFERRİKA (1674-1745) tarafından kurulması ile başladı 71). İbrahim Müteferrika'nın ilk bastığı kitap 1729 da Sahhahi Cevheri'nin çevirisi olan "Vankolu sözlüğü"dür. Tanzimatın ilanından önce (1839) basılı kitaplar daha çok askeri konular iken bu tarihten sonraki sivil ve sosyal amaçlı olup tıp ve matematik kitapları artmış, coğrafya, astronomi ve askerlik sanatı konusundaki kitaplar azalmıştır 72). Burada İslam dini ile ilgili eserlerin Kur'an. hadis, fıkıh, tefsir, kelam konularını kapsayan kitapların basılması yasaklandı. 18. yüzyılın başında Şeyhülislam İshakzade Esat ef. verdiği fetva ile kitapların yasaklanmasını amaçlayan geniş bir direnişe geçildi. Aşırı şeriatçı şeyhülislamlar yalnız deney bilimlerine değil, tasavvuf ve felsefeye de karşı çıktılar. 1727 de basımevinin kurulmasından sonra kaleme alındığı bilinen ilk Türkçe fen yayını mühendishane hocalarından İshak ef. nin 4 ciltlik yapıtı "Mecmua-ı ulum-i riyazieye" (1831-34) dür. Bu yapıtın 2. baskısı 1841-45 de Kahire'de yapılmıştır.

1730 da Johann Babtist HOMANN (1664-1724), İstanbul Boğazının yanlış çizilmiş haritasını yaptı.

Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük bir alana yayılması, Avrupa ile doğrudan coğrafi ilişki, Osmanlıların Avrupa'daki gelişmeleri izlemesine olanak sağlıyordu. Diğer taraftan diplomatlar, seyyahlar, tüccarlar, denizciler, göçmenler, Avrupa'daki dini baskıdan kaçan Musevi ve Hiristiyanlar ile de bu ilişki sağlanıyordu.

1760 yılında Fransız haritacılarından D'ANVİLLE, Anadolu'nun ilk ciddi harita çalışmasını yapmıştır.

Alman gezgini Carsten NİEBUHR'un Anadolu seyahatları (1766-67) sonunda elde ettiği bilgileri içeren Anadolu haritaları ancak 1837 de 1:775 000 ve 1:1 150 000 ölçeklerinde basılmıştır.

1770 de Fransız ve 1812 de İngiliz subayları tarafından batı ve güney sahillerimizin ilk denizcilik haritaları alınmıştır.

1776 da F.R. KAUFFER, İstanbul kenti planı yaptı 73) .

İngilizler tarafından 1784-88 yılları arasında Amiral TEÜGE, 1820 yılında Albay COTYE ve 1830-32 arasında Albay LAYONS ve GREY tarafından denizlerimizde hidrografik ölçmeler ve haritalar yapılmıştır. Daha sonra 1833 den itibaren İngiliz hidrograflarından WORTON başta olmak üzere PHILIP, SPRAT, WOODS ve MANSEL bu ölçülere devam etmişlerdir.

1785 de MUSTAFA RESMİ ipekli kumaş üzerine renkli yapılmış 0.70x1.20 m boyutlu Karadeniz ve Akdeniz haritasını çizdi (haritalarını, Mustafa: Amel-ressam hıfzı Enderun Hazret-i Sadrı Ali olarak imzalamıştır).

18. yüzyılın sonunda J.RENNEL bir Batı Asya haritası hazırlamış ve 1832 de yayınlanmıştır.

1803 de mükemmel ilk Türkçe atlas, Darüt-tabaati'l-Amire adını taşıyan basımevi müdürü Müderris ABDURRAHMAN efendi tarafından İstanbul'da basıldı. Bu atlas birçok kaynaklardan ve Avrupa'da yapılan atlaslardan yararlanılarak yapılmıştır. Atlasın başında 79 sayfalık astronomi ve coğrafya bilgilerini içeren bir bölüm bulunmakta, bunu renkli haritalar izlemektedir. Abdurrahman efendi. III. Selim zamanında Mühendishane-i Berri-i Hümayün'da (Devlet Kara mühendislik Okulu) geometri öğretmenliği yapmıştır

1807 de Napoleon'un göndermiş olduğu subaylar Toros ve Kızılırmak havalisinde yol boyu haritaları almak için çalışmışlardır. 1822 de LAPİE tarafından Rumeli ve Batı Anadolu haritası yayınlanmıştır. Bunu İngilizler takip etmişlerdir. 1836 da Güney Anadolu'daki Chesney heyeti, Batı ve Güney Anadolu'da Sprat heyetleri bu kapsamdadır.

İlk Deniz haritası 1830 yılında Heybeliada Deniz Harp Okulunda basılan Karadeniz haritasıdır.

Karadeniz kıyılarımız haritasını ilk defa MANGANARI adında bir Rus yüzbaşısı 1823-1836 yılları arasında yapmıştır. Bu haritalar 1835 tarihini taşımaktadır. Yine 1835 tarihini taşıyan Rus haritalarından çevrilerek basılmış İstanbul ve Boğaziçi haritaları vardır. Marmara Denizi ise yine Manganari tarafından 1845-1848 arasında çalışarak ve iskandil ölçüleri ile yapılmış olup bu çalışmalarla amiral rütbesini kazanan Manganari, ayrıca bir Marmara kılavuzu yazmıştır. Rusların bu ölçülerine Osmanlılar "Gül sefid" isminde bir kurvet ile katılmışlardır. Karadeniz'in 1265 H. de ikinci bir defa daha Ruslar tarafından ölçülmesinde de yine Osmanlıların "Ahter" ve Neyyiri Zafer" isimli gemi ile ortaklaşa çalışmaları olmuştur74). Deniz haritaları için ölçü gemisi olarak 1845-1914 arasında Gül sefit, Ahter ve Neyyiri zafer kurvetleri, 1914-1932 arasında ise Beyrut yatı, Zuhaf kurveti, Galata yatı ve Aydın Reis gambotu kullanılmıştır. Bunlardan başka okul gemisi olup da ölçü işlerinde kullanılan Mehmet Selim fırkateyni, Heybet nüma kurveti, Nüveydi fütuh Briki de sayılabilir.

II. Mahmud zamanında, 1835-39 yılları arasında Osmanlı ordusunda hocalık için getirilen ve paşa ünvanı verilen Helmuth v. MOLTKE (1800-1891), 1836-37 yıllarında İstanbul'un 1:25 000 ölçekli, 1837 de Çanakkale Boğazı'nın 1:20 000 ölçekli plançete ile haritasını yaptı. 1838 de Anadolu'da sekiz paftalık (Musul, Elazığ, Birecik, Samsun, Ankara, Urfa, Maraş) haritalarını yaptı. Bu çalışmalar sırasında Nemrut Dağı'nda Komonague tapınağını buldu. 1839 da İbrahim Paşa'nın idaresindeki Mısır ordusuna karşı Çerkez Hafız Mehmed Paşa'nın maiyetinde bulunmuş ancak anlaşamamışlardır. Berlin'e döndüğünde Türkiye çalışmaları için nişan verildi 75).

1850 de Mühendishane öğrencileri İstanbul şehrinin planını yaptılar.

1853 yılında İstanbul Boğazından Varna limanına kadar olan kıyı bölgesi AHMET HOCA ve İngiliz WOODS tarafından ölçülmüştür.

19. Yüzyılın ilk yarısında haritalarımız, ya istila ordularına ait subaylar ya da Osmanlı İmparatorluğu ordusunu düzenleme için çağrılmış yabancı askeri heyetlerin haritacıları tarafından yapılmıştır. 1857-1901 yılları arasında Anadolu, sayıları bir hayli fazla olan gezginler tarafından gezilmiş ve bu gezginlerin hazırladıkları haritalar kendi ülkelerinde bastırılmış ve bu haritaların bir kısmı açıklanmış bir kısmı da gizli tutulmuştur. Alman subayları, haritacılık sahasına bu tarihlerden sonra girmişlerdir. 1826-33 arasında Avusturyalı PROKESCH von OSTEN, 1836 dan itibaren İngiliz HAMİLTON, 1838-41 arasında İngiliz AINSWORTH, 1835-38 arasında BRANT 1830 da Fransız arkeologu TEXIER, HAMMAIRE DE HELL, 1842 de SCHÖNBORN, 1843 de KOCH, Rus doğa bilimcisi TCHİHATCEFF'in 1847-63 yılları arasındaki çalışmalardan 1853 de Küçük Asya isimli yapıtı, 1837 de Trakya'da Fransız jeologu AMİ BONE ve 10 yıl sonra aynı alanda VİQUESNEL, 1869 da F.v.HOCHSTETTER çalışmalar yapmışlardır.