PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bakan Bağış: Zaman Türkiye'den yana


kelebek35
05-07-2009, 10:17
Başmüzakereci Egemen Bağış, AB üyelik konusunda zamanın Türkiye'den yana işlediğini Türkiye'nin AB'ye entegrasyonunun gerektirdiğini ve sağduyunun kazanacağını'' söyledi.


Temasları çerçevesinde İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband ile görüştükten ve bir basın toplantısı düzenledikten sonra Avrupa işlerinden sorumlu İngiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı Caroline Flint öğle yemeğinde biraraya gelen Bağış, daha sonra kimi İngiliz gazete ve dergilerinin temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdi.
Bağış, akşam saatlerinde de İngiltere'nin en saygın üniversitelerinden biri olan London School of Economics'de (LSE) bir konuşma yaptı. Çağdaş Türk Araştırmaları kürsüsünün davetlisi olarak geldiği İnglitere'de, kürsü başkanı Prof. Dr. Şevket Pamuk ve üniversiteyi öven Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın da LSE'den master derecesi aldığını hatırlattı.
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin yeni olmadığını, kendisinin sürecin 50. yıldönümünde münhasıran bu alanda görev yapmak üzere atanan ilk bakan durumunda bulunduğunu hatırlatan Bağış, AB sürecinin Türkiye açısından güçlü bir çıpa görevi gördüğüne işaret etti.
Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık verilmesi gibi değişik görüşlerin ortaya atıldığını belirten Bağış, AB müktesebatında böyle bir konseptin bulunmadığını, bunu ortaya atanların öncelikle bunun bir yasal zemini bulunmadığını unutmamaları gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin tam üyelik dışında hiçbir formülü kabul etmeyeceğini vurgulayan Bağış, ''Biz, AB'nin adalet ve özgürlükler zeminine oturduğuna inanıyoruz. Nüfusumuz gibi gerekçeler ortaya atılarak bize ayrıcalıklı ortaklık önerilmesi gibi birşeye razı olmayız. Hakkımızdan fazlası da verilse tavrımız aynı olur'' dedi.
Türkiye'nin, 50 yıllık AB sürecinin ilk 45 yılında müzakere tarihi bile alamadığını yineleyen Bağış, kimi politikacılar ve politikacı olmayanların süreçte hatalar yaptıklarını, kimi politikacıların ''AB yolu Diyarbakır'dan geçer'' diyerek süreci ilgisiz alanlara kaydırdıklarını, kimisinin ''biz ancak pazar oluruz, onlar da ortak'' gibi yaklaşımlarda bulunduğunu hatırlattı. Bağış, ''Ancak AK Parti, 2002 yılında başbakanımız Erdoğan liderliğinde iktidara gelince başarılamayan ya da başarılmak istenmeyeni başardık, müzakere tarihi aldık. Bu da sürecin en önemli kilometre taşıydı'' diye konuştu.
Pek çok ülkenin, üyelik süreçlerinde güçlükler yaşadıklarını, ancak bu ülkelerin bugün AB üyesi olduklarını ifade eden Bağış, süreç içinde hem AB hem de aday ülkelerin değişime uğradıklarını, bu durumun Türkiye açısından da aynı olacağını söyledi.
Türkiye gibi AB'nin de sürecin sonunda değişeceğini, birliğin önünde yeni güçlükler oluşacağını ve Türkiye'nin bu güçlüklerin çözümünün yüzde 80'ini oluşturacağını belirten Bağış, Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin bir ''kazan-kazan'' ilişkisi olduğunu bildirdi.
Bağış, Türkiye'nin AB'ye, AB'nin Türkiye'ye ihtiyaç duyduğu kadar ihtiyacı olduğunu da belirtirken, tam üyelik sürecinin sonunda gerçeğe dönüşeceğine olan inancını vurguladı.
AB'nin 6 büyük genişleme dalgasının tümünün sancılı olduğunu, ancak zamanın Türkiye'den yana işlediğini dile getiren Bağış, Türkiye'nin AB'ye entegrasyonunun sağduyunun gereği olduğunu ve sağduyunun kazanacağını anlattı.
AB'nin en büyük barış projesi olduğunu da belirten Bağış, Türkiye'nin üyeliğinin bu projeyi taçlandıracağını ve 1.5 milyarlık İslam dünyasının da süreci yakından izlediğini hatırlattı.
Türkiye'nin, üyelik sürecinde bir başarısızlığının bedelinin ağır ve tehlikeli olacağını vurgulayan Bağış, AB üyesi ülkelerin kimi aday ülkelerin müzakere sürecinden kendi çıkarları adına avantaj elde etmeye çalışmalarını da eleştirdi.
Üye ülkenin üyelikten doğan haklarını aday ülkenin üyeliğini veto etmekte kullanmasını da eleştiren Bağış, buna örnek olarak Slovenya ile Hırvatistan'ın arasında yaşanan durumu ve Kıbrıs'ta yaşananları gösterdi.
Türkiye'nin çok önemli bir barış ve enerji istasyonu görevi üstlendiğine de dikkati çeken Bağış, demokratikleşme ve istikrar açısından AB'nin de Türkiye için önemli bir çıpa görevi görmekte olduğunu bildirdi.
Bağış, hiçbir aday ülkenin üyelik sonrasında daha az demokrasiyle yetinmek durumunda kalmadığına da işaret ederken, ''Türkiye'nin üyeliğini destekleyenler ya da desteklemeyenler olabilir. Ama biz yaptığımızın doğru olduğunu biliyoruz ve devam edeceğiz'' dedi.
Türkiye'nin her zaman coğrafi, tarihi, politik olarak ve diğer pek çok açıdan Avrupa'nın bir parçası olduğunu vurgulayan Bağış, ''Bizim bu süreci başarıyla sonuçlandıracağımızdan kuşkumuz yok'' diye konuştu.
Türkiye'de gerçekleştirilmekte olan reform çalışmalarını da özetleyen Bağış, ocak ayından bu yana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Brüksel'i ziyaret ettiklerini ve Türkiye'nin AB sürecine bağlılığının en üst düzeyde bir kez daha teyit edildiğini anlattı.
-KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ-
Daha sonra soruları yanıtlayan Bağış, kabine revizyonuyla ilgili bir soru üzerine, AK Parti'nin, son seçimde aldığı oy oranıyla bir kez daha Türk halkının umudu olmayı sürdürdüğünü söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın da bu umutları karşılayabilmek adına kabinesine yeni bir enerji katmaya karar verdiğini belirten Bağış, kabine değişikliğinin hükümetin bir politika değişikliği değil, yalnızca enerji değişimi olarak algılanması gerektiğini bildirdi.
Yeni dışişleri bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun da AB sürecinin güçlü bir destekçisi olduğunu belirten Bağış, Başbakan Erdoğan'ın şahsen tüm desteğini koyduğu bu süreci, Davutoğlu ile birlikte sonuca ulaştırmak için çaba göstereceklerini kaydetti.
Türkiye'nin, oluşturulması düşünülen Avrupa Gücü'nün dışında bırakılması yolundaki tartışmaların hatırlatılması üzerine de Türkiye'nin, soğuk savaş döneminde NATO üyesi bir ülke olarak demokratik ideal ve değerleri en zor cephede savunduğunu hatırlatan Bağış, Türkiye'nin, bu değerleri bir NATO ortağı olarak savunmasının, bu ülkeye bu değerleri birlikte yaşama hakkını da verdiğini anlattı.
Kıbrıs konusunun çözümüyle ilgili bir soru üzerine, cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümetinin, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından yürütülen müzakerelere büyük destek verdiğini hatırlatan Bağış, Ada'da adil, dengeli, sürdürülebilir ve iki tarafın da kazandığı bir çözümden yana olduklarını dile getirdi.
Kıbrıslı Türkler'in böyle bir çözümden çok şey kazanacaklarını, Kıbrıslı Rumlar'ın da bu konuda ikna edilmesi gerektiğini vurgulayan Bağış, bu konuda uluslararası toplumdan yardım beklediklerini anlattı.
AB'nin, KKTC üzerindeki izolasyonların sona erdirileceği yolunda verdiği sözün tutulmasını istediklerini belirten Bağış, bir başka soru üzerine de Akdeniz Birliği'nin Türkiye'nin reddedeceği birşey olmadığını, ancak bu birliğin AB'ye alternatif olarak görülmesine karşı olduklarını söyledi.
Bağış, bir soru üzerine de AK Parti'nin bir coğrafya partisi olmadığını, tüm bölgelerden eşit oranda destek aldığını belirtirken, iktidar olarak Türkiye'nin kalkınmış ve kalkınmamış bölgeleri arasındaki farkı kapatma çabası içinde olduklarını bildirdi.
Anayasa değişkiliği konusundaki bir soruyu da yanıtlayan Bağış, anayasanın kimi maddelerinin değiştirilmesi için düğmeye bastıklarını, ancak muhalefetin böyle bir değişikliğe destek vermemek yaklaşımında olduğunu kaydetti.
Ülkenin yararına olan ombudsmanlık müessesesinin oluşturulması maddesini örnek olarak gösteren Bağış, bunun ideolojik bir yanı bulunmadığını belirtirken, AB sürecine destek verdiklerini ifade eden muhalefet partilerinin, AB'nin isteği olan bu madde konusundaki değişiklikle ilgili tavırlarının bir samimiyet sınavı olacağını dile getirdi.
Türkiye'nin, Ankara Protokolü hükümlerini 10 yeni üye ülke için uygulayacağını söylediğini, ancak aynı dönemde AB'nin de KKTC'ye yönelik izolasyonların kaldırılacağına dair söz verdiğini hatırlatan Bağış, Türkiye'ye vaadedilen sözler tutulduğunda Türkiye'nin de verdiği sözü tutacağını vurguladı.
''Kıbrıs'ta güneşin her gün iki ayrı toplum, iki ayrı cumhurbaşkanı, iki ayrı demokrasi üzerine doğduğunu'' vurgulayan Bağış, bu ülkelerin anlaşmasına yardım edilmesi gerektiğini, Türkiye'nin bu konuda elinden geleni yapacağını sözlerine ekledi.
Bağış, daha sonra Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği'nde, öğrenciler yararına düzenlenen konser ve akşam yemeğine katıldı.
Bağış'ın yarın öğlen saatlerinde İnglitere'den ayrılması bekleniyor.



AA