PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İslamda nezaket ve zerafet..


Hasret
04-23-2009, 22:41
İslamda nezaket ve zerafet..


İncehttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif nazik ve zarif olmahttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif İslam ahlâkının bir gereğidir. İşte bunun en bariz ve anlamlı bir örneği..




http://www.hayatifarket.com/images/haber/998.jpg


Bunlar sayesinde insanhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif kabalığıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif hoyratlığı bir kenara bırakarak bir melek saffetihttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif temizliği ve inceliği yaşar. "Sözlerimiz tatlıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif tavırlarımız zarif olsun. İnsanın kabasıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif ısıran köpek gibidirhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif herkes tarafından taşlanır.”

İslam medeniyeti incelikhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif nezakethttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif zarafet ve saygı medeniyetidir. Müslümanlar arasında saygının ayrı bir yeri vardır. Hele büyük insanlarahttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif âlim kişilere gösterilen saygının derecesi bambaşkadır. Saygısızlık ise bu toplumlardahttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif en uzak durulması gereken şeydir.
Gerçekten saygı paylaşıldıkça çoğalan bir kaynaktır. Kimse birine saygı gösterdiğinden dolayı rahatsız olmaz. Büyüklerin birbirine karşı gösterdiği saygıyı Mevlânâ Câmî'nin (Molla Câmî olarak da bilinir) başından geçen bir hadise çok güzel anlatır.

Mevlânâ Câmî (1414-1492) yılları arasında yaşamış olan ünlü İslam alim ve şairlerinden biridir. Onun yaşadığı dönemde tanınmış âlimlerhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif şairlerhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif yazarlar ve bilginler "suskunlar meclisi" adını verdikleri bir kurul oluşturmuşlardı.
Bu meclishttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif üyelerini çok düşünenhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif az konuşan ve az yazan insanlar arasında seçiyordu. Meclisin üye sayısı ise otuz kişiyle sınırlı tutulmuştu. O dönemde yaşayan âlimhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif şair ve yazarlarının içinde bu meclise üye olma arzusu vardı.
İşte Mevlânâ Câmî bunlardan biriydi. Ohttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif gerçekten çalışmalarıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif ahlakıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif nezaketi ile örnek bir insandı. Ancak suskunlar meclisinin üye sayısının sınırlı olması onunhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif seçkin insanların yer aldığı bu kurulda bulunmasına imkân vermiyordu.

MECLİSİMİZDE YER YOK

Bir gün suskunlar meclisinin üyelerinden birinin öldüğünü duymuştu. Bunun üzerine üyeleri toplantı halindeyken toplantı yapılan binaya geldi. Binanın önünde bir kapı bekliyordu. Ona hiçbir şey demeden isteğini bir kağıda yazıp içeriye gönderdi.
Meclis üyeleri Mevlânâ Câmî'yi çok yakından tanıyorlardıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif fakat vefat eden üyelerinin yerine birkaç gün önce başka bir değerli insanı almışlardı. Ama Mevlânâ Câmî gibi birini de kapıdan çevirmekhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif "seni üye yapamıyoruz" demek oldukça zordu. Kendi aralarında epeyce düşündüler.

Ardından da bir bardağı ağzına kadar su ile doldurup kapıcıyla Mevlânâ Câmî'ye gönderdiler. Bununla meclisin üye sayısının tam olduğunuhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif yeni bir kişiye yer olmadığını anlatmak istiyorlardı.
Kendisinehttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif ağzına kadar su ile dolu bir bardak gönderilen Mevlânâ Câmîhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif meclis üyelerinin ne demek istediğini anlamıştı. O da hemen yanındaki gülden bir yaprak koparıp yavaşça bardağın üstüne koydu.

Haliyle gül yaprağı bardağı taşırmamıştı. Verdiği bu cevapla kendisi için de suskunlar meclisinde bir yerin bulunduğunu anlatmak istiyordu.
Meclis üyeleri de ağzına kadar su dolu olan bardağın üzerine bir gül yaprağı konarak kendilerine geri gönderildiğini görünce durumu hemen anladılar.
Böyle bir insana çok nazik bir şekilde de olsa daha önce "meclisimizde yer yok!" anlamında bir cevap verdiklerinden dolayı çok üzüldüler. Otuzla sınırlı olan üye sayılarını da aşarak Mevlânâ Câmî'yi meclislerine üye yapmaya karar verdiler.

MEVLANA CAMİ'NİN TEVAZUSU

Mevlânâ Câmî meclise gelince başkan onun adını da listeye yazdı. Üye sayısını belirten otuz sayısının önüne bir sıfır yazarak Mevlânâ Câmî'ye verdi. Başkan bununla Mevlânâ Câmî'nin katılmasıyla meclisin değerinin on kat arttığını anlatmaya çalışıyordu.
Listeyi eline alan Mevlânâ Câmîhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif kendisinin gelmesiyle meclisin değerinin on kat artmış olduğu düşüncesine katılamadığını göstermek için otuz sayısına eklenen sıfırı silip otuzun soluna yazdı.

Verdiği bu cevapla meclisin üye sayısını artırmadığı gibihttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif kendi değerininhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif bu meclisin yanında solda sıfır olduğunu anlatmak istiyordu. Son verdiği cevaplahttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif gösterdiği saygı ve alçak gönüllülük ile Mevlânâ Câmîhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif suskunlar meclisinin en değerli üyelerinden biri olduğunu ortaya koyuyordu. Bu yaşanmış vakıa bize unuttuğumuz pek çok değeri ne güzel anlatıyor. Sizce de öyle değil mi?