PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : PEYGAMBER EFENDİMİZ(S.A.V)’İN DOĞUMU


CanDostu
04-20-2009, 11:09
Peygamber efendimizin doğumu

Peygamber efendimiz Muhammed sallallahu aleyhi vesellem Kureyş kabilesindendir. Kureyş kabilesi tanınmış ve şerefli bir arap kabilesidir.
Mevlidi şerifi yazan bazı alimlerin bildirdiğine göre peygamberimizin annesi Amine bintu Veheb Muhammed sallallahu aleyhi veselleme Receb ayının ilk Cuma gecesinde hamile kaldı.
Amine hatunun hamileliğinde kuşlar ona yaklaşırlardı ve kuyudan su almak istediğinde karnındakine hürmeten kuyunun suyu kendisi yukarı çıkardı.
Hamileliğinde yanındaki meleklerin tesbih edişlerini duyardı ve bir ses:“Bu tesbihler senin karnında taşıdığın peygamberin nurudur.“ dedi.
Bu olanları eşi Abdullah’a anlattığında bu olanların onun karnındaki çocuğa bir ikram olduğunu söyledi.
Amine Hatun hamileyken görmüş olduğu rüyayı şöyle anlattı:
Rüyamda bir ağaç gördüm. Üzerinde parlak yıldızlar vardı. Onların içinde büyük ve şahane parlayan bir yıldız gördüm. Onun nuru diğer yıldızların hepsini nurlandırmıştı. Ben onun nuruna bakarken o büyük ve nurlu olan yıldız kucağıma düştü. Sonra şöyle bir ses işittim:“Bu nebiy, seyyid peygamber.“ Sonra bir melek geldi elinde yeşil bir yaprak vardı bana dedi ki:“Sen Seyyidil Murselin ve Nebiyyil Mu’minin’e hamile kaldın.“ Amine hatun ürpererek uykudan uyandı ve bu rüyayı eşi Abdullah’a anlattı. Bunları duyan Abdullah ona Halife ibn Attab’a gidip ruyasını tabir ettirmesini söyledi.
Amine hatun Halife ibn Attab’a gidip rüyasını anlattı. Oda onun rüyasını şöyle tabir etti:
“O gördüğün ağaç İbrahimul Ĥalil’dir. Üzerinde parlayan yıldızlarda onun çocuklarından olan peygamberlerdir. O gördüğün büyük ve parlak olan yıldızda bu zamanda çıkacak olan peygamberdir. Putları kırıp insanları Rahman olan Allah’a imana davet edecektir. Onun derecesi yükselecek , hak peygamber olduğu doğuya ve batıya yayılacaktır.“
Daha sonra Amine çok ferah ve mesrur olarak evine döndüğünü bildirdi.
Peygamber efendimizin babası Abdullah onsekiz yaşında iken daha Amine hatun peygamber efendimize altı aylık hamile iken hastalandı ve medinede vefat etti.
Amine Hatunda hamileliğinde meydana gelen ilginç olaylardan biride hamileliğinin her ayında bir peygamberi görmesidir.
Hamileliğinin birinci ayında Adem aleyhisselam’ı gördü. Adem aleyhisselam kendisine peygambere hamile olduğunu müjdeledi.


İkinci ayında Şiś aleyhisselam’ı,
üçüncü ayında İdris aleyhisselam’ı,
dördüncü ayında Nuh aleyhisselamı,
beşinci ayında Hud aleyhisselam’ı,
altıncı ayında İbrahim aleyhisselam’ı,
yedinci ayında İsmail aleyhisselam,
sekizinci ayında Musa aleyhisselam’ı,
dokuzuncu ayında ise İsa aleyhisselam’ı gördü.
Herbiri Amine Hatun’un kalbine doğru elini uzatıp Resulullah’a selam verdiler.
İsa aleyhisselam’ı gördüğünde Amine Hatun ona :“Sen bana bir şey mi söyleyeceksin?“ dediğinde İsa aleyhisselam ona:“Sen Muhammed sallallahu aleyhi vesellemi taşıyorsun ve bu ay onu doğuracaksın.“
Rebiul evvel ayının onikisi Pazartesi gecesi Amine Hatun evinde tek başına iken yerin ve göğün hareket ettiğini duyduğunu söyledi.
Allah’u Teala Cebrail aleyhisselam’a doğacak olan Muhammed sallallahu aleyhi vesellem için yeryüzünü güzel kokularla kokutmasını emretti.
Cebrail aleyhiselam cehennemin bekcisi Malik’in yanına gitti. Ona cehennemin kapılarıni kilitlemesini ve büyük şeytanları zarar vermemeleri için haps etmesini söyledi.
İblis Resulullah’ın doğacağını işittiğinde hüzününden büyük bir çığlık attı. Bir o gün, bir Fatiha suresi nazil olduğunda bir de cennetten kovulunca böyle bağırdı.
Cebrail aleyhisselam meleklerin reisleriyle yeryüzüne indiler.
Amine azim bir melek gördü. Bu meleğin elinde üç bayrak vardı. Bunların birini doğuya birini batıya birini de Kabe’ye dikti.

Biri meşrik biri mağribde anın,
biri damında dikildi Kabe’nin.

Amine Hatun doğumunun yaklaştığını hissetti. Yanlız olduğu için ağlamaya başladı. Evin köşelerine bakınmaya başladığında evin köşelerinde dört büyük kadın çıktı. Bu kadınlar(ın yüzleri) ay gibi bembeyazdı ve kendilerinden çok güzel kokular çıkıyordu.
Kendilerine kim olduklarını sorduğunda birincisi dediki:“Ben Meryem ibnetu İmran’ım. Senin solunda bulunanda İbrahim’in karısı Sara, arkanda bulunan İsmail’in annesi Hacer, önündeki de Firavnun karısı Asiye bintu Muzahim’dir.“ Bu kadınlar Amine’yi müjdelediler.
Sonra Asiye Amine’nin önünde iken ona rahat oturup kendisine meyl etmesini söyledi.
Amine Hatun gökyüzünde yıldırım gibi geçen ışıklar gördü. Bunlar meleklerin şeytanlara attığı yıldızların ışıklarıydı.
Şeytanlar meleklerin konuştuklarını dinlemek için semalara çıkmak isterler. Meleklerde onları engellemek için onlara yıldızları fırlatırlar.

Amine Hatun’un doğum sancısı diğer kadınların doğum sancısı kadar şiddetli değildi. Çok terledi fakat teri misk kokuyordu. Çok susadığını söyledi.
Bir melek kendisine gümüş kap içerisinde bir içecek getirdi. Bu içeceğin tadı baldan tatlı, rengi kardan beyaz ve soğuk kokusu ise miskten daha güzeldi.
Amine Hatun bildirdiğine göre onu alıp içti ve hayranlıkla kendisinden çıkan nurlara bakakaldı. Doğu ve batıya nurlar yayıldı.

Kardan ak idi ve hem soğuk idi,
lezzeti dahi şekerde yok idi
İçtim anı oldu cısmim nura gark,
idemedim kendimi nurdan ki fark..

Doğum sancıları kuvvetledi ve o anda beyaz birşey uçup yanına geldi. Kanadını Amınenin karnının üzerinden uçurdu ve dedi ki: İnzil ya Resulallah, inzil ya Ĥabiballah (sallallahu aleyhi vesellem).
Allah’u Teala doğumunu kolaylaştırdı ve Resulullah sallallahu aleyhi vesellem doğdu. Doğarken hiç bir sıkıntı çekmedi. Resulullah doğduğunda başı ile yukarı bakıyor ve parmağı ile göğü gösteriyordu. Allah mekandan münezzehtir bu Allah’ın gökte olduğu manasına gelmez.

Doğdu ol saatte ol sultanı din
Nura gark oldu semavatu zemin.

Nur ile doğdu ve nuru doğu ve batyı aydınlattı. Bu nurun aydınlığıyla Amine Hatun Ürdündeki Busra sarayını gördüğünü bildirdi. Resulullah doğduğunda sürmeli, yağlanmış, göbeği kesilmiş ve sünnet olmuş olarak doğdu.
Sonra üç melek geldi. Biri altın leğen, ikincisi altın ibrik, üçüncüsü yeşil sündüsten mendil getirip Resulullah’ı Rahig suyu ile yıkadılar.
Cebrail aleyhisselam Muhammed sallallahu aleyhi vesellemi alarak meleklerle beraber semalara yükseltti. Mikail ismindeki melek cenneneten beyaz bir üst ile Resulullah’ı sardı ve onu cennetin bekcisi Rıdvan’a verdi.
Annesi bu olanlara bakıp dediki:“Sanki Resulullah bakışlarıyla devam et der gibiydi.“ Rıdvan dedi ki: „Yeterlidir ya Resulallah senin sözünde olan sana itaat eden yarın mahşerde seninle olacaktır.
Bir ses duydular:“Ona yeryüzünde doğu ve batıyı dolandırın. Onu peygamberlerin doğduğu yerlere götürün.“ (Buda mubarek yerlerden bereketlenmenin caiz olduğunu gösteren bir delildir)
Diğer peygamberlere verilen özellikler Muhammed sallallahu aleyhi veselleme de verilmiştir.

Ne mutlu onu doğuran anneye. Ne mutlu onun büyüdüğü eve. Ne mutlu onu emzirene……

Resulullah doğduğunda yetimdi. Doğduğunda kuşlar:“Onun bakımını biz üstlenelim“ dediler.
Melekler:“Bizim buna daha çok hakkımız var“ dediler.
Vahşi hayvanlar ise:“Biz onu emziririz“ dediler.
Allah’u Teala mealen buyurdu ki: onu „yoktan var etmeye kadir olan onu büyütmeyede kadirdir. Onu Halime emzirecek.“

ALINTIDIR

CanDostu
04-20-2009, 11:11
http://www.artislamic.com/3dd/b2/f-28.jpg

CanDostu
04-20-2009, 11:41
http://www.youtube.com/watch?v=po8DImu2Cw8

http://www.youtube.com/watch?v=kh9S40wYkQ4

http://www.youtube.com/watch?v=53HVuJXlrz4