PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İstiklal Marşının Yazılmasını Ordu İstemişti!


ALONE53
03-13-2009, 14:27
İstiklal Marşının Yazılmasını Ordu İstemişti!
12 Mart ülkemiz için artık sivili bir kutlama günü ilan edildi. Nitekim önceki gün tüm okullar, resmi makamlar bugünü anlam ve önemine ithafen kutlama çalıştı. Tabii ki en anlamlı tören istiklal Marşı’nın yazıldığı mekanda, yani Taceddin Dergahında yapılan törendi. Ev sahibi olarak 30 yıldır burada tören yaparak bunu gelenekselleştiren Türkiye Yazarlar Birliği, hizmet tarihinin en büyük organizasyonuna da imza atmış oldu.

***

Yazılarımızı takip eden okuyucu biliyor ki, biz güncel tarihle ilgili konularda kıyıda kenarda kalmış ama önemli detayları ortaya çıkartmaya çalışıyoruz.

Evet, gerçekten de haber ayrıntıda gizlidir. Gelin sizlerle bugün o tarihi sürece gidelim ve İstiklal Marşı’nın bugüne kadar anlatılan ama gözden kaçan hikâyesini okuyalım…

İLK MARŞIMIZ MAHMUDİYE MARŞIDIR, NAPOLYON’UN ASKERİ YAZMIŞTIR

Daha gerilere doğru gidelim, Osmanlı döneminde koca İmparatorluğun resmi kabullerde kullandığı bir marş vardı. Bu elbetteki Mehter değildi. Mehmet daha çok savaş ortamında kullanılan ve askere moral aşılayan bir misyon üstlenmişti.
İşte resmi kabullerde kullanılma ihtiyacı hissedilen ilk Marşımız 1808’de II. Mahmud’un yazdırdığı “Mahmudiye Marşı”dır.

Padişah, Mehterhaneyi kaldırmış ve yerine kurdurduğu “Musika-i Humayun”u yönetmek üzere Napolyon Ordusundan ayrılma bir İtalyan olan Guiseppe DONİZETTİ’yi davet etmiş.

İşte Osmanlı’nın ilk Marşını yazan Napolyon Ordusundan davet edilen Guiseppe DONİZETTİ’dir. Padişah’a yazdığı “Mahmudiye Marşı” tam onbir yıl bu ülkede marş olarak çalınmıştır. Donizetti sadece bu dönemle kalmamış Sultan Abdulmecit içinde “mecidiye Marşı’nı yazmış, bu da 21 yıl okunmuş. Hanedan üyelerine batı tarzı müzik eğitimleri vermiş ve Osmanlı adeta ikinci vatanı haline gelmiş.

***

Marş hikâyemiz böyle başlıyor. Devamı da geliyor tabii ki…

Sultan Abdulaziz için, “Aziziye Marşı”, Sultan Abdulhamit İçin, “Hamidiye Marşı”, Sultan Reşat içinde “Reşadiye Marşı” yazılıp, okunuyor. Bu marşların daha çok kraliyet marşı olduğunu söylemek daha doğru olacaktır.

Peki bugün göndere çektiğimiz Ay yıldızlı bayrak?

İşte onunda ilk göndere çekildiği dönem Mecidiye Marşı’nın söylendiği döneme rast geliyor. Marşla birlikte beyaz zeminde Ay yıldızlı bayrakta göndere çekiliyor…

FRANSA MİLLİ MARŞINI ÖRNEK ALDIK!

İstiklal Marşı konseptimizin başlangıcı sayabileceğimiz olaylar zincirinin II. Mahmud’a dayandığını söylesek abartmış sayılmayız. Ancak bugünkü anlamda bir İstiklal Marşı yazılma talebi çok daha farklı bir örnekten yola çıkılarak talep ediliyor…

Evet, bize ilham veren Milli Marş hikayesi Fransa Milli Marşı sayılan Marsilya marşıdır. O marş’ın Fransa’ya kazandırdığı, askere verdiği moral Fransa-Prusya savaşında açıkça görülmüştü. Claude-Jozeph Rouget de Lisle tarafından kaleme alınan bu marş açıkça askeri harekete geçirecek mısralardan oluşuyordu.

Mesela daha ilk girişi şöyleydi:
“Marseyyez İleri kardeşler vatan için ileri!
Şan şeref günü geldi çattı işte! Karşımıza geçmiş kanlı sancağını Tiranlık bir kez daha çekiyor göndere Nasıl bağırıyor duyuyor musunuz uzaktaki Alanlarda bölük bölük askerler? Saflarımıza dayandılar öldürmeye gelmişler.
Kanlarımızı, çocuklarımızı ve bizleri!...” diye devam ediyordu.

Fransa Milli Marşı ile bizim İstiklal Marşı’mız arasında talep edilen yer bakımından ciddi bir benzerlik vardır. Evet, bugün okuduğumuz İstiklal Marşı’nı Genelkurmay Başkanlığınca talep edilmiştir. Yani Türk Ordu’sun talebi üzerine İstiklal Marşı yarışması açılmıştır.

Fransa Milli Marşı olarak okunan Marsilya marşının da yazılmasını isteyen Fransa Ordusudur. Her ne kadar Napolyon ve 3. Napolyon marşı fazla devrimci bulup kaldırmışsa da 1879 yılında yeniden ulusal marş olarak ilan edilmiştir.


ORDU’YA CEPHEDE MORAL VERECEK BİR MARŞ ARANIYORDU

Dönemin Milli Eğitim Bakanı ilk olarak Rıza nur’du. Ancak Nur’un Moskova’ya gitmesi üzerine yerine Hamdullah Suphi atandı. Suphi’nin resmi yazıya yansıyan Milli Marş’ın yazılma gerekçesi de açıkça askerin cephedeki durumunu gösteriyor. Bu yazı bizzat Hamdullah Suphi tarafından Mehmet Akif’e yazılmıştır. Çünkü Akif, para ödülü konulduğu için yarışmaya girmeye pek sıcak bakmamaktadır. Bunun üzerine Milli eğitim Bakanı Sıfatıyla şu mektup yazılır kendisine;

“Pek aziz ve muhterem efendim, İstiklal Marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmalarındaki sebebin izalesi için pek çok tedbirler vardır. Zat-ı üstadanelerinin matlup şiiri vücuda getirmeleri maksadın husulü için son çare olarak kalmıştır. Asıl endişenizin icap ettiği ne varsa yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehyiç vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesileyle en derin hürmet ve muhabbetimi arz ve tekrar eylerim efendim.
Umuru Maarif Vekili/Hamdullah Suphi”
Bu mektup bir çok açıdan önemlidir ama biz işin, “Memleketi bu müessir telkin ve tehyiç vasıtasından mahrum bırakmamanızı” cümlesiyle ilgilenelim. Evet, İstiklal Marşı bir telkin ve tehyiç vasıtası olarak cephede bulunan ordu için isteniyordu. İstiklal Marşı yazılmasının Genelkurmayca istendiği dönemde Kurmay Başkanı İsmet İnönü’dür.

YALNIZ AKİF’İN ŞİİRİ ASKERİ GALAYANA GETİRMİŞTİR!

İşin birde pek bilinmeyen tarafı şu ki, yarışma sonrası gelen 724 eserin tümü önce Milli Eğitim bakanlığına ardından da Ordu’ya gönderiliyordu. Ordu gelen her şiiri adeta asker üzerinde deniyordu. Mehmet Akif araştırmalarıyla tanıdığımız D. Mehmet Doğan aynen şöyle aktarıyor bu konuyu.” Gönderilen şiirler içinde askeri galayana getiren, duygulandıran tek şiir Mehmet Akif’in şiiri olunca Genelkurmay başkanlığı Akif’in şiirinin istiklal Marşı olarak oylanmasını ve kabul edilmesini istiyor.”
Sonra olanlar biliniyor… Meclis, Akif’in şiirini oy birliğiyle kabul ediyor ve dört defa ayakta okuyarak alkışlıyor…

İşte İstiklal Marşımızın bilinmeyen hikayesi de böyledir…
http://www.haber7.com/haber/20090313/Istiklal-Marsinin-gozden-kacan-oykusu.php
FATİH BAYHAN – HABER 7

ari89
11-27-2011, 13:02
Tesekkurler paylaşım için :D