PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Fatih Terim'den iddialı sözler


Melancholy
03-06-2009, 20:59
http://www.internetspor.com/data/news/240x180/1233744349-terim.jpg
Fatih Terim'den iddialı sözler

Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Takvim Gazetesin'e özel açıklamalarda bulundu. Terim Mesut Özil ile ilgili de konuştu..

İspanya maçında yeni bir tarih yazacaklarını iddia eden İmparator, Almanya Milli Takımı'nı seçen Mesut Özil için "Almanya- Türkiye maçında bizi tutanlar, bizimle olanlardır" diye konuştu.
- Türkiye her zaman olmazları başarmıştır İspanya kaleden forvete çok güçlü kabul Ama benim takımıma inancım sonsuzdur
- Bernabeu'da 90 bin İspanyol'un önünde kazanmak çok keyifli olacaktır... Hesap kitap yapmam. Çıkar oynar ve kazanırız
- Hiçbir zaman adam markajını sevmedim Ama kimseyi boş bırakmayacağız... Hem oynayacağız hem de oynatmayacağız!
Bir yandan Süper Lig, bir yandan Türkiye Kupası, diğer yandan Galatasaray'ın UEFA maratonu... Bu üç gündem maddesine odaklanan futbolumuz, başka bir heyecanın da eşiğinde. 2010 Dünya Kupası finallerine gitmek isteyen Milli Takımımız, 28 Mart ve 1 Nisan'da Avrupa Şampiyonu İspanya önünde hayati iki sınav verecek. Ay-Yıldızlı ekibin patronu Fatih Terim, İspanya maçlarını, projelerini, hayallerini ve Türk futbolunun bugün geldiği noktayı TAKVİM'e anlattı. İşte İmparator'un muhabirimiz Önder Arı ve Spor Müdürümüz Tunç Özgen'e yaptığı gündem yaratacak açıklamalar:
* İspanya 30 maçtır kaybetmiyor. Ayrıca ambiansı çok yüksek 90 bin kişilik Bernabeu Stadı'nda oynayacağız. Nasıl bir maç bekliyorsunuz?
Terim: Son zamanlarda sarfettiğimiz kelimelerin ve cümlelerin içerisinde belirttik. Bir yanda, dünya sıralamasında birinci olan ve son Avrupa Şampiyonu İspanya... Kaç yıldır doymayan bir İspanya... İngiltere maçında neredeyse rakibine pozisyon bile vermeyen İspanya... Yani İspanya üzerine söylemleri çoğaltabiliriz. Avrupa'nın önemli Milli Takımları'nda olan ve bizde olmayan çok önemli bir nokta var arkadaşlar. Enteresan olan en can alıcı nokta burası. Sakatlık ve cezalılar dışında ilk onbirleri değişmiyor. Bunun yanında, sakatlık ya da cezalılardan dolayı 4-5 futbolcu da kaybetmiyorlar. Bu sadece İspanya için de değil bütün Avrupa takımlarında bu durum aşağı yukarı aynı.
BERNABEU BENCE AVANTAJ
Şimdi böyle bir rakip karşısında Türk Milli Takımı'nın bir defa sıralamada yeri itibariyle puana ihtiyacı var. Bunun dışında böyle bir rakiple oynayıp yenmek, puan olarak onların önüne geçmek bize çok büyük haz verir, avantaj ve güven sağlar. Ben 90 bin kişiyi avantaj olarak görüyorum. Sessiz bir maç oynayacağımıza!.. Hep beraber gördük. Frankfurt'ta seyircisiz oynadığımız maçları. Çok sıkıcıydı... Akustik düzeni de çok hoş Bernabeu'nun. Ayrıca yenilmemiş bir takımı yenmek çok keyifli olur. Onlar da oynamayı seviyor bizim takım da futbol oynamayı seviyor. İyi maç olacağını düşünüyorum.
İSPANYA'YA SAYGIM SONSUZ
Milli Takımımız olmazları oluşturan bir takım görüntüsü veriyor. Avrupa'nın ve dünyanın bizi en çok beğendikleri tarafımız bu. O zaman bunu İspanya maçında da göstermeliyiz diye aklımdan geçiriyorum. Bir defa kaleden forvete kadar çok kaliteli bir takım. Saygı duyuyorum. Hiç itirazım yok. Hepsine evet. Ama benim takımım da çok badirelerden geçtiği için futbolcularıma inancım çok fazla.
* İspanya maçlarında sizce kaç puan bizim için yeterli olur?
Terim: Biz burada her zaman en kötüsünden başlarız. Benim daha önce de basınla paylaştığım cümle şudur: "Yeter ki bir marjımız olsun"... Bu çok önemli. Şimdi 0 puanın, 2, 3, 4 ve 6 puanın olduğu iki maç oynayacağız. Her şekle göre bir sonraki hamlemizi, duruşumuzu belirleyeceğiz. Ancak birtakım hesaplamaları da yapıyoruz. Açıkçası ben çok fazla hesaplarla uğraşan biri değilim. Çıkıp oynar sonra da kazanırız.
* Her maçtan önce "Yenilmek kolay yenmek olay", "Yenemiyorsan yenilme" gibi oyuncularınıza ve kamuoyuna mesajlar verdiniz. İspanya maçı için böyle bir özel parolanız var mı?
Terim: Bir tane çıkaracağız. (Gülüyor) Bakalım... Şu an İspanya'yı analiz etmekle uğraşıyoruz. Bir yandan rakip takımı analiz ederken diğer yandan, bizim takımın da oraya eksiksiz gitmesinin derdindeyiz. Baktığınız zaman Servet ve Mehmet Topal ameliyat oldular oynama ihtimalleri yok. Mehmet Topal hem stoperde hem de orta sahada faydalandığımız bir oyuncuydu. Gökhan Zan da sakatlanmış, bize kadar ne olur bilinmez. Mesela burada sıkıntılıyız. Türk futbolunun böyle bir istikrasızlığı var. Biz Avrupa Şampiyonası'na katıldığımız kadroyu bir türlü koruyamadık. Avrupa Şampiyonası sonrasında Hamit'ten bile herhangi bir şekilde yararlanamadık.
* İspanya'da Torres, Villa ve Iniesta gibi çok önemli yıldızlar var. Özel önlem almayı düşündüğünüz biri var mı?
Terim: Antrenörlük hayatıma başladığım günden beri söylediğim bir şey var. 1986'dan bu yana yani... Adam adamayı hiç kullanmadım; ki onlar ve onlardan daha büyük oyuncularla oynamama rağmen. Ancak bu boş bırakacağız anlamına gelmez. Tabii ki planlarımız var. Oyun içerisinde, bütünlük içerisinde onları oynatmamak adına iyi defans yapmalıyız. Oynatırsanız her takım oynar. İspanya hayli hayli oynar. Oynama isteğimiz kadar oynatmama isteğimiz de ön planda olmalı. Aktif hale sokmamalıyız. -Galatasaray'ın UEFA maçının tarihinin İspanya sınavıyla yakın olması insanın aklına sakatlıkları getiriyor. Ligde de yarış giderek kızışıyor. Bu Milli Takım'ı nasıl etkileyecek?
Terim: İnşallah olmaz. Allah korusun. Ama bunu söyledim... Ülkemizde böyle bir sıkıntı var.... Şunu unutmayalım; biz sebep ve bahane arıyoruz. Ve bahane aramak güzel bir şey değil. Şimdi kaybediyorsak mağlubiyetimizi başka şeylere yormalıyız. Galatasaray, UEFA Kupası maçı için 19 Mart'ı kabul etti. Zaten bizim limitimiz ayın 20'si... 22'si veya 23'ünde Real Madrid'in tesislerinde kampa gideceğiz.
* Üç günde iki maç oynamanın futbolcuları çok yorduğu ve sakatlıkları tetiklediği öne sürülüyor. Sizce maç programları gerçekten acımasız mı?
Terim: Sezon başında herkes mevcut tüm kupalara talip olarak yola çıkar. Bunlara talipseniz ve kazanmak istiyorsanız haftada üç maç oynamak zorundasınız. Bunun başka yolu yok. Daha önceden yaşadığım tecrübelerden dolayı söylüyorum. Yani Türkiye Kupası, Avrupa Kupası ve Türkiye Lig'ni minimum oynamak zorundasınız ki artı buna İngiltere, İspanya ve İtalya'da başka kupalar da ekleniyor. Şimdi bunların üstüne 'efendim yok yorgunluk', 'iki maç üstüste oynadı', 'efendim çok da yıprandı', 'son 8 maç devamlı oynadı' gibi bahaneler yanlışların en büyüğü... Oynatmazsanız bir dert, oynatınca da çok oynadı oluyor. Kulüp takımlarına verilen kadrolar 25'ten aşağı değil. Rotasyon denen bir şey var. Yükler eşit biner ama bazı futbolculara dünyanın her takımında yükler biraz fazla biner.
4 YABANCIYLA BAŞARMIŞTIK
* Son yıllarda Avrupa maçları öncesinde liglerin ertelenmesi de sürekli gündeme gelen bir konu oldu... Takımlarımızın başarısı için böyle bir yol izlenmesini destekliyor musunuz?
Terim: Şimdi Galatasaray'ın UEFA Kupası maçı var. Federasyonla konuşup rica etseydik, yayıncı kuruluştan rica etseydik, kulüplerden rica etseydik o hafta ligi erteleyemez miydik? Ertelerdik. Hayır istemedik. Bundan sonra da istemeyeceğiz. Hem lig var hem kupa var. G.Saray'ın Avrupa maçları var. Ben oynanmasından yanayım. Hep bunu savundum. Hepimizin bir görevi var. Bunun aksini konuşanlara da "Bak yapma kardeşim. Dünyada tüm önemli liglerin böyle maç trafiği var" diyorum. Mesela Tuncay geldiğinde lütfen bir trafiğini sorun. Galatasaray'ın 2000 yılında TSYD Kupası'yla başlayan, lig, Türkiye Kupası, Şampiyonlar Ligi, UEFA ve Mayıs sonuna kadar giden bir trafikte başarılı olmuştur. Sakatlıkları minimize etmiştir. Sadece 4 yabancıyla oldu bu başarılar. Daha iyi yerlere gelmek istiyorsak bunları geçeceğiz.
KİMSEDEN TEKLİF YOK
Bir takım bilimsel teknikler vardır. Teknik adam bazen dinlendirir, idmanda fazla bindirmez vs... Futbolcu da kendi profesyonelliğinde buna yardımcı olacaktır. Olayı böyle aktarırsak daha başarılı oluruz. Hepimiz bu kupaları istiyoruz. Mesela şu anda Galatasaray var Avrupa'da. Ancak biz programımızı yaparken diğer büyük takımlarımızın da Avrupa'da devam edeceğini hesaplıyoruz.
* İki takım çalıştırma konusunda adınız Galatasaray ile çok fazla geçti.
Terim: Valla iki takım mantıklıysa oturup başkanımızla yönetimimizle konuşuruz. Ancak her takımla olmaz. Şu ana kadar hiçbir takımla görüşmedim. Herkes benimle görüşmüş gibi lanse ediliyor ama böyle şey yok. Eğer teklif alırsam bunu paylaşırım. Çünkü çok takımla anılıyoruz ama böyle bir şey yok.

TAKIM YARATAN HOCALARI SEVERİM
Mesela... Mourinho, Lippi, Arsene Wenger ve sevgili dostum Spalletti.
"Bazen takımlar antrenör yaratır, bazen de antrenörler takımlar yaratır. Böyle takım yaratan antrenörleri seviyorum, Şartlar önemli değil. Bugün sizdeki hocalara 2-3 maç sabredilmezken, Avrupa'da 20 maç müsaade ediliyor. Şartlar Türkler'le de eşit değil yani. Ama Mourinho'yu beğeniyorum. Çok sevdiğim dostum Spaletti'yi beğenirim. Lippi'yi, Wenger'i beğenirim."
GALATASARAY UEFA'YI YİNE KALDIRABİLİR
Kupayı birkez daha almaları beni çok sevindirir. Sonuçta favoriler elendi. Kadro da çok güçlü... Bence Kadıköy'deki final uzak değil.
* Galatasaray, UEFA'da çok iddialı... Şansını nasıl görüyorsunuz?
Terim: Şanslı olduğunu düşünüyorum. Kupayı alabilirler yani. Çok da sevinirim. Tabloya baktığınızda Milan ve Valencia gibi favori takımlar elendi. Tabii bu söylemleri sahada uygulamaya dökmek gerekiyor. Yoksa Galatasaray'dan çok üstün takım değiller.
* Galatasaray'ın bugünkü kadrosunun, sizinle birlikte UEFA'yı kaldıran kadrodan daha iyi olduğu iddiaları için ne düşünüyorsunuz?
Terim: Yıldız kavramı herkese göre değişir. Sana göre yıldız olan bir oyuncu bana göre yıldız değildir. Kıyaslama yapmak yanlış olur. Ama Galatasaray'ın kadrosu şu anda gerçekten çok güçlü ve Kadıköy'de kupayı alabilirler.
* Hayatınızda sizin için ayrı yere koyabileceğiniz maç hangisidir?
Terim: (Gülüyor) UEFA Finali'ni ayrı yere koyarım. İlk Avrupa Şampiyonası'na giderken oynadığımız İsveç maçını ayrı koyarım. Milan'ı 3-2 yendiğimiz maçı kim koymaz? 2008 Avrupa Şampiyonası'nda, Çek maçı, Hırvat maçı, İsviçre maçı... Hele son Avrupa Şampiyonası başlı başına anlatılması gerekli bir manzume gibi yani. Oynamayanın oynamış gibi davranmasıyla, tam bir takım, ekip görüntüsü vermesiyle, 50 kişilik kafilesiyle, (Buna yöneticimiz Levent Kızıl da dahil. Aşçımızda da dahil) muhteşem bir ruh vardı. Fiorentina ve Milan'ın başında da unutamayacağım birçok maç yaşadım.

internetspor