PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : düzyazı(nesir)hakkında genel bilgi


Hasret
03-05-2009, 17:40
DÜZYAZI

Koşuk biçiminde yazılmamış bü­tün yazı ve konuşmalarda kullanılan dil düzyazıdır. Mektup, ev ödevi, öykü gibi, yazdığımız şeylerin nerdeyse tümüne düzyazı deniyor. Kitaplarda, gazetelerde, dergilerde okuduğumuz yazılar, konuşurken kullandığı­mız dil de düzyazı özelliği taşır. Anımsayacak olursak, Moliere'in Kibarlık Budalası adlı oyununun kahramanı Bay Jourdain'i de bu durum çok şaşırtmıştı:

Bav Jourdain: Ne? Şimdi ben, "Nicole. terliklerimi getir, takkemi ver." dersem, bu düzyazı mı oluyor'.' Felsefe öğretmeni: Evet, elendim.
Bay Jourdain: Hay Allah! Demek hcn kırk yıldır düzyazı diliyle konuşuyormuşum da, hunim farkında değilmişim!

Ayrıca, şiir özelliği taşıyan ama düzyazı biçi­minde yazılan edebiyat ürünleri de vardır. Bu türden düzyazı örneklerini yüzyıllar boyunca her yaşta insan severek okumuştur. Romanlar düzyazıyla yazılır. Romancıla­rın dışında da birçok önemli yazarın ürünleri­ni düzyazıyla yazmayı seçtiklerini biliyoruz. Şiir genellikle belli bir konuda bizi duygulan­dırırken düzyazı bilgi edinmemizi sağlar. Düzyazı en çok öykülerin anlaşılabilir bir bi­çimde anlatılmasına, belirli konuların açıklan­masına, tartışma yoluyla insanların birbirleri­ni etkilemelerine yarar.

Bundan düzyazının sıkıcı olduğu anlamı çı­karılmamalıdır. Düzyazı da şiir gibi yazarın üslubu ve yeteneği doğrultusunda yalın ya da süslü, dokunaklı ya da alaycı, ciddi ya da gü­lünç olabilir. Fransa'da Montaigne, İtalya'da Machiavelli, İspanya'da Cervantes, İngiltere' de Bacon düzyazının gelişmesini ve saygınlık kazanmasını hızlandırmışlardır.

Shakespeare'den sonra en ünlü İngiliz şairi olan John Milton düşünce özgürlüğünün öne­mini Areopagitica adlı yapıtında özenli bir düzyazıyla dile getirmiştir.
Edebiyatın çeşitli türlerinde özellikle Rö­nesans'tan sonra gelişen düzyazı 17. yüzyıldan sonra tiyatro yapıtlarında daha yaygın bir bi­çimde kullanıldı; önceleri komedilerde be­nimsenen bir anlatım biçimiyken, zamanla or­ta sınıfın yaşantısını daha kolay yansıtan bir oyun dili olarak kullanıldı.

Düzyazının gelişmesinde bir başka etken de 18. yüzyıldan sonra gazeteciliğin yaygınlaşma­sı ve haftalık dergilerin yayımlanmasıyla okur sayısının artmasıdır.

Türkçe'de de düzyazı 1277'de Karamanoğ-lu Mehmed Bey'in Türkçe'yi devletin resmi dili ilan etmesinden sonra gelişmeye başlamış; 17. yüzyılda ünlü gezgin Evliya Çelebi'nin .SV­yahatname'si, Naima'nın Tarih-i Vekayî adlı yapıtı bu alanda seçkin düzyazı örnekleri ola­rak ortaya çıkmıştır. 19. yüzyılda, özellikle Tanzimat'tan sonra Şinasi ile başlayan düzya­zı geleneği, roman ve tiyatro türlerinin geliş­mesi ve gazeteciliğin yaygınlaşmasıyla giderek geniş halk yığınları arasında yaygın bir ileti­şim aracı olmuştur.